Paylaş
Cilalı Taş Devri’nden. Bugünkü köylülerin atasından. Dikkat ederseniz modern toplumun demiyorum, çünkü onların homo sapiens ile alakaları yok, tarihçiler hala onlara homo (Eş, türdeş anlamında Latince bir ön ek- Türk Dil Kurumu) ile başlayan bir tanımlama arıyor.
Geçen hafta Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın İzmir’e, politik bir dürtüyle yapmış da olsa, köylülük yakıştırmasını yazmıştım. Bu yazıya bazı tepkiler geldi. Bazı cümleler yanlış anlaşılmaya neden olmuş. Malum yer dar olunca, konunun özünü sığdırma telaşıyla böyle şeyler olabiliyor.
Mağara duvarına resim
Malum, gün gelmiş buzullar erimiş ve homo sapiens’ler de resimleri mağara duvarına çizmekten sıkılmışlar. Et yemekten de bıktıkları ve farklı tatlar aradıkları için, o zamanın gurmeleri doğaya yönelmiş. Bu sürede toprağı fark etmişler ve nimetlerinden faydalanmaya başlamışlar. Daha sonra bizler için daha kalıcı eserler bırakmak telaşıyla evler inşa etmişler, Çatalhöyük’teki gibi. Bu süreç sonucunda, birbirine yakın aileler, aynı yerlerde evler yapınca tarihteki ilk köyü oluşturmuşlar. Bu anlattığım biraz sulanmış hali, ama sonuçta olan bu.
Değişmeye başladı
Bundan sonraki süreçte de, anlattığım kadar hızlı yürümüyor tabii, gelişmeye devam etmişler. İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ ve günümüz Yakın Çağ. Daha sonra 16 ve 17. yüzyılda Sanayi Devrimi’nin temelleri atılmış. Bir endüstrileşme başlamış. Bununla beraber, toprağa bağlı yaşam şekli değişmeye başlamış. Çünkü, gelişme kendisini aynı şekilde tarımsal endüstride de göstermiş. Ama, doğal sonuç olarak sanayileşmeyle kırsaldan toplu yaşam alanlarına, yani kentlere akışı daha fazla artırmış. Bu da günümüz, şehirli modern toplumu yaratmış. Buradan, kırsaldaki toprağa bağlı yaşam tarzının geride kaldığı anlamı çıkmasın. Belki, ülkemiz için bu böyle kabul edilebilir ama gerçekten gelişmiş toplumlarda, istisnalar hariç, böyle olmadığı çok açık.
Köylülükten kentliliğe
Gelişmekte olan ülkeler statüsünde olan ülkemiz için de, köylülük, geldikleri yerle vardıkları nokta açısından ortaya çıkan farklılığın göstergesi olarak, kendini modern şehirli olarak addedenler için hazmedilecek bir durum olmayabilir.
Bugün Türkiye’de nüfusun yüzde 75’i il ve ilçe merkezlerinde yaşıyor. Yanlış politikalar ve ekonomik nedenler nedeniyle köylerden kente göç hızla sürmekte. Doğal olarak, köyden kente göç edenlerin kentli yaşam biçimine uyum sağlama süreci modern insanın rahatsızlık kaynağı olabilir.
Sorun burada bu rahatsızlığı hissedenlerin takınacağı tavırdır: Çeşitli nedenlerle, köylülükten kentliliğe geçmeye karar verenler için bir şey yapmamalarında, doğal sürecin işlemesini beklemelerindedir.
Paylaş