Paylaş
Yatırım yok, yatırımcı yok. Suratlar asık. Böyle bir yerde belediye başkanlığı yapmak ister misiniz? Önce kendimden başlayayım: Ben istemem. Aklı başında kimsenin yapmak isteyeceğini de sanmam.
Güzel, modern İzmir gitmiş, yerine depresif bir İzmir gelmiş. Neredeyse 4 milyonluk kaotik bir kentin büyükşehir belediye başkanı olmak, kelimenin tam anlamıyla kabus. İzmir’de durum böyle değil tabii ki. Umarız hiçbir zaman da böyle olmaz. Ama olabilirliğini göz ardı edemeyiz. Bu durumda, bunu önlemek, işsizliği ortadan kaldırmak, kentin sosyal refahını sağlamak, hükümetin mi, büyükşehirin mi görevi?
Geçen gün bir TV’de bir büyükşehir adayının (TV’yi de, adayı da maalesef hatırlamıyorum. Bu aralar hangi kanalı açsanız bir aday karşınıza çıkıyor), “İşsizlik konusunda ne yapacaksınız” sorusuna, “İşsizliği çözmek hükümetin görevi” cevabı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun son dönemlerde artan işsizliği çözeceğine yönelik söylemleri, bu soruyu akla getiriyor.
Topu taca atmak
Ülkenin ve yaşayanlarının toplumsal düzenini, sosyal refahını korumak tabii ki, her türlü yetkiyi elinde bulunduran hükümetin görevi. Hemen söyleyelim: Büyükşehir Belediye Başkanı’nın görevleri arasında “işsizliği çözmek” diye bir madde yok. Ama, “halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri almak” var.
O yüzden, bir belediye başkanının “işsizlik hükümetin görevi” demesi topu taca atmak demektir. Kentteki işsizlik, belediye başkanının en büyük sorumluluklarından biridir. Bu sorumluluk, BİT kurup istihdam yaratmak değildir. İstihdam için her türlü ortamı yaratmaktır. Kocaoğlu’nun bu anlamda en büyük başarısı, İnciraltı, yarımada ve gökdelenler bölgesindeki yeni projeler olacak. Eminim, büyük istihdam yaratacaktır ve bu projelerin yatırımcıları da hazırdır. Ama, yatırıma yönelik yerel sermayenin güçlü olmadığı İzmir’de biraz da dışarı yönelmek kaçınılmaz. İstihdam yaratacak yatırımcıyı kolundan tutup getirmek gerekse bile.
Paylaş