Düzenli güneş koruyucu kullanılmaması nelere sebep olur?
Kırışıklıkların artması, derinleşmesi: Güneşte korumasız uzun süre kalmak kırışıklıklara neden olabilir. Kırışıklıklara ek olarak zararlı ışınlara maruz kalmak da cilt kanserine neden olabilir.
Cilt lekeleri: Cilt güneşte leke oluşturmaya hazırdır. Güneş kremi sürülmeden güneşe maruz kalındığında farklı boyut ve renklerde lekeler oluşabilir. Boyama sorunları kan damarlarının daha sonra yırtılmasına neden olabilir.
Güneş yanıkları her mevsim olabilir
Güneş yanığı yaz ve kışın meydana gelebilir. Özellikle beyaz tenli kişilerde güneş yanığı sonrası daha fazla ağrı hissedilebilir. Güneş yanığı önlenmezse cilt kanserine dönüşebilir. Güneş ışığı cildimize ve sağlığımıza zararlı olabileceği gibi faydalı da olabilir. Bu nedenle her yaşta ve her mevsim korunmalıdır. Düzenli güneş koruyucu kullanımı zararlı güneş ışığının zararlı etkilerini azaltabilir ve cilt problemlerini önleyebilir. Güneşten en çok etkilenen yerlerden biri dudaklardır. Güneşe maruz kalan ve ıslak olmayan dudaklarda "çiftçi dudağı" hastalığı görülür. Dudaklar kuru ve çatlamış. Önlemek için düzenli olarak su içmeniz ve nemlendirmeniz gerekir.
Doğru güneşlenmek için bunlara dikkat!
Güneşin faydalı ışınları cildimiz ve bağışıklık sistemimiz için çok önemlidir. Bu ışınlardan yararlanmak için yapılması gerekenler;
4 mevsim boyunca her gün güneş kremi sürülmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Hassas ve kırmızı ciltler için kullanmayı planladığınız maskeler veya bitkisel ürünler hakkında dermatoloğunuza danışmanız daha güvenlidir. Özellikle güneş lekelerini tedavi etmek için kullanılan bitkisel maskeler cilt üzerine hasara yol açabilir. Sirke, limon suyu, yoğurt, aloe vera, Hindistan cevizi yağı ve zerdeçal beyazlatıcı özelliği olan doğal maddelerdir. Bu maddeler yaz aylarında doğrudan cilde uygulandıklarında alerjik reaksiyonlara bağlı olarak ciltte koyulaşmalara da neden olabilirler.
En sık yapılan hatalar
Sodyum bikarbonat olarak da bilinen kabartma tozu, peeling yapısına rağmen cildiniz için son derece zararlıdır. Karbonatın pH'ı 9'dur. Cildin koruyucu tabakasını yok etse de yüzünüzü hassaslaştırır ve cildin kendini yenileme sürecini yavaşlatır. Cilt bakımına uygun olmayan bitkisel yağlar, vücutta kullanılsa bile yüzde kullanıma uygun olmayabilir. Asit nedeniyle yanma ve akne gibi rahatsızlıklara neden olabilecek yağlar kullanırken bir cilt uzmanına danışılması gerekir.
Maske hazırlarken dikkat edilmesi gereken önemli nokta, ilgili bitki ve yiyeceklere pestisit uygulanmamış olmasıdır. En güvenilir yöntem bahçemizde ve saksınızda üretim yapmaktır. Bu mümkün değilse sertifikalı bir ürün tercih edilebilir. Maske çok sık uygulanırsa cilde zarar verebilir. Çok fazla maske cildin doğal dengesini bozar, aşırı hassas cilde neden olur ve cildin bağışıklığına zarar verir. Özellikle soyulabilir maskeler, düzenli kullanım cilt kuruluğuna ve kılcal damarların artmasına neden olabilir.
Bu sebeple evde maske yapmadan önce mutlaka alanında uzman kişilerle görüşüp kanıtlanmış ve cildinize uygun tarifleri uygulayınız.
