Paylaş
Avrupa Leylek Köyü ağına girmeye 2011’de hak kazanan ve Türkiye’yi bu birlikte temsil eden tek Türk köyü olan Eskikaraağaç, 12 yıldır düzenlenen ‘Leylek Festivali’ kapsamında, hem doğa konusunda farkındalığı artırıyor, hem turizm alanında adını sıkça duyuruyor. Bursa’nın ilk ve tek tahnit müzesi de Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından bu köye yapılıyor. Türkiye’de görülen kuş türlerinin yer alacağı müzenin, özellikle doğaseverlerin ilgisini çekeceği belirtiliyor. Eko turizmde de öne çıkan bölge 1,5 kilometre uzunluğundaki Leylek Yürüyüş Yolu’na sahip. Uluabat Gölü’nün kıyısında, şiirlere konu olacak bir manzara eşliğinde gün batımını ziyaretçilerine sunan köy, ayrıca yeni kazandırılan sosyal tesis ile bu güzel manzara eşliğinde yemeğini yemek isteyenleri geri çevirmiyor.
LONGOZ ORMANI
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük longoz ormanına ev sahipliği yapan Karacabey, bu özelliği ile her yıl yerli ve yabancı, birçok kuş gözlemcisi ile doğa fotoğrafçısını bölgede buluşturuyor. Büyük nilüfer yataklarının yanı sıra; uçsuz bucaksız karabaş otu tarlaları ile özellikle ilkbaharda misafirlerine muhteşem bir renk cümbüşü yaşatıyor. Bir diğer adı subasar ormanı olan longoz ormanı, yağışlarla birlikte sonbahardan itibaren suyla dolmaya başlıyor ve yaklaşık 6 aylık bir süre boyunca da yüzen ormana dönüşüyor. Yazın kurak zamanları ile birlikte çekilen suların yerini ise bu kez zengin bitki çeşitliliği alıyor. Longoz ormanı, her yıl bahar aylarında farklı ve kalabalık doğa gruplarına ev sahipliği yapıyor.
ULUABAT GÖLÜ
Uluabat Gölü, RAMSAR Uluslararası Sulak Alanlar Sözleşmesi kapsamında 1998 yılında koruma altına alınan ve dünyada yalnızca 38 gölün sahip olduğu ‘Yaşayan Göl’ unvanına sahip. Göl üzerinde irili ufaklı, 9 ada bulunuyor. Uluabat Gölü’nün kıyısında, 2004 yılında yapılan kazılarda Aktopraklık Höyüğü’nde, İÖ 6 binli yıllardan İÖ 5200 yıllarına kadar uzanan, bir yaşam tespit edildi. Açık hava müzesi konumundaki bölge gezilebiliyor.
DEĞİŞEN TATİLİN İDEAL ADRESİ
Modern kent hedefi doğrultusunda gerek alt yapı, gerek üst yapı iyileştirme çalışmalarını hızla sürdürdüklerini söyleyen Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, 3T vizyonunun önemli ayaklarından biri olan turizmde ilçenin potansiyelini harekete geçirmek için yoğun çalışma yürüttüklerini kaydetti. Değişen tatil anlayışında Karabey’in cazip hale geldiğini belirten Özkan, “Karacabey Boğazı ve Yeniköy beldemiz, sağlık turizmi açısından da ciddi bir potansiyele sahip. Özellikle koronavirüs süreciyle birlikte kitlelerin değişen tatil anlayışları noktasında, ideal bir adres haline gelmiş durumda. Sadece kum ve deniz olarak değil; sağlıklı ve hijyenik ortamlar ile doğal ürünlerin yoğun ilgi görmesinden dolayı Karacabey’imiz çok önemli bir potansiyele sahip” dedi.
