Paylaş
Köpeğini gezdirdiği sırada yanına gelen magazin muhabirinin “Maşallah, 18’lik genç kız gibi sekiyorsunuz” sözüne sinirlenen Hülya Avşar, “Senin gibi toy, soru sormayı bilmeyen muhabirlerle konuşmak istemiyorum. Sekmek ne demek ya!” diyerek tepkisini gösterdi. Bunun üzerine muhabir “Toy değilim. 10 senem doldu. Geçen sene de bana evlenme teklif etmiştiniz” cevabını verdi.
◊ AVŞAR HAKLI ÇÜNKÜ:
Samimiyetle laubalilik arasındaki farkın ortaya çıktığı yer, işte tam da burası. Bir gazetecinin ünlülerle iç içe ola ola artık kendini de ünlü zannetmeye başladığı o kafa karışıklığı hali bu. Avşar’a sadece yakın arkadaşlarının yapabileceği esprileri yapma hakkı görmeye başlıyor kendinde.
◊ MUHABİR HAKLI ÇÜNKÜ:
İyi ama bahsettiğimiz kişi de Hülya Avşar. Programına aldığı Ricky Martin’in poposunu avuçlayan bir kadından bahsediyoruz. Durdu durdu da “sekmek” lafı mı ağırına gitti?
◊ AVŞAR HAKLI ÇÜNKÜ:
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en güzel kadınlarından birine “genç kız gibi sekmek” lafını söylemek, artık genç kız olmadığını, bu hareketlerin ona uymadığını hatırlatmak anlamına geliyor. Halbuki öyle bir durum da yok ortada, gayet normal yürüyor sokakta. Kadınca bir açıdan baktığınızda da... Ha deseniz hakaret bu söz.
◊ MUHABİR HAKLI ÇÜNKÜ:
Gündem olmak adına yapmayacağı iş, söylemeyeceği çıkış yok Avşar’ın. Yıllardır aynı. Buna muhabire evlenme teklif etmek de dahil. Yeter ki o pazar “Avşar kızııı evlenme teklif ettiiii!” diye magazin programına çıksın. Niçin mesela bir Türkan Şoray’ın başına asla gelmiyor bu laubalilik? Çünkü kendisi laubali değil.
◊ AVŞAR HAKLI ÇÜNKÜ:
Dönüyoruz en başa. O Hülya Avşar, sen gazetecisin. O yapar, ne isterse yapar, sen yayınlarsın. Kararı halk verir. Nokta. Çok meraklıysan bırak mikrofonunu, bırak kameranı, çık ünlüler arenasına. Şimdi bu olay üzerine konuşuyoruz ama sadece bu arkadaşımızı ilgilendiren bir şey değil, genel bir mesele bu.
Shakiracığım düşünmüşsün, eksik olma da...
Shakira bir hayranına özel yapım Lamborghini armağan etti. Michael Mejia adlı hayran sigorta, vergi, yakıt gibi masraflarla baş edemeyince aracı satışa çıkardı.
Başa bela hediye diye buna denir işte. Hakikaten de ocak söndürür böylesi. Bırak yakıt masrafını, ya bir yeri çizilirse diye garajdan bile çıkaramazdım ben aracı.
Ama tuhaf olan şu: Hediye satılmaz ki! Baktın başa çıkamıyorsun, sahibine iade edersin, sen sağ ben selamet.
Hani Ferrari’sine LPG taktırmak isteyen gurbetçi bir vatandaş vardı. Firma aracı geri mi çekmişti, ne... Michael da gelsin Türkiye’ye, Bursa’da taktırsın LPG’sini.
Zaten alnı da hafif açılmaya başlamış, araca LPG takılırken, kendisine saç ekilir.
İkizi Oscar aldı, Yunus’a amorti bile yok
İkinci Oscar’ını alan Adrien Brody ağzındaki sakızı, törendeki öpüşmesiyle gündemde.
İzledikçe “Ben bu adamı birine benzetiyorum ama kime...” diye geçiriyordum ki içimden, buldum: Yunus Günçe.
Zaten kendisi de paylaşmış benzerliklerini. Birlikte çekilmiş bir selfie’lerini koyup, “Aramızda iki Oscar ve 300 milyon dolar fark var” yazmış.
Bu kadar benzerlik olunca, insan bir teselli ikramiyesi, amorti falan bekliyor. Çeyrek Oscar, 5 milyon dolar...
Paylaş