Paylaş
1. Özel hayatın didik didik edilir...
Evli babası Kenan Tosun’un, Serenay Sarıkaya’nın annesiyle aşk yaşaması sorulduğunda Cansu Tosun çok çarpıcı bir cevap verdi: “Bu mesleği ben seçtim, bana benimle ilgili sorular sorabilirsiniz...”
Ne demekti bu? Ben bu mesleği seçerken özel hayatım dahil, hakkımdaki her şeyin kurcalanacağını biliyordum. Bana benimle ilgili istediğinizi sorun ama yakınlarımı karıştırmayın...”
Böyle işte: Elalem sevgili bulur, gider en güzel tatili yapar ama eğer sen ünlüysen dağdan, tepeden bir paparazzi ne yapar eder, fotoğrafını çeker.
O çekmese civardakiler paylaşır görüntünü. Sadece senin değil, yakınlarının görüntüsünü de.
2. Kılık kıyafetin hep tartışılır...
En son Mustafa Sandal’ın konserde giydiği Prada marka tanklarında olduğu gibi...
10 santim daha uzun görünebilmek için 40 bin lira ödemiş o “şeylere”. Bu işin kanunu bu.
Göz önünde biriysen beğenen de olacak, alay eden de giydiklerinle. Özge Özpirinçci örneğinde olduğu gibi.
Saçlarını boyamıyor diye bakımsızlıkla suçlanıyordu, İtalya tatilinde boyalı saçlarla ortaya çıktı, bu sefer de “Hani n’oldu doğallığa” sorularının muhatabı.
Çare yok, dış görünüşün çok önemli olduğu bir sektör burası.
3. Ne kazandığın herkesin dilindedir...
Ne zenginler var. Ama falanca iş insanının haftada, ayda ne kadar kazandığının konuşulduğunu duydunuz hiç?
İş Çağatay Ulusoy’a gelince öyle değil işte.
Yeni dizisinden bölüm başına 2 milyon TL alacağı çarşaf çarşaf her yerde.
Vergi kaçıran çok insan var ama Shakira’nınki haber olur. Meşhurluğun seyri tabiisi bu.
4. Oynadığın karakter üstüne yapışır...
En son Doğukan Güngör’ün başına geldi. Dizide eşine psikolojik şiddet uygulayan ‘Fatih’ karakteri yüzünden
www.fatihitokatla.com diye site açıldı.
Şimdiye kadar 182.906 kere tokatlandığı için annesi açıklama yaptı. Derya Yakıştıran, “Fatih ağlatır ama benim oğlum güldürür, annesinin gururu...” mesajı paylaştı.
5. Sosyal medyada linç edilirsin...
Dizide mi oynuyorsun? Film mi yaptın? Albüm mü çıkardın? Yahut en basitinden, bir konuda fikrini mi açıkladın? Bütün toplum ikiye bölünmüş halde üzerine gelecektir. Beğenen de olacak, linçleyen de.
Yeri gelecek, yaptığına, ürettiğine pişman edecekler seni. En çok da meslektaşların. İrem Derici bütün ünlülerin en az üç sahte hesabı olduğunu söylüyor. Mesela Seren Serengil, kıyafetimi öveceğim diye sahte hesabı yerine yanlışlıkla gerçek hesabından övgüler düzmüştü kendi kendine.
6. Başını kavgadan/polemikten kaldıramazsın...
Sen hiç bulaşmak istemesen de sırf gündeme gelmek isteyenlerin hedefinde olursun.
En son, Farah Zeynep Abdullah örneği var.
Sosyal medyada:
Yılmaz Güney’i eleştirdi, aile dava açtı, Ahmet San’dan Nur Sürer’e gagalamayan kalmadı.
Gerçek hayatta:
Musa Orhan olayı hakkında paylaşım yapan Ezgi Mola’ya destek verdi, 2 yıl 4 ayla yargılanıyor. Film setindeyse Hande Ataizi’yle kanlı bıçaklı olmuş.
Ataizi, “Bihter” filminin çekimlerinden önce FZA için “Onu gerçekten çok beğeniyorum” demişti.
Filmden sonraysa Magazin News’e şöyle bir açıklama yaptı bu kez Ataizi:
“Onun için olumsuz şeyler söyleyip konuyu başka yere getirmenin anlamı yok. Herkes biliyor. Yorum yok...”
Böyle 180 derecelik bir dönüş.
Acaba Farah bir kurşun falan mı döktürse?
7. Kolay ayrılamazsın/boşanamazsın...
Ünlülerin ille de ünlülerle birlikte olmak gibi bir zaafı var. Sanki doktor, mühendis, avukatların suyu çıktı. E bu durum da haliyle kıyaslanmalarına neden oluyor.
Kim, kime yaradı, kim, kimden faydalandı gibi sorular uçuşuyor havada. Bunlar ilişkiyi yıpratan şeyler. Kopuş başladığındaysa daha da zorlaşıyor işler.
Kendi başına ayrılamıyorsun, onun hayranları, senin hayranların, diğer sanatçılar derken, özel bir konu olmaktan çıkıp bir Türkiye meselesine dönüşüyor hikâye.
Bakınız: Oğuzhan Koç-Demet Özdemir ayrılığı... Hatırlayınız: Hadise-Mehmet Dinçerler boşanması... Unutmayınız: Afra Saraçoğlu-Mert Yazıcıoğlu süreci...
8. Takıntılı hayran kabusu yaşarsın...
Her insanın etrafında kendisine takıntılı, rahatsız/tedirgin eden birileri olabilir ama eğer göz önünde biriyseniz takıntılı hayranlar için mıknatıs gibi oluyorsunuz. Kadın da olsanız, erkek de...
Tıpkı Serenay Sarıkaya’ya hayatı zindan eden kişi gibi en son Teoman da “Cumartesi geleceğim, evde ol” gibi şeyler yazan Aysun A.’yı savcılığa şikâyet etti.
Paylaş