1964-2008 arasında İzmir’e gelen veya kurulan yabancı sermayeli şirket sayısı 180. Yüzde 50 ve üzeri yabancı sermayeli yatırımcı sayısı 117. Yüzde 50’nin altında kalan yabancı sermaye ortaklı şirket sayısı ise 63. Bu şirketlerin çalıştırdıkları eleman sayısı 19 bin 755.
"Peki bu rakamlar ne ifade ediyor?" Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) rakamlarına göre, 44 (yazıyla kırk dört) yılda İzmir’e gelen veya İzmir’de kurulan doğrudan yabancı sermayeli şirket sayısı, toplam 180 (yüz seksen). Eminim, 44 yılda elde edilen bu 180 rakamı için, daha fazlasını paye biçtiğimiz İzmir’e yeterli denilemez. Bir de bu rakama, İzmir’in içinden çıkan ve satılan değerleri de dahil edersek. Bunca yılda neden bu kadar az yabancı sermaye gelmesinin değişik ve bir o kadar da bilindik nedenleri vardır herhalde.
Söz konusu şirketlerin sermaye yapısına bakıldığı zaman, 44 yılda gelenlerin aslında yetmediği hatta pek bir anlam ifade etmediği daha iyi ortaya çıkıyor. Yüzde 50 ve üzeri ortaklık yapısında 117 şirket var; 32’sinin tamamı yabancı sermaye. Neyse buna da şükredelim. Düşünsenize, yüzde 11 işsizlik oranı olan İzmir’de, 19 bin 755 işsizimizin daha olduğunu.
3 otomotiv devi yer arıyor
Şu anda, üç otomotiv devi, Türkiye’de BMW ve Mini Cooper üretmeyi planlayan Kanadalı Magna International, 800 milyon Euro’luk yatırım planıyla Türkiye ve Polonya arasında seçim yapacak olan Fransız Peugeot ve Mermerler Otomotiv ile anlaşan Çinli Chery yatırım için yer arıyor. EBSO’nun tutumu malum. Bildiğim kadarıyla, Sanayi Bakanlığı’nda bu konuda gerekli girişimleri çoktan başlatmış durumda.
Hükümet de İzmir’i Türkiye’nin yıldızı yapma kararı almışken, elimizde satacak değerlerimiz azalıyorken, pek beceremediğimiz birlik ve beraberliği bu konuda göstersek de, en azından biri İzmir’e yatırım yapsa. Güzel olur değil mi? Hemen şunu söylemekte fayda var; bu yatırımları çekmek için İzmir’le yarışan başka kentler de var. Ve, maalesef İzmir’de üretim faaliyetlerini durduran Opel’i koz olarak kullanıyorlar.