‘Lüks pahalıdır’ algısını yıkıyoruz

◊ Karaköy’de kaç yıldır faaliyet gösteriyor bu mekân?

- 1.5 yıldır. Aynı zamanda Mahkeme Lokantası ile birlikte hizmet veriyoruz.

◊ Bize Galaktos’u anlatır mısınız biraz?

- Galaktos günün her saatinde kahvaltı yapabilme imkânı sunan bir ‘restomarket’. Aynı zamanda yediğiniz tüm ürünleri satın alıp evinize götürebilirsiniz.

◊ Daha çok kimler geliyor buraya?

- İstanbul’a gelen Avrupalı turist bizi çok tercih ediyor. Buraya bir kere gelen de bütün tatili boyunca sabah ve akşam yemeğini bizde yiyor. Bankalar Caddesi’ne yakınız. Memur kesimi de çok geliyor.

◊ Buradaki esnaf size alışabildi mi?

- Biraz zaman aldı. Genel olarak Türk halkında “lüks ise pahalıdır, salaş bir yerse ucuzdur” anlayışı hakim. Böyle düşünülüyor. İlk başta buranın görüntüsünden dolayı da insanlar pahalı olduğu yönünde bir endişe duymuştu. Ama sirkülasyon oldukça, gelip fiyatlarımızı gördükçe öyle olmadığını anladılar.

EN İYİ ÜRÜN HANGİ BÖLGEDEYSE ORADAN GETİRTİYORUZ

◊ Kahvaltı dışında mezeler de gördüm...

- Evet, günlük çıkan mezelerimiz de çok tercih ediliyor. Her gün yeni bir meze çıkıyor.

◊ Önce yiyip, sonra beğendikleri ürünlerden alışveriş yapma şansı da buluyor müşterileriniz...

- ‘Restomarket’ hem restoran, hem market anlamına geliyor. Market gibi alışveriş de yapabiliyor isteyen. Muhakkak yemek yemeniz gerekmiyor içeri girdiğinizde. Tüm bölgelerden getirdiğimiz ürün çeşitlerimiz var. Yelpazemiz çok geniş... Trabzon’dan tereyağı, Bodrum’dan mandalina reçeli, İskenderun’dan ceviz reçeli, Mersin’den zahter, Erzincan’dan tulum peyniri getiriyoruz örneğin... Kasabımız var, kendi sucuğumuzu yapıyoruz. Kuru et çeşitlerimiz var. En iyi ürün neredeyse, hangi bölgedeyse, burada şeflerimizle birlikte tadımlarımızı yapıp müşterilerimize öyle sunuyoruz.

◊ Neye göre karar veriyorsunuz en iyisi olduğuna?

- Kayseri’nin ve Kastamonu’nun pastırması meşhursa, biz ikisini de getiriyoruz. Müşteri hangisini tercih ederse onu sunuyoruz. Bu konuda markalarla ilgili bir algı olabiliyor tabii. Şöyle yapıyoruz, isim vermeden tattırıyoruz. Çünkü marka değil, lezzet önemli. “Bu harika” diyor mesela ama bildiği marka değil o aslında...

ARTANLARI PAKETLEYİP MÜŞTERİYE VERİYORUZ

◊ Serpme kahvaltı tartışılan bir konu. “Ürünlerin çoğu çöpe gidiyor” diyor eleştirenler. Siz nasıl bir önlem alıyorsunuz bununla ilgili?

- Biz çöpe göndermiyoruz. Misafirlerimizin masasında kalanları paketleyip kendilerine veriyoruz. Avrupa’daki gibi. Türk toplumu biraz çekiniyor, “Alsak ayıplanır mıyız” diye. Asla öyle bir şey yok. Parasını ödediğiniz her şey sizin zaten.

İNSANLAR SAĞLIKLI YEMEĞİN PEŞİNDE

◊ ‘Gastronom’ tat bilir demek, ‘gurme’ iyi yemekten anlayan. Bizde obur mu çok, gurme mi, yoksa gastronom mu sizce?

- Herkes kendine göre bir gurme. Herkesin bir damak zevki var, hijyen anlayışı var. Şu anda insanlar “sağlıklı olan neyi tüketebilirim”, buna bakıyor. 

◊ Sosyal medyada yoğun şekilde mekân tanıtımı yapılıyor ama sonra o mekânların bazılarına gidip hayal kırıklığı yaşanıyor...

- Ben de tüketiciyim. Bir yere giderken ben de önce sosyal medyadaki yorumları okuyorum. Burası 1.5 yıldır hizmet veriyor. Şu an sosyal medyamızda sanırım yorumlar 600’ü geçti. 4.9 puanın altına daha hiç düşmedik. İnsanlar “O yorumları eşine dostuna yazdırıyor” diye düşünebilir ama benim o kadar tanıdığım yok...

◊ Mahkeme Lokantası sizin kardeş restoranınız, değil mi?

- Biz onun kardeşiyiz demek daha doğru, sonradan açıldık çünkü.

◊ Mahkeme Lokantası’yla sizi ayıran neler var?

- Bizde alkol yok. Konseptlerimiz farklı. Burası, hem market, hem kafe, hem restoran gibi. Mahkeme gündüz 12 ile 4 arası esnafa yemek verirken, akşam meyhaneye dönüyor. Mahkeme’nin peynirleri bizden.

AVRUPALILAR YEMEKTE TÜRKLEŞİYOR

◊ Avrupalı turistlerin sizi çok tercih ettiğini söylediniz. Yeme içme konusunda Türkler ve Avrupalıları neler ayırıyor?

- Bizim serpme kahvaltımız Avrupa’da bilinmiyor. Orada böyle bir kültür yok. Serpme kahvaltıyı görünce “Daha getirecek misiniz” diyorlar mesela. Türklerde ise “Bitti mi, bu kadar mıydı!” diyen var. Ama artık Avrupalılar da yavaş yavaş Türkleşiyor gibi. Önce gözünü doyurmak istiyorlar.

HER BÖLÜMÜN KENDİ ŞEFİ VAR

◊ Ekibinizden de biraz bahseder misiniz?

- 40 kişilik bir ekiple çalışıyoruz. Her bölümün kendi şefi ve ustası var. Bütün unlu mamullerimizi kendimiz yapıyoruz; simidi, poğaçası, açması...