Paylaş
Şahısların adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını söyleyen Koyuncu, görevi başındakilere bu şekilde davrananlara cezai yaptırım olması gerektiğini vurguladı. Ülkesini çok sevdiğini ancak şiddet olaylarının artmasından dolayı çocuklarının geleceğinden endişe duyduğunu belirten Koyuncu, yurtdışında çalışmayı düşündüğünü ekledi.
Hekim Orhan Koyuncu, 2011’de Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Yaklaşık 8 yıl Ağrı Patnos’ta mecburi hizmet görevini yaptı. Burada acil servis ve aile hekimliği birimlerinde çalıştı. 2019’da Bursa’ya tayini çıktı. Yıldırım İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne yerleşti. Bu sırada da uzmanlık sınavını kazandı. Adnan Menderes Üniversitesi İç Hastalıkları Bölümü’nde kariyerine devam etti. 9 ay görev aldı. Ancak uzmanlık şartları, çocuklarına vakit ayıramama ve çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle çok sevdiği dahiliyeyi bırakma durumunda kaldı. İstifa ettikten sonra Bursa’ya geri döndü. Bu süreçte de Türkiye’de Covid19 pandemisi başladı. Yıldırım İlçe Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Bölümü’nde 3 ay gece, gündüz çalıştı. Cumartesi ve pazarları da dahil yaklaşık 12 saat mesai yaptı. 3 ay içinde hak ediş, izinleri talep etmedi. İlk defa devletin başına böyle bir durum geliyordu. Bu kadar sıkıntılı dönemde devletin izin borcu varmış gibi görmeyi kendisine yediremedi.
AFRİKA’YA GİTTİ
Gönüllü olarak Afrika’da çalışmak istedi. Onaylandı. Nijer Başkenti Niamey’de Sağlık Bakanlığı’na ait hastanenin acil servisinde görevlendirildi. 9 ay burada çalıştı. Oradan tekrar Bursa’ya döndü. 5 ay Verem Savaş Dispanseri’nde çalıştı. Yaklaşık 9 aydır da şu anki görev yeri olan Millet Mahallesi Şehit Uzman Çavuş Nazmi Ayyıldız Aile Sağlığı Merkezi 140 nolu birimde çalışıyor.
Bulunduğu bölge sosyo ekonomik açıdan geriydi. Doktor Koyuncu’nun psikiyatr konusuna ilgisi yüksekti. Hekim olarak okuyordu. Covid19 nedeniyle hastanede randevu bulamayan, özele gidemeyenlere psikiyatr konusunda destek olmaya çalışıyordu. Yardımcı olamazsa da hastaneye yönlendiriyordu. Önceden iç hastalıkları tecrübesi olduğu için ve Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) yeni hazırlandığı için bu alanda da yardımcı olmaya çabalıyordu. Bu anlamda uzmana gönderdiği hasta sayısı azdı.
MAKSİMUM VERİMLİLİKLE ÇALIŞMA
Kendisi Gaziantepliydi. Yakınları akrabaları orada yaşıyordu. Onlar veya çocukları nasıl hizmet alsın istiyorsa, kendisi de aynı hizmeti vermeye çalışıyordu. Hasta çok, hekim az, çalışma saati de sınırlı olduğu için maksimum verimlilik ile çalışmaya gayret ediyordu. Günü tek veya çift yemek öğünüyle bitiriyordu. Öğle yemeğine çıkmıyordu. Akşamları da mesaiyi geçirdiği, saat 18.30’a kadar çalıştığı oluyordu.
HASTA AGRESİF TAVIRLAR SERGİLİYOR
Aile Sağlık Merkezi’ne 17 Haziran 2022 Cuma Günü Saat 15.10 sıralarında Koyuncu, randevulu gelen bir hastasını muayene ediyordu. O sıralarda geçtiğimiz yıl sonunda tedavi ettiği ancak birebir tanımadığı 27 yaşındaki T.Y., merkeze randevusuz gelmişti. Randevusuz geldiği ve acil bir durumu olmadığından dolayı beklemesi gerekiyordu. Bu süreçte de agresif tavırlar sergiliyor, zaman zaman yüksek sesle küfürler ediyordu.
DOKTORU UYARDILAR
Koyuncu, o gün yoğun olduğu için sadece öğle arası bir çay molası vermişti. Onun haricinde ihtiyaçları için dahi çıkmamıştı. Hastaları muayene ediyor, ilaçlarını yazıyor, önerilerini sıralıyordu. Bu sırada T.Y.’nin tavırlarını gören hemşire, Koyuncu’nun odasını arayarak, bir şahsın elinde telefonla koridorda yürüdüğünü ve yüksek sesle ağır küfürler ettiğini söyledi. T.Y. ‘Bizi burada bekletiyorlar. İki saattir bekliyoruz’ deyip, ardından küfürlere devam ediyordu. Hemen akabinde bu defa doktor hanım aradı. Benzer ifadeleri kullanıp, ‘Doktor Bey, dikkat edin. İçerde şahit yok. Turunculu erkek hasta, gergin duruyor’ diye uyardı.
