Savaş Özbey

Ayda 500 liraya da inanırım

18 Ekim 2023
Metin Akpınar’ın kızlarına ayda 500 lira gönderdiği iddiasını ortaya atan Onur Akay’ı aradım.

Bu miktarı kızların kendilerinin telaffuz ettiğini, çok sağlam bir kaynaktan duyduğunu söyledi.

Zaten Duygu Nebioğlu da Kanal D’de katıldığı yayında “Metin Akpınar’ın bana verdiği maddi destek, sadece hayvanlarımı besleyebileceğim bir maddi destek” demişti.

O kadar çok şaşırdık ki son birkaç günde öğrendiklerimizle, açıkçası inanırım, “ayda sadece 500 lira” ayrıntısına da inanırım.

Bu arada Zeki Alasya’nın Duygu Nebioğlu’na “Duygu hakkını arasın çünkü Metin ona hakkını vermez” mesajı gönderdiği iddiası var.

Bunun doğru olup olamayacağını Zeki Alasya’nın kızı Zeynep Alasya’ya sordum.

Şöyle diyor Zeynep:

“Ben de duydum. Hak, hukuk çok mühimdi onun için, merhametliydi çok. Belki üzülmüş ve yardımcı olmak istemiş olabilir. Ama Metin Amca için, yok ‘O senin hakkını vermez’ falan, asla yapmaz. ‘Kimsenin hakkını yemez’ derdi bana. Kendi kızına böyle söyleyen başkasına niçin “Metin senin hakkını vermez’ desin? Üzülüp şunu demiş olabilir: ‘Tabii ki sen de hakkını arayacaksın yavrum’... Üslup çok önemlidir ya bu konularda belki öyle bir şey söylemiş olabilir.”

Çok iyi oyuncuymuş

Yazının Devamını Oku

Görgüsüzlük suç değildir!

17 Ekim 2023
Dilan&Engin Polat çifti hakkında soruşturmalar sürüyor, raporlar yazılıyor, mal varlıklarına tedbir konuldu, yurtdışına çıkışlarına engelleme getirildi, yeni operasyonların hazırlandığı haberleri geliyor...

Ünlü-ünsüz yapılan yorumları okuyorum, aklım çıkacak gibi oluyor:
“Memlekette insanlar bu kadar ekonomik zorluk yaşarken, siz milletin gözüne sokarsanız...” diye başlıyor hepsi.
Arkadaşlar!
Belli ki bunlar görmemiş insanlar. Kendilerini tutamamışlar, açıklanması zor zenginleşmelerinin cakasını satmışlar.
Ama bu, magazinin konusu. Tweet konusu, yorum konusu, paylaşım malzemesi.
Sanki görgüsüzlük yapmasalar, göze sokmasalar hiç mesele yok.

Yazının Devamını Oku

Film gibi...

14 Ekim 2023
Başlığı “Film gibi” diye attım ama bu kadarı Yeşilçam’da bile olmaz. Yine de aklıma Metin Akpınar’ın iki filmi geliyor. İlki; 1975’te Zeki Alasya’yla çevirdikleri “Nereden Çıktı Bu Velet?”. İkincisi de Metin Akpınar’ın hayatını konu alan “İyi ki Yapmışım” belgeseli.

İnsan neye şaşıracağını şaşırıyor!
◊ 62 yıldır evli, 82 yaşındaki Metin Akpınar’ın 35 yıl önce karısını aldattığına mı?
◊ Kendi evliliğinden çocuğu olmayan Akpınar’ın bu yasak aşktan ikiz kızları olduğuna mı?
◊ Kızların daha 2 aylıkken öz anneleri tarafından Antalya’da bir köye terk edildiklerine mi?
◊ Çocukları olmayan bir öğretmen çift tarafından evlat edinip büyütüldüklerine mi?
◊ İkizlerin yıllar sonra görüştükleri annelerinden Metin Akpınar’ın kızları olduklarını öğrendiklerine mi?
◊ Akpınar’ın konudan haberdar olmasına rağmen 14 yıldır evlatlarını reddettiğine mi?

Yazının Devamını Oku

Hiperaktif hem reşit hem mezun oldu

14 Ekim 2023
2005’ten beri sizinle bu köşede buluşuyoruz. Türkiye’nin her yerinden yüzlerce gece kulübü, restoran, bar, kafe, parti, festival, beach, semt, sokak... Şimdi artık Hiperaktif’i genç arkadaşım Melis Yılmaz’a devrediyorum. Gözüm arkada değil, göreceksiniz boynuz kulağı geçecek. Ve bu 18 yılda sürçü lisan ettiysek affola.

Dile kolay, 18 yıldan fazla olmuş. Haftada bir taneden yaklaşık 1.000 kent yazısı eder. Sadece İstanbul değil, Türkiye’nin her yerinden yüzlerce gece kulübü, restoran, bar, kafe, parti, festival, beach, semt, sokak... Bir o kadar işletmeci, organizatör, dansçı, aşçı, DJ... Ve bunların etrafında bir araya geldiğimiz milyonlarca insan.
Her haftaya 2005 Şubat’ındaki heyecanla başladım: O hafta okurlarımıza sosyalleşebilecekleri, eğlenebilecekleri, yiyip içebilecekleri, keşfedebilecekleri neleri önerecektim?

Yeme-içme dünyası bilir, kurallarım vardı. Yeni bir yer açılacaksa önce benim köşemde çıkmalıydı.
Haber değeri yoksa sahibinin, işletmecisinin adını geçirmeyecek, boy boy fotoğraflarını basmayacaktım.
En kapalı kulüplere bile fotoğrafçımızı sokabilecektim.c

Çünkü aradan geçen yıllarda şöyle bir güven oluştu ki ben magazin çekimi yapmayacaktım, ortam çekimi yapacaktım.

