Hakan Şükür haklı

Selim AKÇİN

Hakan Şükür'ün Juventus'a transferiyle ilgili yazdıklarımın daha mürekkebi kurumadı! O yazıda Hakan'ı eleştirmiş ve bu işten koptuğumu düşünmüştüm. Ama her akşam haberlerde Hakan'ı izleyince bir şeyler yazma zorunluluğu ortaya çıktı.

Şimdi benim televizyonlardaki programlardan, gazete yazılarından takip ettiğim üzere, bütün spor camiası Hakan'ın dünya çapında futbolcu olduğunu onaylıyor. Benim gözlemim de bu yönde. Hakan Şükür, önce bir Torino talihsizliği yaşadı, ardından da dünyanın büyük kulüplerinden birinden transfer teklifi aldı. Olay son derece basit yani. Diyelim, İngiliz Owen'ın, Brezilya'lı Ronaldo'nun Manchester United'a transferi kadar önemli ama o kadar da normal bir durum.

Türkiye futbolda öyle ya da böyle bir noktaya geldi artık. Çünkü bugünün Galatasaray'ı, Can Bartu'nun İtalya'ya transfer olduğunda, hep birlikte sevinç gözyaşı döktüğümüz günlerin, Fenerbahçe'nin fersah fersah ilerisinde. Fenerbahçe de o Fenerbahçe'nin ilerisinde. Bunda anlaştıysak medyaya dönebiliriz.

Transfer ilk ortaya çıktığında ana haberlerde birinci haber yapan onlar, uçak kaldırıp Hakan'ı peşine takan, gazetelerinde manşet yapan onlar. Sonrası daha da önemli. Hakan bombardımanı ile kamuoyunda tepki yaratıp, sonra da o tepkiyi Hakan'ın aleyhine kullananlar da onlar. Böylece kamu sözcülüğü yapmış oluyorlar. Hakan, bir profesyonel gibi gitti ve anlaşamadan döndü. Show TV, atv, TGRT, Kanal D ve HBB, ‘‘Hakan'ın bıktıran transfer öyküsü’’ başlığıyla verdiler haberlerini. Alemin BBC'si, kendi ülkesinin katıldığı bir savaşta bile tarafsız olmayı başarırken, Hakan olayında tarafsız kalmayı başaramayan medyamıza ben ne diyeyim?