Sefer Levent

Paketlenmiş halde isteyenlere bedava veriyorlar... Restoran atıkları minik dostlara mama bitkilere gübre oldu

3 Ocak 2025
Her gün restoranlardan tonlarca yiyecek, atık olarak çöpe gidiyor.

Ali Ocakbaşı, Köşebaşı gibi markaların sahibi Akkomarka Restoran Topluluğu o kadar güzel, o kadar hayırlı bir projeye imza atmış ki, inşallah örnekleri çoğalır. Aziz Ebay Holding Yönetim Kurulu Üyesi Okan Akkaş ile geçtiğimiz günlerde yaptığımız sohbetin ana konusu da işte bu hayırlı proje oldu.

Aziz Ebay bünyesinde enerji, teknoloji, restoran ve catering şirketleri var. Restoranlar Akkomarka çatısı altında toplanmış. Bünyede 12 marka yer alıyor: Köşebaşı, Ali Ocakbaşı, Snob, Mr.  Meat Stekhause, Perihan Meyhane, Ken Sushi& More, Yamo Sushi, Donkey, Allday, Umberto, Yemekhazır! ve  Lokanta Safderun. Bu restoran devinin bünyesinde tam 54 şube var. Türkiye dışında Hollanda, Barcelona İspanya, Azerbaycan ve Özbekistan’ da faaliyetleri bulunuyor. Bunlardan Ali Ocakbaşı, Mr. Meat ve Snob ile Amsterdam’da, yine Ali Ocakbaşı ile Barcelona’da işletmeleri kendileri yaparken; Azerbaycan ve Özbekistanda ise Köşebaşı markalarını franchise şubeler ile yürütüyorlar.

Bu kadar büyük bir restoran yapısından arta kalan yiyecekleri bir düşünsenize... Her gün kilolarca çöpe gitmesi kaçınılmaz olan atık, ne kadar büyük bir kayıp. İşte tam da bu nedenle Akkomarka Topluluğu nefis bir projeye imza atmış. Gelin Okan Akkaş bizzat anlatsın:

“Sorumlu restoran hareketi adı altında bir oluşum başlattık. Gıda atıklarından mama ve gübre üretiyoruz. Bunları restoranların girişine koyuyoruz, müşteriler de alabiliyor, sokaktan geçenler de... Ataşehir’de bir tesis kurduk. Atıklar, günlük oraya gidiyor ve toplanıp paketlenip tüm şubelerimize dağıtılıyor. Talebe yetişemiyoruz. Ücretsiz olduğu için talep de  çok oluyor.”

Anlayacağınız Ali Ocakbaşı’ndan, Köşebaşı’ndan çıkan atıklar sokaklardaki minik dostlarımız için bir ziyafete dönüşüyor. Ayrıca atıkların bir kısmı da organik gübre olarak bitkilere can veriyor. Tabii ki bu kadar çok yiyecek atığından bir formül yaratmak kolay iş değil. Okan Akkaş, “Ar-Ge’ye bayağı bir çalıştık. Mamalar aylarca denendi. Bazı hayvanlar yemiyor diye reçetelerini değiştirdik. İlk toplanan atıklardan mama üretmeye çalışıyoruz. Mamaların belli bir protein değerinde olması gerektiği için, buna uygun atıklardan mama oluşuyor. Protein değeri yeterli olmayanlar da gübreye dönüşüyor” dedi.

Akkomarka’nın ‘sorumlu restoran hareketi’ Beltur’un da dikkatini çekmiş. Protokol imzalanmış, Beltur atıklarını Akkomarka’ya teslim ediyor, onların ürettiği mamaları da kendi işletmelerinde dağıtıyor. Akkaş,

Yazının Devamını Oku

Suriye’yi elektriğe kavuşturacağız

27 Aralık 2024
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın önceki gün düzenlediği basın toplantısında verdiği rakamlar, Suriye’deki tablonun vahimliğini gözler önüne serdi.