Fotoğraf servisimiz gecenin 1.00’inde, 2.00’sinde yapılan bu çekimlerden pek memnun değildi ama okurlarımıza, oraya gittiklerinde, o saatte kendilerini nasıl bir ortamın beklediğini gösterecektim.

Ne tip insanlarla karşılaşacaklarını, ne giyildiğini, nasıl müzik çaldığını, en sevilen tabakları, bardakları, yaklaşık ne kadar harcayacaklarını...

Yazının Devamını Oku

Zülfü Livaneli keşke baba sözü dinleseymiş

13 Ekim 2023
Onlarca kitap, albüm ve filmi olan Zülfü Livaneli, bunların bazılarının kendisinde bulunmadığını açıkladı:“Nesne biriktirmem. Çocukluğumdan oyuncak da hatırlamıyorum. Hiç biriktirmem. Albümlerimin, kitaplarımın tamamı da yoktur bende...”

İlginç değil mi? Çünkü bırakın ödül almış filmi, çok satmış albümü insanlar mezun oldukları okulların diplomalarını bile duvarlarına asıyor.
Şirketteki 10’uncu yıl plaketini bile salonun baş köşesine yerleştiriyor.
Dernekten gelen bağış teşekkürünü, adının geçtiği gazete kupürünü...
Yani şöyle tuhaf bir durum ortaya çıkıyor: İmza gününde imzaladığı kitap o okurun kütüphanesinde en önde ama kitap Zülfü Livaneli’nin kendisinde yok...
Ermişlik, aşmışlık desen değil.
Doymuşluk, mütevazılık desen ona da tam oturmuyor.
İsim bulamadım bu hale.

Yazının Devamını Oku

Fikret Kuşkan’ın tuhaf üslubu

12 Ekim 2023
Usta oyuncu Fikret Kuşkan, Zülfü Livaneli’nin “Sis” filmiyle başlayan kariyerinde sayısız başarılı işe imza attı.

Altın Portakal’da aldığı “en iyi erkek oyuncu” ödüllerinin yanı sıra en son Bodrum Türk Filmleri Haftası’nda aldığı “yaşam boyu onur ödülü” de bunun somut kanıtları.

Fakat şöyle bir şey oldu...

Kuşkan bu ödül sonrası kendisine soru soran gazeteciye sert bir çıkış yaptı:

“Röportaj yapmıyorum. İşimle ilgili röportaj yapabilirsiniz ancak benimle. Ben 15 yıla yakın zamandır bugünkü şebekler ve maymunlar gibi röportaj derdi olan bir adam değilim.

Ancak bu ödülü almış olmaktan dolayı sizinle sohbet ediyoruz.

Yoksa siz benimle sohbet edemezdiniz.”

Haydaa...

Kendisi röportaj vermiyor olabilir, bu kendi kararı, saygı duymak gerekir.

Yazının Devamını Oku

Şöhretin 8 büyük bedeli

11 Ekim 2023
Kolay değil öyle: Hem herkes beni tanısın, hem çok para kazanayım, hem etrafım benim gibi ünlülerle dolu olsun hem de ödüller, reytingler, satış rekorları, reklamlar... Her güzelliğin bir bedeli var, şöhretinse 8 büyük bedeli birden. Gelin, güncel olaylar üzerinden bu bedelleri masaya yatıralım.

1. Özel hayatın didik didik edilir...
Evli babası Kenan Tosun’un, Serenay Sarıkaya’nın annesiyle aşk yaşaması sorulduğunda Cansu Tosun çok çarpıcı bir cevap verdi: “Bu mesleği ben seçtim, bana benimle ilgili sorular sorabilirsiniz...”
Ne demekti bu? Ben bu mesleği seçerken özel hayatım dahil, hakkımdaki her şeyin kurcalanacağını biliyordum. Bana benimle ilgili istediğinizi sorun ama yakınlarımı karıştırmayın...”

Böyle işte: Elalem sevgili bulur, gider en güzel tatili yapar ama eğer sen ünlüysen dağdan, tepeden bir paparazzi ne yapar eder, fotoğrafını çeker.
O çekmese civardakiler paylaşır görüntünü. Sadece senin değil, yakınlarının görüntüsünü de.

2. Kılık kıyafetin hep tartışılır...

Yazının Devamını Oku

Vize değil, Deli Dumrul’un köprüsü!

10 Ekim 2023
Hande Yener, ABD vizesi alamadığı için Fenerbahçe USA Derneği’nin düzenlediği konsere çıkamıyor. Murat Boz ile Hadise’nin de konseri var, vize alıp alamayacakları belli değil.

Daha önce de benzer çok örnek oldu. Volkan Konak’tan tutun Özcan Deniz’e birçok ünlü isim vize alamadıkları için konserlerini iptal etmek zorunda kaldı. Almanya ekip arkadaşlarına vize vermeyince Sumru Yavrucuk, Frankfurt’ta sahneye tek başına çıktı.

Yahu bu nasıl olur?

Bunların hiçbiri mülteci olacak insanlar değil. Kendi ülkelerinde işleri güçleri, malları mülkleri, şanları şöhretleri olan kişiler.

Bütün bunları bırakıp senin ülkende sığınmacı mı olacaklar?

Neyin önlemi bu?

Başvuru evraklarına gelince banka hesaplarına kadar belge istiyorsun bizden. Önündeki bilgisayarda Google mı yok?

Girip Murat Boz, Hadise, Hande Yener yazamıyor musun başvuruyu değerlendirirken?

Türk vatandaşlarına uygulanan bu tecrit aynı zamanda ekonomik bir sömürü.

Yazının Devamını Oku