Paylaş
Çevik Kuvvet isyanı
PERDE ARKASI
TÜRKİYE'nin gündemine Çevik Kuvvet'in çeşitli illerdeki yürüyüşleri oturdu. İstanbul'da iki arkadaşlarının şehit olmasının ardından Çevik Kuvvet polisleri yürüyüşlü eylem sergiledi. Bazıları destek olurken, bazıları da, ‘‘Yeniçeri ayaklanmasına’’ benzetip düzeni sağlamakla görevli polisin kanunsuz hareketini onaylamadı. Hele ikinci günkü yürüyüşlerde yaşananlar, şimşekleri Çevik Kuvvet'e çekti.
AARKADAŞLARINI kaybetmeleri, geçim zorluğu, af adaletsizliği, mesai düzensizliği, kendilerine sahip çıkılmadığı düşüncesi polisi patlama noktasına getirdi ve kıvılcım yetti. Fakat bir disiplin mesleği olan polislikte, Çevik Kuvet memurunun, komiserini, amirini, şube müdürünü hatta il emniyet müdürünü dahi çiğneyip yürümesi, gözlerine baka baka, ‘‘Bizi satanı, biz de satarız’’ demeleri, belirli siyasi görüştekiler gibi, ‘‘Dişe diş, kana kan intikam’’ diye bağırmaları olacak gibi değil. Şimdi yaşananların ceremesini yine Çevik Kuvvet çekecek. İç Hizmet Kanunu'na göre, ‘‘Toplumsal olaya karışma, emirlere itaatsizlik‘‘ gibi suçlar doğrudan ihraç nedeni. Şimdi açığa alınmalar yaşanırken, herkes başına gelecekleri bekliyor. Çevik Kuvvet polisleri yürüyüşte salladıkları berelerini şimdi ellerine almış kara kara düşünüyor.
ÇEVİK Kuvvet'e polis okullarından yeni mezunlar gönderiliyor. Diğer birimlerle ilişkileri, polislik tecrübeleri yok. Kimse burada isteyerek görev yapmıyor. Personelin çoğu bir yıllık sürelerini tamamlamamış, yani asaletleri onaylanmamış durumda. Yaşları da genç olan Çevik Kuvvet mensupları, sürekli aynı ortamları paylaştıkları için birbirlerinden çabuk etkileniyor. Zaten İstanbul ve Bursa yürüyüşü dışında, diğerleri bir gün sonra yürüdü. Bu birbirlerinden etkilendiklerinin de bir kanıtı.
BUNLAR bilindiğine göre, Emniyet Genel Müdürlüğü hızlı önlem kararları alıp uygulayabilseydi, il emniyet müdürleri, bir gece önceden Çevik Kuvvet şubelerine gidip personelle konuşsaydı, ortamı, yasal olmayan tepkide başlarına gelecekleri anlatabilseydi, memurlar bir kez daha düşünür, belki de bunlar yaşanmazdı. Polis şefleri de son anda yürüyüşü engellemeye çalışıp bu durumalara düşmezdi.
YAŞAMIN İÇİNDEN
Tacizci dehşeti
EGE'nin bir ilinde kamu sektöründe mimar bayandı. Orta yaşlardaydı ama alımlı ve güzeldi. İki çocuğu ve eşiyle mutlu bir yaşantısı vardı. Derken, yörenin tanınmış nakliyecisi iş için gittiği resmi dairede mimar hanımı gördü ve vuruldu. Parasına ve gücüne güvenen nakliyeci, kendisi de evli olmasına rağmen mimarın peşine düştü, birlikte olmayı teklif etti. Yüz vermeyen mimarı kazanmak için mektuplar yazdı, çiçekler gönderdi, ailesinden ayırmak için dedikodu yaydı. Gözü dönmüş aşık başarılı da oldu, mimar hanımın komşuları, arkadaşları onu görünce fısır fısır konuşmaya, kinayeli gülümsemeye başladı. Dedikoduları duyan koca sert tepki gösterdi, mlimarın yuvası çatırdamaya başladı.
