Rüştü Reçber

Fenerbahçe çok istedi ve kazandı

29 Ocak 2019
Yeni Malatyaspor’un durumu belli. Oynadıkları futbol ve felsefeleri de belli. Agresifler, istekliler. Mücadele güçleri yüksek, gol atma becerileri ise ondan da yüksek. Hal böyle olunca da ligde bulundukları konumu hak ettiklerini söylemeliyiz.

Fenerbahçe’yi ise söylememe gerek yok. Taraftarı için ise ne desem az. Yine coşkulu ve büyüklüklerine yakışan bir görüntü sergilediler. Dün akşamki maçta da her şey Fenerbahçe’nin istediği gibi başladı. Erken gelen gol tribünleri de iyice morallendirdi. Oyuna hakimiyetleri bu golden sonra devam etse de bu sadece istatistiklere yansıdı. Pozisyon olarak bir zenginlik yoktu. Aksine birkaç sıkıntıyla da karşılaştılar. En önemlisi top kayıplarıydı. Geriden oyun kurarak çıkmayı bir türlü başaramadılar. Zaman zaman Benzia bu görevi üstlenmeye çalışsa da onun da diğerlerinden bir farkı olmadı, aksine kaptırdığı topun devamı Fenerbahçe’nin kalesinde gol görmesine neden oldu. Bu gol belki Malatyaspor’un ilk şutuydu ama yakaladıklarını atmada becerikli olan bir takımdan da bu beklenir.

YİNE DURAN TOPLAR VE NEUSTAEDTER

Fenerbahçe’nin duran toplarda sıkıntı yaşadığını dün akşam Mina’nın golünde bir kez daha gördük. Fizikli ve kaleden uzakta duran, hava hakimiyeti iyi olan bir oyuncuyu markaj altında tutmazsan cezayı da ödersin.Bu sözüm aslında Roman Neustaedter’e... Neyse ki golün şokunu atlattıran Mehmet Ekici oldu. Ekici, uzun zamandır bizlere izletemediği mükemmel frikik gollerinden birini attı. Bu golden sonra Soldado devreye girip yakaladığı gol pozisyonlarını değerlendirebilseydi Fenerbahçe’nin farkı artırması işten bile değildi

BİRİNCİYİ ES GEÇTİ, İKİNCİYİ VAR'LA VERDİ

Fenerbahçeli futbolcular maçı kazanmayı istediklerini fazlasıyla gösterdiler. Gol arayışları ikinci yarıda da sürekli devam etti. Yaptıkları baskının neticesinde bir penaltı kazandılar. Hakem Ali Palabıyık ‘VAR’a rağmen bir penaltıyı es geçse de ikincisini vermek zorunda kaldı. Verdiği penaltıda da galiba ‘rakibin topu alma şansı var’ diye sarı kartını göstermedi ama VAR’a gittiğinde bile bunu açıkça görebilirdi ama görmedi.

EKİCİ PENALTIYI ATSAYDI...

Fenerbahçe’nin ikinci yarıda kazandığı penaltıyı ‘gecenin adamı’ Mehmet Ekici kaçırdı. Ne yalan söyleyeyim ‘her şerde bir hayır vardır’ dedim. Çünkü Fenerbahçe skoru korumakta o kadar zorlanıyor ki, o dakikada skor 3-2 olsaydı maçın böyle bitmesi çok zordu. Ancak sonlara doğru atarsa kazanabilirdi ve nitekim öyle de oldu. Ersun Yanal ikinci yarının başında yapmasını beklediğim değişiklikleri geç de olsa sırasıyla yaptı. Önce Benzia çıkıp Moses girdi, ardından Ayew’in yerine Eljif oyuna dahil oldu. Moses ‘Bir ışık verdi mi?’ diye sorarsanız, ben aldım. Fenerbahçe’de Isla ve Dirar sağ kanadı iyi kullandı. Sol taraf ise yokları oynadı. Ayew zaten sahada etkisiz eleman olarak dolaştı. Hasan Ali zaman zaman destek verdiyse de yeterli olmadı. Neustaedter hakikaten koydu. Bereket, Sadık alınmış. F.Bahçe çok zor gol atan bir takım. Böyle bir durumda yapılması gereken belli; gol attıysan rakibine pozisyon vermeyeceksin. Kadıköy’de iki kere öne geçiyorsan bu kadar basit goller yiyip maçı zora sokmamalısın.

