Bu bayram, başka bayram

 BAYRAM tatili uzamadı, ama yıllık izinler bayramla birleştirilince milyonlarca kişi Ege’ye aktı. Turizmciler sadece Çeşme’ye bu bayram 1 milyon kişi bekliyor. Yaklaşık 75 bin yazlığın bulunduğu Çeşme’de otellerdeki doluluk oranı da yüzde 100’e ulaşınca ekonomik aktivite tavan yaptı. Hemen hemen tüm Ege kentlerinde benzer bir tablo görülüyor.

Haberin Devamı


Bir de bu bayramın geçmiştekilerden bir farkı var. İzmir bayrama yeni otoyolla girdi. Artık İstanbul’dan 3,5, Bursa’dan 2, Balıkesir’den 1 saatte İzmir’e ulaşmak mümkün. Bu gelişmeyle iç turizmde büyük bir hareketliliğin başlaması kaçınılmaz.
Ancak, bu köşede yıllardan beri dile getirdiğimiz sorun bundan sonra Ege’deki tatil beldelerinin de kabusu olabilir. Bu bayramda da gördüğümüz gibi Bodrum, Çeşme gibi yerlere başlayan otomobil hücumu İstanbul’u aratmaz hale geliyor. Bundan sonra yılın büyük bölümünde otomobiline atlayıp birkaç saatte İstanbul ve diğer illerden gelenlerin sayısında ciddi artış olacak. Bu da turizm merkezlerindeki sıkışıklığın kalıcı hale gelmesi demek...
Umarım; Bodrum’dan, Çeşme’ye, Foça’dan, Seferihisar’a, Urla’ya ve Karaburun’a şehir plancıları ile yerel yönetimler en azından gelecek sezona kadar bu soruna çözüm bulabilir. Huzur aramak için İstanbul’dan kaçanlar Ege’de daha kötüsüne yakalanırsa otoyolun avantajı dezavantaj olur.

Haberin Devamı

 
Altın mı daha değerli, yeşil mi?

MİLYARLARCA yıldızın bulunduğu uçsuz bucaksız evrende çok şanslı bir gezegende yaşıyoruz. Bilim insanları bir yıldızın etrafındaki yaşanabilir bölgeyi, sıcaklığın, suyun sıvı olarak kalabilmesine olanak tanıdığı dar bir kuşak olarak tanımlıyor. Güneş sisteminin yaşanabilir bölgesi oldukça küçük. Ama, dünya bu küçük alanda yer alıyor. Bunun için çok şanslıyız.
Ayrıca, dünyadaki mevsimsel hava değişikleri, dönüş ekseninin güneşin etrafındaki yörüngesine göre eğik olması belirliyor. Eğer eğim, sıfıra değil, bire yakın olsaydı, dünya güneşe en yakın olduğu noktaya ulaştığında okyanuslar kaynardı. En uzak olduğu noktada ise donardı. Eğer, güneş ile aramızdaki uzaklık yüzde 20 daha az veya daha çok olsaydı, Mars’tan daha soğuk veya Venüs’ten daha sıcak bir gezegen olacaktık.
Milyarlarca yıldız ve gezegenin olduğu evrende acaba dünyamız kadar şanslı kaç gezegen var. Diğer gezegenlerden bakıldığında bizim dünyamız tam bir cennet. Bu cennette su var, ağaçlar, kuşlar, çiçekler var... Diğer gezegenlerde belki daha çok altın madeni var, ama yaşam olmadığı için değerleri yok.
Ama dünyamıza sahip çıkmıyoruz. İnsanoğlu binlerce yıldır kestiği ağaçlarla, havayı kirleten yatırımlarla dünyanın nefes alıp vermesini güçleştirdi. Küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişikleri fırtınalara, sellere yol açıp, tarım alanlarını yok ediyor. Geçen hafta Birleşmiş Milletler 100 bilim adamı ve uzmanın hazırladığı bir rapor yayımladı. Buna göre, dünyada su ve toprak kaynaklarının kötü kullanımı öyle boyutlara ulaştı ki, artık insanlığın kendini besleyebilmesi bile tehlikede...
Evrende olabilecek en şanslı konumdaki gezegenimizi koruyabilmek için “Yeşil mi, altın mı?” sorusunun cevabı tabii ki, “Yeşil” olmalı.
İyi bayramlar dileğimle...

Yazarın Tüm Yazıları