Paylaş
Söyleşi, aynı zamanda Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung’un “Türkei” ekinde de okurla buluşmuştu.
Vefat haberini alınca o söyleşiyi anımsadım.
Mario Levi’ye “İstanbul’u hayatında hiç görmemiş birine bu şehre dair ilk neyi anlatırdınız” diye sormuştum.
O da şöyle yanıt vermişti:
“Galata Kulesi ve çevresi. Mutlaka o sokaklarda bir süre gezmesini söylerdim. Terasa çıkarırdım, İstanbul’u oradan görmesini sağlardım. Haliç manzarası harikadır. İstanbul’a ait bir rengi vardır o manzaranın. İstanbul benim için derin bir bağlılığın yanı sıra kızgınlığı ve kırgınlığı da barındıran bir şehir. Son nefesimi vermek istediğim şehir.”
İstanbul âşığı yazar ve eğitmen Mario Levi’yi kaybettiğimiz için gerçekten çok üzgünüm. Onunla attığımız samimi kahkahaları unutmayacağım. “Bir Şehre Gidememek”, “Yanlış Tercihler Mahallesi”, “İstanbul Bir Masaldı” kitaplarını unutmak zaten mümkün değil.
Dillerin derinliğini ve ne kadar büyük bir değer taşıdıklarını Mario Levi’den öğrendim. Bir dili bilmenin, sahiden bilmenin, o dilin ruhunu bilmekle ilintili olduğunu da...
Güle güle Mario Levi...
Nursel Köse’nin etkilendiği kitaplar
Yazar ve oyuncu arkadaşlarımla zaman zaman buluşup edebiyat, sinema sohbetleri yapıyoruz.
Bu hafta da Suadiye’de Nursel Köse’yle buluştuk. Kendisine son dönemde etkisinde kaldığı kitapları sordum, işte okuduğu eserler...
∆ Sentetik İnsan / Ramazan Kurtoğlu: 21’inci yüzyıl ile yeni çağ başlıyor ve verinin para yerine geçtiği bir dünya düzeni kurgulanıyor. Yol gösterici, bilgi ve araştırma yüklü ilginç bir kitap.
∆ Ein von Schatten begrenzter Raum (Gölgelerle Çevrili Bir Alan) / Emine Sevgi Özdamar: Yazarın Almancayı şiirsel bir dille kullandığı kitap, 70’li yıllardan günümüz Avrupa’sını keskin gözlerle incelerken zaman içinde bir ağıta dönüşüyor.
∆ Kayıp Tanrılar Ülkesi / Ahmet Ümit: Polisiye romanlarındaki kurgusuna bayıldığım Ahmet Ümit, bu kez de polisiyeyi arkeoloji ve mitolojiyle harmanlamış. Elimden bırakamadım.
Soluk kesen gerçekler
Yazar Deniz Erbulak’ın polisiye-korku türünde ele aldığı “Sırlar” serisi “Mezarlığın Sırrı” ile başladı, “Saksağan Yokuşu” ile devam etti ve şimdi de “Karanlıkta Dolaşan” ile sona eriyor.
Yağmuroluğu Mahallesi’nde yarasalar huzursuz, kan donduran söylentiler kulaktan kulağa yayılıyor. Terk edilmiş bir binayı mesken tutmuş bir gizem, “Karanlıkta Dolaşan”, ürpertici bir hikâyeden mi ibaret? Peki mahallenin altındaki dehlizlerden çıkagelen dehşet kimlerin hayatını değiştirecek?
Hepsi, serinin son halkası “Karanlıkta Dolaşan”da.
Kitap okutturan kitabevi
Kitapçıya gitmek, yeni çıkan kitapları görmek açısından çok önemli. İyi kitapçılar aynı zamanda kültür sanat ortamına da katkıda bulunur.
Peki Kuzguncuk’ta, 19’uncu yüzyıldan kalma bir binada hakiki bir kitapçıyı ziyaret etmeye ne dersiniz?
Bahsettiğim kitapçı, uğramayı çok sevdiğim Nail Kitabevi. Vitrininde yer alan kitapların özenle seçildiği kitabevinde hakikatli bir kahve de içebiliyorsunuz.
Son ziyaretimde uzun süredir aradığım bir kitabı da (Büyük tartışmalar yaratan “Medikal Medyum”un yazarı Anthony William’ın tiroit bezi hakkındaki gerçekleri anlattığı “Tiroit Tedavisi” kitabı) görünce çok sevindim.
Kahvenin kadim tarihi bu kitapta
William Harrison Ukers, 1922’de kahve üzerine eksiksiz bir çalışma hazırladı. Bugün hâlâ aktif olan bir endüstri dergisi olan The Tea and Coffee Trade Journal’ın kurucusu olarak 17 yıl boyunca dünyayı dolaşıp hem kahve çekirdeği hem de bu içecek hakkında bilinmesi gereken her şeyi ortaya çıkardı. Ukers’in Yitik Ülke tarafından yayımlanan “Kahve Hakkında Her Şey” kitabı, tarihi köklerinden farklı ülkelerin içme geleneklerine kadar kahve kültürünün tüm zengin ve karmaşık geçmişini kapsıyor.
Kim ne okuyor?
◊ Kenan Kocatürk, Feyza Hepçilingirler’in “Zesto Psomi” adlı eserini okuyor.
◊ Ahmet Bozkurt, Umberto Eco’nun “Kant ve Ornitorenk” adlı kitabını okuyor.
◊ Ömer Erduran, Mirinae Lee’nin “8 Lives of a Century-Old Trickster” adlı kitabını okuyor.
◊ Şair-yazar Öner Ciravoğlu, Sevim Eti’nin “Yok Olan Sesler” adlı anı kitabını okuyor.
Paylaş