MAÇIN ADAMI:

Yazının Devamını Oku

Farklı skoru Volkan engelledi

25 Ocak 2019
Bir takım için en büyük tehlike havasını kaybetmiş bir ruh haline bürünmesidir..

Evet, Fenerbahçeli futbolcuların yaşadıkları ve aldıkları sonuçlardan sonra geldikleri noktada bu duruma düşmemeleri içten bile değildi... Ve gelinen noktada dün akşam itibarıyla bu halde olduklarını gördüm... İyi de oynasalar kötü de oynasalar sonuca gidememeleri üzerlerinde öyle bir etki yaratmış ki; her şeylerini alıp götürmüş sanki...

İki maç üzerinden oynanan tur maçlarında ilk maç itibariyle istediğin bir sonucu almasan da,normal şartlarda ikinci maçta ağırlığını koyman lazım. Öyle ki; hissettirdiğin ağırlığın altında rakibin bunalması gerekir. Bir 'büyük takım' bu anlayışla sahada olmalı ve öyle de yapmalı... Ama maalesef ki Fenerbahçe'nin büyüklüğünü bir tarafa koyuyorum, sahada bunu gösterecek futbolcular topluluğundan ayakta duran tek isim olarak; Volkan vardı...

Zaten tezatlık da burada. Evet bir şeyler için çaba sarf ediyorlar ama geldikleri durum kendilerinden o kadar çok şey almış götürmüş ki sıradanlığa dönüşmüş bir haldeler. Rakipleri de zaten bu durumun farkında oldukları için sahada da nasıl hareket edeceklerini biliyorlar. Ve her türlü zorluğu çıkarırlarken, kendi futbollarını da oynayabiliyorlar. Ümraniye de bunu yaptı, galibiyeti hak ettiler. Fark olmadıysa da sebebi de Volkan'ın duruşuydu.

SERİ GELMEZSE DURUM DEVAM EDER

Evet hep yazıyoruz... Kalite yok, yetenek kısıtlı, oyuncu profili uyumlu değil. Bazen de haksızlık yapıyoruz.... Fenerbahçe'deki durum aslında basit: Sahadaki sonuçlar, futbolcuların yönlerini tam anlamıyla ortaya çıkarırlar. Fenerbahçe'de de kazanma serisi yakalamadığı sürece bu durum devam edecektir. Kupadan elenmesi iyi mi, yoksa kötü mü derseniz bence elenmemeliydi... Ne kadar maç trafiği, o kadar kendini bulma maçı demektir. Bu süreçten kurtulmak için de bu maç sıklığına ihtiyacı vardı.

Yazının Devamını Oku

Ersun hocayı mecbur bırakan olay

22 Ocak 2019
Fenerbahçe teknik direktörü, arzuladığı kadroya sahip değil.

Öyle maçlar vardır ki, sorunların bitmesi ve yeni bir dönemin başlaması adına çok önemlidir. Dün akşam Fenerbahçe için yepyeni bir sayfanın başlangıcı sayılabilecek bir maç oynandı. Bunun adını ister sportif başarısızlığa son vermek deyin, ister beyaz bir sayfa açmak deyin, ister karakter mücadelesi deyin, ister onur mücadelesi deyin; ne derseniz deyin, ne söylerseniz söyleyin, akla gelebilecek her şey dün Fenerbahçeli futbolculardan beklenenlerdi aslında. Bir diğer beklenti de aslında takımın kalitesi ne olursa olsun, klasikleşen Ersun Yanal takımlarının görüntüsü olacak mıydı. Maç kadrosuna baktığımda Ersun hocanın hazırlık kampı boyunca hedeflediği bir kadroya sahip olmadığını gördüm.