ESKİ ZAMANIN İZİ YENİKÖY
Bir yanını cennet bahçesi Kocaçay Deltası’nın oluşturduğu, bir yanını eşsiz büyüklükteki Ihlamur ve Defne Ormanları’nın tamamladığı masmavi bir denizin kıyısındaki Yeniköy, 22 kilometre uzunluğundaki plajı ile dikkat çekiyor. Karacabey Belediyesi tarafından bölgenin turizm bölgesi ilan edilmesi için çeşitli çalışmalar ve girişimler gerçekleştiriliyor. Tarihsel açıdan da eskiye dayanan bir yerleşim bölgesi olan Yeniköy ve Kurşunlu, çok eski zamanların izlerini hala taşıyor.
IHLAMUR KOKUSUNU İÇİNİZE ÇEKİN
Yeniköy’deki ıhlamur ormanları adeta bölgenin havasını değiştiriyor. Bahar ve yazın ilk aylarına denk gelen çiçek döneminde, Yeniköy’ü ziyaret ettiğinizde bu güzel kokuya hayran kalacaksınız. Yaz aylarında bölgeyi kullanan tatilcilerin, yeşil ve mavinin buluştuğu Yeniköy’ü seçmesindeki önemli etkenlerden birisi de bu Ihlamur Ormanı’dır. Özellikle kuzey tarafında ıhlamur ağaçları ile birlikte yer alan bir diğer tür de defne ağacıdır. Yaz kış, yeşil kalan yaprakları ve eşsiz kokusuyla defne ağaçları da ormanın ihtişamına farklı bir güzellik katıyor. Yaban hayatı geliştirme sahası olarak da kullanılan bu ormanlarda, 20 yıl öncesine ait karakulak kaydı bile yer alıyor. Bugün, karaca ve sülün başta olmak üzere; yediuyur, çakal, tilki, porsuk, yaban kedisi gibi memeli türlerine ev sahipliği yapan orman, vaşak ve sırtlanın yaşadığına dair çeşitli ipuçlarını barındırıyor.
TEHLİKEDEKİ TÜRLERİN ÜREME ALANI
Eskikaraağaç’ın nilüferleri ve leylekleri, Akçalar’ın göl soğanları, Fadıllı’nın zengin meyve bahçeleri, Akçapınar-Onaç köylerinin yamaçlarını süsleyen erguvan ve defneler... Dorak Köyü bütün gölü ayaklarınızın altına seren, hakim manzarasıyla, gölü kuş bakışı görebileceğiniz muazzam yerlerden biri… Akçapınar Köy Kilisesi ile Ayvaini Mağarası ise görülmeye değer önemli diğer alanlardan birisi. Uluabat Gölü, dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan kuş türlerinden küçük karabatağın, ülkemizdeki en önemli üreme alanı. Türkiye’de bin 500 çift olarak tahmin edilen türün, 300 çifti Uluabat Gölü’nde kuluçkaya yatmakta. Aynı zamanda dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan tepeli pelikanın da önemli beslenme ve kışlama alanları arasında yer alıyor.
OVAKOROSU AYI BARINAĞI
Ayılara Doğal Yaşam Projesi kapsamında, sokaklarda oynatılan dansçı ayıların rehabilitasyonu için Karacabey’de oluşturulan Ayı Barınağı, Avrupa’ya örnek konumda yer alıyor. Burası aynı zamanda bakıma muhtaç ayıları da bünyesine katıyor. Yapacağınız gezide burayı da gözlemleyebilirsiniz.
KARACABEY HARASI
Türkiye’nin en köklü ve büyük tarım İşletmelerinden olan Karacabey Tarım İşletmesi Müdürlüğü, eski adıyla ‘Karacabey Harası’, Bursa-İzmir Karayolu’nun 78’inci kilometresinde, Karacabey sınırları içerisinde faaliyetini sürdürüyor. İşletme 87 bin 442 dekar büyüklüğe sahip. Karacabey Harası (TİGEM), gerek ülke tarım ve hayvancılığına, gerekse ülke tarımına önemli ölçüde maddi ve manevi katkı sağlıyor. İçerisinde tarihi binaların ve eserlerin korunması ve zengin botanik bahçesi ile çevre düzenlemeleriyle de gezilip görülmeye değer bir yer özelliğini taşıyor.
YARIN: YILDIRIM VE ÇEVRESİ
Paylaş