Paylaş
ESTETİK
Çabasız seksi, çaktırmadan seksi
Gökhan Özen ve Rafet El Roman gibi ünlü erkeklerin yaptırdıkları estetik müdahale tartışması alevlenerek devam ediyor. Bu konu hakkındaki görüşü sorulan Simge Sağın botoks yaptıran erkeklerin gülüşlerinin yamulduğunu ve kendisini irrite ettiğini söyledi. Doğuş el yükseltti, estetiğin erkek adamı bozacağını iddia etti.
Toplumda genel olarak kadının güzelleşme çabası yüceltilirken, erkeğin böyle bir çaba içine girmesi Simge’nin deyişiyle “irrite edici”, Doğuş’un deyişiyle “erkekliğin bozulması” olarak yorumlanıyor.
Makyaj, botoks, estetik gibi işlemler kadına “hak” görülürken, erkekten “doğal” olması, yapıyorsa da mümkün mertebe “çaktırmadan” yapması bekleniyor.
Eğer seksi olacaksa da “çabasız seksi” olması isteniyor erkeğin. Onun üstüne yapay olarak konulan her şey kazandıracağına kaybettiriyor.
O yüzden de mesela burnunu yaptıran erkek “Deviasyonum vardı, nefes alamıyordum” gibi sağlık mazeretleri ileri sürüyor. Sanıyorum hem kadına hem de erkeğe “helal” olarak kabul gören iki istisna var. Bunlardan biri bronzluk. İster doğal olarak güneşte, ister yapay olarak solaryumda olsun, bronzluk iki cinse de hak görülüyor.
İkincisiyse diş estetiği. Kadınlar gibi erkekler de dişlerini yaptırdığında kimse “irrite” olmuyor, kimsenin erkekliği bozulmuyor.
Kişisel fikrim, yakıştığı sürece kadın ya da erkek herkesin, istediği estetik müdahaleyi yaptırabileceği yönünde.
Ama işte erkeklerin işi kadınlardan iki kat zor bu süreçlerde. Her ne yaptırırlarsa yaptırsınlar, zinhar “çaktırmamaları” gerekiyor. Tıpkı Rafet El Roman örneğinde olduğu gibi: İlk tepkilerle karşılaştığında “Pişmanım, keşke yaptırmasaydım” falan diyordu. “İlk günlerde ekranlarda tuhaf görünüyordu. Şimdi normal görünüyorum” demeye başladı. Demek ki neymiş? Kadın botoks yaptırdığında oturana kadar bir hafta ortalıkta görünmüyorsa... Erkek en az iki-üç hafta kapı dışarı çıkmayacak!
NAFAKA
Eşitlik mümkün mü?
Wilma Elles’in eski eşi Kerem Göğüş, çocukları için ödediği 1500 Euro nafakanın 4 bin liraya düşürülmesi için başvuru yaptı.
Gerekçesi, çocukların Türkiye’de yaşaması ve Euro ile yapılan ödemenin fazla olduğu...
Tıpkı Cem Yılmaz-Ahu Yağtu örneğinde olduğu gibi.
Mahkemedeki hesap çarşıya uymadı, kur yükselince ortaya bambaşka bir tablo çıktı.
Wilma Elles ise eski eşinin çocukları için hiçbir harcama/ödeme yapmadığını savunuyor. Sosyal medyadan peş peşe açıklamalar geliyor.
Kerem Göğüş’e göre Wilma Elles’in maddi durumu kendisinden daha iyi.
Öyle şey olur mu canım?
Madem bu çocukları yaptınız, boşandıktan sonra masrafları da “fifty-fifty” paylaşacaksınız.
İşin kuralı, oluru budur.
Ama diğer taraftan şöyle bir durum da var:
İkisinin de banka hesaplarına vakıf değilim ama
Wilma Hanım’ın mali varlığı Kerem Bey’den çok daha iyiyse eğer...
Durumu iyi olan erkekten nafaka alıp kadına veren adalet sistemi, durumu iyi olan kadından alıp erkeğe niçin vermiyor?
TEKLİF
Kadın eder mi?
Oyuncu İpek Filiz Yazıcı ile müzisyen Ufuk Beydemir’in önce gıptayla bakılan bir ilişkileri ve ardından güzel bir evlilikleri gelişti. Evlenecekleri haberini 2022 yazında İpek Filiz Yazıcı’nın parmağında yüzükle yaptığı paylaşımla öğrenmiştik.
Fakat şimdi ortaya çıktı ki evlilik teklifini Ufuk değil, İpek yapmış: “İlk adımı ben attım. Hareketleri ve tavırlarıyla bana umut verdi ama hiçbir zaman açılmadı. O yüzden Ufuk’a ben evlenme teklif ettim...”
Aferin İpek’e! E ne güzel işte. Erkekler bazen çeşitli nedenlerle, tutuklaşabiliyor, titrekleşebiliyor.
Böyle zamanlarda kadının inisiyatif almasında, onu cesaretlendirmesinde, kaygıları varsa gidermesinde sonsuz yarar var. Hele de sonu böyle güzel bir şeye varacaksa.
KISKANÇLIK
Sahneden nokta atışı
İrem Derici konser verdiği sırada kendisini izleyen sevgilisi Gökhan Fırat’ın yanındaki kadını uyardı sahneden: “Kırmızılı abla, benim manitaya çok yaklaşmazsan... Gökhan’a sinek bile değdiğinde sinirim bozuluyor!”
Gökhan için şahane pozisyon: Sahnede sevgilisi. Yanında kırmızılı kadın. Herkes ona bayılıyor. İrem için de sevimli pozisyon: Konser verirken bile gözünü sevgilisinden alamıyor, etrafında dişi sinek var mı, yok mu onu kolluyor.
Ama “Lady in Red” için fena: Belki günahı var, belki yok. Ama düşünsenize bu anonsun ardından bütün salonun dönüp size baktığını...
Paylaş