Alma mazlumun ahını

Hz. ALİ (Allahütealâ ondan razı olsun) efendimize sordular; ‘Gökten ağır, zehirden acı olan nedir?’ Şöyle buyurmuş mübarek: ‘Dürüst insana iftira atmak gökten ağırdır, sabretmek ise zehirden daha acıdır.’

Haberin Devamı

Adalet Partisi’nin kuruluş yıllarında, CHP’nin yıkıcı ve öküzün altında buzağı arayan muhalefetine muhatap olan Süleyman Demirel, “Allah, yakışan iftiradan korusun!” diye yakarışta bulunurdu.
İftira onursuzluğun, pespayeliğin, alçaklığın zirve noktalarından biridir; müfteri (iftira eden), icra ettiği bu iğrenç eylemiyle ‘çukur’un ta kendisidir.

Yıllar boyu Sayın Erdoğan’a üniversite diploması yok diye utanmadan iftira attılar. Bu iftirayı atanlar belli ki içerideki ve dışarıdaki zalimlerden talimat almışlardı. Bu zavallıların unuttuğu bir şey vardı. Zalime hizmet eden, zalimden talimatla iş gören, iftira atan, mahut zalimlerin zulmüne uğramadan ölmez.

Hem ne demişler; alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste!

Erdoğan’a attıkları iftira adeta bumerang gibi geri döndü ve bu müfterileri vurdu. Meğerse kurtarıcı görüp baş tacı ettikleri İmamoğlu’nun diploması yokmuş. Yatay geçişi olmayan bir üniversiteden evrakta sahtecilik yaparak İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne geçişi yapılmış. Onun gibi onlarca sahte geçiş yapan kişilerin diplomaları iptal edildi.

Haberin Devamı

Birileri, -bunların içinde eski sözde bakanlar da var-bu sahte diplomaları utanmadan, yüzleri kızarmadan savunuyorlar, iyi mi? ‘Diploması iptal edilenlerin arasında profesör olanlar varmış, mış da bundan dolayı bunları iptal etmek ancak hükümetin emrinde olan üniversite yönetimlerine yakışırmış.’

Bu bakan müsveddesi demek istiyor ki; bu sahtekârların sahte evrak düzenlemeleri, yalan beyanda bulunup resmi makamları yanıltmaya çalışmaları, on binlerce hatta yüzbinlerce gencin kul haklarına girip kazanamadıkları bir sınavı hokus-pokusla başardık göstermeleri, daha da ileri gidip ilgili fakültenin kimi yönetici ve öğretim üyeleriyle (artık neyin karşılığında yapıldıysa) çete oluşturup düzmece evraklarla yatay geçiş sağlamaları hiçbir şey ifade etmiyor.

Yani hırsızlık suç ama çalan haspanın kızı ise ona yakışıyor demeye getiriyor.

Yuh artık!

Utanmadan, sıkılmadan bir de bu hırsızlığı ortaya çıkaran üniversite yönetimine ve YÖK’e laf ediyorlar. Mahkemenin ve YÖK’ün ‘araştırıp, sonucunu bildirin’ taleplerine üniversite ne demeliydi? Evrakta ne yazıyorsa onu söylemekten başka çaresi var mı üniversite yönetiminin?

Haberin Devamı

Evrakta olanı söyledi diye mi mahut üniversite, hükümetin yönetiminde oluyor?

Yani demek istiyorlar ki üniversite yönetimi bu kirli ilişkilerin üstünü örtmeli, dolandırıcılık ve sahtecilik yapanların yaptıkları yanlarına kâr kalmalı.

Bu denli aşağılık bir kepazelikle de yetinmeyerek; sahtekârlıkta önde giden bir şahsiyeti de ülkeye cumhurbaşkanı yapalım istiyorlar.
Kel başa şimşir tarak!
Bu kafaya da böylesi yakışır!

Yazarın Tüm Yazıları