Paylaş
Asya'da başlayan krizin Türkiye ekonomisini etkilemesi, bundan sonra da birkaç ay alacak. Dış denge ile ilgili rakamların makyajlanması durumunda, bu biraz daha gecikebilir. (Asya ve Meksika krizlerinin ilginç yanlarından birisi, dış denge ve rezerv rakamlarının ağır bir makyaja tutulmuş olmaları idi.)
Bugün uluslararası finansal krizin reel etkilerini ele alıyoruz. Batı dünyasında krizin ilk reel etkileri, sınırlı da olsa ortaya çıkmaya başladı.
Yarınki yazıda Asya paraları ve TL'nin rekabet gücünü kıyaslayacağız.
Her iki yazı da iş dünyasının geleceğe dönük hesaplarını yakından ilgilendiriyor.
İLK ETKİLER
Asya'daki çalkantının Batı ekonomileri üzerindeki ilk reel etkileri daha yeni ortaya çıkmaya başladı. Ama bunlar bile henüz makro ekonomik rakamlara girmiş değil. Sadece şirket bazındaki verilerde.
Batılı çokuluslu şirketler finansal krizden ilk etkilenen kurumlar.
Bir ihracat bağlantısının yapılıp, kontratların imzalanması, bunun arkasından da malların sevkıyatının yapılması en az 4 ay alan bir süreç. Bunun makro ekonomik göstergelere girmesi ve rakamların açıklanması da en az 2 ay alıyor. Demek ki, ekim-kasım aylarında yaşanan bir devalüasyonun ilk etkileri, Batı'nın ithalat-ihracat rakamlarına nisan ayından önce fazla yansımaz. (İlginçtir, J-eğrisi denen olgudan dolayı ilk etkiler ‘‘olumlu’’ bile olabilir. Buna zamanı gelince değineceğiz.)
Ama çokuluslu şirketler açısından durum farklı.
Bunlar birçok ülkede, bu arada Asya'da da üretimde bulunan, burada temsilcilik veya fabrika açmış kurumlar. Satışları bir anda düşebiliyor.
İşte bunun ilk belirtileri, Batı dünyasında bugünlerde ortaya çıkmaya başladı.
Özellikle, elektronik, demir-çelik ve otomotiv sektöründe faaliyet gösteren bazı çokuluslu şirketlerin satışları yüzde 10-30 oranlarında azalmış bulunuyor. Otomotiv, demir çelik ve elektronik sektöründe üretimlerin kısılması gündeme geliyor. Bu durum henüz Amerika ve Avrupa'ya yansımadı. Ancak, çokuluslu şirketlerin toplam satışlarında ilk belirtileri görülmeye başladı.
Makro ekonomik göstergelere girmesine ise daha vakit var.
İSTİSNA
Burada bir istisnaya değinelim. Asya'da ilk devalüasyon yapan ülke Tayland idi. Tayland parası baht temmuz ayında hızla değer kaybetmeye başlamıştı.
Diğer Asya paralarının bunu izlemesi aşağı yukarı üç buçuk ay aldı.
Tayland'da yaşanan devalüasyonun ilk etkileri de doğal olarak daha önce ortaya çıkacak.
Son rakamlar da bu yönde.
1997'nin ilk yarısında büyük bir dış açıkla karşı karşıya olan Tayland devalüasyondan sonra bu açığı hızla kapatıp bir fazlaya dönüştürüyor. Evvelsi gün açıklanan rakamlara göre kasım ve aralık aylarında Tayland dış ticaret dengesi 1.7 milyar dolar fazla verdi. (Bir kıyaslama yapmak için şöyle diyebiliriz: Türkiye'nin ortalama dış ticaret açığı ayda 1.6 milyar dolar.)
Tayland'da açıklanan rakamlar diğer Asya ülkelerinde birkaç ay sonra ortaya çıkmaya başlayacak.
ZİNCİRLEME ETKİ
Burada önemli nokta şu:
Asya'dan gelen ilk veriler bir ihracat artışından çok, ithalatın aniden kısılmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle ilk etapta Türkiye'den çok, Asya'ya mal satan Batı ülkelerini düşündürmeli.
Ancak Batılı şirketlerin üretimi düştükçe, Batı dünyasının büyümesi de yavaşlayacak. Kazançlar azalacak. Bu da bir yanda borsaları etkileyecek, diğer yanda onların ithalatını düşürecek.
Ayrıca, bir süre sonra Asya ülkelerinin ihracat konusunda da daha atak olmaya başladıklarını göreceğiz.
SONUÇ
Siyasetçilerimiz açısından haber şimdilik ‘‘iyi’’. Birkaç ay daha keseden yemeye devam edebilirler. Şok geçirmelerine, makyaj ihtiyacına daha vakit var.
İş dünyası ise ilk sinyalleri iyi yorumlama zorunda.
Yarın TL'nin rekabet gücünü Asya paraları ile kıyaslayacağız.
Paylaş