Paylaş
İçinde her şey var.
Kuralsızlık, vurdumduymazlık, nezaketsizlik, utanmazlık…
*
Bu araçların park edildiği yer neresi biliyor musunuz?
*
Vatandaş, ailesiyle güvenle yürüyüş yapsın, dinlensin, çocukları bisiklete binsin, top oynasın diye trafikten arındırılmış bir meydan.
*
Bu araçların sahipleri o kadar pervasız ki, hiç utanmadan, sıkılmadan meydanın ortasını otoparka çevirmişler.
*
Bu ilk defa olmuyor!
*
Daha önce de bu kuralsızlığa şahit olmuştum.
*
Önlem alınır sandım ama sandığım gibi olmadı maalesef.
SORUN ÇÖZEN POLİS…
Sorun gitgide büyüyünce, konuyu Antalya Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nden Salim Nur’a ilettim.
*
Salim Bey, izinde olmasına rağmen konuya hemen hassasiyet gösterdi, Şahin timleri de meydanı jet hızıyla çocuklara geriverdi.
*
Sağ olsun, Antalya İl Emniyet Müdürü İlker Arslan da fotoğrafları inceledi.
*
Umarım, çocukların 3 karışlık oyun alanı artık kuralsızların işgaline uğramaz…
KAPAN YUTSUN DİLİNİ
Meydana aracını park eden bir sürücüye, “Burasının otopark olduğunu hiç sanmıyorum” diye takıldım.
*
Sürücüden şu cevabı aldım:
“Madem buraya park etmek yasak o zaman meydanın girişine, uyarı tabelası ve kapan koysalarmış.”
*
Bu arkadaş özetle şunu söylüyor:
“Benim aklım, fikrim, iradem yok! Engel, ceza, uyarı yoksa havuzun içine bile park ederim.”
*
Et kardeşim, et!
*
Sana da bu yakışır zaten…
AYIP EDEN POLİS…
Hafta sonu akşamları Işıklar, Atatürk Caddesi’nde yürüyüş yapıyorum.
*
Dün de bu rutini bozmadım.
*
Salman Pastanesi’ni biraz geçtim, tam o sırada Antalya Emniyet Müdürlüğü Yunus timlerinde görevli bir ekip, kalabalığın yürüdüğü yolu motosikletiyle kapattı.
*
Önce çok önemli bir şey var sandım.
*
Ekibe biraz daha yaklaşınca 16-17 yaşlarında gençlerin durdurulduğunu gördüm.
*
Motosikleti süren polis, yerli, yabancı onlarca kişinin geçtiği, kentin kalbi niteliğindeki bir caddede gençlerden birine herkesin duyacağı bir ses tonuyla küfretmeye başladı.
*
İçimden “Boş ver, sana mı kaldı” dedim.
*
Sonra içime sinmedi.
*
Geri döndüm.
*
Küfreden polise, tüm nezaketimi takınarak, “Üzerinizdeki üniforma ile devleti temsil ediyorsunuz. Her ne gerekçe ile olursa olsun, bu tavrınız, Türk polisine yakışmaz” dedim.
*
O sırada kıdemli polislerden biri, “Siz bizim ne şartlarda çalıştığımızı biliyor musunuz? Siz de bu sözlerle bizi rencide ettiniz. Çok duyarlıysanız gidin şikayetçi olun” diye yanıt verince, “Hay dilimi eşek arısı soksun” deyip yoluma devam ettim.
*
Demek ki motosikletle yürüyüş yoluna dalıp vatandaşı küfürle durdurmanın gerekçesi çalışma şartlarıymış!
*
Bu açıklamayı, Emniyet Genel Müdürlüğü Medya-Halkla İlişkiler ve Protokol Daire Başkanı Güngör Selçuk duysa herhalde kahrından ölürdü…
Paylaş