TUVALETE ÇIKTIĞIMI GÖRDÜNÜZ MÜ?
Hastası çıkarken Koyuncu, kapıya çıktı. Turunculu erkek hasta dedikleri kişiyi gördü. ‘Bana küfür mü ettiniz?’ diye sordu. O da ‘Hayır. Ben burada bu kadar beklemek zorunda mıyım?’ dedi. Bunun üzerine doktor, ‘Tuvalete çıktığımı gördünüz mü? Su, çay içmeye çıktığımı gördünüz mü? İçerde muhabbet ediyor olabilir miyim? Neden randevu almıyorsunuz?’ diye cevap verdi. Bunun üzerine T.Y. ‘Siz uzatıyorsunuz. Ben burada bu kadar beklemek zorunda değilim’ diye karşılık verdi. Koyuncu ise ‘Bundan memnun değilseniz, burada toplam 8 hekim var. Benim dışımda 7 hekim daha var. Onları tercih edebilirsiniz. İsterseniz değiştirebilirsiniz’ dedi. Diyaloglarda hakaret olmamıştı ancak karşılıklı gerilim yükselmişti.
ERKEKSEN DIŞARDA GÖRÜŞECEĞİZ
Koyuncu’nun sırada bekleyen epilepsi hastasıydı. Annesi, bebek arabasında getirmişti. Onunla ilgilenmesi gerekiyordu fakat o sırada T.Y. doktorun odasına girdi. Koyuncu, ‘Oradan çıkın’ dedi. Bunun üzerine T.Y. ‘Sen benimle nasıl konuşuyorsun?’ diye tepki gösterdi. İş çığırından çıkıyordu. Hakaretlere başladı. Burada erkek personel pek yoktu. Kadın çalışanların çabalarıyla T.Y. dışarı çıkarıldı. Ondan uzaklaştıkça ‘Gelsene. Dışarda görüşeceğiz. Erkeksen dışarda görüşeceğiz’ demeye başladı. Dışarı çıkartılıp, kapı kapatılınca da küfürleri sürdürdü, üstüne kapıyı tekmeledi.
AĞABEYİ İLE ÖLÜMLE TEHDİT ETTİLER
Dışarı çıkan ancak öfkesi dinmeyen T.Y., bu defa doktorun odasının cam tarafına geçti. Ağza alınmayacak küfürler ediyordu. Bu sırada ağabeyi O.Y. (31) de geldi. Birlikte hakaret ettiler. Daha da hırslanarak, ölümle tehdit etmeye başladılar.
İFADELER ALINDI
Bu sırada binanın iki kapısı da kilitlenmiş, yaşanabilecek herhangi olumsuz bir durum için önlem alınmıştı. Hakaretler sürünce Doktor Koyuncu, beyaz kod verdi. 155’i aradı. Durumu bildirdi. Emniyet yetkililerinin gelmesini bekledi. Ağabey O.Y. ‘Bugün olmazsa yarın öldüreceğiz’ diyerek, tehdit ve hakaretlerini sürdürüyordu. Yaklaşık 10 dakikanın ardından güvenlik güçleri geldi. Önce dışarıda bulunan ağabey ve kardeş ile konuştular. Ardından binaya girerek, Koyuncu ve görgü tanığı sağlık çalışanlarının ifadelerini aldılar.
DOKTORU SAKİNLEŞTİRDİLER
Yarım saat olmadan İlçe Emniyet Müdürü geldi. Geçmiş olsun dileklerini iletti. Görevi başında memura bunun yapılmasına üzüldüğünü ve kaygılanmaması gerektiğini söyledi. Koyuncu da hayatında ilk kez böyle bir durum yaşadığını anlattı. Doktoru sakinleştirdiler. Ardından şahısları karakola götürdüler. Ayrılırken, emniyet yetkilileri, Koyuncu’ya telefon numaralarını verip, herhangi bir olumsuzlukta arayabileceğini eklediler.
RAPOR ALDI
Şahıslar çıkarıldıkları mahkemenin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar. Koyuncu, serbest kalma gerekçesinin darp ve yaralama olmaması nedeniyle olduğunu öğrendi ve hayal kırıklığı yaşadı. Olayın ardından ise uyku problemi yaşamaya başladı. Psikiyatra gitti. Kaygı bozukluğu yaşadığı için ilk etapta 10 günlük rapor aldı.
DÜŞTÜĞÜMÜZ DURUMDAN DOLAYI ÜZGÜNÜM
‘Gelir öldürürler mi?’ korkusundan ziyade ‘Çocuklarımın başına bir şey gelir mi?’ diye endişeli olduğunu söyleyen Koyuncu, “Kendimle ilgili kaygım yok. Doktorluğun geleceği ve düştüğümüz durumdan dolayı üzgünüm. Doktor olmak dışında hiçbir kabahatim yok. Kaygım; insanın geleceği, yarınki çalışma koşulları ile alakalı. Kapıda güvenlik yok. Emniyetin gelmesi 10-15 dakika sürüyor. 35 bin hastaya bakan, normalde 9 hekimlik ancak şu an 8 hekimin çalıştığı bir birim burası. İçerde her türlü insan mevcuttur. Buraya kendi hastalarımız değil, başka birimin hastası da belinde silahla girebilir” dedi.