2011’de elektrik üretiminde 8 bin 500 megavatlık kurulu gücü olan bir ülke, 2022 verilerine göre 3 bin megavata gerilemiş. 2024 yıl sonu itibarıyla durumun daha da kötüleştiğine, Suriye’nin yaklaşık yüzde 60’ının karanlıkta olduğuna şüphe yok. Türkiye tam da bu noktada Suriye’yi tekrar elektriğe kavuşturmak için harekete geçiyor. Yarın Türkiye’den bir heyetin Suriye’ye gitmesi ve durumu bizzat tespit etmesi bekleniyor. Bakan Bayraktar, “Çok hızlı bir şekilde Suriye’de elektriğin olmadığı yerleri elektrikle buluşturmalıyız. Burada öncelikle ithalatla bunu yapacağız. Orta vadeli planlarla da biz elektrik kurulu gücünü, oradaki üretim kapasitesini artırmakla alakalı planlama içerisindeyiz. Güçlü bir özel sektörümüz var. Onların dinamizmi, devlet kurumlarımızın tecrübesi ve varlığıyla bu uzun dönemde Suriye’nin enerji altyapısının inşasında birlikte çalışacağız” dedi.

İşte, Bayraktar’ın basın toplantısından satır başları:

SURİYE’NİN ENERJİ PLANI HAZIR

-“9 Aralık’ta kabinedeki sunumumuzda Suriye’nin özellikle enerji altyapısıyla alakalı “Türkiye olarak ne yapabiliriz. Burada hazırlıklarımız nedir” gündemimiz vardı. Hemen akabinde de Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konuda talimatları oldu.

-Biz Suriye’ye, halihazırda kuzeye elektrik tedariki yapıyoruz. Kuzeye akaryakıt, LPG yani tüp gaz dediğimiz LNG’yi özellikle İdlib’den başlayarak Afrin, bizim Barış Pınarı, Zeytin Dalı kapsamında kalan bölgelerin tamamında şu anda enerji faaliyetlerimiz var.

-Yaklaşık 210 megavatlık kapasitede elektriği uzun zamandır veriyoruz. Üç iletim noktası, dört de dağıtım noktasında olmak üzere o bölgelere elektrik sağlıyoruz. Şu anda onların kapasitesini artırmakla alakalı bir çalışma içerisindeyiz.

-Özellikle elektrik iletimi, yani altyapı tarafıyla ilgili konular ve enerjinin diğer alanlarıyla alakalı bir heyeti belki cumartesi günü oraya göndermeyi planlıyoruz. Gelişmelere göre bu heyete ben başkanlık edebilirim ama onun da şartlarının oluşması lazım.

Yazının Devamını Oku

Montenegro’da gayrimenkul yatırımı cazip mi

24 Aralık 2024
Hiç şüphe yok; Emlak Türkiye’nin gözde sektörlerinden.

“Fiyatlar arttı, azaldı; kiralar düştü düşmedi; arz yeterli, değil; talep artıyor düşüyor...” Sürekli gündemimizde. 2024 ilginç bir yıl oldu. Kredi musluklarının kapanmasıyla birlikte talep ciddi derecede geriledi. Talep düşüşü fiyatları çok fazla geriletmese de yerinde saydırdı. Kira artışlarıyla ilgili sınırlama kalktı, enflasyon hesabı tekrar devreye girdi. Kentsel dönüşüm bölgesel bazda devam ederken yeni markalı proje sayısında gözle görülüyor bir azalış yaşandı. Özetle emlak sektörü 2024’ü buruk tamamlıyor, 2025’e az da olsa umutla giriyor. İçeride hal böyle olunca bazı Türk müteahhitlik firmaları yüzünü yurtdışına çevirdi. Bunlardan biri de Sera Group. Bilmeyenler için söyleyeyim. Sera, uzun bir dönem TAV Havalimanları Holding’in kaptanlığını üstlenen Sani Şener tarafından 1995 yılında kuruldu. Sonrasında ikinci jenerasyon da işin içine dahil oldu. Hali hazırda Sera’da Sani Şener Yönetim Kurulu Başkanı, oğlu Ozan Şener CEO ve kızı Damla Şener Akkaynak CFO olarak görev yapıyor.

