Paylaş
Doğru bildiğimi söylemezsem, karşımdakine yalan söylemiş, ikiyüzlülük etmiş gibi hissediyorum kendimi.
Oysa biliyorum ki “söylememek harcısı söylemeğin hasıdır”.
Oysa gene biliyorum ki insanlar, hele de yöneticiler, doğruları değil, duymak istediklerini söyleyenleri seviyorlar. Hatta doğruyu söyleyenden hazzetmiyorlar. İşlerine gelen yalanı, işlerine gelmeyen doğruya tercih ediyorlar. Çünkü sürekli kendilerini ve birbirlerini kandırıyorlar; kendilerine ve birbirlerine yalan söylüyorlar.
İnsanlar ikiyüzlü ve asıl kendilerine karşı.
Böyle olunca da, düzen susulan doğrular, karşılıklı yalanlar, riya ve sahtekarlık üzerine kurulu, yürüyüp gidiyor.
Kapa çeneni Bukowski! Edebî küfürler ansiklopedisi adlı sözlüğün yazarı Pierre Chalmin, “Günümüzde küfür susarak, fenalık sessizce ediliyor” diyor.
Sessiz küfürü, sesli-sessiz doğruya tercih ediyorlar.
*
Tabii susmak var, susmak var.
Söyleyecek bir şeyi olmadığı için susmak (ki nadirdir, genelde söyleyecek lafı olmayanlar en çok konuşurlar).
Karşısındakine ilgilizlikten, önem vermemekten, başkalarını hor görmekten susmak.
Karşısındakine, mesela bir büyüğe, ‘Siz varken bana söz düşmez’ anlamında, saygısından susmak.
Karşısındakini dinlemek, söylediklerine dikkat kesilmek, anlamak ve öğrenmek için susmak.
Bir bilinmezlik karşısında dili tutulup, bir hadise karşısında ne diyeceğini bilemeyip susmak.
Kararsızlıktan, mahcubiyetten, kendine güven zaafından susmak.
Konuşmaya hacet, söze gerek olmadığı / kalmadığı için susmak.
Konuşarak yaşadığı anın büyüsünü bozmamak için susmak.
Konuşmanın anlamını yitirdiğini, söylemenin nafile olduğunu görüp artık susmak.
Kızdığı, sinirlendiği halde, durumu beter etmemek için dişini sıkıp susmak.
Bunun bir merhale ötesi, konuşursa ağır konuşacağı için susmak.
Ve tabii birden çok sebebin üst üste gelmesiyle susmak…
*
Şşşşt!
Kapa çeneni Serdar…
Not : Serdar Devrim’in bu sitede yer almayan eski İK yazılarını http://serdardevrim-ik.blogspot.com.tr/ adresinde bulabilirsiniz.
Paylaş