ŞİDDETİN YOĞUN OLDUĞU DÖNEM
Yaşanan olayda hasta-hekim ilişkisinin bile başlamadığını anlatan Koyuncu, herhangi bir madde kullanımının olup olmadığı konusunda bir fikrinin de olmadığını söyledi. Hasta ve sağlık çalışanlarının bulunduğu 50 kişinin önünde bunu yapan birisinin zarar vermeyeceğinin nasıl garantisinin verilebileceğini soran Koyuncu, “İngilizce ve Fransızca biliyorum. Kısa süre yurt dışına çıkabilirim. Fransa, Kanada ve Dubai aklımda olan ülkeler. İki kız çocuğumun geleceği açısından kadına ve insana şiddetin bu kadar yoğun olduğu dönemde kaygı duyuyorum. Çocuklarımın geleceği açısından kaygı duyuyorum” diye konuştu.
ÜLKEMİ ÇOK SEVİYORUM
Ölümden korkmadığını ancak babası, annesi yanında olamayacak iki kız çocuğun olmasından kaygılandığını vurgulayan Koyuncu, “Onların geleceği kaygılandırıyor. Kadına şiddetin, insana şiddetin, çocuk tacizlerinin bu kadar olduğu ülkede kaygılanmadan ilerlemek mümkün değil. Kadın ve insan haklarının daha iyi olduğu bir ülkeye geçmek mantıklı görünüyor ama ülkemi çok seviyorum. Gaziantepliyim gelenek, görenek, yemek kültürümüzü, türkü ve şarkılarımızı seviyorum. Bırakıp, gitmek istemiyorum. Mesela dünyanın en fakir ikinci ülkesi Afrika’da huzurluydum ama ülkemi çok özledim. Havaalanına inince toprağı öpeceğim dedim. Afrika’nın yetersizliği değil, kendi kültürümü özlemekten. Kışı, yazı, insanını seviyorum” dedi.
KORUYABİLECEK YÖNETMELİK
Devlet memuru, doktor veya görevi başındakine kimsenin bu durumu yaşamaması gerektiğinin altını çizen Koyuncu, şiddetin çözüm olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendini korumak isteyen Uzak Doğu Sporları, koruma sporlarına başlayan kız çocuklarına bunu anlatmaya çalışıyorum. Çok iyi olsan bile bir kişiye gücün yeter ama iki, üç kişi gelirlerse ne yapacağız? Silahla gelirlerse ne yapacağız? Hukuka güvenmekten başka şansımız yok. Benim şu anda 50 tane kuzenim, arkadaşım, akrabam hemen Bursa’ya gelmek istiyor. Şahısları merak edenler, ‘Görüşelim diyenler’ oluyor. Ne isim, ne bilgi, ne telefon paylaşıyorum. Mevzu bu çocuklar değil. Mevzu beni koruyabilecek bir yönetmeliğin çıkması. Diğer meslektaşlarımın korunması. Memurları, devlet temsilini koruyabilecek madde istiyorum hukukta. Bu benim hakkım. Devletin temsili bensem, sağlık problemi ile ilgili soruları aile hekimi olarak bana soruyorlar ve devlet adına bakıyorsam; devlete nasıl küfrettiririz, saldırtırız? Bunu yapmak isteyenler, bunu öğrenmek zorundalar.”
ÜLKEM KAYBETSİN İSTEMİYORUM
Yaptırımı olan cezalarla olumsuzlukların engellenebileceğini savunan Koyuncu, “İnsanların keyfine, vicdanına, eğitim düzeyine bırakamayız. Yoksa binlerce doktoru kaybettiğimiz gibi bizler de gitmek zorunda kalırız. En rahat gidebileceklerdenim. Afrika tecrübem var. Her şey müsait. Ama buradaki hastaları tedavi ederken, mutluyum. İyi hekim olduğumu düşünüyorum. Ülkem kaybetsin istemiyorum. Ülkemi seviyorum” diye konuştu.
HAKKIMI HELAL ETMİYORUM
Kendisine hakaret ve tehdit eden şahısların tutuklu yargılanmaları gerektiğini savunan Koyuncu, bunu yapan kişilerin herhangi sorumlu olduğu kişiler yoksa 3-5 gün sonra tekrar benzerini yapabileceğini söyledi. Kanunda düzenleme yapılması gerektiğini belirten Koyuncu, “Doktorluk onuru için bunu değiştirmezlerse, bana bunu yapanlar elini kolunu sallaya sallaya gezmeye devam ederse, ben hakkımı helal etmiyorum. Etmeyeceğim. O durumda bana bir şey olursa da mesuliyet gerekli hukuki kanunları getirmeyenler ve uygulamayanlar olacaktır” diye konuştu.
Paylaş