Paylaş
2 bin 500 kişinin yaşadığı takımadalar, Kuzey Buz Denizi’nde bulunuyor. İnsandan çok kutup ayısı yaşıyormuş. O kadar soğukmuş ki, toprağa verilen ölüler bozulmuyormuş, donup öylece kalıyormuş mezarın içinde.
Soğuğa çok takılmamak gerek bence, “yatırımlık” gözüyle bakmak lazım.
Küresel ısınmayla şenlik şamata olacak oralar yakında.
Baktım henüz kiralık ev ilanı falan girilmemiş.
Bütün binaların iki katlı olduğu Svalbard’da kot-3 ilanları düşmeye başlar yakında.
Tek sıkıntı vize probleminden yine kurtulamıyoruz. Adalara bir tek Norveç üzerinden ulaşılabiliyor, Norveç’e de yine Schengen lazım.
THY’den bölgeye acilen direkt sefer istiyoruz.
Su parası geldiğini sanmıyorum. Ama kışlar yani karanlık dönem 6 ay. Doğalgazı idareli açmak lazım tabii.
Trafik olmaması da çok güzel. Zaten gidecek bir yer de yok, paranız cebinizde kalıyor.
Havalı ama: “Svalbard’lıyız biz, içinden...”
Her mevsimin insanı
Yağmur yağar, en mutlu o: Gülücükler, paylaşımlar... Güneş açar, yine aynı. Kar aynı. Kış gelir, güz gelir, bahar gelir. Aynı, aynı, aynı. Mart aynı, eylül aynı.
İklim omurgasızı diye buna denir işte. Son derece yeterli bir “unfollow” gerekçesi.
Defne’nin güzellik sırrı
Güzellik sırlarını açıklayan Defne Samyeli, sabahları uyanır uyanmaz kuru fırça ile kendini fırçaladığını anlattı.
Başkası olsa dikkate almazsınız. Ama bunu söyleyen 52 yaşında kızlarından bile taş duran Defne olunca bir duruyorsunuz tabii: Nasıl yani kaşağı falan gibi bir şey mi?
Ölü deriyi falan atıyor herhalde diye düşündüm ama olmaz ki öyle iguana gibi. Kızları da şaşırıyormuş zaten.
Kaç çeşit fırça var mesela? Boyuna başka, sırta başka fırça mı?
Nasıl yetişiyor o en kaşınan yere?
Sapı uzun mu fırçanın?
Sinirli oluyor mu o sırada Defne?
Bir şey sorsan teper dağıtır mı?
Yoksa tam tersi daha sakin, daha yumuşak başlı mı oluyor?
Kesme şeker verebiliyor muyuz?
Ne alakaysa üçüncü ayakta yatıyorum.
Öyle kan ter içinde uyanmışım...
Analar ve Oğulları
Turgenyev Türkiye’de yaşasa, kesin bunu yazardı.
Rol arkadaşıyla set odasında birlikte kaldığı ortaya çıkan Cenk Torun, boşanma davasıyla karşı karşıya, biliyorsunuz.
Kendisi iddiaları reddetti ama anne Nurdan Torun, oğlu hakkında “aklayan” bir paylaşım yaptı bile: “Eskiden çok acı çekmiş bir ruh, bugün güçlü bir umursamamayı seçecektir...”
Ne demek bu?
“Vaktiyle çok acı çekti, şimdi tabii eşini önemsemez” demek.
Allah Allah...
Acı çekmenin karşılığı aldatmakmış gibi. Ayrılırsın, sonra ne yapıyorsan yaparsın.
Arzu Sabancı da oğlu Hacı Sabancı’nın evlilik dışı çocuğu ortaya çıkınca saatli maarif takviminden şu sözü paylaşmıştı:
“Affetmek zaferin zekatıdır...”
Bu annelerin aldatan oğullarını kolay affedip, sütten çıkmış ak kaşık muamelesi yapmaları ne olacak? Aynı yüce gönüllülüğü gelinlerinize de yapacak mıydınız bu vakalardaki gibi evlilik dışı çocukları falan ortaya çıksa?
Efecan’ın ardından
Kamera karşısında abartılı yeme akımı (Mukbang) videolarıyla tanınan 24 yaşındaki Efecan Kültür, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Bu akımda kamera önünde aşırı yemek yiyorsunuz, aldığınız etkileşimden para kazanıyorsunuz.
Genç fenomen Efecan’ın babası zaten yoktu, annesi 6 Şubat depremlerinde ölmüştü, engelli bir kız kardeşi vardı ve bakımını bir hayırsever vatandaş yapıyordu.
Son dönemlerinde hareketsizlikten sırtında yaralar oluşmuştu.
Sevenlerinin başı sağ olsun da... “Sevenleri” takipçileri mi oluyor şimdi bu talihsiz gencin?
Öyle tarttım, böyle koydum, olmadı.
Bilemedim, gerçekten bilemedim.
Paylaş