DERiNLiK YOK

Türkiye Kupası’ndaki Giresunspor maçı Ersun hocanın düşündüklerinin dışına çıkmasına neden oldu. Volkan Demirel ve Nabil Dirar dışında kafasında kurguladığı isimler kenardaydı. Peki Ersun hoca haklı mıydı? Evet haklıydı. Aslında kadro derinliğine sahip bir Fenerbahçe olsaydı, Giresunspor maçındaki kadrodan belki de 1-2 isim hariç kimseyi görmeyebilirdik. Ama şartların şu an Ersun Yanal’ı bu seçimleri yapmaya mecbur bıraktığı ortada. Şu gerçeği de atlamayalım; Fenerbahçe’nin bu durumundan faydalanmak isteyen bir Bursaspor takımı da sahada olacaktı. Nitekim maç başladığında bu yazdıklarımızın gerçekleştiğini gördük. Her iki takım da kazanmak için sahadaydı. Fenerbahçe, Bursaspor’un baskısına pasla, hızlı hücumla cevap verdi. Sonrasında da oyunda etkisini artırmaya ve oyunu kontrol etmeye başladılar. Tam da bu zamanda Soldado’nun müthiş golünü izledik. Bu gol Fenerbahçeli futbolcuların düşündüklerini gerçekleştirebilmeleri için yakaladıkları bir fırsattı. 1-0 öne geçince yapılması gerekenler basittir. Ya kontrollü futbola dönersin ya da bu şok halindeki rakibinin üzerine gidersin ki, bir gol daha bulasın. Fakat Fenerbahçe ikisinin arasında kararsız kaldı. Nitekim Bursaspor’a çok sayıda beraberlik fırsatı buldu ama yeşil beyazlı futbolcuların son vuruşlardaki beceriksizliği gole ulaşmalarını geciktirdi.

BU KADAR PANİK NEDEN?

Fenerbahçe özellikle son 30 dakika daha kontrollü oynamaya çalıştı ki, bu normaldi. Fakat bunu istedikleri şekilde yapamadılar. Bu süreçte Bursaspor dikkatli olsaydı 3 puan alması içten bile değildi. Dün Fenerbahçe’nin artıları da vardı, eksileri de... Özellikle rakibin kullandığı duran toplarda alan ve adam paylaşımında sıkıntı yaşanıyor. Kenardan gelen hücumlarla içeriye gelen toplarda da tehlike yaşadılar. Fenerbahçe’nin topsuz oyundaki sorunları da devam ediyor. Fizik olarak yeterli düzeye gelemedikleri de gerçek. Bir de bu kadar panik bir şekilde oynanmaz. Tamam, anlarım kazanmak için geride oynayabilirsiniz ama bu kadar baskı kuran rakibe karşı fizikli ve mücadelye cevap veremediler. Ayrıca rakibe karşı hızlı hücumu uygulayamamak da büyük bir eksiklikte.

AYEW’İN VERDİĞİ ZARAR

Fenerbahçe’de Andre Ayew dün çizgiden çok içeriyi kullandı. Kanadını bu kadar boşaltması doğru değildi çünkü o alanı Hasan Ali veya başka bir arkadaşı zamanında dolduramayınca yarardan çok zararı oldu. Neticesinde içeri alanda kalabalık oluştu ve top yapacak alan kalmadı. Bu da Bursaspor’un işine yaradı.

Yazının Devamını Oku

Dün geceyi kaza olarak görmek istiyorum

18 Ocak 2019
Rüştü Reçber yazdı.

Dün akşam maçı izlediğim göz, acaba nelerin değiştiğini, ne gibi olumlu gelişmelerin yaşandığını görmek üzerine kurulu bir gözleme dayalıydı...

