Paylaş
Ekranlarda gördüğü pilates programlarına özenmiş. Özellikle de sevgili Ebru’ya. Hemen gidip bir DVD satın almış. Sonra ne mi olmuş? Kendisini de bebeğini de az daha tehlikeye atıyormuş. Bereket kayınpeder önemli bir doktor da, müdahale kolay olmuş. Aslında Ebru Şallı’ yı başarılı buluyorum. Ama Pilates öğretmenim Derya Acar’a göre, bu işi yapanların, eğiticilerin özellikle iyi bir anatomi ve fizyoloji bilgisine sahip olması şart. Bir de hamilelik sırasında daha çok dikkat gerekirmiş. Derya’ya ve Hilton Spor Salonu’nun patronlarından Tanju Dokur’a göre, klasik egzersizlerde(ağırlık çalışma ya da koşu gibi..) zayıf kaslar zayıflama, güçlü kaslar güçlenme eğiliminde. Bu da dengesiz adale yapısına ve zamanla sakatlıklara yol açabiliyormuş. Pilates, kasları bir bütün halinde ve de özellikle karın, sırt ve kalça kaslarını çok iyi çalıştırdığından, sağlam bir iskelet oluşturuyormuş.
DVD ve ekranlara güvenmeyin
Herkesin, Pilates eğitmeni olarak ortaya çıkmasını da, çok yanlış bulan genç eğitmen Derya Acar’ın açıklamaları ise şöyle; “Spor akademisi mezunuyum. Spor fizyolojisinde mastar yapıyorum. Hâlâ Pilates üzerine eğitimlerime devam ediyorum. Pilates hareketlerini çok iyi yapabiliyor olmamız, bu hareketleri doğru yaptırabileceğimiz anlamına gelmiyor. Kontrol şart. Bu yüzden televizyondan, veya DVD den izlenerek yapılan Pilates, eğitmen esliğinde yapılan Pilates ile hiçbir zaman eşdeğer olamaz. Nedeni ise yanlış yapılmaya müsait olan hareketlerin, sakatlanmalara neden olabileceği.”
Doktor kontrolü şart
Geçtiğimiz ay İstanbul’a, başta Beyonce olmak üzere dünyaca ünlü pek çok starın pilates eğitmeni Lawrence Biscontini geldi. Bir haftalık seminerine Derya’da katıldı. Derya’yı Biscontini çok beğenmiş. Bunu aynı seminere katılan bir başka Pilates öğretmeni, Erman gururla söyledi. Hamilelik döneminde yapılacak spora da değinilmiş seminerde. Derya hamilelikte, bebeğin ve annenin sağlığı için spor yapılması gerektiğini söylüyor. Amma “Mutlaka doktor kontrolünde ve annenin spor geçmişi göz önünde bulundurularak yapılmalıdır.” Diyor. Hamilelik döneminde yapılan pilates ile bel ve sırt ağrıları azalırmış. Yapılan nefes çalışmaları ve egzersizin verdiği zindelik ile anne adayı psikolojik olarak da kendini iyi hissedermiş. Pilates doğumu kolaylaştırır ve doğum sonrası toparlanmayı hızlandırırmış. Fakat, hamilelik döneminde olan dersler, klasik pilates derslerinden çok farklıymış. Derya “Birçok hareket kısıtlanır (örneğin; yüzüstü egzersizler ve karın egzersizleri asla yapılmaz.) ya da modifikasyonları ile kolaylaştırılır. Bu yüzden mutlaka uzman eşliğinde yapılmalı ve anne adayının doktoru kontrolünde devam edilmelidir” diyor...
