Pınar Reyhan

Mutluluğa meyilli...

2 Kasım 2007
Son zamanlarda inanılmaz bir erkek var hayatımda. Hassas, sevgi dolu, nazik, centilmen ve çok düşünceli. Aynı zamanda çok aşık, gözlerinin içi parlıyor bana bakarken... Öyle içten ki kulağıma "Seni çok seviyorum" diye fısıldarken... Daha az konuşurdu eskiden; değişti. Onun için ne olduğumu daha net anlıyorum bir süredir. Bana hissettirdiği şu şahane güven duygusunu...

Dünyanın en özel şeyi bu değil mi? İnsanın hayatında kendisini koşulsuz sevip düşünen biri olmasından daha özel bir şey olabilir mi? Olmaz tabii ki. Demek istediğim şu: Oğlum büyüyor, adam gibi oluyor.

Birbirimize zaman veriyoruz evde; o bir yerde, ben bir yerde, herkes kendi hobisi ile meşgul, herkes kendi müziğini dinliyor. Eğer oynayacaksak da baştan kuralları koyup oynuyoruz biz: Bu oyunu ne kadar oynayacağız, legolar fırlatılmayacak, fırlatan toplayacak veya o oyunu hazırlarken anne muz ya da kraker hazırlayacak, sonra biten oyun toplanmadan yeni oyun başlamayacak... Bana göre mızıkçılık ona göre mızık mızık yok. Yapan, yanar. Yanan kaybeden olur, diğeri çok güler.

Kısaca biz son birkaç aydır başka türlü bir ana-oğul ilişkisine geçtik, kendiliğinden. Benim çocukluğum gibi oğlum, kendi kendine eğlenebilir halde. Huzurlu, dingin...

O büyüdükçe daha da net ifade eder oldu duygularını, ben tecrübe ettikçe korkar oldum. Gerçekten çok enteresan bir iş bu "insan yetiştirme sanatı". Ayna gibiler çünkü. Mutluluğunuzu da görüyorsunuz onun gözünde, kederinizi de... Bu kadar net, o an ne olduğunuzu size söyleyebilecek bir varlık daha varsa yeryüzünde, elini öperim. Böyle işte, en azından benimkisi...

Kulağıma "Seni seviyorum" diye fısıldadığı zamanlar hep en ihtiyacım olduğu zamanlar, "Gel buraya, boynunu öpücem" dediği zamanlar hep en sinirli olduğum anlar oluyor. "Bana bak anne, şakacı olmaya karar verdin heralde" dedi bana geçen gün aniden. "Neden?" dedim. "Eee makyaj yapıyorsun ama aynaya bakarken gülmüyorsun. Bütün kızlar makyaj yaparken gülümsüyor, sen erkek mi olmak istiyorsun" diyen bir oğlum var benim.

İçinizde mutlu ve huzurlu olma isteği olsun, her ne yapıyorsanız gönülden yapın... İnanın size yeter!

Ben Pınar.

Mutluluğa meyilli minik erkek insanın, mutluluğa meyilli minik kadın annesi.

Çocuğunuzun gelişiminde oyun

Unutmayın; anne-babaların çocuklarına en güzel şekilde yaklaşabilecekleri ve onları keşfedebilecekleri zaman, oyun zamanıdır.

Oyun, çocuğun hayatında çok geniş bir yer kaplar. Yeteneklerini fark ettiği, yaratıcılığını kullanabildiği, kendini ifade ettiği, zihinsel, fiziksel, duygusal ve sosyal becerilerini geliştirebildiği önemli bir araçtır. Oyun yoluyla çocuk, bir toplum içinde yaşamanın kurallarını, paylaşmayı, yardımlaşmayı, saygı göstermeyi öğrenir.

Çocuk için en doğal öğrenme ortamı oyunlardır. Gördüklerini, öğrendiklerini oyun sırasında dener ve betimler. Sözel becerilerin gelişmediği dönemlerde, duygularını ve kaygılarını oyun yoluyla ortaya çıkarırlar. Oyun ortamında çocuk çok özgürdür ve hiçbir kısıtlama istemez.

Anne-babaların çocuklarına en güzel şekilde yaklaşabilecekleri ve onları keşfedebilecekleri zaman oyun zamanıdır. Psikolog Serap Duygulu, "Oyun oynamak, öğrenilen bir eylemdir ve bu eylemin araçları da bilindiği gibi oyuncaklardır. Oyun, çocuğunuzun kendi dışındaki her şeyle iletişim kurmasının yolunu açtığından, sosyal ve toplumsal olarak bir uyum gösterme işlevine sahiptir" diyor ve oyunun, çocuğun çevresiyle iletişim kurmakta kullandığı bir dil ve anlatım biçimi olduğunu belirtiyor.

Oyun çocuğunuz için neden önemli

Bir çocuğun hayatında oyunun tartışılmaz bir önemi vardır.

n Çocuğunuz oyun oynarken, aslında duygularını ve ihtiyaçlarını ifade eder ve birçok sorununu da kendi başına çözebilme yeterliliği kazanır.

n Toplum ve ahlak kurallarına uyum göstermeyi de oyun yoluyla öğrenir.

n Her şeyin ötesinde, bir sorun yaşadığını düşündüğünüz çocuğunuzu sadece oyun oynarken izlemeniz bile, sorunun kaynağı hakkında önemli bilgiler edinmenizi sağlar.

n Çocuklar oyun oynarken son derece doğal, içten ve maskesizdir. Bu nedenle çocuğunuzla ilgili aklınıza takılan tüm bilgilere, oyun oynarken onu izleyerek ulaşabilirsiniz.

n Çocuklar oyun oynarken hem yaşadığı sıkıntıları dışa vurur, hem çevresiyle ilişki kurmayı öğrenir, hem de sosyal ve toplumsal bir birey olmanın ilk adımlarını atmaya başlar.

n Oyun oynamanın bu kadar önemli etkileri olduğunu göz önünde bulundurarak, çocuğunuza fırsatlar yaratmalı ve onu oyun oynaması için teşvik etmelisiniz.

