Paylaş
“Serkan Kızılbayır ile Sen Sor Ben Anlatayım” köşemizde konuk ettiğim başarılı radyo programcısı Doğancan Özadlı, radyo sektörünün varlığını ve etkisini günümüzde de sürdürdüğünün en önemli isimlerinden... Süper Fm’de her sabah “Doğan Canlı Yayında” adıyla başarılara imza atan Doğancan Özadlı ile Peugeot Göral Otomotiv’de buluştuk, çok keyifli bir sohbet/yolculuk gerçekleştirdik.
*Doğancan Özadlı kimdir?
Doğancan, radyo programcısı. Süper Fm’de her sabah 07.00-10.00 saatleri arası yayın yapıyorum. Toplam 18 sene oldu meslekte. Bir türkü vardır, ‘küçük yaşta aldım sazı elime...’ Çok erken yaşta başladım mesleğe, genç yaşta da iyi bir yol çizdim. Türkiye’nin en çok dinlenen radyo kanallarının birinde yine Türkiye’nin en çok dinlenen radyo programını yapıyorum ki bunu reyting sonuçları söylüyor. Radyo programının yanında seslendirme ve sunuculuk da yapıyorum. Hayatımı bu işten kazanıyorum ve çok mutluyum. ‘İnsan sevdiği işi yaparsa çalışmış gibi olmazmış’ derler, aynen öyle...
*Radyo programcısı olmak isteyenler için tavsiyelerin var mı?
İşini iyi yapan herkesin, yaptığı meslekten iyi kazanacağını düşünüyorum. Emek sarf etmek, orijinal olmak... Bunlar her daim kazandırır. Ben ilk başladığımda maddi açıdan söylemek gerekirse çok büyük emeklere çok az miktarlarda kazançlar aldım ancak durum şu an tersi. Bir anım var. Bu mesleğe başladığım ilk zamanlarda çalıştığım radyoya, Ediz Hun geldi. Başka bir yayıncı konuk alacaktı ama bir sebepten olamadı ve iş bana kaldı. Bu da benim için iyi bir fırsattı. O zaman Ediz Hun, bana, ‘sebat et, senden çok başarılı bir yayıncı olacak, hissediyorum’ dedi. Hakikaten bu söz benim bu yolculukta çıkış noktam oldu.
*Sektörde sence en büyük eksik ne?
Yeni adam yetiştirmek... ‘Radyoculuk bitti’ diyorlar ya bunun sebebi, çok uzun yıllardır çok başarılı şekilde devam eden birkaç isim var, -onları tenzih ederek- kendini asla yenilemeyen, 90’lı yılların başından beri bu işi yapan kişilerin artık gençlere yol açması gerektiğini düşünüyorum. Ben kendi adıma bu anlamda çok mutluyum ki şimdi bile aklıma birkaç kişi geliyor. Dokunduğum insanlar bir yerlere geldiler.
* Doğancan bir radyo programcısı olmasaydı ne yapmak isterdi?
Galiba ben radyoya başladığım zamanlarda konservatuvar merakım vardı. Enstrüman çalmaya çalışıyordum, şan eğitimi alıyordum, oyunculuk eğitimi alıyordum. Sahne sanatları ile ilgilenirdim. Yine sanat olurdu hayatımda. Çok hesap kitap işleri, masa başı işler bana göre değil.
*Televizyon programı ya da oyunculuk düşünmüyor musun?
Oyunculuk ile ilgili pek hayalim yok. ‘Aşk Nerede’ diye bir romantik komedide oynadım. Güzel bir işti ama o işten sonra bu tempo bana çok uymadı. Çok zor ve külfetli çok fazla bir iş. Bir sürü insanın o ritimle hareket etmesi gerekiyor. Oyunculuk hevesim bu sebeple yok. Televizyon programı olabilir ancak ‘şöyle bir projem var’ gibi bir adımım olmadı. Bakalım bir proje üzerine konuşuyoruz. Olabilir diyelim.
*Son soru... Sohbetimiz sırasında yolculuk ettiğimiz aracı nasıl buldun ?
Çok güzel. Zaten özellikle direksiyon ve içerideki ambiyansa bayılıyorum. Peugeot Göral’a da bizi bu keyifli programda buluşturduğu için ayrıca teşekkür ediyorum.
Paylaş