Berlin gezi notları

Bu yıl 75’incisi düzenlenen Berlin Uluslararası Film Festivali için Berlin’deydim, iyi vakit geçirdiğimi söyleyebilirim. İşte size notlarım...

Haberin Devamı

◊ 75. Berlin Film Festivali, Alman yönetmen Tom Tykwer’in “Işık” (Das Licht) adlı filmiyle açıldı. Tykwer’in festival kariyerindeki üçüncü açılış filmi olan “Işık”, Berlin’de yaşayan bir Alman orta sınıf ailesinin, Suriye’den gelen bir hizmetçinin eve girmesiyle yaşadığı değişimi konu alıyor. Başrollerde Lars Eidinger ve Sandra Hüller var.
Tom Tykwer, parçalanmış, zorlu dünyamızda güzellik ve neşe buluyor; modern hayatımızın özünü sihirli bir biçimde yansıtıyor. Orta sınıf bir Alman ailesi üzerinden dünya meselelerini anlatmak hiç öyle kolay bir şey değil!
◊ Oscar’lı sinemacı Bong Joon-ho’nun merakla beklenen bilimkurgu filmi “Mickey 17”nin dünya prömiyeri de Berlinale’de yapıldı.
Başrolünde Robert Pattinson’un yer aldığı yüksek bütçeli film, Bong’un Oscar tarihine geçen draması “Parazit”ten (Parasite) bu yana ilk yönetmenlik denemesi. Filmden sonra kendimi uzaylı gibi hissettim. Akılda kalıcı bir film...
◊ Timothée Chalamet başrol oynadığı Bob Dylan filmi “A Complete Unknown” izleme fırsatı buldum. Başrol oyuncusunun muhteşem performansıyla müzisyenin hayatını anlatan sağlam bir film izledim. Timothée, Bob Dylan şarkılarını kendi sesinden söylüyor.
İnanın ki çok çok iyi.
Bu arada Joan Baez ile Bob Dylan’ın arasındaki aşk da filme ayrı bir anlam katıyor.

Haberin Devamı

Berlin gezi notları

KEMAL SUNAL, MICHAEL JACKSON’IN KONSER PROVASINI POLİS KOSTÜMÜYLE İZLEDİ

◊ Berlin’de festival dışı önemli bir etkinliği de katıldım.
Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinden 1988 yapımı “Polizei”yi çekimlerinin yapıldığı yerde; Kreuzberg’de izledik.
Türk nüfusun yoğun olduğu Kottbusser Tor’da bulunan Café Jenseits’a gerçekleşen etkinlikte hem yönetmen Şerif Gören’i hem de komedi ustası Kemal Sunal’ı andık.
Filmde Alman polis rolünde seyrettiğimiz Remzi Yılmaz da bizimleydi. Bakın neler anlattı, Kısaca sizinle paylaşmak istedim:
◊ “Kemal Sunal’ın uçuş korkusu vardı. Berlin’e kendi kullandığı Mercedes’le, ekipten daha sonra geldi. Burada sağa sola giderken de kendi arabasını kullanıyordu.”
◊ “Film Kreuzberg’de çekildi. Bütün Kreuzberg o dönem Kemal Sunal’ın peşinde! Rahat bırakmıyorlar ki film çekilsin. Birisi geliyor, ‘Kemal Abi bir komiklik yapsana’ diyor. Bunun gibi şeyler... En son insanlar, Kemal Sunal’ı görmek için filmin çekildiği yere saldırdılar, giriş kapısını kırdılar. Şerif Gören dışarı çıktı, ‘Ya boşuna uğraşmayın, Kemal Sunal burada yok’ dedi ve onları o şekilde savuşturdu. Sonra kapıyı tamir ettirdiler, onun için de para ödedi.”

Haberin Devamı

Berlin gezi notları

◊ “Şerif Gören filmde kendi de oynadı, küçük oğlu Mehmet’i de oynattı. Mehmet çekimler sırasında bir kaza geçirdi, merdivenlerden inerken düşüp ayağını kırdı.”
◊ “Kemal Sunal filmlerinde her zaman kendini seslendirirdi. Bildiğim kadarıyla Kemal Abi bu filmdeki dört kişiyi daha seslendirmiş.
◊ “Polizei yaklaşık 1 ayda çekildi. Dokümanter gibi Berlin’in her tarafını gösteren bir film bu dikkat ederseniz.
Buradaki Türklerin yaşamını da gösteriyor. Çayırlıkta ne yapıyorlar mesela? Kebap. Bir tarafta Almanlar güneşleniyor, diğer tarafta Türkler piknik yapıyor.”
◊ Remzi Yılmaz, çekimler sırasında Kemal Sunal’ın gerçekten bir konserin provalarına gittiğini anlattı.
Peki konserine gittiği dev sanatçı kimmiş dersiniz?
Michael Jackson! Yılmaz şöyle dedi:
“Kemal Abi’yle Atilla’nın çok sıkı fıkı günleri geçti burada. Kemal Abi bir gün Atilla’ya ‘Gel Michael Jackson konserinin provasına gidelim’ diyor. Gidiyorlar ama her yerde polisler var. Girmenin imkânı yok. Kemal Abi polis kostümünü giyiyor, oradaki polislere selam vere vere sahnenin önüne kadar gidiyor ve provayı izliyorlar. Düşünebiliyor musunuz böyle bir şeyi? Filmdeki rolü gerçek hayatta da yaşıyor yani.”
Not: Atilla, tiyatro sanatçısı Atilla Cansever...

Haberin Devamı

Dikkatimi çekti!

Berlin gezi notları

Figen Ormancı ilk romanı olan “Dementor-Ruh Emici” ile günümüzde sıkça karşılaşılan ancak çoğu zaman adı konulamayan bir konuya dikkat çekiyor:
Narsistik kişilik bozukluğu. Merkezine hayran olunası imajıyla çevresini etkisi altına alan Prof. Dr. Serhat Arıcı’yı yerleştiren roman, eş, arkadaş, iş gibi farklı konumlarıyla istemeden tuzağa düşen mağdurların durumunu da gözler önüne seriyor.
Alan Yayıncılık etiketiyle okurla buluşan “Dementor-Ruh Emici” romanı, toplumsal kabuller, bireysel özgürlük ve narsist bir karakterin manipülasyonları etrafında dönen derin bir anlatıyı aktarıyor.
Görünürde romanın ana karakteri Prof. Dr. Serhat Arıcı. Başarılı bir doktor, zeki bir adam, mükemmel aşık, harika insan! Ancak sayfalar ilerledikçe okur, başkarakterin Zeynep olduğunu fark ediyor.
Serhat’la tanışıncaya kadar kendi travmaları ile bir şekilde baş etmeyi başaran, çok sevdiği tiyatro oyunculuğu ile kendi ayakları üzerinde durmayı becerebilen Zeynep, bir anda hayatının kontrolünü “eş” olarak seçtiği adama devrediyor.

Haberin Devamı

Kim Ne Okuyor?

 · Eylem Yıldız, Seray Şahiner’in “Vatan Millet Samatya” adlı eserini okuyor.
· Başak Sayan, Han Kang’ın “Vejetaryen” adlı kitabını okuyor.
· Figen Ormancı, Beyhan Budak’ın “Hayat Acemileri İçin Yasam Rehberi” adlı kitabı okuyor.
· Haluk Yalçınkaya, Macar yazar Ágota Kristóf’un “Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan” adlı kitaplarını okuyor.

Yazarın Tüm Yazıları