Paylaş
Hem de kürsüde...
“Bunların riyakârlıklarından bıktık usandık” deyince, dünyadaki bütün Türkler, hep beraber “hay ağzına sağlık” diye haykırmıştır herhalde.
Yoo, sırf Türkler de değil, kalleşliğe uğramış ne kadar millet varsa, mutlaka hepsi birden haykırmıştır:
- Yüreğine sağlık.
***
Kime, kimlere söylediğini, “lafın nereye gittiğini” bilmeyen anlamayan yok.
Çünkü bu kalleşlerin şöhreti, dünyanın en kuytu köşelerine kadar uzanmıştır... Ahlâklarını artık uzaylılar bile öğrenmiştir.
İşte o riyakârlar, bu ahlâka diplomasi diyorlar.
Buyursunlar.
Kendi kendilerine oynasınlar.
***
Gazeteci kılıklı bir kadın soruyor:
- Rusya’yı güvenilir buluyor musunuz?
Cevap:
- Batı ne kadar güvenilir ise Rusya da o kadar güvenilir.
Duydunuz mu?
Oh!..
“Bir ağzına sağlık” daha.
***
İnsanlık bir yana...
Gerçek bağımsızlık nasıl olur, onlara göstereceğiz.
Biz Amerika gibi vatanımıza hazır konmuş ya da gökten zembille inmiş değiliz. Toprağı sıksan şuhedâ fışkırıyor.
Biz Avrupa gibi başka ülkelerden çöplenmedik, insanı, başta Afrikalılar olmak üzere sömürüp sömürüp sonra da milyonlarcasını öldürmedik.
Rusya gibi kimseyi Sibirya’ya sürgün de göndermedik...
Al birini vur öbürüne.
***
Atatürk ne demiş:
- Bağımsızlık benim karakterimdir.
Bunlarda karakter olmadığı için bağımsızlık nedir bilmezler. Sömürgeciliği karakter zannederler. O yüzden de bizi anlayamazlar.
Boşuna anlatmayalım.
Şu iki kelime yeter:
- Adımız andımızdır.
Paylaş