Açık ve net olarak gördüklerimi yazmam gerekir mi, diye de uzunca düşündüm. Dedim ki; bu Fenerbahçe hayallerimizdeki takım mı?.. Diyeceksiniz ki; sezon başından beri değil. Evet haklısınız, maalesef değil. Dünkü maçta bu görüntüden uzak, maç boyunca pozisyona giremeyen, rakibi baskı altına alamayan bir futbolları vardı. F.Bahçe  formasının ağırlığı bile bu etkiyi yaratırken, ortada futbolculardan tık yok. En üzücü nokta bu olsa gerek. Ümraniyeli kardeşlerim yanlış anlamasın... Anaların ak sütü gibi galibiyeti hak ettiler. Kazanmak için ne gerekiyorsa yaptılar. Kolay mı, bir daha ne zaman F.Bahçe ile oynacaklar? Böyle bir şans gelmişken de ileride torunlarına bile anlatacakları bir hatıra bırakmak isteyeceklerdir. Tıpkı yıllar öncesinde Lüleburgaz'ın  ve Pendik'in yaptığı gibi. Öyle de oldu,  Ümraniye'nin tarihine geçtikleri gibi gelecek için de bir hatıra yatırımı yaptılar, tebrik ederim.

Gelelim F.Bahçe gerçeklerine... Dilerim yoyun bir antreman tablosunun sonucudur dün akşamki durum. Benzia yok, Slimani yok, Jailson yok... Yanlış anlamayın, sahada varlar da oyunda yoklar. Bir de üzerine Eljif Elmas'ın kırmızı kartı, al sana bir sürü dert.

Evet 2. maç var, telafi edilir mi edilir. Edilir de F.Bahçe taraftarını da bir an önce umuda sürüklemek lazım. Yoksa hayalleri ve beklentileri onları da yoracak. Pazartesi Bursa maçı var. Bu ortaya konan futbol yeterli mi, hayır değil.   Dün akşam şu bir kez daha ortaya çıktı: sahada iş yapacak oyuncu lazım. Ne yaparsanız yapın, eğer çimlerin üzerinde bir varlık gösteremiyorsanız tez yoldan çözümler üretilmelidir.

Volkan sahada ve saha dışında kalecilikten daha fazlasını yapmak zorunda. Sesini her yerde duymamız lazım. Çünkü başka beklenti içinde olacağımız oyuncu da yok.

Benim Ersun Hoca'ya olan inancım tam. Ancak kalite durumları biraz sıkıntı yaratıyor. F.Bahçe takımının sezon başından beri en büyük sorunu zaten buydu. Maça etki edecek, sahada takımı yönetecek oyuncu sayısının azlığı değil mi, zaten..

Dün akşamı her ne kadar bazı gerçekleri bilsem de kaza olarak görmek istiyorum. Beklentim ve düşüncem, Bursa maçıyla değişimin başlaması dileğiyle. Fakat dün akşamdan farklı olmayan bir çizgide olunursa da sorunların büyüyerek devam etmesi gibi bir durumla karşılaşacağız.

Yazının Devamını Oku

Sadece Mehmet Ekici ile olmaz

25 Aralık 2018
Rüştü Reçber yazdı.

Bazen o kadar çok istersiniz ki bir bakmışsınız, düşündüklerinizin ve beklentilerinizin çok gerisinde kalmışsınızdır. Siz bile inanamazsınız..nasıl oldu? ve ne ara oldu diye? Herhalde her bir Fenerbahçeli için beklenilmeyen sezon ve devre izledik. Aslında beklenti çok fazla değildi. Ama bu kadar da kötü olunur muydu? İşte bu beklenmiyordu. Futboldaki en önemli unsur elde ettiğin veya edeceğin tecrübelerdir. Bu hem yönetenler için hem teknik ekip için hemde sahadaki futbolcular için geçerlidir. Siz ne kadar isteseniz de işleri yoluna koymak için ne kadar da çabalarsanız bazen istediklerinizi ve düşündüklerinizi gerçekleştiremezsiniz. Dün akşam Ersun hocanın takımı topla oynamayı başardı ama pozisyon üretmede sorunlar yaşadı. Koca ilk yarıda daha oyunun başında Soldado'nun pozisyonunun dışında başka bir tehlikeleri olmadı.

