Serhat Demirel

Koronavirüs ve köpekler: Tehlike var mı ne yapmalı nasıl korumalı

17 Nisan 2020
“Evde kal” çağrılarına imkân dahilinde uyabilenler evde hayatlarını sürdürüyorlar. Ama durum ne olursa olsun, gün içerisinde evden çıkması gerekenler olabiliyor: Köpekler ve sahipleri.

Bu durumda akıllarda bir sürü soru işareti oluşuyor. Tuvalet ihtiyacını gidermek için dışarı çıkardığınız köpeğiniz dışarıda virüs kapabilir mi, o virüsü eve taşıyabilir mi, bunu engellemek için neler yapmak gerekir? Bu sorulara bir yenisi geçen hafta eklendi ve bu hafta tekrar sorulacak: Sokağa çıkma yasağı varken köpeğimizin tuvalet ihtiyacı için dışarıya çıkamayacak mıyız?

Bunlara cevap olması adına, VetSanitas kliniğinden veteriner hekim Halis Uçan’la konuştum.

Anlattıklarını maddeler halinde sıralıyorum.

Köpeğin taşıyıcı olup olmaması:

“Kedi ve köpeklerin bir şey yiyerek ya da havadan yayılan bir koronavirüs etkenini alıp kendinde üreterek sahibine ya da etrafındaki canlılara aktarma gibi bir olayı yok. O yüzden böyle bir tehlike yok. Ama mekanik olarak taşıma riski var. Ayakkabılarınız, elbiseleriniz, maskeniz vs nasıl taşıyorsa onların da tüyleri, patileri taşıyabilir.”

Taşıyıcılık ihtimaline karşı:

“Bunu bertaraf etmek için kedi ve köpekler için çeşitli dezenfektanlar var. En spesifikleri onlar. Eğer bulamıyorsanız, bir sabunla yıkamak, ayaklarını patilerini, vücutlarını şöyle bir silmek yeterli olur. Ama bunları da tek kullanımlık şeylerle yapmak lazım. Aynı şeylerle tekrar tekrar temizlik yapmamak lazım.”

Yazının Devamını Oku

Huysuz ev arkadaşı için çözümler

10 Nisan 2020
Karantinada herkes iyi bir ev arkadaşı olmayabilir. Buna kediler ve köpekler de dahil. Bazen sinir bozucu hareketler yapabilirler, bazen de gürültülü davranıp evlerdekileri diğer kişileri rahatsız edebilirler. İşte iki senaryo ve olası önlemler...

MOBİLYALARINIZI TIRMALAMASINI NASIL ENGELLERSİNİZ

Cevap kısa ve net aslında: İMKÂNSIZ.

Ama deneyelim yine de. Tavsiyeler şöyle:

* Tırmalama tahtasını, kedinizi şekerleme yapmayı sevdiği yerlere koyun. Mesela güneşli bir pencerenin önüne. Böylece tahtayı, onun radarına sokmuş olursunuz.

* Her kedi farklı dokuları sever. Kimisi ahşap, kimisi halı, kimisi kumaş... Bu nedenle farklı türde tırmalama tahtaları deneyebilirsiniz.

* Kedinizi yavruyken alıştırmak için tırmalama tahtasını kullandığı zaman onu mamayla ödüllendirip böyle bir refleks geliştirmesini sağlayabilirsiniz.

* Daha dikkatli olun. Kediniz uykudan uyandığında onu tırmalama tahtasının yakınına koyun. Çünkü kediler uyandıklarında tırmalamayı severler.

Yazının Devamını Oku

Barınaktakilerin artık bir sahibi var

3 Nisan 2020
Koronavirüs salgınının dünyadaki yeni merkezi haline gelen ABD’de tablo her geçen gün ağırlaşırken, hayvanseverler bir iyilik hareketi başlattılar.

Karantina kararı alınan ABD eyaletlerinde, bu durumdan barınaklar da etkilendi. Ve barınakların kapatılması nedeniyle ölüme terk edilecek hayvanların bu durumunu kabullenmeyen ABD’liler, kedi ve köpekleri sahiplenmeye başladılar.