‘TÜRKLER SÖZ SAHİBİ OLMALI’

Geçtiğimiz günlerde Ozan Şener ile bir araya geldik ve 30’uncu yılını kutlamaya hazırlanan Sera’nın projelerini konuştuk. Ozan Şener Türkiye’deki işlerin yavaşlamasıyla birlikte yurtdışına ağırlık verdiklerini şu sözlerle anlattı:

“Afrika bölgesinde çok sayıda ihaleye teklif vermeye başladık. Çok da davet alıyoruz. Hepimiz yüzümüzü buraya geri dönmüştük ama şimdi yeniden açılmaya başladık. Benim bu aralar Afrika’ya, Dubai’ye, Katar ve Suudi Arabistan’a çok ciddi seyahatlerim oluyor. Türk işçisi bu pazarlara geri dönecek, seramik sektörü, demir çelik sektörü yeniden bu pazarlara açılacak.”

Ozan Şener, Türklerin yurtdışı gayrimenkul sektöründe kesinlikle daha çok söz sahibi olması gerektiğine de dikkat çekti. Bu işi sadece bir Türk şirketin yurtdışında iş yapması olarak algılamamak lazım. Şener yurtdışında iş yapmanın Türkiye’ye sağladığı faydaları anlattığı sözleri de çok önemli:

“İngiliz, Alman diğer Avrupalı gruplar çok ciddi yatırımlar yapıyor ondan sonra kendi ülkelerindeki vatandaşlarına satıyorlar. Bizler bu kadar büyük bir müteahhitlik ülkesi olup her şeyi sadece Türkiye’de arıyoruz. Türkiye’de Türklere satarak, Türk bankalarından kredi alarak bir şeyler yapıyoruz. Sistemi kendi içine döndürmeye çalışıyoruz. Halbuki bu tecrübemizi yurtdışına taşımamız gerekiyor. Bunu yaparsak Türkiye’den hammadde satışı yapabileceğiz, işçi götüreceğiz, döviz getireceğiz. Özetle cari açığa katkı sağlayacağız.”

Türk müteahhitlik firmalarının yurtdışı pazarlardaki başarıları azımsanamayacak kadar çok. Ozan Şener’in dikkat çektiği gibi bu başarıyı daha da geniş bir alana daha çok firma ile yaymayı başarırsak, sanırım hem firmalar üzerindeki baskı azalacak hem de ülkemiz çok daha fazla fayda görecek.

Yazının Devamını Oku

Powershiple ışık oldu sırada smartship var

17 Aralık 2024
KARADENİZ Holding’in Afrika ülkelerinin kaderini değiştirecek hamleyi dede Rauf Osman Karadeniz 1948 yılında atmış. O yıl kurulan şirket, ağır sanayi ve kaynak ekipmanları ticaretiyle uğraşıyordu; sonrasında ise ana faaliyet alanı olarak enerjiyi belirlemiş.

Bayrağı Rauf Bey’den devralan aile üyeleri Türkiye’de elektrik sektörünün özelleştirildiği 1996 yılında elektrik toptan ticareti, üretimi, uluslararası elektrik ticareti alanlarında lisans alan ilk Türk şirketi olmuş. Arkadan, Türkiye’nin ilk elektrik ihracatını Irak’a, Silopi’de bulunan santralleri üzerinden gerçekleştirmiş. Tam da bu esnada, birçok ülke ve şirketin normalden çok daha hızlı ve güvenilir elektriğe ihtiyaç duyduğu fark edilince Powership projesi doğmuş.

Geçtiğimiz hafta gazeteci arkadaşlarımızla beraber ziyaret ettiğimiz Karadeniz Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeynep Harezi söze tam da böyle başladı ardından “Afrika’ya Işık olduk” diyerek, holdingin geldiği noktayı adım adım şöyle anlattı:

YÜZEN GÜÇ

- İlk Powership projesini 2010 yılında hayata geçirdik. O günden bugüne filomuz çok hızlı bir şekilde büyüdü ve bugün 40 adet hazır Powership’ten oluşan bir filoya sahibiz. Yüzer santrallerimizin kurulu gücü 7 bin MW’tan fazla.