Antioksidan, zararlı etkileri engeller
Aktif oksijen serbest radikalleri; bulaşıcı hastalıklardan kansere, kronik romatizmadan (eklem romatizması gibi) kalp krizlerine kadar çeşitli sağlık sorunlarının gelişiminde önemli etkisi olan bir grup toksik maddeyi ifade eder. Bu maddelerin zararlı etkilerini engelleyerek vücudu koruyan maddelere antioksidanlar denir. Reaktif oksijen serbest radikalleri, hücrelerin moleküler yapısındaki oksijen atomlarını yok ederek ciddi kimyasal hasara neden olabilir. Bu anlamda vücutta bu maddelerin artmasına neden olan durumlar şu şekilde sıralanabilir: İskemi hastalığı, yapay tatlandırıcı kullanımı, fazla işlenmiş gıda tüketimi, sigara – alkol kullanımı ve radyosyona maruz kalınması.
Birçok besinde antioksidan bulunur
Antioksidanlar doğada bitkiler ve bazı hayvanlar tarafından doğal olarak üretilebilir. Bu sayede organizmalar vücutlarını çeşitli sağlık sorunlarından koruyabilirler. Bazı vitaminler insan vücudunda sentezlenemediğinden ve bazı minerallerin düzenli olarak dışarıdan alınması gerektiğinden herkesin antioksidanlar açısından yeterli ve dengeli beslenmesine dikkat etmesi gerekmektedir. Gıdaların haricinde antioksidanlar çeşitli takviye ürünlerle de dışarıdan alınabilir.
Antioksidan bakımından zengin besinler şu şekilde özetlenebilir:
Antioksidan eksikliği sorunlara yol açabilir
Günlük antioksidan alımının gerekli miktardan az olması; günlük aktif oksijen serbest radikal üretimine göre, kişinin genel sağlık ve fiziksel özelliklerine göre bazı hastalıkların veya mevcut hastalıkların bozulmasına neden olabilir. Bu durumda reaktif oksijen serbest radikallerinin neden olduğu bulaşıcı hastalıkların, eklem romatizması ve lupus gibi romatizmaların, kardiyovasküler hastalıkların, kanser ve diyabetin ve komplikasyonların neden olduğu diğer kronik hastalıkların görülme sıklığı artabilir. Aynı zamanda hasta daha önce tedaviye yanıt vermiş olsa da antioksidan eksikliğinden dolayı tedavi yönteminin etkisinin azaldığı gözlemlenebilir. Bu konuda dengeli ve yeterli beslenin, antioksidanlardan zengin besinlere yer verilmelidir. Bu yeterli olmazsa doktor kontrolünde dış takviyelerden yardım almanız genel sağlığın korunması açısından büyük önem taşır.
Anti-aging ürünlerin cilt tipine göre seçilmesi önemli
Cildi anlamak, cildi analiz etmek ve buna göre anti-aging ürünleri seçmek önemlidir. Kuru cilde sahipseniz yağ verimini dengeleyebilecek yaşlanma karşıtı ürünler kullanmalısınız, karma veya yağlı bir cilde sahipseniz içeriği doğru olan sebum üretiminizi dengeleyecek ürünlere odaklanmalısınız. Cildiniz çok hassas ise alanında uzman hekimden destek almalısınız.
Güneş kremi kullanacağınız yaşlanma karşıtı ürünler listesinin başında olmalıdır. Çünkü erken yaşlanma belirtilerini azaltmanın yolu her gün güneş kremi kullanmaktır. Güneşe maruz kalma cildin yaşlanma sürecini büyük ölçüde etkilediğinden koruyucu ürünlerin kullanılması faydalı olacaktır. Bu nedenle her gün cildinize güneş kremi sürmelisiniz.
Vitaminler ile anti-aging etkisi
Güneşten gelen oksidatif stres ve ultraviyole radyasyon, kolajen ve elastini parçalayan enzimler üreterek cilt yaşlanma sürecinde önemli bir rol oynar, bu da sonuçta ciltte renk değişikliği anlamına gelen pigmentasyon ve kırışıklıklara yol açar.
Birçok cilt sağlığı uzmanı, ince çizgileri ve sarkan cildi iyileştirmek için retinol, retinil esterler veya retinaldehit gibi A vitamini türevlerine sahip olan ürünleri tercih ederler, bunlar sadece doktor kontrolünde kullanılmalıdır!