Bu konuda önemli olan diğer bir faktör ise oyuncaklardır. Çocukların gelişim süreçleri içinde zihinsel, bedensel ve psiko-sosyal gelişimlerini etkileyen, biçimlendiren, düzenleyen, yaratıcı yönlerini ve hayal güçlerini geliştiren, yeteneklerinin ortaya çıkmasını destekleyen her tür oyun malzemesi, oyuncak olarak isimlendirilir. Oyuncağın, oyuncak olarak değerlendirilmesi için sadece hazır yapılmış bir ürün olması gerekmez. Çocuğunuzun oyun oynarken kullandığı her türlü materyal oyuncaktır; yani kum, kil, hamur, su, boş kutular, ipler, kağıtlar da aynı kapsam içinde yer alır. Hazırlayan: Esra Madran

Çocuk DVD

Üçüncüye hazır olun! Şimdiye kadar kimsenin anlatmadığı bu olağanüstü peri masalı, krallara layık yepyeni bir hikáyeyle geri döndü. Kurbağaya dönüşen zavallı kayınpederinin beklenmedik ölümü üzerine Shrek, dostları Eşek ve Çizmeli Kedi’yi de yanına alarak tahtın yeni varisini bulmak üzere yeni maceralara yelken açar. Herkesin çok sevdiği karakterlerin yanı sıra yanlış yola düşmüş büyücü Merlin, beceriksiz Arthur, güçlü bir grup prenses ve beklenmedik birkaç konukla tanışın.

ETİ Çocuk Tiyatrosu 8’inci sezonunu açıyor

ETİ’nin çocukları ücretsiz olarak tiyatronun büyülü dünyasıyla buluşturduğu "ETİ Çocuk Tiyatrosu", 48 ilde 100 bin çocukla bir araya geleceği yolculuğuna başlıyor. ETİ Çocuk Tiyatrosu, "Alice Harikalar Diyarında" oyununu 27 Ocak 2008 tarihine kadar her hafta sonu Terakki Vakfı Kültür Merkezi’nde; 28 Ocak-08 Şubat 2008 tarihleri arasındaki sömestr tatili boyunca da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde sahneleyecek.

Oyun ayrıca 2007 yılında Bolu, Karabük, Bartın, Zonguldak, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Ankara, Yalova, Bursa, Sakarya, Bilecik, Kütahya ve Eskişehir illeri ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde; 2008 yılında ise Adana, Adıyaman, İçel, Kahramanmaraş, Kilis, Osmaniye, Şanlıurfa, Aksaray, Çankırı, Karaman, Kastamonu, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Yozgat, Afyon, Balıkesir, Erzurum, Bayburt, Erzincan, Gümüşhane, İzmir, Antalya, Burdur, Isparta, Uşak, Kocaeli, Samsun, Giresun, Ordu, Sinop, Sivas ve Tokat illerindeki çeşitli okullarda sahnelenecek.

"Alice Harikalar Diyarında", küçük kız Alice’in yolda giderken karşılaştığı sevimli tavşanı takip ederek ulaştığı masallar ülkesi Harikalar Diyarı’nda yaşadığı ilginç olayları anlatıyor. Gişe Tel: (0212) 351 00 44

Memo’nun Önlenemez Yükselişi

Yüzyıl Işıl Okulları, "Yaşam Güzeldir" Kültür ve Sanat Programı kapsamında, perdelerini "Memo’nun Önlenemez Yükselişi" adlı çocuk oyunu ile açıyor. Karina Cheres tasarımı özel kuklaları, Işıl Kasapoğlu yönetimindeki oyunları ile pek çok festivalde yer almış olan Semaver Kumpanya, 3 Kasım günü saat 12.30’da izleyicileriyle buluşacak. Herkesin zevkle izleyebileceği oyunu tüm tiyatoseverlere öneriyoruz. Semaver Kumpanya

Miniklere gün doğdu

Kültür Yayınları, en önemli çocuk klasikleri arasında yer alan Tavşan Peter’in başrolünde olduğu dört Beatrix Potter kitabını, Peter’ın maceralarının devam ettiği uzun bir masal şeklinde, kısaltılmamış metinlerle ve orijinal resimleriyle tek bir ciltte topladı. Tavşan Peter, kuzeni Benjamin, kız kardeşleri Pofuduk, Pufkuyruk ve Pasaklı, Tomi Paytakporsuk, zengin tilki Bay Tod ve kırsal alanda rastlanacak bütün hayvanların yer aldığı maceralarıyla, çocukları doğanın bütün çekiciliğini sergilediği olağanüstü bir dünyaya götürüyor. Emin olun bu keyifli masal kitabı çocuklarınızın en sevdiği kitap olarak evinizde yer alacak. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

KG&CC Atlı Spor Kulübü Pony Programı

Kemer Golf&Country Club 3-6 yaş arası çocuklar için Pony Programı düzenleniyor. Eğitmenler eşliğinde kapalı manejde gerçekleştirilen eğitimlerde, minik biniciler atlarla tanışıyor ve biniciliğe ilk adımı atmaları sağlanıyor. Hafta içi 4 gün 09:00-16:00 saatleri arasında gerçekleştirilen programda, bir başka canlı ile yapılan tek spor olan binicilik sporu sevdiriliyor. Çocukların pony’lerle kurdukları ilişki sayesinde denge, beden ve zihin koordinasyonu güçlendiriliyor. Miniklerin bu kurstan büyük zevk alacakları kesin; siz ne dersiniz?
Yazının Devamını Oku

Çocuğunuz üstün yetenekli olabilir

26 Ekim 2007
Çocuğunuzun farklı beceri ve yaratıcılık sahibi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Kafanızda soru işaretleri mi var? Çocuğunuzun üstün yetenekli olması sizi korkutuyor mu? Üstün yetenekli çocuklar hakkında merak ettiklerinizin yanıtını pedagog Dr. Melda Alantar’dan aldık.

