Fırtına öncesi ve sonrası

ÜZERİNİZE 80 - 90 ya da 120 kilometre hızla bir araba geldiğini düşünün. Korkarsınız değil mi? Bu satırlar yazılırken başta İzmir olmak üzere Ege Bölgesi’nde yaşayanlar çarpmanın şiddeti ve sonuçlarının ne olacağı endişesini taşıyordu.

Haberin Devamı

 

Bazı meteoroloji uzmanlarına göre ‘mini tayfun’, bazı haberlere göre ise saatteki hızı 180 kilometreye kadar ulaşabilecek bir kasırga geliyordu. İzmir’in ve Ege Bölgesi’nin tarihin en sert doğal afetlerinden birinden ne derece etkileneceği henüz belli değildi.
Aslında ilk olarak çarşamba günü sosyal medyada “Kasırga geliyor” haberleri yayılmaya başladı. Ancak, resmi kurumlardan herhangi bir açıklama olmadığı için haberin güvenilirliği konusunda şüpheler oluştu. Bir gün sonra perşembe öğle saatlerinden itibaren ise sosyal medyadaki haberlerin uyarısıyla gerekli araştırmayı yapan Hürriyet gibi güvenilir haber sitelerinde “İzmir için kırmızı alarm” haberleri yer almaya başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise İZSU, itfaiye gibi acil durum ekiplerini 24 saat alarma geçirdiğini açıklamıştı.

Haberin Devamı


UYARI İKİ GÜN ARKADAN GELDİ
Ama perşembe günü Meteoroloji, çok kısa bir açıklama yaparak çeşitli senaryolara göre gelişmelerin takip edildiği haberini veriyor, ama alarm vermiyordu. Ulusal televizyonların hava durumu raporlarında da önemli bir uyarı yoktu. Bir yanda internet ve sosyal medyada kasırga alarmları, diğer yanda işi asıl bilmesi gereken kurumlarda ise aşırı sakinlik vardı.
Eğer bu şiddette bir fırtınanın bölgeyi vurma olasılığı yüzde bir bile olsa mutlaka erken uyarı gelmeliydi. İnsanlar evinde, çiftçi bağında, bahçesinde, serasında, iş sahipleri fabrikalarında, balık çiftliklerinde önlem almak için zaman kazanmış olurdu. Sosyal medyada bile çarşamba günü yer alan bu olay ne yazık ki, esas uyarıyı yapması gereken kurumlar tarafından ancak cuma günü dile getirildi. Hem de nasıl önlemler alınması gerektiğini anlatan çok detaylı şekilde. Vatandaşın çarşamba gününden beri beklediği buydu. Herkes kolları sıvadı ve kendi çapında önlemlerini almaya başladı.
Küresel ısınma nedeniyle bugüne kadar görmediğimiz fırtına, su baskını gibi doğal afet olaylarıyla bundan sonra çok daha sık karşılaşacağa benziyoruz. Hafta sonunda yaşananlardan ders alınıp, çok daha hızlı ve bilgi verici yöntemler geliştirilmesi gerek.
En büyük dileğim bu satırlar okuyucuya ulaştığında tropikal fırtına korkulan zararı vermeden geçip gitmiş olsun.

Yazarın Tüm Yazıları