Bir gerçek var ki atlamamak lazım. Bu maçta tek hedef 3 puandı.Düşünce ve kurgudaki hedef buydu. Fakat Antalyaspor'un ortaya koyduğu performans ve geldikleri nokta, geçmiş maçlarında da ortaya koydukları görüntüyü görünce, Bu yüzden kontrollü oyun anlayışını kabul ederim. Ersun hocanın bu düşüncede olmasını da yadırgamam. Antalyaspor'un eksik kadrosu belli ki oyunlarını bozmuş. Kapanıp hızlı hücuma çıkan ve etkili olmasa da pozisyon yakalamayı başaran ve değerlendiren görüntülerinden çok uzaktaydılar. Nitekim ilk yarı boyunca o zaman daha fazla üretkenlik içinde olmasını beklemek de son derece yanlış olmazdı. Fenerbahçe adına bunu değerlendirmek için belik ilk yarı da ki oyunu görmek lazımdı. Fenerbahçe ikinci yarı rakibi kalesinden uzak tutmayı başardı. Yine oyunu kontrol etmeyi de başardı. Ama yine gerçeklerle yüz yüze geldi. Ekici'nin dışında maalesef oyununun gidişatını etkileyecek bir isim bile devreye giremedi. Biraz Ayew bu konuda Mehmet Ekici'nin destekçisi oldu. Roman'ın atılması İşleri zorlaştırsa da, Fenerbahçe'nin etkili olduğu anların da başlangıcı oldu. Duran toplar aslında skoru değiştirecek pozisyonlar hazırladı ama netice alınmadı. Bülent hocanın Fenerbahçe'nin 10 kişi kalmasının üzerine maçı istediğini gösteren hamleyi de hemen yaptı.

Fenerbahçe hayata yeni başlayan bebek (emekleme ve yürüme) misali önce kaybetmemeyi sonra da kazanmayı öğrenmelidir. Bu düşünceyi gerçekleştirebilmek için hem zamana ve hemde kişiye ihtiyacı vardır. Ersun hoca devre arasını iyi geçirmek için her türlü imkanı seferber edecektir. Ama olmazsa olmazı alınması gereken oyunculardır. Dün rakibe karşı eksik kalınması bir dezavantajdır ama 1 puanla ayrılmakta ayrı bir önem taşımaktadır. Kaybetmeden gitmek en azından güven açısından önemlidir. Belki Fenerbahçe ligin yukarılarında olsaydı Bu Antalyaspor'dan eksik kalmalarına rağmen alınan puanın başarı olduğunu yazabilirdik. Fakat altını çizelim ki Antalya eski formundan çok uzaktı. Dün Fenerbahçe takımı bir tek Mehmet Ekici'nin ayağına baktı. Bunu değiştirmesi lazım o yüzden devre arası bu açıdan çok önemlidir..

MAÇIN ADAMI:SERDAR ÖZKAN

Yazının Devamını Oku

Yanal'ın işi hiç kolay değil ama başaracak!

18 Aralık 2018
Rüştü Reçber yazdı.

İkinci yarıdaki F.Bahçe’nin görüntüsü, Yanal’ın çözmesi gereken esas problemlerin ne olduğunu gösterdi. Yanal, tecrübesiyle tüm bu sorunları aşacaktır.

Yazıma öncelikle hem Ersun Yanal ve ekibine hem de Volkan Ballı’ya ‘Hayırlı olsun, tekrardan Fenerbahçe’ye hoş geldiniz’ diyerek başlayayım. Evet malum Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu durum ortada.