Üstün yetenekli çocukların özellikleri

Üstün yetenekli çocuk sınıfı içinde yer alan çocuklar meraklıdır. Zihinsel güçlerini bir konu üzerinde yoğunlaştırma becerisine sahiptirler. Alışılmışın dışında fikirler üretirler. Hızlı düşünerek soyut kavramları birbirleriyle ve somut kavramlarla ilişkilendirirler. Erken dönemde yeni beceri ve yetenek geliştirirler. Üstün çocukların dil-bilişsel, ince motor, kaba motor, sosyal ve özbakım becerileri alanlarındaki gelişimleri genellikle hızlı olur. Anımsama yetenekleri güçlüdür. Farkında olma eğilimleri yüksektir. Sosyal olgunluğa sahiptirler. Mizah duyguları gelişmiştir. İlgi duydukları konular çok çeşitlidir. Soruların yanıtlarını kendileri bulmak isterler. Ayrıntıların üzerinde dikkatle dururlar. Yetenekleri; dil algılama, atletizm, müzik, görsel sanatlar, liderlik gibi değişik alanları kapsayabilir.

Nasıl eğitim vermek gerekir?

n Okul öncesi dönem hızlandırılabilir ve zenginleşebilir.

n Anaokuluna erken başlayabilir.

n Anaokulunda, yaşıtlarından büyüklerle yarım gün ya da tam gün eğitim görebilir.

n Anaokulu olağan programının dışında gezi ve etkinliklere katılabilirler.

n Farklılaştırılmış eğitim, örneğin kendi gücüyle rekabet etmeye yönelik ödevler verilebilir.

n Öğrencinin kavradığı konular, hızlı şekilde geçilebilir ve üst aşamalara ilişkin bilgiler iletilebilir.

n Öğrencinin bir üst sınıfa devam etmesi sağlanabilir.

n Gün içinde üst sınıfların programına dahil edilebilir.

n Üstün yeteneklilere yönelik özel okullarda eğitiminin sürdürülmesi sağlanabilir.

n Kulüplere, yarışmalara girebilir.

n Yaz programlarına devam edebilir.

n Okul sonrası etkinliklere katılabilir (piyano, jimnastik gibi...)

n İlköğretim (6-8. sınıflar) ve lise dönemlerinde hızlandırma ve zenginleştirme önerileri dikkate alınabilir.

n Sınıf düzeyinden ileri kurslara gönderilebilir.

n Fen ve matematik ağırlıklı eğitim veren okullara devam edebilir.

n Uluslararası bakalorya kurs ve sınavlarına katılabilir.

n İnternet üzerinden uzun mesafe eğitim programlarını izleyebilir.

n Üniversiteye erken başlayabilir.

Anne çiçeği

Emre Berent ile yerde televizyonun karşısında oturmuş sanat eserleri yapıyoruz. Benim resmimi yapmış. Hiçbir şey eksik değil. Pırıl pırıl parlıyorum. Ama ağlıyorum.

80 yaşlarında, çocuğunu yıllar önce şehit vermiş bir amcaya soruyorlar, "Ben giderim" diyor. Sesi titriyor, elleri titriyor, içi titriyor ama "Giderim" diyor.

Oğlum, "Anne ne oldu" diye soruyor. "Çok duygulandım bebeğim" diyorum. "Benim resmimi yapmışsın ya ondan ağlıyorum" diye de ekliyorum. "Ben sevin diye yaptım" diyor. "Sevindim çok hem de. Sakladım, resmini çektim, hatta çerçeveye koyacağım asacağım ofise" diyorum. Ama içim yanıyor çünkü evladını kaybeden anneleri düşünüyorum.

Oğlumla evde eğlenirken bana, beni çiziyor. Ellerime, yüzüğüme, saçlarıma, eteğime bir bakın. Adını da yazmış, çizmiş, bağlamış çizgilerle bana. Kalpler var, çiçekler var, çam ağacı ve hediyelerim var. Bir de ağaç çizdirdi bana, süsledi tek tek. Kendi yaptığı çiçek ise papatyaymış, söylediğine göre anne çiçeği her mevsim açarmış.

Emre bunları anlattıkça içim acıyor. Evlatlarını kaybeden anneler, babalar... Askerden gelsin diye özenle saklanan eşyalar... Bekleyen sevgililer, minicik bebeler...

Nasıl atlatacaklar bu travmayı?

Tüm yardım kuruluşları seferber olmuş durumda. Psikolojik destek sağlamak, yardım grupları oluşturmak, yaralarına bir nebze de olsa ilaç olabilmek için ne yapmamız gerekiyorsa yapmak lazım.

Biz annelerin, şehit annelerine yardım etmesi, sarılması lazım. Gerek internet sitemizde, gerekse dergilerimizde bu konuları konuştukça hep "ne yapabiliriz" diye düşünüyoruz.

Anneyiz.Biz’in tüm anneleri adına bu çağrıyı yapıyorum. Yüzbinlerce anne biz hazırız diyoruz, devlete ve sosyal yardım kuruluşlarına sesleniyoruz, yardım etmek için her ne olursa olsun çağrınızı bekliyoruz.

Biz sıcak ve temiz evimizde, tüylü kocaman bir halının üzerinde, oğlum ile renkli kağıt ve pullardan ev aktivitesi yapıyoruz.

Birileri can veriyor. Can verenlerin anneleri kan ağlıyor. Bize şimdi onların elinden tutmak düşüyor...

Küçücük oğlum nasıl da haklı, anne çiçeği her mevsim açıyor...

