Paylaş
“Giyecek kıyafeti olmayan kadın şimdi odasına masaj koltuğu istiyor” demeye getiriyor Şansal. Ne ayıp! Ebru Gündeş’in mesleğe başladığında durumunun yerinde olmadığını bilmeyen yok ki. Vikipedi’de bile yazıyor konfeksiyon işçisi olduğu. Gücü-imkânı olduğu halde, değiştirtmeye, sildirtmeye şuna buna da tamah etmemiş. Belli ki en ufak bir kompleksi yok geçmişiyle ilgili.
Ayrıca Ebru Gündeş’in kıyafete falan da ihtiyacı yok bence. Eşofman, hatta çuval giyip çıksa dinleyeceğiniz varsa yine dinlersiniz, kıyafeti de gözünüz görmez.
Gündeş’i vuracaksanız başka yerden vurun.
Çünkü o ses bu tür vızıltıları çok kolay bastırır. Şansal’ın hesaba katmadan çitilemeye kalktığı gerçek de bu işte.
Otel odasına masaj koltuğu istemişmiş. Barbaros Şansal ilk defa mı duymuş sanatçıların kulis ve oda isteklerini...
Şefim donat masayı
İngiltere’de üç ay aşçılık eğitimi alan ve sık sık yemek pişirirken paylaşım yapan Kıvanç Tatlıtuğ restoran açacakmış. Gerçi Kıvanç işin yabancısı değil; babadan, amcadan pastaneci. Ama o işler üç aylık eğitimle oluyor mu, orasını bilemem. Fakat emin solduğum bir şey var, sırf Kıvanç’ı göreceğiz diye Göktürk’e kadar çok insan gider, bundan eminim. Sosyal medyada yorumlara baksanıza: “Onun elinden zehir olsa içilir...”
Mesele, kendi iyi insanını bulmak
Ne tuhaf: Kendisinin kemik hastalığı vardı, eşinin kas hastalığı. FB’nin eski başkanlarından Emin Cankurtaran’ın oğlu olan yelkenci Cüneyt Cankurtaran’ı üç yıl önce kaybetmiştik. ‘Modern Tıbbın Filozofu’ olarak tanınan Özlem Cankurtaran ise dün hayata veda etti.
Hem doktor, hem hasta, hem de hasta yakınıydı Özlem. Halkı bilinçlendirmek için yaptığı televizyon programına da o yüzden “Hasta Yakını” adını vermişti.
Özlem’e hep “Başkan” diyordum çünkü tanıştığımızda ÇABA Derneği’nin başkanlığını yürütüyordu. Dernek, sokak çocukları için yurt yapma kararı aldı. Ama çok para lazımdı. İlginç bir proje geliştirdi Özlem.
Mehmet Ali Birand, Ali Ağaoğlu, Defne Samyeli, Abdurrahim Albayrak gibi Türkiye’nin tanınan simalarından bir tiyatro kumpanyası kurdu. Yönetmenimiz Ali Sunal’dı. Beni de aralarına aldılar.
Ali Ağaoğlu babam rolündeydi. Son derece amatör bir temsil sergiledik ama olsun, hem biz eğlenmiştik, hem seyirciler, biletlerin geliri de okul yapımına aktarıldı.
Aynı zamanda ablamdı.
Tam da aşk acısı çektiğim bir dönemde, bir kenara çekip öyle bilgece bir laf etmişti ki bana, hiç unutmadım, belki sizin de işinize yarar: “İyi insan çok. Mesele, kendi iyi insanını bulmakta...”
Atiye’nin Romalı kızı
Üçüncü kızını kucağına alan Atiye daha önceden açıkladığı gibi çocuğuna “Rûmî” adını koydu.
“Rûmî” kelimesi Romalı, özel olarak Doğu Romalı, Rum (Bizans) ve Anadolulu anlamında kullanılıyor. Mesela Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Orta Asya’dan gelip Konya’ya yerleştiği için bu isimle anılıyor.
O yüzden “Rûmî” güzel ve özel bir isim bence.
Yaşı yetenler için bir de Romalı Perihan’ımız var ama onun konuyla ilgisi yok.
Paketi 75, izmariti 2950 lira
Bursa, Hatay, Bolu’dan sonra İstanbul’a da geldi:
Büyükçekmece Belediyesi sokağa izmarit atana 2950 lira para cezası kesecekmiş.
Kendim de nikotin bağımlısı biri olarak sonuna kadar destekliyorum bu kampanyayı. “Bizde tutmaz” falan demeyin. Önemli olan başlamak. Bundan 20 yıl önce kurbanlarını sokakta, arsada, bahçede kesene ceza verileceğini söyleseler, “Yandaki boş arsa varken kimse kesimhaneye gitmez diyordum, yanıldım.Aradan geçen yıllarda büyük ölçüde oturdu bu uygulama. Sigarada neden olmasın?
Paylaş