Böbrek kanserleri tedavisinde böbrek koruyucu cerrahiler

Sağlık biliminin gelişmesi ve teknolojinin hızlandırıcı etkisiyle tüm branş ve hastalıklarda olduğu gibi böbrek kanserleri cerrahi tedavisinde de yeni yaklaşımlar ortaya çıkmıştır.

Haberin Devamı

Böbrek kanserleri tüm yetişkin kanserlerinin yüzde 2-3’ünü oluşturmaktadır. Genellikle 60 yaş ve üzeri ileri yaş hastalığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülmektedir. Ultrason ve tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinin sıklıkla kullanımı, hastalığın daha erken dönemde tanı almasını sağlar. Bu nedenle hastalarda genellikle belirgin bir şikâyete rastlanmaz. İdrarda kan, yan ağrısı ve böğür bölgesinde kitle hissi gibi klasik bulgular hastaların yüzde 10’unda saptanmaktadır. Böbrek kanserleri ve tedavisindeki önemli cerrahi yaklaşımlardan biri olan böbrek koruyucu cerrahileri, Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Cenk Acar’a sorduk.

Böbrek kanserleri tedavisinde böbrek koruyucu cerrahiler

NORMAL İŞLEVİNE DEVAM EDEBİLİYOR

Günümüzde, küçük boyuttaki böbrek kanserleri sadece böbrekteki kitlenin çıkarılmasıyla tedavi edilebilmektedir. Yapılan uzun dönem çalışmalarda böbreğin tamamen alınmasıyla aynı onkolojik sonuçlara sahip olduğunu göstermiştir. Bu tedavinin en önemli avantajı sadece kitle çıkarıldığında böbreğin diğer kısımlarının normal işlevine devam edebilmesidir. Böbrek fonksiyonlarının korunması böbrek kanserli hastaların cerrahi sonrası yaşam kalitelerini ve süresini uzatan faktörler arasında yer alır.
Sadece böbrekteki kitlenin cerrahi olarak çıkarılması, ‘parsiyel nefrektomi’ olarak isimlendirilir. Böbreğe sınırlı ve 7 santimetreden küçük böbrek kitleleri, açık, laparoskopik ve robot yardımlı cerrahilerle tedavi edilebiliyor. Bunun yanı sıra, açık cerrahi ve laparoskopinin uygun olmadığı yaşlı ve anestezi almasına engeli olan küçük böbrek kanserli hastalarda ‘radyofrekans ablasyon (RF)’ kanserli dokunun yakılarak tedavisi ve ‘kanserli dokunun dondurularak tedavisi (kriyoterapi)’ gibi laparoskopiye ve açık cerrahiye göre daha az girişimsel yöntemler kullanılmaktadır.

Böbrek kanserleri tedavisinde böbrek koruyucu cerrahiler

YAŞ VE HASTALIKLARI GÖZ ÖNÜNE ALINIYOR

Cerrahi tedavi kararında artık tümörün çıkarılmasının yanısıra böbrek fonksiyonlarının maksimum korunması da ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle hastaya hangi cerrahi tedavinin uygulanacağına yaş, böbrekleri etkileyecek şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi hastalıkların var olup olmadığı, tek böbrekli hastalar gibi faktörler göz önüne alınarak belirlenir. Örneğin, 40-50 yaşlarında böbreğinde 4-5 santimetre civarında kitlesi olan bir hastada laparoskopik veya robot yardımlı ‘parsiyel nefrektomi’ olarak tümörü çıkarılması böbrek fonksiyonlarının korunmasına daha fazla faydalı olurken, 7-8 santimetre tümörü olan aynı yaştaki hastada açık cerrahi uygulanması böbreğin korunmasını sağlayabilmektedir. Diğer yandan 70 yaşlarında aynı boyutta tümörü olan bir hastada gerekirse böbreğin tamamının alınması uygun bir tedavi seçeneği olabilir.

KANSERLİ KISIM DAHA NET GÖRÜLEBİLİR

Laparoskopik ve robot yardımlı ‘parsiyel nefrektomi’de böbrekteki kitlenin en az kanama ile tamamının çıkarılması ve geride kalan böbrek dokusunun sağlıklı bir şekilde korunması, bu cerrahinin en önemli aşamasını oluşturmaktadır. Bu zorluklar nedeniyle ürologların cerrahi tekniği uygulama esnasındaki streslerinin arttığını biliyoruz. Son yıllarda yapılan çalışmalar, minimal invazif cerrahileri daha kolaylaştıran ve geride kalan böbrek dokusunun daha iyi korunmasını sağlayan teknolojik gelişmelerin doğmasına neden olmuştur. İndosiyanin yeşili (İSY) adı verilen floresan maddenin vücuda enjekte edilmesi sonrası özel floresan kameralar sayesinde kitle ile normal böbrek dokusu ayırt edebilmekte ve ayrıca böbrek damarları ve dalları görüntülenebilmektedir. Bu sayede, sadece kanserin bulunduğu kısım daha net görüntülenmekte ve kitle onkolojik prensiplere daha uygun çıkartılabilmektedir. Ayrıca, böbrek kısmını besleyen damarlar net olarak ayırt edilmekte ve cerrahi teknik gereği geçici olarak kapatılabilmektedir. Bu şekilde hem kitlenin güvenli bir biçimde çıkarılması kolaylaşmakta hem de geride kalan böbrek dokusunun zarar görmesi engellenmektedir.
***
Hasta farkındalığının arttığı günümüzde ürologların böbrek koruyucu cerrahileri, hastalarıyla detayları ile tartışmalı ve böbrek fonksiyonlarını koruma yönünde açık, laparoskopik ve robot yardımlı cerrahi seçeneklerini mutlaka günlük pratiklerine yansıtmalıdırlar.

Yazarın Tüm Yazıları