Bu iyilik hareketine hayatlarında hiç evcil hayvan bakmamış olan ABD’liler bile dahil olmuş durumda. ABD’de koronavirüsten en çok etkilenen New York’ta şu anda barınaklarda sahipsiz hayvan kalmamış. ABD’de yılda 6.5 milyon kedi ve köpek barınaklara geliyor ve bunların 1.5 milyonu uyutuluyor. Ülkemize de örnek olmasını diliyoruz...

HATIRLATMA

Eve kapandık ve sokak hayvanları dışarıda kaldı. Şehir içerisindeki sokak hayvanları için zorunlu hallerde evden çıkarken mama ve su bırakmayı ihmal etmeyelim. Belediyelerden de şehir ormanlarında sahipsiz kalan hayvanlara yönelik çalışmalarını sürdürmelerini isteyelim.

BU DA YAVRU KEDİLİ TEYZE

Instagram’da 1 milyondan fazla takipçisi olan “Kitten Lady” hesabının sahibi Hanna Shaw, danışmanlık kariyerini bırakıp kendini yavru kedilerin kurtarılmasına adayan bir hayvansever. Hasta ya da bakıma muhtaç yavru kedileri sağlığına kavuşturduktan sonra onlara yeni yuvalar bularak sahiplendirilmelerini sağlıyor. YouTube kanalı da bulunan Kitten Lady, yüklediği 100’e yakın videoda yavru kedi bakımıyla ilgili eğitimler veriyor. Buradan elde ettiği geliri yine bu kedileri kurtarmak için harcıyor. instagram.com/kittenxlady

Yazının Devamını Oku

Köpeğimle evde kaldık ne yapacağız

27 Mart 2020
Evcil hayvanların COVID-19 kapabildiği ya da taşıyıcı olduğuna dair bilimsel bir kanıt yok hâlâ.

O yüzden içimiz rahat. Ama kendimizi de korumamız gerekiyor. Önlem olarak öncelikle #Evdekal çağrısına imkânı olanlar uyabiliyor.

Türkiye’de halihazırda bir sokağa çıkma yasağı yok. Yine de bu ihtimale karşı köpeğinizin ve kedinizin veteriner kontrollerini, aşılarını yaptırmanız, acil durumlarda kullanacağınız ilaçlarını hazır etmeniz önemli. Ama asıl sorun, enerji fazlası olan köpeklerin hem enerjilerini boşaltacakları oyun alanı, hem de tuvalet ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir ortam sağlayabilmek.

New York Times’ın haberine göre, dışarı çıkamadığınız durumlarda yapacağınız şey şu:

* Evden çıkıyor gibi hazırlanın.

* Köpeğinizi de dışarıya çıkıyor gibi hazırlayın.

* Rutin gezilerinizde yanınıza ne alıyorsanız yine onları alın.

* Bu halde evin içinde gezmeye başlayın.

* Evde köpeğinizin tuvalet ihtiyacını gidereceği noktaları önceden belirleyip, hazırlık yapmak şart.

Yazının Devamını Oku

Eve kapandık ama onları unutmayın

20 Mart 2020
Daha önce karşılaşmadığımız bir durumu yaşıyoruz. Çin’in Vuhan kentinde görüldüğü anda yavaş yavaş dünyada konuşulmaya başlanan koronavirüs, bu ay ülkemize geldi ve hayatımızı kökünden değiştirdi.

Uzmanların virüsün yayılmasını engellemede en önemli şart olarak bize sundukları sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyuyoruz ve zorunlu haller dışında evden çıkmıyoruz. Artık iş nedeniyle evden çıkmak zorunda olanlar dahil, sosyal sorumluluk kampanyasına dönüşen #EvindeKalTürkiye’ye hemen herkes uyuyor.

Hal böyle olunca, sokak hayvanları için önemli bir tehlike meydana geliyor: Unutulmak.