A vitamini türevleri içeren kırışık önleyici kremler, yeni kolajen birikintilerinin oluşumunu teşvik edebilir ve tip I prokollajeni artırarak cildin bozulmasını önleyebilir. Kolajen, cilde elastikiyet ve sıkılık kazandıran, daha genç görünmesini sağlayan bir proteindir. Bu nedenle yaşlanma karşıtı cilt bakım rutininize A vitamini içeren yaşlanma karşıtı ürünler ekleyerek başlamak en mantıklı adımdır.
Erkeklere yönelik uygulamaları detaylıca incelemek gerekirse;
Lazer epilasyon uygulamaları
Kadınlara kıyasla erkeklerde lazer epilasyon uygulanabilecek daha fazla bölge mevcuttur. Kişilerin ihtiyaçlarına göre sırt, kol, bacak, koltukaltı, genital, kalça, ense, göğüs, yüz, omuz, boyun, kulak ve yanak bölgesine işlem yapılabilmektedir. Düzenli yapıldığı zaman kısa sürede gözle görülür sonuçlar elde etmek mümkündür.
Cilt bakım uygulamaları
Erkeklerde temiz ve sağlıklı cilt görüntüsü için tercih edilen yöntemlerden biri hydrafacial cilt bakım uygulamasıdır. Hydrafacial uygulaması ile cilt temizliği ile birlikte leke ve yüzeysel kırışıklık sorunları da ortadan kaldırılabilir. Seans ve tedavi süreci kişinin ihtiyaçlarına göre değişmektedir.
Botoks uygulamaları
Erkeklerde kadınlara göre çizgiler daha derin oluşmaktadır. Bu sebeple sıklıkla botoks uygulamaları kaş çatma çizgisi ve alındaki yatay çizgilere yapılmaktadır. Botoks uygulaması ile oluşan derin kırışıklıklar ve çizgilerinin hafifletilmesi hedeflenir. Yaklaşık 30 dakika lokal anestezi ile gerçekleştirilen işlemin etkisini 1 hafta içinde kendini belli etmektedir.
Dolgu uygulamaları
Hamilelik sürecinde tercih edilebilecek güvenilir ürünler cildi besleyen ve C vitamini içerikli ürünlerdir. Bununla beraber genellikle önerilen hyalüronik asit içerikli krem ve serumların kullanılmasıdır. Cildi yatıştıran, K vitamini içerikli maskelerde tercih edilebilir. Gebelik lekelerinin önüne geçebilmek adına kimyasal içermeyen ve en az 50 faktörlü güneş koruyucuların düzenli kullanılması gereklidir. Gebelik sürecinde içeriği ya da tedavi amacı ne olursa olsun mutlaka su bazlı ürünler tercih edilmelidir. Bu sayede anne adayının yaşayacağı diğer cilt sorunları hafifletilmiş olur. Cilt hassasiyete açık olduğu için tercih edilecek ürünlerde cildi nemlendirerek yatıştırma özelliği aranmalıdır.
Unutulmaması gereken en önemli nokta ise ürünlerin içeriğinde parfüm, silikon, alkol ve paraben olmamasıdır. Var olan ürünler ise belli bir süre rutinden çıkartılmalıdır.
Hamilelik süresince uzak durulması gereken cilt bakım alışkanlıkları
Hamilelik sürecinde uzak durulması gereken cilt bakım alışkanlıklarından ilki peeling uygulamasıdır. Bununla beraber çok sıcak ya da çok soğuk duş almak, sert sabun ya da temizleyici kullanımına ara verilmelidir.
Bu süreçte hormonlar aktif bir haldedir, kullanılan nemlendiriciler tüylenmede artma sorununa yol açabilir. Tercih edilecek nemlendiriciler de B5 vitamini içermemesi önemlidir. Bununla beraber bebeğe zarar verebilecek aromaterapik ürünlere de dikkat edilmelidir. Fesleğen, sedir ağacı, rezene, kek gibi saf aromaterapi yağları kullanılmamalıdır. Aromaterapik ürünlerin kullanımında mutlaka bir uzmana başvurulması gereklidir.