En Güzel 1001 Gece Masalları

En Güzel 1001 Gece Masalları, ünlü 1001 Gece Masalları’ndan "Şehrazat", "Ali Baba ve Kırk Haramiler", "Eşek ile Öküzün Hikáyesi", "Abanoz Ağacından At" ve "Şehrazat’a Ne Oldu" gibi en sevilenleri derleyen Arnica Esterl’in yaptığı bir seçki. Kitabı, çocuklardaki estetik duygusunu geliştirecek minyatür tarzıyla resimlendiren Olga Dugina’nın, Madonna’nın bir kitabını da resimlediğini ve Harry Potter filmlerinin dekoratörleri arasında olduğunu belirtelim. Optimist Yayınları

İlk adımlar yuvası

Taç Spor, okul öncesi eğitim ile sporu birleştiriyor. Cumartesi-pazar hariç, hafta içi beş gün devam edilen okulda 3-4 yaş arasındaki çocuklara, yüzme, tenis, basketbol, İngilizce, resim, seramik dersleri veriliyor.

Cem ile Cemile çocuklara sağlıklı beslenmeyi öğretiyor

Şişli Terakki Vakfı Okulları’nın 1, 2 ve 3’üncü sınıflarından 37 öğrencinin senaryosunu hazırladıkları, çizdikleri ve seslendirmesini yaptıkları "Cem ile Cemile Kahvaltı Ediyor" adlı çizgi filmde, kahvaltının yararları ve kahvaltıda yenmesi gereken besinler anlatılıyor. 4’üncü sınıflardan 7 öğrencinin hazırladığı "Cem ile Cemile Televizyon Seyrediyor" adlı çalışmada ise abur cubur yemenin zararları vurgulanıyor. Cem ile Cemile, 26 Ekim-8 Kasım tarihlerinde her gün çocuklarla buluşacak. Kaçırmayın...

Her Yönüyle Köpek Bakımı

Köpeğiniz varsa ya da bir köpek almak istiyorsanız bu kitabı mutlaka okumalı ve evinizde bulundurmalısınız. İlk kez köpek sahibi olurken evde yapılacak hazırlıklar, köpeğinizin ihtiyaç duyacağı malzemeler, sağlıklı ve davranış bozuklukları olmayan bir köpek için dikkat etmeniz gereken şeyler, köpeğinizle otomobil yolculuğu, kamp kurma, yüzme ve ormanda yürüyüş, yaşlanan köpeğinize göstermeniz gereken özen, veteriner hekim seçimi, önleyici sağlık bakımı, acil durumlarda ilk müdahale, köpeğinizin zorunlu aşıları, hastalıkları, yemesi ve yememesi gereken şeyler kitapta anlatılıyor. Carlo DeVito’nun yazdığı, Neşe Olcaytu’nun çevirdiği kitap bayilerde.
Yazının Devamını Oku

Hoşgeldin bebek

5 Ekim 2007
Uzun günler ardından nihayet merakla beklediğiniz o an geldi ve bebeğiniz kucağınızda. Şimdiye kadar bebek sağlığı hakkında belki çok şey okudunuz, ancak şimdi öğrenilenlerin unutulduğu işte o an... Bebeğinizin ilk günleri, bakımı, beslenmesi, aşıları ve en sık karşılaşılan sorunlarla ilgili olarak sizlere hazırladığımız bu yazı dizisinde aradığınız birçok sorunun cevabını bulacaksınız.

Bebeğiniz doğar doğmaz çocuk hastalıkları uzmanı ve bebek hemşiresi tarafından karşılanır. İlk nefesini almasında ona yardımcı olmak için solunum yollarındaki salgılar temizlenir. Bebek bakım odasına alınan bebeğinizin ilk aşısı olan Hepatit B aşısı ve yeni doğanın kanama hastalığından bebeğinizi korumak için K vitamini bacaktan enjeksiyon yoluyla yapılır. Koruyucu amaçla gözlerine antibiyotikli göz damlası damlatılır. Bebeğinizin güvenliği için ayak izi alınır ve koluna kimlik bilgileri takılır. Gebelik süresince göğüsler süt yapımı için hazırlanır. Emzirme isteği duyan, bilgili ve kendine güvenen her anne bebeğini emzirebilir.

İLK EMZİRME NE ZAMAN

İlk bir saat içinde hemen emzirmezseniz, bebeğiniz uzun bir uykuya dalacaktır. Rahat bir pozisyon alın, kolunuz bebeğinizin omurgasına paralel olacak, avucunuzla poposunu kavrayacak ve başı da dirsek çukurunuza gelecek şekilde bebeğinizi kucaklayın. Göğsünüzü sağarak 1-2 damla sütü meme başına getirin. Meme başını bebeğinizin dudaklarına değdirin, ağzını en fazla açtığı sırada tüm gövdesiyle bebeği memeye tutturun. Asla bebeğinizin başını göğsünüze doğru itmeyin, buna çok kızarlar!

Meme başı ile birlikte esmer kısmın tamamına yakınını ağzıyla kavramasını sağlayın. Sadece burun deliklerinin kapanmaması için başparmağınızla göğsünüze hafif bastırırken diğer dört parmağınızla göğsünüzü alttan destekleyin. Anne sütü, yaşayan sıvı özelliği gösterir. Bebeğinizin yaşına göre içeriği günden güne değişir. Tüm besin öğelerini, büyüme faktörlerini ve enfeksiyonlara karşı koruyucu faktörleri içerir.

YETERLİ SÜT İÇİN BOL SU

Bebeğinizin çene ve diş gelişiminin sağlam olmasını, daha sosyal ve daha zeki olmasını sağlar. Ekonomiktir, her an verilmeye hazır steril şekilde bebeğinizin emrine amadedir. Sindirimi kolaydır. Gaz sancısını azaltır. Emzirmek sizi rahim ve meme kanserine karşı korur. Kanamanızın daha erken sonlanmasına, rahminizin erken toparlanmasına neden olur. Gebelik boyunca aldığınız kiloları daha erken vermenizi sağlar.