Mahallemizde, işyerimizde ya da işe giderken yolumuz üzerinde rastladığımız ve bağ kurduğumuz sokak hayvanları, sokakların boşalmasıyla beraber, büyük bir yalnızlığa ve daha da önemlisi açlığa doğru yol alıyorlar.

EVDEN ÇIKARKEN MAMA ALALIM

Bunu önlemek için yapabileceklerimiz var elbette. Birincisi, bunu kendimiz yapabiliriz. Zorunlu haller dışında evden çıkmıyoruz, o zorunlu hallerde -market, eczane, köpeğinizin tuvalet ihtiyacı için evden çıktığınızda- yanımıza bir de kedi-köpek maması alabilir, sosyal mesafe ve hijyene uyarak evden çıktığımız kısa zamanda, onlar için bu mama ve suyu sokağımızda uygun bir yere bırakabiliriz.

Bir de şehirlerimizdeki ormanlarda yaşayan, artık evlerimize çekildiğimiz için insanlarla karşılaşma şansları iyice azalan canlılar var. Onlar için de belediyelerin alacağı önlemleri beklemek durumundayız. Umarım gereğini yaparlar.

O güne kadar siz zorunlu hallerde sokağa çıkarken aklınızın bir yerine sokak hayvanlarını yazmayı unutmayın. Evden çıkmıyorsanız da sizin yerinize sokak hayvanlarını besleyen platformlar var. Ormanamama.com, instagram.com/cakbipati ve instagram.com/huysuz.ihtiyar bunlar arasında. Sosyal medya aracılığıyla bu platformları bulup güvenilirliklerini öğrenmek çok kolay. Yardımda bulunmayı ihmal etmeyin, belki karşılıksız sevgilerine ufak da olsa bir cevap vermiş oluruz.

HAYVANLAR HAKKINDA DÜŞÜNELİM

Yazının Devamını Oku

Ankara'nın kedisever belediye işçisi

13 Mart 2020
BU güzel ihbar, Ankara’da yaşayan okurumuz Saniye Aydemir’den geldi.

Notu şöyleydi: “Belediye görevlisi her gün bu kedilere çocuklarına bakar gibi bakıyor ve bir veterinerle anlaşarak bedeli karşılığı kısırlaştırılmasını sağlıyor. Bu haliyle hepimizin takdirini kazandı.”

55 yaşında, Ankara’da bir ilçenin belediye görevlisi olan beyefendiye ulaştım ve konuştum. İsmini gizleyerek -izinsiz konuşması başına bir iş açmasın diye- anlatıyorum. Çocukluktan beri sokak hayvanlarıyla ilgilendiğini belirtiyor: “Çocukluğumda köpeklerim, kuşlarım, kedileri vardı. Annem-babam da severdi hayvanları. Evimiz gecekonduydu, hiç evde hayvan bakmazdık ama.”

Şimdi de durum değişmemiş. “Köpek kapmış, tedavisini yaptırıp eve aldım” dediği, adı Prenses, cinsiyeti erkek kedisi haricinde evde hayvan beslemiyor. Günlük rutiniyse şöyle: “Mesaim sabah 8’de başlıyor ama ben 7’de görev yerimde oluyorum. Önce onların mamalarını veriyorum. Mamaları kendim alıyorum. Yardım edenler de var. Özellikle veteriner masrafı için destek olanlar oluyor. Bir öğretmen var, Aslan Bey, o çok yardım ediyor. Şu anda tedavide olan 2 kediyle beraber 11 tane kedim var.”

Tabii ki “Neden besliyorsun” diyerek kızanlar oluyormuş ama o bölgede yaşayanlarla beraber, buna aldırış etmiyor. “Çalıştığım günler ben besliyorum, ben yokken orada iki hanımefendi var, onlar besliyorlar.”

