Sahrap Soysal

Var mıdır dondurmayı sevmeyen? Hele sıcak, bunaltıcı yaz günlerinde damaklarımızdan tüm vücudumuza yayılan bu hoş, serin tatlıyı hepimiz bayıla bayıla yeriz değil mi? Üstelik dondurma denilen nefis tatlı, artık sadece yaz mevsiminin değil her mevsimin vazgeçilmez tatlısı haline geldi. Gelelim dondurmanın Anadolu’daki serüvenine...

Bundan yaklaşık 300 yıl önceye rastlar Anadolu insanının dondurmayla tanışması. Yüksek dağların tepelerindeki karlar toplanır, üzerine pekmez, bal ve meyve özleri koyulup dondurmanın atası diyebileceğimiz “karsambaç” yapılırmış o zamanlar. Karsambacı bugünlere taşımakta büyük emeği olansa Yaşar ailesinin ilk temsilcisi Osman Ağa’ymış.
Osman Ağa’nın 150 yıl önce başlattığı serüven zaman içinde büyümüş, şimdilerde dördüncü kuşak tarafından yönetilen büyük bir dondurma markasının ortaya çıkmasında temel teşkil etmiş. İşte o marka, MADO’dur.
ROMALILAR, DONDURMA YAPMAYI MARAŞLILARDAN ÖĞRENDİ

Dondurma kafelerinin ilki olarak da tanımlayabileceğimiz MADO, gerçek salebi keçi sütüyle birleştirmiş ve Kahramanmaraş dondurmasını tüm Türkiye’ye sevdirmiştir.
Mado Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kanbur’a göre, Romalılar dondurma yapmayı Kahramanmaraş’tan ve Maraşlılardan öğrenmişlerdir.
Yine Mehmet Bey’den öğrendiğimiz bilgiye göre bugün Türkiye’nin hemen her yerinde yapılan dondurma şovlarının temelini, dondurmayı ağaca asan ve döverek sündüren dedesi atmıştır.

Yufkalardan birini sıvıyağ ve su ile ıslatın, kenarlarını katlayıp kare şekli verin.

Yufkalardan birini sıvıyağ ve su ile ıslatın, kenarlarını katlayıp kare şekli verin.
İçine rendelenmiş ve sıvıyağda kavrulmuş havucu koyup rulo yapın.
İkinci yufkayı da aynı şekilde kare yapıp içine soğanla kavurduğunuz ıspanağı yerleştirin ve rulo yapın. Üçüncü yufkayı da kare yapıp içine rendelediğiniz haşlanmış patates koyun ve rulo yapın.
Son yufkanın da kenarlarını kare olacak şekilde katlayın. Hazırladığınız rulolardan ikisini yan yana üzerine yerleştirin. Üzerine kalan ruloyu koyup yufkayı rulo şeklinde sıkıca sarın.
Üzerine yumurta sarısını sürüp 200 dereceye ayarladığınız fırında pişirin.
Dilimleyerek servise sunun.
Afiyet olsun...

Malzeme listesi

Su ve şekeri bir tencerede pişirerek karameli hazırlayın. Karamel olduğu anda ocaktan alın. Tereyağını ekleyip karıştırın.

Tencereyi tekrar ateşe koyup kremayı ekleyin. Karışım tamamen pürüzsüz hale gelinceye kadar karıştırın. Tuzu ilave edip tekrar karıştırın. Fırını 180 dereceye ayarlayıp ısıtın.
Yoğurt, un, kabartma tozu, toz şeker, sıvıyağ ve yumurtaları bir kaba alıp güzelce karıştırın. Hazırladığınız karamelin birazını süsleme için ayırıp kalanını bu karışıma ilave edin.
Kek kalıbını yağlı kağıtla kaplayın. Dikkatli olun, karamel kalıba yapışmamalı, yoksa çıkarırken kekiniz parçalanabilir. Keki sıcak fırında 40 dakika kadar pişirin. Soğuyunca kabından çıkarıp üzerini ayırdığınız karamelle (ister sıvı ister minik kıtırlar şeklinde) süsleyin. Servise sunun.
Afiyet olsun...