Sütünüzün yeterli gelmesi için günde 3-4 litre sıvı almanız gereklidir. Sizde gaz sancısı yapacak yiyeceklerden kaçınmanızı öneririz. Sütünüzün miktarı her geçen gün artacaktır. Süt birikimi olmuşsa banyo yapmanızı, dayanabileceğiniz sıcaklıkta havlu ile göğsünüze kompres yapmanızı ve sağmanızı öneririz. Meme başı çatlağı oluşmasını önlemek için meme başına fazladan bir merhem sürmek yerine, emzirme sonrası steril bir pet ile kapatmak yeterli olacaktır. Ancak çatlak oluşursa meme başına lanolinli krem sürmeniz önerilir.

Her emzirmenin ardından bebeğinizi dik pozisyonda tutup sırtını sıvazlayarak gazını çıkarın. Bebeğinizi her ağlayışında emzirin. Emzirmeden önce altı kirli ise su ve pamukla temizleyin. Parfüm içeren ıslak mendiller kullanmayın. İlk gelen "ağız sütü" bebeğinizin ilk aşısıdır. Bebeğinizi bundan mahrum etmeyin. İlk 6 ay sadece anne sütü verin. Doktorunuz gerek görmediği müddetçe ilk 6 ay ek gıda vermeyin. Sütünüzün yeterli olduğunun göstergesi bol idrar yapması ve kilo almasıdır. Bebeğinize mama, su, biberon, emzik vermeyin.

Bebeğinizin doğum şişliklerini atıp bir hafta sonunda doğum kilosuna ulaşması normaldir. Anne sütü ile beslenen bebeğinizin ayda 600 ile 1000 gr. alması yeterlidir.

İlk günlerde koyu yeşil olan kakası 3-4 gün içinde sarıya dönecektir. İkinci gün başlayan, aşırı olmayan ve 10 gün kadar devam edecek sarılığı normaldir. Bebeğinizin belirgin şekilde sarardığını fark ederseniz hemen doktorunuza başvurun.

HİJYENE DİKKAT

Göbek bağı alkolle temizlenmeli ve bezinin üzerinde kuru kalacak şekilde temiz tutulmalıdır. Bebeğinizin banyosunu göbeği düşmeden de yapabilirsiniz ancak göbeği ıslak kalmamalı. Oda sıcaklığının 23-25 derece olması, uyurken üzerinin battaniye ile örtülmesi, üşüyorsa eldiven, çorap giydirilmesi önerilir. Banyo suyu sıcaklığı 37, oda ısısı ise banyo yaptırırken 27-30 derece olmalı.

Banyosunu açken yapın, en son başını yıkayın, banyo sonrası tüm vücuduna bebe yağı sürün. Bebeğinizi 5 ile 7’nci günler arasında doktor kontrolüne mutlaka götürün. Bebeğinize kontrolde işitme tarama testi yapılacak, tiroid bezi fonksiyonları ve metabolik hastalıkların taranması için kan numunesi alınacaktır. Bebeğinize yıkanmamış ellerle dokunulmasına izin vermeyin. Evinize gelen ziyaretçilerin grip benzeri bulaşıcı bir hastalık geçirmediklerinden emin olun. Aklınıza takılan, sormak istediğiniz sorularınızı lütfen doktorunuzla paylaşın. Bebeğinizle birlikte sağlıklı ve mutlu yaşayın.

"Baby" CowParade düzenliyor

Sütaş, ev sahipliği yaptığı CowParade Sergisi devamında, minik inek heykellerini çocuklarla buluşturuyor. 28 Eylül-28 Ekim tarihleri arasında Kanyon Alışveriş Merkezi’nde kurulacak Baby CowParade Atölyesi’nde 14 buzağı heykeli tasarımcıların süpervizörlüğünde çocukların hayal güçleriyle şekillenecek. Çocuklar, fiberglas inekler üzerinde hem yaratıcılıklarını gösterecek, hem de eğlenceli bir haftasonu geçirecekler. Atölye çalışmalarının ardından çocukların renklendirdiği buzağılar, 15 Kasım’a kadar Kanyon Alışveriş Merkezi’nde Baby CowParade sergisinde ziyaretçilerle buluşacak.

Kanyon Alışveriş Merkezi

Dişleme Kitabım Hayvanat Bahçesi

Her bebeğin dişlerinin gelişme süreci diğefarklıdır. Benzer olan noktalarsa damaklarındaki o dayanılmaz kaşıntıdır. Hayvanat Bahçesi’yle birlikte 4 kitaptan oluşan Dişleme Kitabım dizisi, işte tam bu zamanlar için hazırlandı. Çocuklarınız, kitapların üstündeki temizlenmesi pratik plastik bölümlerle dişlerini diledikleri gibi kaşıyabilir, ve sade sayfalarda yer alan temel bilgilerle çevresiyle ilgili ilk adımları atabilir.

Doğan Egmony Yayıncılık, 19 Mayıs mah. Golden Plaza No: 1 Kat: 10 Şişli/İstanbul

Tarzan Yağmur Ormanları

Bildiğiniz gibi, Tarzan, bir uçak kazası sonucu yağmur ormanlarına düşüp Maymun Kuki, Aslan Kral ve Badem Koala tarafından büyütülmüş, onlarla yaşamakta olan bir insandır; fakat insan olduğunu bilmemektedir. Çocuklar bu Tarzan hikayesini Tiyatro Alkış’ın yeni uyarlamasıyla izleyebilirler. (Ekim ayı boyunca her cumartesi, pazar)

Tiyatro Alkış, Yer: Halis Kurtça Kültür Merkezi/Göztepe Gişe Tel: (0216) 357 28 36

Özgürlüğün Rengi

Ülkede yaşayan zencilerin durmaksızın kötü muamele gördüğü ve iki ırkın arasında devlet eli ile çizilmiş derin bir ayrımın bulunduğu Güney Afrika’da yaşayan James Gregory, bir hapishanede gardiyanlık yapan sıradan bir askerdir. James ve karısı Gloria’nın hayatı bir gün ansızın gelen bir terfi haberi ile değişir. James’in başka bir hapishaneye tayini çıkmıştır ve Nelson Mandela’nın gardiyanlığını yapacaktır. Zencileri ülkeyi tehdit eden en önemli unsur olarak gören James’in fikirleri Mandela ile vakit geçirdikçe değişmeye başlar. TIGLON

Annenin not defteri

Düşününce anlıyorum, oğlumu kucağıma aldığım anda değiştim ben de tüm kadınlar gibi. Yıllardır çocuk bakmış, üç-beş çocuk büyütmüşçesine yaşamaya başladım oğlumla hiç yabancılık çekmeden...

