ÖNCEKİ gün, sayfa arkadaşım ve değerli meslektaşım Yalçın Bayer’in sütununda yayınlanan bir mektup beni eski günlere götürdü...
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok ilde vali yardımcılığı, İstanbul Sarıyer’de Belediye Başkanlığı yapan Dr. İhsan Yalçın, 12 Eylül 1980 dönemini özetle anlatıyor ve “Referandumdan sonra, büyük bir gayretkeşlikle Kenan Evren için soruşturma yarışına girişilmesini hayret ve üzüntüyle izlemekteyim” diyordu. Bugün emekli olan İhsan Yalçın, namuslu bir mülki amirdir ve temiz bir sicili vardır. Onun mektubunu okurken, 30 yıl önceki o eski dehşet dolu günler gözlerimin önünde bir kez daha canlandı.
Her gün 20-30 kişinin sokaklarda öldürüldüğü, üniversitelerin kan gölüne döndüğü günlerdi... Halk her gün sokağa endişe içinde çıkıyordu.
Kapkara bulutların kapladığı ülkede büyük bir kaos vardı.
İhsan Yalçın “Bu kaosu, o günkü şartlarda kim, nasıl önleyebilirdi?” diye soruyor.
Haklıdır. Kimsenin can güvenliği kalmamıştı. Aileler evlatlarını okula göndermeye bile korkuyor, akşam eve sağ salim dönmeleri için dualar ediyorlardı. Allah, bu millete o dehşet dolu acı günleri bir daha göstermesin!
12 Eylül 1980 darbesini bir de bu yönüyle değerlendirmek gerekir.
* * *
Halkın belleği zayıftır. Çabuk unutur! Bizim bazı yazar-çizer takımımız da yanardönerdir, çabuk yön değiştirir!
12 Eylül 1980’de Kenan Evren’e methiyeler düzenler, şimdi onu yerden yere vuruyor!
O dönemde “Darbe oldu, canımızı kurtardık. Allah razı olsun Evren Paşa’dan” diyenler şimdi 94 yaşına gelen emekli cumhurbaşkanı için “Darbecidir!
Yargılansın, hapse atılsın!” diye yırtınıyorlar!
O dönemdeki “vıcık vıcık yağ dolu, şakşak ve övgü günlerini” hatırlayınca, bugünkü davranışlar insanın midesini bulandırıyor!
Böylesine kaypaklık, başka hangi ülkede vardır, bilemiyorum!
İnsanlar bu kadar mı dönek olur, bu kadar mı kişiliğinden kaybeder?
* * *
Kadim okurlarımdan Tarık Karslı Kanada’da yaşar ama, Türkiye’de her olup biteni saati saatine izler. Karslı:
“Fizik profesörü olan değerli bir arkadaşım referandumla ilgili bilimsel bir çalışma yapmış. Bu analizi size yolluyorum” diyerek bana bir e-posta gönderdi. Yazıyı dikkatle okudum. Uzun incelemeden sonra şu sonuca varıyor:
“Bu Anayasa değişikliğinin son değişiklik olmadığını, daha önemli gelişmelere gebe olduğunu, nihai değişimden bir önceki ‘soluklanma dönemi’ni yaşadığımızı söylemek kehanet sayılmaz.
Nitekim, ‘Evet’ cephesinden sıkça duyulan ‘İçimize sinmedi ama yine de Evet...” şeklindeki sızlanmalar, ileriye dönük niyetleri açığa vuruyor. Bu haliyle de ‘bilinçli Evetçiler’ tarafından yetersiz bulunan değişiklik paketinde arzu ettikleri iki konu;
‘Türkiye Cumhuriyeti’nin dini İslâm’dır’ ve...
‘Türkiye, Türk ve Kürt ortak federasyonudur!’ cümleleri ‘şimdilik’ yer almamıştır. Bir sonraki referandumun konusu ‘Federasyon ve Şeriat’ olabilir!
Bu nedenle halkın aydınlatılması ve bilinçlendirilmesi için yurtseverlere büyük görevler düşmektedir. En çetin döneme asıl şimdi girilmiş bulunuyor!”
BİR AÇIKLAMA: “Atatürkçü olmanın bedeli” başlıklı yazı nedeniyle, Marmaris Belediyesi, CHP’li Başkan Ali Acar’ın 600’e yakın ön inceleme geçirdiğini, 3 dosyadan yargılanarak beraat ettiğini, halen görevde olduğunu açıkladı.