Paylaş
Sayın Erez'in görevi iade etmesi ile sonuçlanan olaylar dizisi öğretici oldu.
Bu konuda basında çıkan yorumlara katılıyoruz.
Ama olayın bir adım ötesine gidelim. Bugünü bir kenara bırakıp yarınki etkilerine bakalım.
MESUT YILMAZ
Temelde farklılıkları var... Ciddiyetleri, söylemleri konusunda aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Belki. Ama bunlar doğru olsa bile, siyasette temel nedenler yanında, görüntülerin de önemli olduğunu unutmayalım.
Siyaset bir yerde televizyon gibi. Birkaç saniyeniz var. Ters bir hareket, vermek istediğiniz mesajı anlamsız kılıyor.
İmajınız değişiyor.
Son gelişmelerin Sayın Yılmaz ve bir yerde de Sayın Ecevit konusunda verdiği görüntü böyle oldu.
Seçmen kitlesi içinde Yılmaz ile Çiller'i bundan böyle aynı şekilde görenlerin sayısı sanırız arttı.
Önemli olan bu yargının haklı olup olmadığı değil. Olayın verdiği imaj böyle.
‘‘Onlar kendi kişisel çıkarlarını düşünür, o kadar. Üç aşağı beş yukarı, aynı yolun yolcuları... Bizlerin dışındalar...’’
İster geçici, ister kalıcı olsun (marjinal) seçmenin tepkisi sanırız şu an için bu çizgide.
SEÇİMLER VE EKONOMİ
Sayın Erez geniş tabanlı bir hükümet kursa, Fazilet Partisi'nden de kısmi bir destek alsa idi bu genel seçimlerin geri atılmasını gündeme getirebilirdi.
Ekonomide de bazı tedbirler alınabilirdi.
Şimdiki duruma göre hükümet DSP'li bakanlardan oluşacak. Elbette bu da değişebilir. Ama değişse bile seçimlerin geri atılması olasılığı azaldı.
Ekonomi yönetimine ihtiyaç duyulan bazı kararları alabilecek kişilerin gelmesi de bir yerde imkânsızlaştı.
Sayın Temizel'i bu köşede eleştirdik. Ama destekledik de. Alınan bazı tedbirlerin tehlikeli olduğunu yazarken, Maliye Bakanlığı'nda gördüğümüz ciddiyet ve kararlılığı da sürekli vurguladık.
Ama bir nokta unutulmasın. Özellikle piyasa profesyonelleri tarafından.
Sayın Temizel DSP içinde ekonomiyi ‘‘en iyi bilenlerden’’ birisiydi.
Ayrıca genel seçimlerin nisanda yapılma olasılığı da bugün için epey yüksek.
Bu da bizi son ve en önemli noktamıza getiriyor.
EN KAZANÇLI PARTİ
Bazı siyasetçiler koltuklarını korudular.
Bazı siyasi partiler birkaç ay daha iktidarda kalmayı garantilediler.
Ama bu olaylardan en kazançlı kim çıktı?
Bu sorunun yanıtı kazanç sözünden ne anladığınıza bağlı. Eğer uzun vadeli ilkeleri doğrultusunda iktidara yaklaşmayı kastediyorsak, söyleyelim:
Fazilet Partisi.
Fazilet Partisi, ‘‘Çiller yükünden’’ bir anda kurtuldu.
Ve, bu yükü bir anda karşı tarafın omuzlarına attı.
Ayrıca:
‘‘Onların hepsi bir, tek farklı olan vatandaşı tek düşünen biziz...’’
Çizgisini bir anda ele geçirdi.
SONUÇ
Son gelişmeler Türkiye siyasetinde küçük bir yer tutacak. Ama dikkatli düşünüldüğünde önemli etkileri olacak.
‘‘Onlar’’ ve ‘‘biz’’ sözlerinin anlamı artık (biraz) daha farklı.
Paylaş