Gebelikte sıklıkla görülen cilt sorunları
Gebelik sürecinde hormon değişimine bağlı olarak sebum bezleri daha çok çalışmaktadır. Artan sebum salınımı ise ciltte sivilcelenmeye yol açmaktadır. Akne sorunun için gebelik döneminde sıklıkla medikal cilt bakımı önerilmektedir. Akne sorununun haricinde cilt kuruluğu ve kaşıntı sorunu da sıklıkla görülmektedir. Östrojen yükselmesi cilt kuruluğuna yol açmaktadır. Cilt kuruluğunun giderilmesi için kişiye uygun nemlendirici ürünlerin tercih edilmesi gerekir.
Gebelik ve gebelik sonrası kalan en büyük sorun ise çatlaklardır. Çatlak oluşumunu engellemek için cilt elastikiyetinin arttırılması gerekmektedir. Bunun için düzenli nemlendirme ve badem yağı kullanımı önerilmektedir.
Kış aylarında güneşten ziyade kar yanığı vakaları ile karşılaşılmaktadır. Özellikle soğuk bölgelerde yaşayan kişilerde ya da ani sıcaklık düşüşlerinde hassas cilt kişilerde görülmektedir. Soğuk havalarda rüzgarında etkisi ile yanıklar oluşabilmektedir.
Her mevsim güneş koruyucu krem kullanılmalıdır
Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için güneş kremi kullanma alışkanlığını geliştirmek oldukça önemlidir. Güneş kreminin temel amacı güneş ışınlarını yansıtmak ve yaymaktır. Jeller, losyonlar ve spreyler şeklindeki güneş kremleri SPF numaralarına sahiptir. Bu sayılar, ışınlara maruz kalmanın neden olduğu güneş yanıklarına karşı ne kadar koruma sağladığını gösterir. Güneş kremi dışarı çıkmadan yarım saat önce cilde sürülmeli ve düzenli olarak tekrar uygulanmalıdır. Güneşten korunma kışın da gereklidir.
Yaz, kış fark etmeden güneşte cilt kolayca lekelenir. Güneş lekeleri nedeniyle vücudumuzda farklı boyutlarda lekeler oluşur. Bu lekeler genellikle kahverengi veya gri lekeler şeklindedir. Lekelenme ile kan damarlarının yırtılmasına ve kırmızı görünmesine neden olabilir. Güneşten en çok etkilenen yerlerden biri dudaklardır. Güneşten korunmayan dudaklarda sıklıkla çiftçi hastalığı görülmektedir.
Nemlendirici kullanımına doğumdan sonrada devam edilmelidir
Artan hormon seviyeleri vücudun nem dengesi direkt etkilemektedir bu sebeple vücudun her bölgesi neme ihtiyaç duymaktadır. Hamilelik sonrası süreçte de günlük bakım rutinine mutlaka tüm vücut için nemlendirme adımı eklenmelidir.
Oluşan çatlaklara yönelik adımlar
Hamilelik sürecinde hormonların hareketliliği, kilo artışı cilt çatlaklarına yol açmaktadır. Çatlaklar sıklıkla karın, göğüs, bel ve kalça bölgesinde görülmektedir. Hamilelik sürecinde vücudun nem ihtiyacını karşılamak çatlak oluşumunu yavaşlatmak için önem taşımaktadır. Oluşan çatlaklar için mutlaka alanında uzman bir hekim ile görüşülmelidir. Çatlakların durumuna göre çeşitli tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir.
Akneleri ihmal etmeyin
Hamilelik sonrası sivilce oluşumu lohusa döneminde de devam edebilir. Sivilce sorunu için yüzünüzü cilt tipinize uygun ürünler ile düzenli olarak yıkayın ve size özel bir havluyla ovalamadan cildinizi kurulayın. Doktor kontrolünde sivilce tedavisine başlayabilirsiniz ancak ağızdan antibiyotik almanız gerekiyorsa bunu bebeğinizin emzirilmesinin sona ermesinden sonra yapılması tavsiye edilmektedir.
Saç sağlığına dikkat
Hormonlar dengeleneme kadar saç dökülmesi ya da saç uzamasının durması gibi sorunlara yol açabilir. Bununla beraber emzirme döneminde mineral ve vitamin eksikliği de saçınızın zayıflamasına neden olabilir. Bu dönemde alabileceğiniz önlem ise saçınızın işlem görmemesidir. Kozmetik ürünleri kullanmak yerine beslenmenize dikkat edebilir ve uzman hekime başvurabilirsiniz.