Ayrılmak zor, ünlü boşanması daha da zor

Pelin Akil nihayet eşi Anıl Altan’la ayrılık haberlerini doğruladı, sosyal medya hesabından “Altan” soyadını kaldırdı.

Haberin Devamı

Ne yalan söyleyeyim, ben üzüldüm açıkçası ayrılmalarına. Hem birbirlerine çok yakışıyorlar hem de kızlarıyla güzel bir aile kurmuşlardı.

Ayrılmak zor, ünlü boşanması daha da zor

En çok, sosyal medya üzerinden atışmalarını seviyordum. Mesela Anıl dışarıda arabayı yıkıyor, köpükler içinde seksi bir fotoğrafını çekip paylaşıyor. Pelin mutfaktan altına yorum yazıyor: “Yakışıyor mu sana, babasın sen baba. Derhal içeri gir!

Tabii bize laf düşmez, herkesten iyi yine kendileri bilir neyin daha doğru, neyin güzel olduğunu.

Her ayrılık süreci gibi, daha doğrusu her ünlü ayrılığı gibi biraz sancılı geçti bu süreç.

Aralarında bir şeyler olduğu biliniyor ama onlar sürekli geçiştiriyor ya da yalanlıyordu ayrılık haberlerini.

Haberin Devamı

Doğal olarak, halihazırdaki reklam anlaşmaları nedeniyle açıklama yapmadıkları yazılıp çizildi. Kısmen de haklıydı bu eleştiriler.

Ama dedim ya ayrılık zor, ünlü ayrılığı daha zor, hele de işin içinde çocuklar varsa “kuyumcu titizliğiyle” iş görmeli insan.

Sanırım artık o süreci de tamamladı Pelin Akil ile Anıl Altan. Icardi-Wanda Nara gibi çiftlere bakınca da görece “edepli” hallettiler bu işi.

Ne diyeceğiz: Bundan sonraki hayatlarında başarılar, mutluluklar.

Şimdi gel de gör beni...

En son 9 saatlik bir estetik operasyon geçiren modacı Gülşah Saraçoğlu’nu havaalanındaki kimlik tespit cihazı tanımamış.

Ayrılmak zor, ünlü boşanması daha da zor

Kim olduğunu tespit ve kayıt için parmak izi almaya götürmüşler.

Eğer bir insan estetikle bu kadar değişiyorsa ayrılık sebebi bence. En azından öyle sayılmalı.

“Benim evlendiğim kişi bu değil, baksanıza makine bile tanımadı” deseniz; haklısınız.

Bunu “güzel olmuş/çirkin olmuş” tartışmasının dışında söylüyorum. O ayrı bir şey.

Burada mesele, başka biri olmak. En azından artık kendi olmamak.

Argiros’a bravo ama...

Yunan şarkıcı Konstantinos Argiros, 9 Temmuz’da İstanbul’da konser verecek. Bu konseri özel kılansa gelirinin Fener Rum Lisesi’nin restorasyona harcanacak olması.

Ayrılmak zor, ünlü boşanması daha da zor

Yani bir Yunan sanatçı... İstanbul’da... Türk dinleyicilere...
Bir Rum yapısının ihyası için konser verecek.
Fener Rum Lisesi, Haliç’in simge yapılarından biri. Henüz görmediyseniz, büyük eksiklik.
Restore edilecek olması da çok güzel haber. Ama buna bir Yunan sanatçının el atması... Ne bileyim, biraz içimi burktu.
Keşke Argiros’a kalmasaymış bu iş. Keşke bir Türk sanatçı el atsaymış bizim ülkemizdeki bu çabaya.
Diyeceksiniz ki “Türk sanatçılar hangi birine al atsın?
Antik, Roma, Bizans,
Selçuklu, Osmanlı, memlekette eser bitmiyor ki...”
Haklısınız, peki: “Tarihi, kültürü öyle zengin bir coğrafyayız ki başka ülkelerin sanatçıları bile bunları korumak için seferber oluyor” diyerek teselli bulalım.

Haberin Devamı

Hastasıyız bu insanların

Hastasıyız lafıyla tanınan müzisyen, gezgin ve sunucu Ayhan Sicimoğlu, Oylum Talu’nun programında kara büyü ayinine katıldığını açıkladı.
Bir Küba seyahati sırasında katıldığı ayin için kaplumbağa kanı içtiğini söyleyen Sicimoğlu, bu deneyimin ardından uzunca bir süre uyuduğunu ve hayatının değiştiğini anlattı.
Bülent Ersoy, Ayhan Sicimoğlu, Yıldız Tilbe gibi insanların başka bir gezegenden olduklarına dair teorim de çökmüş oldu böylece.
İşin içine “vudu” da girdi artık. Bu kendine has kişilikleri açıklamak için yeni, yepyeni bir izah lazım, ama ne?

 

 

Yazarın Tüm Yazıları