Paylaş
◊ İstanbul, Bodrum, Antalya ve Marmaris’te daire ve villalar. Bunda şaşıracak bir şey yok. Marmaris ayrıntısı Ferdi Tayfur’da da vardı. Alaçatı yok mesela. Parayı bulma dönemlerindeki popüler yazlık istikametlerle alakalı olmalı.
◊ Sonra ilginç bir kalem geliyor: İstanbul’da bir sauna... Şimdi Bülent Ersoy olunca buna da bir “olabilir” payı bırakıyorsunuz. Günün birinde saunaya gitmiştir, tellağa kızıp orayı satın almıştır falan.
◊ Antalya ve Fethiye’de benzin istasyonu. Kumarı falan da yok ki “Masada zarla aldı” diyelim. Mesela bunları almak nereden aklına gelmiştir? “Yananı Görür Allah” diye şarkısı var ama Bülent Ersoy’un petrolün varil/brent/ham hallerini takip ettiğini falan düşünmüyoruz herhalde...
◊ Daha komiği, kiralık vinç ve dozerler... Hani, operatörlerinin iyi para kazandığını hepimiz duymuşuzdur. Ama “Kendime vinç alayım da senede şu kadar kiraya vereyim” deseniz... Nereden ithal edilir, kilosu kaça, kime kiralanır?
Kaç tane vinç, kaç dozer sipariş edersiniz? Okulunu oku, operatör ol, daha kolay. Bülent Ersoy bunları nereden biliyor, bir yatırım danışmanı var mı? Beni evlatlık alır mı? Öyle kan-ter içinde uyanmışım.
Katy yeri neden öptü?
Şarkıcı Katy Perry ve beş kadının, hazırlıkları ve eğitimi uzun süredir devam eden uzay uçuşu nihayet gerçekleşti.
Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un sahibi olduğu Blue Origine şirketinin 4 yıldır gerçekleştirdiği 10 dakikalık bu uçuşlarda 100 kilometre yüksekliğe çıkılıyor.
Yolculuğun 4 dakikasında yerçekimsiz ortamda kalınıyor ve sonra araç paraşütle tekrar Dünya’ya iniyor.
Kalkıştaki sarsıntıları saymazsanız bence yolculuğun en heyecanlı bölümü de bu yerçekimsiz 4 dakika.
Keşke dolmuş gibi ucuzlaşsa da hepimiz binebilsek.
Bizden henüz ünlü bir taliplisi yok uzay uçuşunun. Aklıma Yusuf Güney geliyor ama o da zaten ücretsiz yapıyor astral seyahatlerini; Bezos’a niye para versin?
Katy Perry yere inince toprağı öptü. Bence o biraz “abartı”. Çünkü dönüşte, uzay aracının kapağını Jeff Bezos bizzat açtı.
“Jeff’i öpeceğime, yeri öperim” diye düşündü zaar.
Ki haklı.
Yalnız uzay yolculuğunun insanı sarhoş ettiği de kesin.
Yolculuk sırasında Louis Armstrong’un “What a Wonderfull World / Ne Güzel Bir Dünya” şarkısını söyleyen Katy Perry’ye niçin bu şarkıyı seçtiği soruldu; cevabı anlayan beri gelsin:
“Açıkçası yüksek benliğim her zaman dümeni elinde tutuyor. Bence bu benimle veya şarkılarımı söylememle ilgili değil, oradaki kolektif bir enerjiyle ilgili. Bu, hemen orada gördüğümüz ve takdir ettiğimiz bu harika dünyayla ilgili...”
Başkasına hiç zarar vermeden, direkt Yusuf Güney’le evlenseler keşke...
Çitlere sinirlenmiş!
Mezarlıklar, herkesin kendi ölçülerinde saygılı davrandığı yerlerdir. Sadece kendi ölünüze değil, başkasının kaybına da saygılı olursunuz.
O yüzden mezarlıkta karşılaşanlar birbirine başsağlığı diler. Çünkü herkes bir kaybı için oradadır. Yüksek sesle, gürültülü konuşmamaya özen gösterirsiniz mesela.
Çarpıcı giyinmemeye dikkat edersiniz. Araba bile hızlı sürülmez mezarlık içi yollarda. Bir yerden bir yere geçerken, başka bir mezara basmamaya; çiçeğine, mermerine zarar vermemeye bilhassa gayret edersiniz.
Pazarda kaykay alışverişi yaparken korkunç şekilde bıçaklanıp cinayete kurban giden 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin mezarı duruşma günü tahrip edilmişti, biliyorsunuz. Acılı ailesi de çeşitli tehditlere maruz kalmıştı.
Gözaltına alınan 67 yaşındaki şüpheli, mezarın çitlerine takılıp düştüğünü, sinirlendiği için böyle yaptığını söyledi.
Hepsini vurup kırmış, dağıtmış.
Ölen daha çocuk yaşta olduğu için çiçeklerle, rüzgâr gülleriyle, kalplerle süslenmiş mezarını...
İfadesinin doğru olduğunu varsayalım:
67 yaşında bir dede. Küçücük bir çocuğun mezarı. Üstünde resmi de var üstelik. Nasıl kıyar ki insan?
Paylaş