Siyasiler bu Aksu yalakalığı niye
Keyifle okuduğum bir gazete Yeniasır. Çarşamba gazetenin yazarlarından Zafer Şahin, eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı merhum Ahmet Piriştina’nın “Sezen Aksu heykeli dikme” isteğini hatırlatmış. İzmirli siyasetçilerin büyük kısmı da, Sezen Aksu heykelinin, memleketi İzmir’e dikilmesini olumlu karşılamış. Bana göre hiç yakışmadı. Bir süredir bazı siyasetçilerin Sezen Aksu yavşaklığı yapmalarına zaten gıcık oluyordum... Tabi rahmetli Piriştina’ yı tenzih ederim. Saygım sonsuz. Neye dayanaraktan böyle bir öneri getirdiğini bilemem. Üzerine de ağırlık olsun istemem. Hele de sevgili eşi Mine Hanım’ı hiç kırmayı düşünmem. Amma niye? diye sormak hakkım. Ben Sezen Aksu’yu Allah göstermesin, bir böbreğimi verecek kadar da severim. ‘Evet’ ya da’ Hayır’ demiş umurumda da değil. Fakat doğruya doğru. Türk Popu’nun Divası memleketi İzmir’e ne yaptı? Bir okul mu? Bir hastane mi? Bir aş ya da düşkünler evi mi? Bir müzik okulu mu veya bir çocuk parkı mı aztı? Ya da geliri İzmir takımlarına veya her hangi bir hayır kurumuna, örnek KİTVAK’a bırakılmak üzere bir konser mi verdi? Ne yaptı da heykeli dikiliyor? Ben anlamadım, anlayan varsa bir anlatsın...
Keyifle dinleyin
Devlet Sanatçısı Uğur Çınar’ın ilk albümü çıktı. Medya’s dan sevgili Yasemin Baygın gönderdi. Keyifle dinliyorum. Türk Müziğinin sevilen eserlerini Türkiye’nin önemli Müzisyenleri Ferhat Livaneli, Ercan Irmak, Göksun Çavdar, Eylem Pelit, Ufuk Yıldırım, Ali Koç, Hakan Güngör, İst. Devlet Modern Folk Müzik Topluluğu Yaylı Grubu eşliğinde Senfonik Düzenlemelerle seslendirmiş. Hacı Arif Bey’den, Dede Efendi’ye, Ege Zeybeğinden Tangoya, Kaptanzade Ali Rıza Bey’den Nazım Hikmet’e uzanan geniş bir repertuar. İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı Mezunu olan Uğur Çınar, Akademisyenliğinin yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı Sanatçısı olarak yurt içinde ve yurt dışında konserler vermiş. TRT İstanbul Radyosunda 10 yıl sanatçı olarak görev yapan Çınar TRT FM de “Yıldız Sesler” adlı radyo programı ve TRT 2’de de “Bir Tatlı Huzur” adlı programları hazırlayıp sunmuş.
Helal olsun gençlere
Hemen herkesin ayıla, bayıla izlediği Ezel dizisi, ilgi alanımda değil. Hoş Aşk-ı Memnu’yu da hiç izlemedim. Yalnız, iki dizinin de, star erkek oyuncularından Kenan İmirzalıoğlu ve Kıvanç Tatlıtuğ’u beğenir ve de çok yakışıklı bulurum. Özellikle de Kenancıyım. Şimdi niye buraya geldiğimi sorarsanız? Kenan ile Kıvanç’ın, Ezel dizisinde bir araya gelmelerini kıskandım. Alkışladım. Gururlandım. Helal olsun gençlere. Kıskançlık duymadan, hırs yapmadan, sevgi ve dostluk içinde aynı dizideler. Böyle dostluklar, bizim meslekte bile pek geçerli değil. Üstelik ikisi de star ve herkesin sevgilisi. 30 yılı aşkın bu işi yapan biri olarak bir araya gelemeyen, bir birlerine bir zamanlar selam bile vermeyen Yeşilçam’ın emektar jönleri... Kasılmayı, ukalalığı marifet sayanlara ibret olsun. Hele 11 yıl sonra eski defterleri açıp da delikanlılık yaparak, kendine gündem yaratmak isteyenlere de kapak olsun...
Paylaş