Fahir Atakoğlu’nun Sait Faik sevgisi

Dünyaca ünlü müzisyen Fahir Atakoğlu’nun İstanbul’da başlayıp notaların izinde ABD’ye kadar uzanan müzikal yolculuğu; “Müzik: Fahir Atakoğlu” belgeselini AKM’de izleme fırsatı buldum. Belgesel, reklam, sinema filmi, televizyon dizisi, senfonik konser, caz albümü ya da popüler şarkılar hep onu hatırlatıyor.

Haberin Devamı

Müziğin ruhumuza dokunduğu pek çok notada Fahir Atakoğlu’nun imzası var. Bu belgeselde bir müzisyenin edebiyatla olan ilişkisi de var. Fahir Atakoğlu sıkı bir Sait Faik okuruymuş, hatta belgesel de onun bir hikâyesini de seslendirmiş. Onun Sait Faik sevgisini görünce mutlu oldum. Yaşadığımız mutlu anlara selam olsun.

Fahir Atakoğlu’nun Sait Faik sevgisi

Hayatta kalma tutkusu

“Varlığımı, dünyaya ispat etmek için çabalamak” diye başlıyor “9.5 Hafta”. Ve okumaya başladığınız andan itibaren kalbinize ve yazarın kalbine odaklanmanızı sağlıyor.

Fahir Atakoğlu’nun Sait Faik sevgisi

Bu kitap, kalbi fiziksel ve manevi olarak yaralılara merhem olabilecek özellikte. Çünkü yazar bu kitapta size tüm detaylarıyla kalbini açıyor. “9.5 Hafta” İpek Kocaman’ın biyo-drama türünde kaleme aldığı ilk ve “Kahverengi Giyen Adam”, “Deri Maske” gibi romantik kurgu türlerinde yazdığı diğer iki kitaptan sonra kaleme aldığı üçüncü kitabı.
Onu farklı kılan sadece biyografik türde bir drama olması değil aynı zamanda yazarın uzun süren bir kalp rahatsızlığından dolayı ölmek üzereyken ani bir ameliyatla kurtulup yeni bir kalp kapakçığına ve yeni bir hayata başlama sürecini ve bu süreçte yaşadığı içsel sorgulamaları, hayatta kalma tutkusunu ve sebebini keşfetmeyi, yaşamla ölüm arasındaki kaçınılmaz dansı ve onu bu noktaya getiren tüm yaşamının gözünün önünden geçişini konu alması...
Bu kitabın diğer özelliği ise yeni medyaya uyumlu halde ve interaktif olması ve okuyucuya, içindeki QR kodlarıyla kitaptaki şarkılara yönlendirmesi. Yazar, onu daha iyi hissedebilmeniz ve hatta duyabilmeniz için sadece görsel değil işitsel sanatı da kitabına dahil ediyor. Bu kitabı Profil Kitap yayımlıyor. Önümüzdeki günlerde raflarda yerini alacak.

Haberin Devamı

Az bilinen yönleriyle ünlü yazarlar

Geçenlerde Instagram’da editör ve yazar arkadaşım Filiz Çiçek, az bilinen yönleriyle ünlü yazarlardan bahsetmişti. Size de ilginç gelecek bu bilgileri paylaşmak istedim.

Haberin Devamı

Fahir Atakoğlu’nun Sait Faik sevgisi

◊ Lev Tolstoy çiftçi ve eğitimciydi.

Tolstoy çiftliğinde tarımla uğraştı, köylülere tarım tekniklerini öğretti ve kendi eğitim reformlarını hayata geçirmek için köy okulları kurdu.

◊ Mark Twain mucitti.

Twain’e ait üç patent vardı. Bunlardan biri, kaymayan elastik bantlarla geliştirilen bir kitap ayracıydı.

◊ J.R.R. Tolkien dil bilimci ve yapay dil geliştiricisiydi.

Tolkien gerçek bir dil ustasıydı. Kendi yarattığı elf dilleri, dil bilimsel kurallara dayalı yapay dillerdir.

Victor Hugo çizer ve ressamdı.

Hugo aynı zamanda yetenekli bir ressamdı. Dört binden fazla çizim ve sulu boya çalışması yapmıştı.

◊ Franz Kafka sigorta memuruydu.

Kafka gündüzleri bir sigorta şirketinde çalışıyordu. İlginç bir şekilde bu işte oldukça başarılıydı, mesleki yazışmaları bile edebi ustalıkla yapıyordu.

Haberin Devamı

Ernest Hemingway savaş muhabiriydi.

Hemingway, I. Dünya Savaşı sırasında ambulans şoförlüğü ve birçok savaş bölgesinde muhabirlik yaptı.

James Joyce müzisyendi.

Joyce gençlik yıllarında bir opera sanatçısı olmak istemişti. Müziğe yetenekliydi, piyano çalıyordu.

Haruki Murakami caz bar işletmecisiydi.

Murakami yazarlık kariyerine başlamadan önce Tokyo’da bir caz bar işletiyordu. Bu sırada edebiyata ilgisi arttı ve ilk romanı, “Rüzgârın Şarkısını Dinle”yi yazdı.

Fyodor Dostoyevski kumarbazdı.

Dostoyevski’nin romanlarında sıkça kumar bağımlılığı teması işlenir. Bunun sebebi, kendisinin de bir kumarbaz olmasıydı.

Miguel de Cervantes askerdi sonra da vergi memurluğu yaptı.

Haberin Devamı

Cervantes, Lepanto Deniz Savaşı’nda savaşmış ve burada sol elini kaybetmişti. Ayrıca bir dönem vergi memuru olarak çalıştı.

T.S. Eliot bankacıydı.

Eliot yıllarca Lloyds Bank’ta çalıştı. 1920’lerde bankacılığı bırakıp yayınevi editörlüğüne geçti.

Nathaniel Hawthorne gümrük memuruydu.

Hawthorne, geçimini sağlamak için bir süre Boston’daki gümrük dairesinde çalıştı. Bu deneyimi, eserlerine de yansıdı.

Sylvia Plath ressamdı.

Plath aynı zamanda yetenekli bir ressamdı ve görsel sanatlarla iç içe bir hayat sürmüştü.

George Orwell polis memuruydu.

Orwell gençlik yıllarında Burma’da İngiliz İmparatorluğu için polis memurluğu yaptı.

Bu deneyimi, “Burma Günleri” adlı romanında işledi.

Haberin Devamı

Kim ne okuyor?

◊ Semih Kaplanoğlu, Yasunari Kawabata’nın “Dağın Sesi” adlı eserini okuyor.
◊ Leyla İpekçi, Mehlika Karagözoğlu Aslıyüksek’in hazırladığı “Yazanların Okuma Kültürü” adlı eseri okuyor.
◊ Alper Taş, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Yaban” adlı eserini yeniden okuyor.
◊ Faruk Altun, Ryan Holiday ve Stephen Hanselmanve’nın “Stoacının Günlüğü” adlı eserini okuyor.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları