REFERANDUMA 6 gün kaldı ama çok kişi, neye “Evet” neye “Hayır” diyeceğini bilmiyor.
“Sosyal Araştırmalar Merkezi”nin araştırmasına göre, Anayasa değişikliğinin içeriğini bilmeyenlerin oranı yüzde 54,6, bilenlerin oranı yüzde 17,2, kısmen bilenler ise yüzde 28,2. Yani yarıdan fazla seçmen, niçin “Evet-Hayır” dediğini bilmeden oyunu kullanacak! ¡ ¡ ¡ AKP, yapılacak değişiklikle 12 Eylül darbecilerine yargı yolunun açılacağını iddia ediyor! Yanlış! Ya da aldatmaca! Böyle bir şey hukuken mümkün değil! 12 Eylül 1980 darbesinden sonra, Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı’nın başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlanan Anayasa, 1982 yılındaki referandumda rekor oyla kabul edilmişti. Halkın yüzde 91.37’sinin “Kabul” oyu verdiği, sadece yüzde 8.63 seçmenin reddettiği 1982 Anayasası’nın geçici 15’inci maddesi 12 Eylül darbesini yapanlara sorumsuzluk getirmişti. Anayasa, o dönemdeki yetkililerin (yani Kenan Evren ve arkadaşlarının) sorumsuz olduklarını söylüyor. Başka bir ifade ile “Genel af” gibi, eylemin bütün sonuçlarını ortadan kaldıran, cezalandırmayı imkânsız kılan bir düzenleme bu... O tarihte halkın yüzde 91.37’sinin kabul oyu verdiği bu maddenin, aradan 30 yıl geçtikten sonra bugün bir önemi kalmamıştır. ¡ ¡ ¡ Mevcut anayasadaki “Geçici 15’inci madde”nin kaldırılması doğrudur ancak 12 Eylülcülere, yeni bir düzenleme ile tekrar sorumluluk getirmek hukuken mümkün değildir! Oysa AKP referandum stratejisini “12 Eylül Darbesi sorumlularından hesap sormak” üzerine kurdu. Bu da, memurlara toplu sözleşme hakkı tanıma gibi bir aldatmaca... Memurlara toplu sözleşme hakkı, grev hakkı olmadan hiçbir şey ifade etmiyor. “12 Eylül darbecileriyle hesaplaşıyoruz” iddiası da, hukuken herhangi bir şey yapılamayacağı için kandırmaca! İktidar partisi darbe konusunda samimi olsaydı, 28 Şubat’ı yapanlardan ve 27 Nisan e-muhtırasını veren eski genelkurmay başkanından hesap sorardı! Amaç malum: Oy kapmak! ¡ ¡ ¡ Yıllardan beri Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin fazla olduğundan söz edilir. AKP de üç yıl öncesine kadar bundan şikâyetçiydi... Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasından sonra, şimdi geniş yetkilerden çok memnun. Anayasa Değişiklik Paketi ile Cumhur-başkanı’nın yetkilerini daha da artırıyor. 12 Eylül referandumunda sonuç “Evet” çıkarsa, Cumhurbaşkanı 17 üyeli Anayasa Mahkemesi’ne 4’ü doğrudan doğruya, diğerlerini (Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, YÖK gibi) çeşitli kuruluşların, her boş yer için gösterecekleri 3’er aday arasından seçerek, 14 üye atama yetkisine sahip olacak. Kalan 3 üyeyi de Meclis’te AKP seçecek! İktidar partisinde “Nasıl olsa Çankaya’yı ele geçirdik. Cumhur-başkanı’nın yetkilerinin fazla olmasında bir sakınca yok” düşüncesi hâkim! ¡ ¡ ¡ “Açılım” diye ülkenin altını üstüne getirdiler! Sınırda özel çadır mahkemeleri kuruldu... Kuzey Irak kamplarından gelen teröristler Habur sınır kapısında törenlerle karşılandı... Havai fişekler atıldı! Başbakan “Bedeli ne olursa olsun açılımı gerçekleştireceğiz” diye bağırdı. Cumhurbaşkanı “Güzel şeyler olacak” dedi. Peki ne oldu? Hiç! Söylenenlerin hiçbiri olmadı! Terör nedeniyle akan kanlar daha da arttı! Anayasa değişikliği “Açılım” diye yırtınanlar için bir fırsattı. Oysa 26 maddelik pakette, Kürt kökenli vatandaşlarımızı ilgilendiren tek kelime yok! İzlenen strateji aynı: “Laf olsun, torba dolsun!”... Ve referandum ülkemize hayırlı olsun!