Kadınlar, çocuklarını kokladıkları anda onlarla bir bütün oluyorlar. Hayat boyu birbirlerine bağlıymış da o anda buluşmuşlar, ancak kavuşmuşlar gibi duygular yaşıyorlar.

Oğluma ilk sözlerim farkında bile olmadan dökülmüştü dudaklarımdan: "Bebeğim hoşgeldin, sen nereden geldin, çok uzun yollardan geldin..." Demek ki ne uzun ve ne bitmez gelmiş hamilelik süreci bana.

Bir de daha önce kucağına bebek almamış, akrabalarının bebekleri dahil bir kez bile mama yedirme, alt değiştirme olayına girmemiş, hatta o tür ortamlardan ve bebek sesinden olabildiğince kaçmış biri olarak, "annelik performansımı" beğeniyorum düşününce.

Sonra diyorum ki "Nasıl oluyor da kadınlar böyle bir anda çocuk içlerinden çıkınca bu işte uzman oluyor, hatta yardım istemiyorlar?" Cevap belli, çok eskiden beri konuşulan şey "annelik içgüdüsü" işte.

Annemin Berent doğduğunda, iki gün bende kaldıktan sonra gitmesini istemiştim. Şu doğum sonrası bunalımı denen hadise yüzünden reklam filmlerine, kapı gıcırtısına, her şeye ağlayan kızının çocuğa nasıl bakacağından endişe ederek gitmişti annem evden. Ama gitmeden önce de her şeyini değiştirip, tertemiz bir halde bırakmıştı oğlumu. Ne oldu biliyor musunuz? Annem kapıdan çıktıktan 10 dakika sonra ilk kusma, hatta olabildiğince hızlı ve yoğun biçimde içindekileri fışkırtma olayını yaşamıştı bebeğim. İşte o an dönüm noktası oldu bana ve önce korkarak, sonra yavaş yavaş kendime güvenerek hallettim her şeyi. İnsan o anda değilse de aradan zaman geçince anlıyor. Korkuyorsunuz cidden. Ya bir yerine zarar verirsem diyorsunuz, çünkü öyle minik ve öyle melek ki bebeklerimiz.

Sonra oturdum yazmaya başladım her şeyi. Ne zaman beslendi, ne zaman altını değiştirdim, ne zaman gaz çıkardı, saat kaçta uyudu, kaçta uyandı, o gün kaç kez uyudu?

İşte yeni annelik halleri böyle oluyor. İnsan başlarda bebeğine dair her şeyi arşivlemek, yazmak, not tutmak ve sonsuza dek saklamak istiyor. Üzerinde minicik ayılar olan, duvara astığım, bir köşesine kurdele ile kalem bağladığım defterime günlük kusma, işeme ve yeme aktivitelerinin yanında arada şunları da yazmışım, beş yıl sonra okuyunca gözlerim doluyor, göğsüm yanıyor: "Bebeğim iyi ki geldin, Allah seni korusun, sağlık ve şans versin..."

Sevgilerimle Pınar Anne

Yaş günleri ve oyunlar

Susam Sokağı’nın sevimli canavarı Elmo, öğrenmenin eğlenceli olabileceğinin en canlı kanıtı! Elmo şimdi de yaş günleri, oyunlar ve evcil hayvanlar konusunda yeni şeyler öğreniyor. Her bölüm, Elmo’nun sürprizlerle dolu odasında geçiyor ve eğlenceye odadaki eşyalar da katılıyor. Hatta geveze bir yaşgünü pastası bile ziyarete geliyor! Ayrıca neşeli şarkılar her yaştan izleyiciye mutluluk veriyor. SAGA Film

Edirne’den bir tat

Eminiz daha önce Edirne’nin ünlü tava ciğerini duymuşsununuzdur ya da şanslıysanız Edirne’de bu leziz yiyeceği yeme fırsatınız olmuştur. Edirneli Çıldır Ailesi, iki ay önce Maslak’ta açtıkları 20 iki Edirne Tava Ciğercisi ile şimdi bu lezzeti İstanbullular’ın beğenisine sunuyor. Edirne ciğerini, ciğeri pek sevmeyen çocuklar bile severek yiyecek.

Adres: Nazmi Akbacı Tic. Merkezi No: 150 Maslak/İstanbul

Tel: (0212) 285 22 23
Yazının Devamını Oku

Sevimli tavşanın maceraları

31 Ağustos 2007
Dünyaca ünlü sevimli tavşan Miffy, öykü kitapları, pencereli kitapları ve çıkartmalı kitaplarıyla çocukların vazgeçilmez arkadaşı olacak. Hollandalı Dick Bruna’nın hazırladığı Miffy dizisi, birbirinden ilginç ürünlerle tüm çocukları renkli dünyalara götürecek.

"Miffy Okula Gidiyor" öykü kitapları serisinden, "Orada Ne Var Miffy?" ise pencereli kitaplar serisinden çocuklar için bu ay seçtiğimiz özel kitap... Miffy, renkli sayfaları ve konularıyla çocuklarınızın en sevimli arkadaşı olacak.

Yazar: Dick Bruna Remzi Kitabevi

Çocuklar doğa sporlarını keşfediyor

Çocuklara, Kemer Golf&Country Club Darkwood Doğa Sporları Çocuk ve Gençlik Akademisi’nde doğa sporlarının heyecanını yaşatmaya ne dersiniz? KG&CC’nin, Belgrad Ormanları’nın hemen yanı başındaki muhteşem ortamında yaz boyunca okçuluk ve dağ bisikleti gibi konularda eğitimler ve etkinlikler düzenleniyor.