- Mevcut filomuzla Karayipler’den Batı Afrika’ya, Güney Amerika’dan Okyanusya’ya kadar çok farklı bölge ve ülkede elektrik sağlayıcısıyız. Dominik Cumhuriyeti, Brezilya, Gambiya, Gana, Sierra Leone, Gine Bissau, Senegal, Fildişi Sahili, Mozambik, Sudan ve Yeni Kaledonya gibi birçok ülkenin yüzde 10’undan yüzde 100’üne varan elektrik ihtiyacını şirket olarak biz karşılıyoruz.

BÜYEMEYE DEVAM

- Yakın gelecekte kurulu gücümüzü ise 10 bin MW’a çıkarmayı planlıyoruz. Yine kendi tasarım, mühendislik, sermaye ve tersanelerimizle bu planlarımızı hayata geçireceğiz.

Yazının Devamını Oku

Kordon kanı bankacılığında 20 yıl

12 Aralık 2024
“BABAM Hacı Sabancı’yı 1998 yılında kanserden kaybetmiştik. O dönemde kordon kanı bankası ve kök hücre üzerinde çok durdum. Sonra bu işe girdik ve Onkim’i kurduk. Kordon kanı bankacılığı yapmaya başladık.”

Bu sözlerin sahibi Demsa Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Demet Sabancı Çetindoğan. Onkim Kök Hücre Teknolojileri (ONKİM), Türkiye’de mevcut organ ve doku nakli yasası, kan ve kan ürünleri yasası ile Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan yönetmelikler uyarınca 2005 yılında kurulan bir sağlık şirketi. Önceki gün bir grup meslektaşım ile Demet Sabancı Çetindoğan’ın Onkim Merkez Sorumlusu Dr. Pınar Hüner Onay ile birlikte düzenlediği sohbet toplantısına katıldık ve Onkim’in son durumunu dinledik.

ONKİM, farklı dokulardan kök hücre elde etme, saklama, işleme ve gerektiğinde tedavide kullanıma hazır hale getirme konularında GMP (Good Manufacturing Practice-İyi Üretim Uygulamaları) koşullarında hizmet veren bir merkez.

Ulusal ve uluslararası kuruluşlara Ar-Ge desteği verebilecek yetkinlikte bir saklama ve üretim hizmeti sağlıyor.  

Demet Sabancı Çetindoğan

‘KORDON KANINDA EN ESKİ BİZİZ’

Demet Sabancı Çetindoğan kök hücre konusunda gelecek sene 20’nci yıla ulaşacaklarını hatırlatarak girdi söze ve devam etti:

“Özellikle altı-yedi yıldır kök hücreyle ilgili dünyada çalışmalar oluyor. Tedaviler başladı. Hemen hemen her dalda doktorlar kök hücreyi inceliyor, kendi konusunda ne yapabilir bakıyor. Türkiye’ye baktığımızda sadece kordon kanı bankacılığı yapan firmalar ağırlıkta. Bizim gibi yeni tedavi yöntemleri geliştirip doktorlara ürün veren firma çok çok az ve bunların da en eskisi biziz. Bankamızda çoğu “kordon kanı” olmak üzere 45 bin ürün var. Doğal olarak da hem ülkemizde hem de Ortadoğu bölgesinde en fazla dataya ve ürüne sahip şirketiz.”

Demet Sabancı Çetindoğan –197 derecelik tanklarda sağlıklı şekilde saklanabilen kordon kanı örneklerinin lösemi, lenfoma, talasemi orak hücreli anemi, nöroblastoma gibi birçok hastalıkta uzman hekimler tarafından başarıyla kullanıldığını söyledi ve devam etti:

Yazının Devamını Oku

Dev yatırım son düzlükte

10 Aralık 2024
Sasa’nın Adana’daki üretim merkezinden izlenimler…

DİLE kolay; yaklaşık 750 bin yatırımcısı, yani ortağı var Sasa şirketinin. Bir ara piyasa değeri Koç Holding’i bile geride bırakmıştı. Geçtiğimiz yıl kasım ayında Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu Sasa hisselerinin değeri çok yüksek” dediğinde ise kıyamet kopmuştu. Hisse değer kaybetmiş, ‘balondu, değildi’ tartışmaları sürüp gitmişti. Bir grup gazeteci arkadaşımla geçtiğimiz hafta hem Sasa’yı hem de sahibi Erdemoğlu Holding’in ilk göz ağrısı Merinos fabrikalarını yerinde gördük. Bugün öncelikle Sasa’dan izlenimlerimi aktaracağım.

