Paylaş
Sohbet, bazı bakım işlerini yaparken sigara molası verdiğinde başladı. Sigaranın zararları, bağımlılıktan kurtulamama üzerine konuşurken içtiği sigaranın paketinin 38 liraya dayandığını dehşet içinde öğrendim. Günde bir paket içiyormuş. Aylığının 1000 liradan fazlası sigaraya gidiyor.
OY BENİM DEĞİL Mİ?
Hayat pahalılığından şikayet ederken söz yaklaşan seçimlere geldi. Daha önce desteklediği partiye oy vermeyecek. Son 5 yılda çok hayal kırıklığına uğramış. Zamlar belini bükmüş. Ama rakip ittifaka da oy vermeyeceğini söylüyor. “Her şey para, pul, enflasyon değil. FETÖ’cülerin, terör örgütünü destekleyenlerin aday gösterildiği ittifaklara oy vermem” diyor. Muharrem İnce’ye oy verebileceğini söylüyor. “Oyun boşa gitmez mi?” yorumlarına, “Olsun oy benim değil mi? Artık hesaba, kitaba bakmadan huzur içinde canımın istediğine oy vermek istiyorum” diyor.
Bu küçük örneğe benzer vakalardan Türkiye’nin dört bir yanında binlerce, on binlerce, yüz binlerce olduğundan emin olabilirsiniz. Kafaları karışık geniş bir seçmen kitlesi var. Bu kitlelerin tepki oyları önümüzdeki haftalarda ikna olmazlarsa ittifakların dışındaki adaylara gidecek gibi görülüyor.
GENÇ OYLARIN GÜCÜ
Benzer durum genç oylarda da görülüyor. Z kuşağı olarak adlandırılan 2000 yılından sonra doğan 13 milyon genç var. Bunların yarısı, 6 milyon 400 bin genç ilk kez oy kullanacak. Onlarda da ittifaklar dışındaki aday ve partilere gidecek tepki oylarının payının büyük olması bekleniyor. Araştırmaların sonuçlarını analiz edenler buna dikkat çekiyor. Tek bir oyun bile büyük önem taşıdığı özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde gençlerin oyları çok kritik bir role sahip olacak.
Geçtiğimiz hafta boyunca liderler gençlere vaatler yağdırdı. Ucuz telefon ve bilgisayardan ÖTV’siz ilk arabaya, kredi borçlarının silinmesine kadar genç oyların gönlünü kazanabilecek her türlü vaat vardı konuşmalarda. Bakalım gençler sandık başında nasıl cevap verecek bu vaatlere. Tepki oyları patlama yaparsa ikinci turda seçimlerden nasıl bir sonuç çıkacak pek çok belirsizlik var önümüzde.
Görünen o ki önümüzdeki üç hafta boyunca gençleri ve tepki oylarının yönünü kendilerine çevirebilenlerin halen başa baş görünen seçimlerin galibi olma şansı yüksek.
Çukur kapamak çok mu zor?
BİR yıl kadar önce evimizin bulunduğu sokak su borusu döşemek için kazıldı. İş bittikten sonra medeni ülkelerdeki gibi asfaltlanıp eski haline gelecek diye bekledik. Ama sadece toprak dolduruldu. Bir daha ne gelen oldu, ne de giden. Asfalt yapılmadığından yağmur yağdıkça çukurlar çöktü, geliş gidiş ıstırap haline geldi.
Yine 4-5 ay kadar önce elektrik hatlarını yer altına alma çalışmaları yapıldı. Yollar kazıldı. Aylarca trafik kazası tehlikesi yaratacak şekilde yol ortasında boydan boya açılmış çukurlar açık kaldı. Şikayetler artınca yarım yamalak asfaltlandı. Ama yolu daraltan kenarlar aynen kaldı.
Müteahhitleri dünyanın dört bir yanında inşaat harikaları yaratan bir ülkede çukur kapamak bu kadar mı zor? Kamu ve özel kurumların beceriksizliği mi, yoksa vurdum duymazlığı mı çukurları açık bırakıyor anlamak mümkün değil.
Paylaş