MALZEMELER

Kek için;

Bayramlardan bir hafta önce Antakya sokaklarını hoş bir baharat ve hamur kokusu alır. Çünkü fırınlarda ve evlerde kömbeler yapılmaya başlamıştır.

Ev yapımı dayanıklı yiyecekler denince aklınıza neler gelir? Turşu ve konserveler dışında elbette. İşte bu soruyu Antakyalılara sorduğunuzda cevaplardan biri de kömbe olur. Çünkü bu muhteşem lezzetli kurabiye uygun şartlarda saklandığında yaklaşık iki ay dayanır ve Antakyalılar bu kurabiyeye bayılır.

Bakmayın sadece Antakyalılardan söz ettiğime; kömbe ufak tefek değişikliklerle ve farklı isimlerle pek çok yöremizin mutfağında vardır ama ben bugün sizlere hayranı olduğum Antakya mutfağının vazgeçilmez tatlarından biri olarak kömbeden bahsedeceğim.
BAYRAM YİYECEĞİ

Kömbe bir bayram yiyeceği olarak bilinir Antakya’da. Bayramlardan bir hafta önce Antakya sokaklarını hoş bir baharat ve hamur kokusu alır. Çünkü fırınlarda ve evlerde kömbeler yapılmaya başlamıştır.

Tozşeker ve yaş mayayı Ilık suda eritin. Unu da yavaş yavaş ekleyip çırpmaya başlayın. Koyu waffle kıvamına gelinceye kadar un eklemeye devam edin. Hamuru oda sıcaklığında 20 dakika dinlendirin.

Pankek tavasının yuvarlak bölümlerini fırçayla yağlayın. Hamurdan kaşıkla alıp bu bölümlere aktarın. Sadece bir taraflarını kızartın. Bir tarafı pişmiş olan yassı kadayıflarınızı tepsiye alın.
Lor peyniri ve çekilmiş cevizi bir kapta karıştırın.
Kadayıfların pişmemiş tarafının bir kenarına ceviz ve lor peyniri karışımından yarım tatlı kaşığı kadar koyun. Yarımay şeklinde katlayıp uçlarını bastırarak kapatın. (İstenirse içleri boş olarak da kapanabilir) Bu işlem hamurlar kurumadan, hızlıca yapılmalıdır. Hamur kurursa yapışmaz.
Şerbeti hazırlamak için; tozşeker ve suyu bir tencereye aktarıp karıştırarak kaynatın. Şerbet kıvamına gelince ocaktan alıp soğumaya bırakın.
Yumurtaları çukur bir kapta çırpın. Sıvıyağı derin bir tavada kızdırın.
Kadayıfları yumurtaya bulayıp kızgın yağda kızartın. Soğuk şerbete atıp 2-3 dakika bekletin. Kadayıfları servis tabağına aldıktan sonra kalan şurubu üzerlerine gezdirebilirsiniz. Bol ceviz içiyle süsleyerek servise sunun.
Not: Bu tatlı Malatya’da çok sevilir. Ramazan ayında mutlaka yapılır. Üzerine kaymak koyularak da ikram edilir.

Soğanlı Beykoz çöreği

* 4 adet orta boy kuru soğan
* 100 gr tereyağı
* 1 tatlı kaşığı tuz, pul biber, kekik
* 2 su bardağı süt
* 1 su bardağı lor peyniri
* 4 adet yumurta
* 1 paket kabartma tozu

Kuru fasulye ve nohudu yıkayıp akşamdan bol suyla ıslatın.

MALZEME LİSTESİ

* 1 su bardağı yeşil mercimek (Kırmızı mercimek de kullanabilirsiniz.)
* 1 su bardağı kuru fasulye
* Yarım su bardağı nohut
* Yarım demet ıspanak
* 10 su bardağı su
* 1 çay kaşığı tuz, karabiber

Dolmalık kabakların sapını kesip yıkadıktan sonra soymadan rendeleyin. Suyunu sıkıp derin bir kaba koyun.

MALZEMELER
* 2 adet orta boy yeşil dolmalık kabak
* 12-14 adet ıspanak yaprağı
* 1 çay kaşığı tuz, kırmızı pul biber
* Türk kahvesi fincanıyla 1 fincan sıvıyağ
* 2 yemek kaşığı yoğurt
* 1 yemek kaşığı kuru nane, kuru fesleğen