KG&CC’de her pazartesi ve perşembe Okçuluk Akademisi düzenleniyor. Çocuklar etkinliklerde okçuluk tarihini öğreniyor, pratik yapma fırsatı buluyor. Ayrıca Dağ Bisikleti Akademisi, Outdoor Akademisi ve Tırmanış Akademisi etkinlikleri de düzenleniyor.

Metin Gazoz tarafından yönetilen tüm etkinliklere 8-14 yaş arası çocuklar katılabiliyor.

Detaylı Bilgi İçin: (0212) 239 70 10

Efsanevi Japon masaj tekniği suyun dinginliğiyle buluştu

Yazının Devamını Oku

Anneye hiçbir kitap sökmez

24 Ağustos 2007
Arkadaşlarla otururken, konu dönüyor dolaşıyor, çocuklar ve bebeklere geliyor. Dünyada başka bir konu yok gibi, varsa yoksa gaz, kaka, okul, eğitim hayatın gerçekleri oluyor. Geçen gün yine böyle bir ortamda, "Ben çocuğun çocuk halinde olmayanından nefret ediyorum" diyiverdim

Başta anlamayanlar, "Nasıl yani" diye soranlar oldu. Anlattım dilim döndüğünce, anlattıkça anladım ki, benim asıl kızdıklarım, çocukları, çocuk halde bırakmayan ebeveynler. O gün ne demek istediğimi sizinle paylaşmak istiyorum. Mesela altı yaşında bir çocuktan ’kanser’ kelimesini duymaktan mutsuz oluyorum ben. "Yanımda kesinlikle sigara içmemelisin, sigara kansere kadar gidebiliyor, ben hiç ağzıma sürmedim" cümlesini kuran bir çocuğun ailesini eleştiriyorum. Çünkü bana göre bunu bilmesi, bunu öğrenmesi için çok ama çok erken. Tamam sigaranın zararını bilsin ama bu kadar bilmişlik fazla değil mi?

Çocukluğunu yaşamalı

Ya da, "Benim annem şu işi yapıyor, bütün ülke ondan soruluyor" diyen, oğlumun beş yaşında bir arkadaşı var. Emre Berent’e annesinin ne yaptığını anlatırken bu cümleyi kurabiliyor. Bir diğeri, "Babam genel müdür değil ama genel müdür gibi bir şey çünkü her şeyi o yapıyor, genel müdür sadece oturuyor" diyor. O minicik surat büyüklerin savaşını anlatmaya çabalıyor. Çocukların bir daha yaşayamayacağı çocukluklarını onların ellerinden çalmayalım.

Zamanı gelince öğrenecek

Ben mükemmel değilim, asla da böyle bir iddiam olmadı. Aksine hata yapan, bununla da eğlenen bir anneyim. En azından çocuğuna vakit ayırmadığı için onu başka şeylere boğanlardan, bakıcı tutup çocuğunun her şeyini ona bırakanlardan hiç değilim. Evde yatılı yardımcım olmasına rağmen, bir kez bile Emre Berent’in banyosunu o yaptırmamıştır. Kakasını yapar beni çağırır, "Sil popomu" diye. Evdeyken ben hiç kimseye bırakamam oğlumun işlerini.

Büyümesi için zorlamayın

Diyeceğim odur ki, ben çocuğumun büyük gibi davranmasını istemiyorum. Bu benim fikrimdir. Belki de yanlış, biliyorsunuz ’anne’ye hiçbir kitap, pedagog, psikolog laf geçiremiyor. Bizlerin yüreği neye inanıyorsa onu yapıyoruz. Sadece söylenenleri dinliyoruz, uyarsa, kafamıza yatarsa onları yapıyoruz.

Ustalardan Bir Yaz Karması

13 Haziran’da başlayan ve çağdaş sanatın önde gelen temsilcilerinden Metin Güçlü, Ayfer Kalsın, Elif Soyer, Esra Carus Gülaydın, Güler Güngör, Özlem Paker, Setenay Özbek ve Yasemin Aslan Bakiri’nin eserlerinden oluşan "Ustalardan Bir Yaz Karması" sergi, 31 Ağustos’a kadar Galeri A Teşvikiye’de ziyaret edilebilir.

Adres: Teşvikiye Altuğ Binası, Teşvikiye Cad. No:144 Kat:6 Teşvikiye / İstanbul

Ratatouille

Aşçılığı çok seven Fare Remy, bir kaza sonucu kendisini Paris kanalizasyonlarında bulur. Düştüğü yer, ünlü Fransız aşçı Auguste Gusteau’nun yemekleri sayesinde üne kavuşan ve en ünlü yemek eleştirmenlerinin müdavimi olduğu bir restoranın tam altıdır. Aşçı olma tutkusuyla yanıp tutuşan küçük faremiz tam idealindeki yere düşmüştür. Ratatouille bugün vizyonda.

DVD

Bir varmış bir yokmuş, çok uzaklarda bir ülkede arkadaşlık ve cesaret üzerine yıllardır anlatıla gelen, nesilden nesle aktarılan bir masal varmış... Disney’in "Robin Hood"unda, muhteşem bir maceraya, unutulmaz karakterlere, birbirinden eğlenceli müziklere ve bolca kahkahaya hazır olun. Cesur Robin Hood, Küçük John ve diğer sadık arkadaşları ile birlikte Sherwood Ormanı sakinlerine yeniden mutluluk getirebilmek ve onları açgözlü Prens John’un zulmünden kurtarabilmek için kahramanca mücadele verir.