Bu noktada Ali Koç ve yönetimi geç de olsa bir şok dalgası yaratma adına Ersun hocayı getirdi. Bir kere şunun altını çizelim; Ersun hocanın elinde sihirli değnek yok. Kendisine sunulan kadro öyle üst düzey bir topluluk da değil. Moraller desen, o da zaten dip yapmış durumda. Anlayacağınız Ersun hocanın işi hiç de kolay değil.

Tabii bunların yanında aslında en büyük avantajı, bu takımın daha kötü olma ihtimalinin olmamasıdır. Dolayısıyla Ersun hoca da takıma katacağı birikimleri ve hırsıyla hedefi ilk 8 olarak belirleyecektir.

Oldu ya 2-3 transferle belki hedef yükseltmesi de olabilir ama tabii hem bu mali şartlarda hem de bu dönemde iyi futbolcu bulmak zordur. Zaten bonservisi olmayan bir futbolcuyu bulmak, samanlıkta iğne bulmaya da eş değerdedir. Paralı bulsan, bu sefer de maliyetini nasıl karşılayacaksın? Paran olsa da harcayabilir misin? (UEFA Fair Play kuralları gereği o da izne tabi.)

Gelelim maça... İki takım için de çok önemliydi. Fenerbahçe kazandığı taktirde düşme potasının dışına çıkacaktı. Ersun hocanın takımlarında her zaman bariz bir şey göze batar. Takımın kalitesi ne olursa olsun, sahada topu kaybettiğin yerde kazanma düşüncesi. Bu düşünce hem defansı güçlendirir hem de golü bulmayı kolaylaştırır. Yapmak için tek şart fiziki kuvvettir. Ersun hocanın bunun dışında takıma vereceklerini ilerleyen haftalarda göreceğiz.

İLK 10’DA 2-0 OLABİLİRDİ

Maçın ilk yarısında topun değerini bilen ve az pas hatasıyla oynayan bir F.Bahçe vardı. Takımın isteği ve hırslı oluşu bir yana, taraftarın da coşkusu hakikaten güzeldi. Fenerbahçe o kadar hızlı başladı ki, 10. dakikada Slimani atsa, 2-0 olacaktı. Böyle zamanlarda golün veya gollerin gelmesi o kadar önemlidir ki, maçı daha başlamadan bitirmiş olursun.

Yazının Devamını Oku

Fenerbahçeli futbolculara bir sözüm var

10 Aralık 2018
Hem Fenerbahçe hem de Akhisar için maçın ne kadar önemli olduğunu söylememize gerek yok. Fakat bir Fenerbahçe gerçeği var; bulunduğu noktadan çıkmak sürekli bir uğraş içerisinde ki, aynı durum Akhisar için de geçerli. Fenerbahçe’nin istikrarsız ve etkili olmayan futbolu, rakip kim olursa olsun cesaretli oynamasına neden oluyor.

İlk 10 dakikaya bakınca “Fenerbahçe buraya 3 puan için gelmiş” dedim. Mehmet Ekici’nin uzaktan şutlarla gol girişimi ve Eljif Elmas’ın kaçırdığı gol bize bunu işaret ediyordu. Savunma olarak da topun arkasına takım halinde geçerek oynayan ve hareketli Akhisar takımının bu anlamda işini zorlaştıran bir görüntü sergilediler. Sonra bir anda her şey değişti ve Akhisar maça ortak oldu. Kolay rakip olmayacağını ve kendisinin de ne kadar puana ihtiyacı olduğunu göstermeye başladı. Nitekim Akhisar dengelediği oyunda golü de buldu. Gol de uzaktan atılan şutta Harun ve defansın ortaklaşa hatasını iyi değerlendiren Bokila’nın sezgisi sonucu geldi. Fenerbahçe oyun kurmada sadece Mehmet Ekici’ye bağlı kaldığından, hücum bölgesindeki ağırlığı tamamen bu oyuncunun performansına endeksliydi. Özellikle Eljif ve Barış’ın yardımcı olmaları gerekirken, onlar neredeyse hiç devreye giremedi. Mehmet Topal ve Isla ikilisinin de geriden oyuna katkıları yok denecek kadar azdı. Şener ve Hasan Ali ikilisinden sadece Hasan Ali’nin soldan desteği oldu ancak o da yetersiz kaldı. İleride de Slimani’nin oyuna katkısı olmadı.