MİMAR hanım ise yılmadı, tacizciye yüz vermedi. Aylar geçti. Karısından da ayrılan tacizci, mimarı bıçakla yaraladı, evini bastı. Şikayetler fayda etmiyor, tacizciyi hiç bir şey yıldıramıyordu. Bu savaş beş yıl sürdü. Sonunda tacizci aşık, tüfekle kapıya dayandı, tetiği çekti. Koluna saçma isabet eden mimar yere düştü. Yaralı kadının çevresinde dönüp, ‘‘Beni kabul ediyor musun?’’ diyen tacizci yine ret cevabı alınca tetiği bir kez daha çekti. Saçmalar bu kez mimarın yüzüne gelmişti.
HASTANEYE yetiştirilip, ameliyat edildi. Mimar hanım sol gözünü kaybetmiş, kolu sakat kalmıştı. Tacizci aşık yakalandı ve mahkum oldu. Mimar hanım, tüm yaşadıklarından sonra kendini kadın sorunlarıyla ilgili vakıflara adadı. Tek isteği, kendisi gibi tacize uğramış kadınların haklarını en iyi şekilde savunmak...
Üçü birleşecek başa kim gelecek
POLİSİN yeni yapılanması kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü, Organize Suçlar Silah Mühimmat Kaçakçılık, Narkotik ve Mali şubelerin tek çatı altında toplanmasını kararlaştırmıştı. Teşkilatta büyük etkinliği ve prestiji olan üç şube Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü adıyla tek birim olarak yeni yılda faaliyet gösterecek. Bir müdürün sorumlu olacağı şubede organize suçlar, uyuşturucu, mali suçlar, kara para, silah kaçakçılığı gibi birimler büro faaliyeti gösterecek.
Bu birimin müdür adayları olarak Sümer Özkan, Muhteşem Çavuşoğlu ve Şerafettin Bural gösteriliyor.
Başarılı operasyonlara imza atmış olan müdürlerden bakalım hangisi direksiyona geçecek.
TEBESSÜM
Otobüs şoförü
TEMEL ile Dursun'un memleketine gitmek için bindikleri otobüs çift katlıdır. İki arkadaşın bilet numaraları farklı olduğu için yanyana oturmaz, Dursun aşağı, Temel de yukarı kata oturur. Otobüs hareket eder ve gece olur, saatler akar gider, yolcular uyuklar. Dursun şoföre bakar ne görsün? Şoför uyuyor! Hemen cep telefonuyla Temel’i arar ve der ki: ‘‘Baksana Temel buradaki şoför uyii!’’ Temel de cevap verir: ‘‘Sen ona şükret, burda biz şoförsüz gideyruk!!!’’
Yazılar okunmuyor
EMEKLİ müfettiş Hayri Kuru, karayollarındaki trafik işaretlerinin yetersizliğinden yakınıyor. Kuru, Bornova Osman Kibar Kavşağı'nda yön gösterici olarak yola yazılan yazıların okunamamasından şikayetçi. Yere boyayla yazılmış olan Manisa ve Ankara yönünü gösteren yazıların silik olduğuna dikkat çeken Kuru, ‘‘Bu uygulama Avrupa'da var. Fakat orada yazılar belirgin şekilde okunuyor. Burada sürücü ne kadar dikkat etse de yazıları okuyamıyor’’ diyor.
Şair Başkomiser
İZMİR Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Başkomiser Ahmet Arslan sevgiyi, hoşgörüyü işlediği şiirlerini, ‘‘Ayrılık Saati’’ adlı kitabında topladı. 23 yıllık polis Ahmet Arslan, ‘‘Arıların çiçek çiçek dolaşarak yaptığı bal gibi, şiirlerim de dilleri, gönülleri, kalpleri tatlandırır umarım’’ diyor. Halen İdari Büro Amirliği görevini sürdüren Ahmet Arslan’ın daha önce de meslek içi eğitimle ilgili iki kitabı bulunuyor.
Paylaş