Sasa’nın üretim merkezini tek kelimeyle özetlemem gerekirse, “etkileyici” diyebilirim. Türkiye’de çok fabrika gezme fırsatı buldum. Erdemoğlu bünyesine geçtikten sonra sürekli modernize edilen Sasa, A’dan Z’ye entegre devasa bir tesis haline gelmiş.

Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu bugüne kadar yapılanları şöyle özetledi:



“2015 yılında Sasa’nın

Yazının Devamını Oku

Enerji dünyasında kartlar yeniden karılıyor... ‘Türkiye için muazzam bir fırsat var’

9 Aralık 2024
2024 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, yaygın olarak kullanılan adıyla COP29, Azerbaycan’ın Bakü şehrinde 11-24 Kasım 2024 tarihleri arasında yapıldı.

Konferans öncesi beklentiler çok yüksekti. Küresel ısınma ve sera gazı salınım oranlarını azaltma amacıyla Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine taraf ülkelerin katılımıyla gerçekleştirilen konferansa Türkiye’den ilgi büyüktü.

COP29’a katılan isimlerden biri de Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler’di. Zaimler Sabancı Grubu’ndaki görevinin yanı sıra konferansta Dünya Enerji Konseyi Türkiye Başkan Yardımcılığı şapkasıyla da yer aldı. Geçtiğimiz hafta bir grup gazeteciyle bir araya gelen Zaimler hem COP29 ile ilgili hem de enerji piyasasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. 

Öncelikle Zaimler’in gözünden COP29’u aktaralım:

Bütün konu finansman.  Kavganın en büyük sebebi gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkelerin bu iklim değişikliğindeki kavgalarıydı. Ben de biraz da Türkiye’nin doğru yerde konumlandırılmasının, Türkiye’de daha fazla yabancı yatırımcı olmasının derdindeyim. Sadece finansal yatırımcı değil yani, enerji oyununu iyi bilen dünyanın stratejik oyuncuları gelsinler, Türkiye’ye yatırım yapsınlar. Ben biraz bunun sözcülüğünü yapmaya çalışıyorum.

Geçmişte iklim krizine yol açmayan gelişmekte olan ülkeler, bugün bu krizin etkilerini en yoğun şekilde hissediyorlar. ‘kayıp ve hasar’ kavramı, tarihsel olarak yüksek emisyonlardan sorumlu sanayileşmiş ülkelerin, bu ülkelerdeki iklim krizinin etkilerini azaltmak adına finansal destek sağlamasını talep eden bir adalet çağrısı olarak öne çıkıyor.

Gelişmekte olan ülkeler, krizle başa çıkmak için yeterli kaynaklarının olmadığını belirterek, bu taleplerinin haklı ve adil olduğunu vurguluyorlar. Ancak görüyoruz ki, iklim finansmanı süreçleri hızlanmalı.

COP29 toplantısında birçok konu seneye Brezilya’da yapılacak toplantıya ertelendi. COP29 petrolün gölgesinde kaldı. Ayrıca bizim de 2031 adaylığımız var.

Yazının Devamını Oku

Türkiye’de doğdu Avrupa’da büyüyor

28 Kasım 2024
Türkiye’deki sadakat platformlarını “Vodafone Happy” markasıyla uluslararası pazarlara sunmaya başladıklarını söyleyen Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Ayşegül Arıcan Şeker “Platformun dijital kullanıcı sayısı 25 milyonu aştı. Mayıs 2022’de Portekiz ile başlayan, ardından Almanya, Romanya, Türkiye, İspanya, İtalya ve İrlanda pazarlarında aktif hale gelen Vodafone Happy, Çekya’da da hizmet verecek”dedi.

