Bir Aliye Rona Vardı...

“Yılanların Öcü” filminde canlandırdığı cesur Anadolu kadını “Irazca Ana” karakteriyle sinema tarihinde unutulmayanlar arasında yerini aldı. Yalnız beyazperdede canlandırdığı karakterlerle değil, gerçek yaşamında taşıdığı değerlerle, yetiştiği ortamla, yaşamındaki iniş çıkışlarla, kurduğu hayallerle, sürdürdüğü ilişkilerle, bütün insani özellikleriyle bir efsane oyuncu olarak parladı. Yazar Arın Dilligil Bayraktaroğlu, aynı zamanda akrabası olan bu ilginç karakter oyuncusunu sanatı olduğu kadar tüm insani yönleriyle ele alıyor bu kitapta.

Zihinleri okuyan Jason Smith’le tanışın!

April Yayıncılık yılı dikkat çekici bir macera romanıyla karşılıyor: Ne Düşündüğünü Biliyorum. Amerikalı yazar ve senarist Christopher Farnsworth imzalı roman, odağına insanların zihinlerini okuyabilen bir karakteri alıyor.
Eski ajan John Smith, insanların akıllarına takılan şarkıları, herkesten sakladıkları sırları, gizledikleri korkuları, unutamadıkları acı dolu anları bir bakışta okuyabiliyor. İlk başta olağanüstü bir güç gibi görünen bu özellik, aslında tam anlamıyla bir lanet ve Smith maceradan maceraya sürüklenirken okura yaşadıklarını soluk soluğa anlatıyor.
Biraz James Bond, biraz Jason Bourne, biraz Profesör X... Yılın macera romanlarından biri olmaya aday bir kitapla karşı karşıyayız!

Yakın tarihe uzanan bir anlatı

Oyuncu, tiyatro sanatçısı ve yazar Cem Davran, ikinci kitabı “Bu Gidiş Gidiş Değil” ile okuyucuları geçmişin duygu yüklü, içimizi ısıtacak hatıralarına doğru bir yolculuğa davet ediyor. Kendi yaşam hikâyesinden yola çıkarak oyunculuk kariyerinin başladığı Dârülbedâyi’den bugünlerde kapısına kilit vurulan sahnelere, eski Beyoğlu sokaklarından Türkiye’nin yakın tarihine uzanan bir anlatı sunuyor. Cem Davran, geçmişe duyduğu özlemle, unutmanın çağında hatırlamanın erdemini ustalıkla anlatıyor.

Ibsen’in başyapıtı raflarda

Hakikat ne olursa olsun açığa çıkarılmalı mıdır? Bir insanı hakikatle yüzleştirmek felaketle sonuçlanacaksa, felaketin sorumluluğu kime aittir? Okurları bu sorularla karşı karşıya bırakan “Yaban Ördeği” ilk sahnelendiği 1885’ten bu yana modern tiyatronun zirvelerinden biri olmakla kalmadı, Theodor Adorno’nun “Ahlak Felsefesinin Sorunları” adlı yapıtında bir bölüme konu oldu, Thomas Bernhard’ın “Odun Kesmek” ve Dag Solstad’nın “Mahcubiyet ve Haysiyet” romanlarında okurların karşısına çıktı. Ibsen’in başyapıtı, Norveççe aslından yapılmış ilk çevirisiyle “Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar” dizisinde.

Cemil Kavukçu’nun yeni kitabı şubatta

“Yalnız Uyuyanlar İçin” adlı öykü kitabı bana hep Cemil Kavukçu’yu hatırlatır. Çünkü benim için bu kitap, öykücülüğümüzün kalıcı kitaplarından biri. Çocukluğunun ramazan davulcusunu arayan hüzünlü yetişkinler, bu kitapta kendilerinden bir parça bulacaklar. Can Yayınları, öykünün usta yazarı Cemil Kavukçu’nun, yeni kitabı “Karanlığın Rengi”ni şubat ayında yayımlıyor.
İki bölümden oluşan bu yeni eserinde hayata bambaşka bir perspektiften bakanların, yorulanların, usananların, düşle gerçeği karıştıranların öykülerini gün yüzüne çıkaran yazar, okuru yine bir anda o tanıdık, yalın ve heyecanlı dünyaya ortak ediyor.

Hüseyin Sorgun’un yalnızlık sorgulamaları

Geçenlerde yazar dostum Hüseyin Sorgun’la karşılaştım. Ayaküstü yaptığımız sohbette bakın neler anlattı: “Türk Dil Kurumu’nın ‘Kalabalık Yalnızlık’ kavramını 2024 yılı için belirlemesi, bir okur olarak yalnızlık kavramına dair okumalarını gözden geçirmeme neden oldu. ‘Evrensel Yalnızlık’ın yazarı Kafka ve eserlerini bir süre gözden geçirdim. Bir dijital platformda ‘Yüzyıllık Yalnızlık’ romanının uyarlaması da bu döneme denk geldi. Çok başarılı bulduğum bu dizinin ardından, romanı yeniden okumaya ve uyarlama biçimlerini karşılaştırmaya başladım. Şu an Marquez’in bu kült romanını okuyorum.”

Kim ne okuyor?

◊ Volkan Severcan, Atilla Köprülüoğlu’nun “Süveyda” adlı eserini okuyor.
◊ Tuğba Özay, merhum babası İlhan Özay’ın “Fırtına Güncesi” adlı eserini okuyor.
◊ Murat Karasu, Matt Haig’in “İnsanlar” adlı eserini okuyor.
◊ Saydam Yeniay, J. Krishnamurti’nin “Bilinenden Kurtulmak” adlı eserini okuyor.