 KORONAVİRÜS VE EVCİL HAYVANLAR: HENÜZ BİR KANIT YOK

GÜNDEMİMİZ

Yazının Devamını Oku

Bu bağ dünyayı daha yaşanabilir kılacak

6 Mart 2020
NE zaman Çin’deki Yulin Köpek Eti Yeme Festivali yaklaşsa, protestolar ve festivalin durdurulması için yapılan çağrılar karşımıza çıkıyor.

Ama maalesef ne kadar çaba sarf edilse de o yürek parçalayan görüntülerin yaşanması engellenemiyor.

Yükselen bu tepki yeni bir kararı beraberinde getirdi. Hayır, festival henüz iptal edilmiş değil. Ancak Shenzen, kedi ve köpek etinin yenmesini yasaklayan Çin’deki ilk bölge olmaya hazırlanıyor. Bu karar, akla ilk geldiği üzere, koronavirüsün çıkış noktası olarak görülen Vuhan’daki vahşi hayvan eti satılan pazar nedeniyle alınmamış. Kararın gerekçesi olarak “insanlar ve hayvanlar arasındaki güçlenen bağ” ve “insan uygarlığının ortak fikri” gösterilmiş.

Bu bağın günden güne kuvvetleniyor olması, geleceğimiz adına daha güzel bir dünya için heveslenmemizi sağlıyor.

Bu ümit veren haberden yola çıkarak, bir insanla kedisi ya da köpeği arasındaki bağ nasıl bir şeydir, onu aktaracak bir alıntı sunacağım.

Tomris Uyar, çok sevdiği kedisi Gülüver’in ardından “17 Ekim 1988. Eski bir dostun ölümü. Kedimiz Gülüver bu sabah öldü” diye başlayan notunda, yardımcıları Zeynep Hanım’la aralarında geçen diyalogları da aktararak şunları yazmış:

Zeynep Hanım, “Hem artık salona yeni bir halı getirtebiliriz, elimize para geçtiğinde. Zavallı, bunayalı beri halıya işiyordu ara sıra” diyor. Tomris Uyar devam ediyor:

“Ben bu avuntuyu

Yazının Devamını Oku

Bizim çocuk koronavirüs kapar mı

28 Şubat 2020
Koronavirüs kapımıza kadar dayandı. Bugüne kadar korunma tedbirlerine sokakta pek rastlamazken, son bir haftada maskeyle gezen insanların sayısında gözle görülür artış var. Demek ki toplum olarak dikkat etmeye başlıyoruz.

Bu köşenin dünyasında başköşede kedi ve köpekler olduğu için hayati soruyu soralım: Koronavirüs kedi-köpeklere bulaşır mı? Diyelim ki onlara bulaştı, oradan bize gelir mi?

Dünya Sağlık Örgütü bu konuda şunu diyor: “Kedi ya da köpeklerin yeni koronavirüse yakalanabileceğine dair herhangi bir kanıt şu an için bulunmuyor.”

Ama tedbiri elden bırakmamamız gerektiğinin altını çiziyorlar. Çünkü kedi ve köpeklerden insanlara geçen bazı hastalıklar var. “Bir kedi ya da köpeği sevdikten sonra, ellerinizi bol su ve sabunla yıkamanız iyi bir fikir” şeklinde tavsiye veren Dünya Sağlık Örgütü, bu sayede sizi kedi-köpeklerden insanlara geçebilen koli basili ya da salmonella gibi bakterilerden korumayı hedefliyor.

Kedi ve köpeklere maske takmak ise bu virüse yakalanacaklarına dair bir kanıt olmadığı için gerekli değil. İçiniz rahat etsin istiyorsanız yine de siz bilirsiniz. 

EN DEVRİMCİ KEDİ

SOVYET lider Vladimir Lenin’in kedisever olduğu çeşitli kaynaklarda zaten geçiyordu, 2017’de Oxford’da yapılan sergiyle de perçinlenmiş oldu. 1922 yılından kalan fotoğrafta, Lenin’i Moskova’ya yakın Gorki köyünde kucağında bir kediyle görüyoruz. İsmi maalesef bilinmiyor. Fotoğrafı çeken ise kardeşi Maria.

Yazının Devamını Oku