SADECE MEHMET EKİCİ

Fenerbahçe’nin maça iyi başladığını ama sonrasında rakibin oyunu ele geçirmesine engel olamadığını gördük. Defanstaki takım duruşunu hücumda gerçekleştiremedi. Hücuma az adamla çıkılması etkisiz kalmalarına neden oldu. İkinci yarı oyunda hakimiyeti kurmak adına etkili bir tablo bekledim ama gördüğüm tek şey, yine tek başına çabalayan Mehmet Ekici idi.

COMOLLI'Yİ DE YANINDA GÖTÜR

Bir sözüm de Fenerbahçe forması giyen futbolcu kardeşlerime... Eğer siz Fenerbahçe forması giyiyorsanız, rakibi öyle bir baskı altına alacaksınız ki bunaltacaksınız.. Eğer siz Fenerbahçe forması giyiyorsanız bulunduğunuz konumu kabul etmeyeceksiniz. Eğer siz Fenerbahçe forması giyiyorsanız futbolunuzla isyan edeceksiniz. Eğer siz Fenerbahçe forması giyiyorsanız nefes alırken Fenerbahçe’nin kökenlerini hissedeceksiniz.. Eğer siz Fenerbahçeli futbolcu iseniz duygularınızla, ruhunuzla, karakterinizle sahada olacaksınız.. Yok “Biz F.Bahçe’yi hak etmiyoruz” diyeniniz varsa da yönetimin kapısını çalsın ve affını istesin. Haa bunu yaparken de Comolli’yi yanında götürsün.

MAÇIN ADAMI: JOSUE

Yazının Devamını Oku

Hızlı oynayınca kazandı

9 Aralık 2018
Şampiyonluk yarışında olmak istiyorsanız kendi sahanızda oynadığınız maçlarda kolay kolay puan kaybetmemeniz lazım. Trabzonspor’u, bugüne kadar kendi sahasında yaptığı puan kayıpları zirve yarışında bu kadar geriye düşürdü.

Bordo mavili takım oyunu çok yönlü oynayabilecek isimlere sahip. Yusuf, Sosa, Abdülkadir ve Rodallega her an oyunun yönünü ve gidişatını değiştirebilecek oyuncular. Trabzonspor maçın ilk devresinde oyunu kontrolünde tutmayı başardı. Topa sahip olmanın yanında dengeli oyunu acele etmeden, sabırla oynadılar.

İlk yarıdaki tek eksikleri hücum bölgesindeki hareketli oyunu gerektiği kadar hızlı yapamamalarıydı. Trabzonspor ikinci yarıda daha hızlı oynayarak hem atakların hem de pozisyonların sayısını artırdı. Baskılı oyunun karşılığını ilk olarak Abdülkadir’in kazandırdığı penaltı golüyle alan Trabzon, hemen 1 dakika sonra ikinci golü bulunca iyice rahatladı. Bu maç hepimize şunu bir kez daha gösterdi; Trabzonspor, özellikle evinde oynadığı maçlarda öne geçtikten sonra taraftarıyla beraber coşup, iştaha gelen bir takım. Dün de böyle oldu. Arka arkaya gelen 3 galibiyetle artık Trabzonspor’un da zirve yarışa ortak olduğunu rahatlıkla söylememiz mümkün.

Yazının Devamını Oku