Sıcaklardan kaçıp sığındığımız limanlardan biri olan “klimalar” ise bugünlerde en büyük yardımcımız.
Ancak.
Klimayı ne kadar doğru kullanıyoruz?
Çünkü.
Klimalar bilinçsiz kullanıldığında birçok hastalığa neden olabiliyor.
Hele hele “klima çarpması” var ki, aman dikkat!
Evet, bu hafta bir okurumuzun yönelttiği, “Genital bölge renk açma (beyazlatma) nedir, nasıl yapılır?” sorusunu, kısa/öz ama gayet bilgilendirici şekilde yanıtlamaya çalışacağım.
* * *
“Genital bölgede kararmalar meydana getiren etkenler neler?”
Öncelikle bu sorudan başlayalım. Cinsel hayat, doğumlar, ilerleyen yaş, kilo alıp verme, genital bölgedeki tüyleri almaya yönelik yapılan ağda-jilet ya da lazer gibi uygulamalar ve hormonal tedaviler, genital bölgede kararmalar meydana getirebilir.
* * *
Kadınlarda genital bölgenin dıştan bakınca görünen kısmına “vulva” adı verilir. En çok bu bölge zaman içerisinde hormonal değişimler veya yaşa bağlı olarak kararabilir. Bu kararmaya neden oluşturan hormon ise estrojendir. “Vulva” adlı bölge, estrojen yanıt veren hücreler açısından zengin olduğundan koyulaşma görülebilir. Özellikle hamilelik döneminde dış genitallerde, koltuk altı, meme ucu ve yüzde de hormonal etkiler nedeniyle kararmalar olabilir.
* * *
İşte böylesine sıcak yaz günlerinde hamilelik dönemlerini geçiren anne adaylarının işi daha bir zor.
Serinlemek isteyen ve tatil planı yapan anne adayları, “Hamileler denize/havuza girebilir mi?” diye soruyor.
Öncelikle şunun bilinmesi lazım:
Yüzme, genellikle hamilelikte en yararlı aktivitelerden biridir. Suyun desteği ve kaldırma gücünün etkisi, vücuda binen yükü azalttığından dolayı yüzmek, hem anne adayının hem de bebeğin rahatlamasını sağlar.
Hamilelikte herhangi bir risk yoksa, denize veya havuza girdiğinizde ani bir değişim hissetmiyorsanız ve yapılan tetkikler/muayeneler sonucunda doktorunuz “rahatlıkla yüzebileceğinizi” söylüyorsa, yüzme sporuna devam edebilirsiniz.
Kanser tedavisi sırasında ve sonrasında doğru beslenme ile hastalığa ve tedaviye bağlı görülebilecek yan etkiler daha hafif olabilir ve nüks riski azalabilir. 17 Haziran’daki yazımda güneşlenmenin kanser üzerine olan etkilerini konuştuğum Gazi Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun’la bu yazımda da kanser hastalarının beslenme konusuna devam ettim. Prof. Dr. Coşkun, şu önemli bilgileri verdi.
Prof. Dr. Uğur Coşkun
KEMOTERAPİ DÖNEMİNDEKİ BESİNLER
Kemoterapi sırasında beslenme her hastanın ihtiyaçlarına göre farklılık gösterebilir. Kanser tedavisi gören onkoloji hastalarının özellikle sebze, meyve ve protein alımının yeterli olması çok önemlidir.
Bunun yanında kemoterapi alınmasına engel olabilecek bazı kan değerlerinin düşmesini engellemek amacı ile B12, folik asit, çinko, demir ve magnezyum içeren besinlerin tüketilmesi gerekmektedir. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, çiğ kuruyemişler, yumurta, yoğurt, peynir ve karaciğer tüketimi bu vitaminlerin besinler aracılığı ile yeterli miktarda alınmasını sağlayacaktır.
AKDENİZ DİYETİ KORUYUCU OLABİLİR
Cildinizi güneşten koruyarak cilt kanseri riskinizi artırmadan dışarıda zaman geçirebilir ve güneşin faydalı etkilerinden yararlanabilirsiniz. Güneşlenirken nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun’a sordum ve şu bilgileri paylaştı.
Prof. Dr. Uğur ÇOŞKUN
CİLT KANSERİNE NEDEN OLABİLİYOR
Cilt kanseri, deri hücrelerinde anormal büyümeye neden olan bir tür kanserdir. Ultraviyole (UV) ışınlarına uzun süre maruz kalmak, cilt kanseri riskini artırır. Güneş ışınlarının en zararlı bileşeni, UVA ve UVB olarak adlandırılan UV ışınlarıdır. Cilt kanserlerinin çoğu, ultraviyole (UV) ışınlarına çok fazla maruz kalmaktan kaynaklanır. UV ışınları güneşten gelen görünmez bir radyasyon türüdür ve ozon tabakasının her yıl biraz daha incelmesi ile daha az filtre edilen, daha yoğun UV ışınları yeryüzüne ulaşmaktadır.
UV ışınları cilt hücrelerine zarar verebilir, bu nedenle UV ışınlarına çok fazla maruz kalan kişilerde cilt kanseri riski daha yüksektir. Cilt kanserinden korunmak için özellikle öğlen saatleri gibi güneş ışınlarının çok yoğun olduğu saatlerde düzenli olarak güneş kremi kullanılmalı, uzun süre güneş altında vakit geçirileceği zaman uzun kıyafetler ile cilt kapatılmalı ve mutlaka baş boyun bölgesini koruyan şapkalar kullanılmalıdır.
Vücut duruşundaki değişiklik, bel, sırt ağrılarına neden olur. Bu ağrılardan kurtulmak ve formda kalmak için makul düzeyde anne adayını yormayacak şekilde egzersiz yapılmalıdır. Hamilelikte egzersiz yapmayı planlarken akla birçok soru gelebilir. Fiziksel egzersiz, fiziksel gücü ve sağlığı korumak için yapılan vücut aktiviteleridir. Gebelikte bu tip egzersizler önemlidir ve gebeliğin birtakım sıkıntılarını giderebilir. Ayrıca anne adayının vücudunun doğuma hazırlanmasına da faydası olur.
GEBELİKTE EGZERSİZİN FAYDASI NELERDİR
* Gebelikte ortaya çıkan duruş bozukluklarını gidermek.
* Sırt ağrılarını azaltmak.
* Doğum sırasında gerekli soluma ve gevşemeyi öğretmek.
* Karın ve perine kaslarının elastikiyet ve kuvvetini arttırmak.
Sağlıklı yaşam adına geleneksel tıbbın en sık kullandığı bitkiler, bizim onları en sık kullanma yöntemimiz bitki çayları. Öncelikle hazırlanma önerilerini sizinle paylaşmak istiyorum.
* Hazırlarken klorsuz su kullanılmalı
* Su kaynadıktan sonra birkaç dakika dinlendirilir.
* Tercihen porselen demliğe, önce bitki ardından su eklenir.
* Bir tatlı kaşığı kuru ya da taze bitkiye bir demlik su ilave edilir.
* Demlenme süresi ortalama 2 ila 5 dakikadır.