Vodafone, dijital teknolojilerin gelişmesinde önemli rol oynuyor. Teknoloji alanında yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? 2024 nasıl geçti?

Gelişen teknolojiyi müşterimize ve şirketimize değer yaratmak için kullanıyoruz. Kendimizi yeni nesil  bağlantı ve dijital servisler şirketi olarak konumluyoruz. Sadece iletişim hizmeti sunmuyoruz, aynı zamanda dijital pazaryeriyiz, ödeme şirketiyiz, finans, turizm ve sigorta hizmetleri sağlayıcısıyız. 2024, Türkiye’nin en hızlı büyüyen yeni nesil bağlantı ve dijital servisler şirketi olma hedefimiz doğrultusunda önemli adımlar attığımız verimli bir yıl oldu.

Ayşegül Arıcan Şeker

Vodafone Grubu’nun organizasyonuyla her yıl bağımsız bir araştırma şirketi tarafından IT yeteneklerinin müşteri bakış açısıyla sahada gözlemlenerek değerlendirildiği IT4C (IT for Customers) 2024 sonuçlarına göre Vodafone Türkiye olarak hem lokal pazarda hem tüm Vodafone ülkeleri arasında birinci olduk. Müşteri odaklı ve sahada gerçek kullanıcılar tarafından uygulanarak IT yeteneklerinin etkinliğini ve performansını değerlendiren bu kapsamlı kıyaslamada uçtan uca dijital e-SIM satışı, müşterilerimize e-ticaret imkanı ve kişiselleştirilmiş faydalar sunduğumuz mobil uygulama, mağazalarda kullanılan self-servis sistemler, dijital asistan TOBi, yapay zeka, ödeme yöntemleri gibi yeni nesil teknolojileri etkin kullanıp müşterilerimize çoklu-kanal deneyimi sunarak birinci olmaktan mutluluk duyuyoruz.

VODAFONE HAPPY SADAKAT PROGRAMI

Türkiye’de geliştirdiğiniz ve diğer ülkelerle paylaştığınız projeleriniz var mı?

Türkiye’deki sadakat platformumuzu “Vodafone Happy” markasıyla uluslararası pazarlara sunmaya başladık. Müşterilerimize global ve yerel markalardan indirimler sunduğumuz, kişiselleştirilmiş fırsatlarla buluşturduğumuz bir sadakat platformu. Aktif olduğumuz her pazarda müşteri memnuniyetini artırırken, işbirliği yaptığımız markalar ve iş ortaklarımız için yeni iş fırsatları yaratıyor. Türk mühendislerimizin geliştirdiği bu platform Avrupa’daki 3. parti çözüm alternatifleriyle karşılaştırıldığında esneklik, teknoloji trendlerine uygunluk ve dijital verimlilik açısından öne çıktı. Bu nedenle Vodafone Happy’i diğer Vodafone ülkelerinde de “en iyi uygulama” olarak yaygınlaştırmaya başladık. Platformun dijital kullanıcı sayısı 25 milyonu aştı. Mayıs 2022’de Portekiz implementasyonuyla başlayan, ardından Almanya, Romanya, Türkiye, İspanya, İtalya ve İrlanda pazarlarında aktif hale gelen Vodafone Happy, Çekya’da da hizmet verecek.

Ek olarak “Gelir Yönetimi” sistemlerimizi yeni mimari ile tamamen modernize ediyor, merkezi yazılımı kendi mühendislerimizle sıfırdan geliştiriyoruz. Sabit iletişim hizmetleri sunduğumuz müşterilerimiz için kullandığımız CRM çözüm platformumuzu da içeride geliştirdik ve yurtdışına ihraç etme görüşmelerimiz sürüyor. Bu büyük dönüşümler, sadece teknik bir yenilik değil, aynı zamanda müşterilerimize daha hızlı, güvenilir ve esnek bir hizmet sunmamız için atılmış önemli adımlar.

Yazının Devamını Oku