 Tiglon DVD

Heybeliada’ya yelken turu

SEAS Group’a bağlı olarak 2003 yılından bu yana Kalamış Marina’daki tekneleriyle yüzlerce kişiye yelken eğitimi veren İstanbul Sailing Academy, eylüle kadar sürecek yeni bir kampanyayla Heybeliada’ya dört saatlik yelkenli turu düzenliyor. Yelken kullanmayı bilenler kadar, ilk kez öğrenecek olanların da katılabilecekleri turda, en fazla 6 kişilik ekipler halinde ya da tek başına denize açılmak mümkün. Adres: Münir Nurettin Selçuk Caddesi No:26/1 Kalamış / İstanbul


Mücevher atölyesi

Tasarlamak, yaratmak, formlarla oynamak, değerli metalleri ve taşları tanımak... Alef Mücevher Atölyesi’nde yapılan yaratıcı çalışmalar mücevhere tutkusu olanları bir araya getiriyor. Burada Kapalıçarşı ruhunu hissetmek, eski İstanbul ustalarının çalıştığı tezgahlarda çalışmak, aynı yöntemleri kullanıp onları bugünkü trendlerle birleştirmek son derece keyifli. Adres: Hacı Emin Efendi Sk. 2/1-A Teşvikiye / İstanbul

Kişisel gelişim

Kişisel gelişimi destekleyen eğitim anlayışıyla hizmet veren Bilingual International Schools (BIS), Akatlar Club Sporium’da açtığı yeni merkezinde devam ediyor. Akatlar Club Sporium’da açılan yeni merkezinde Etiler BIS Club, Club Sporium üyelerinin 3-6 yaş grubu çocukları için günlük üç saate kadar ücretsiz gözetim hizmeti sunmanın yanı sıra, yabancı dil öğrenmek-geliştirmek, bir müzik enstrümanı çalmayı öğrenmek-geliştirmek isteyen 3-6 yaş grubu çocuklar için özel çalışma programları da sunuluyor.

Adres: Cumhuriyet Caddesi Akatlar Club Sporium No:4 Etiler / İstanbul

Prenses Lilliperi  ve küçük denizkızı

Periler kadar süslü, pırıl pırıl parlayan simli sayfalar ve en arkadaki sürpriz nilüfer yaprağıyla süslü bir kitap. Göldeki yüzme dersi sırasında yüzme öğretmeni Karlos birden suyun altında kayboluverir. Tabii ki Prenses Lilliperi de onu kurtarmak için arkasından suya atlar.

Büyülü Fener Yayınları
Yazının Devamını Oku

Pitbull ihbar hattı kurulsun

20 Temmuz 2007
Nasıl bir düzen nasıl bir mantık ve bunun altında ne tür bir amaç vardır asla anlayamıyorum... "Yasak Elma" durumunu anlarım ama güzel duygular varsa altında. Hani yasakken güzeldir aşk veya gizlilik özeldir, anlamlıdır ya bunu da anlıyorum. Hani iki kişiye özel olan şeyler güzeldir ya onu da anlıyorum...

Kuralın fazlasına ben de karşıyım. Yapı gereği özellikle ’olmaz’ denen şeyleri ’oldurmaya’ ise bayılırım. Yakınlarım bilirler ki bana yapmamı istedikleri şeyleri sanki yapmamı istemiyorlar gibi oyuna getirip yaptırabilirler ancak. Bu nedir bilmiyorum, ’hayır’ karşısında savunma mekanizmam sonsuzdur.

Ancak...

Bunu anlayamıyorum!

İnsan hayatını yok sayacak değerlerin savunulmasına dayanamıyorum.

Neden mi şu an nefret kusuyorum?

Çünkü,

Şehirde Pitbull gibi vahşi bir yaratık besleyen insanların amacı ne olabilir anlamıyorum?

Bu hayvanların satılması, evde bulundurulup bakılması yasakken onları besleyenlere neden ceza verilmez?

Yer İstanbul, Baltalimanı...

Düşünsenize evden çıkıyorsunuz ve bir köpek baldırınızı koparıyor. Ağır şekilde yaralanıyorsunuz.

Düşünsenize çocuğunuzla dışarıdasınız size bir Pitbull saldırıyor.

Düşünsenize çocuğunuz parkta, biri Pitbull’unu gezdiriyor aynı anda ve o köpek parçalıyor çocuğunuzu.

Şu anda içim daralıyor. Kalbim sıkışıyor. Öykü Serter’in adını her duyduğumda nasıl bir travma yaşamış olduğunu anlamaya çalışıyorum. Anlayamıyorum?

Haberleri gördükçe ve şu yazıyı yazarken bile korkudan ellerimi titretirken bu olaydan, onun ne halde olduğunu düşünemiyorum.

Ve bu olaya neden olan kişi dahil tüm P itbull sahiplerinin cezalandırılmasını istiyorum. Devletin artık bu işe el atmasını istiyorum. Çünkü bir anne olarak çok korkuyorum.

Birileri bize bilgi versin, nereye ihbar edebiliriz, yardım istiyorum.

Ve Öykü Serter’i bu hale getiren köpeğin sahiplerinin fotoğraflarla deşifre edilmesini istiyorum.

Ayrıca acil olarak "Pitbull İhbar Hattı" kurulmasını istiyorum!

Hem köpekleri hem de ailelerini ihbar etmek istiyorum!

Maddi cezaların ise kesinlikle yeterli olmamasını, hapis cezasıyla cezalandırılmalarını istiyorum.

Güney Afrika’da trafik kurallarına uymayan ve örneğin dönülmeyecek yerden dönenerek, park yasağı olan yerde durarak bile basit bir kuralı ihlal edenlerin direk akıl sağlıklarını kontrol için hastaneye götürüldüklerini belirterek, bu örnekten yola çıkarak bu kişilerin akıl hastanesine götürülmesini öneriyorum.

Doğanın üretmediği, genleriyle oynanarak laboratuvar ortamında bu hale getirilmiş yaratıkları "Köpek sahibiyim, hayvan severim" görüntüsünde satan, üremelerini sağlayan ve besleyen herkesin cezalandırılmasını istiyorum.

Pınar Anne sağlık diliyor Öykü’ye...

Sabır diliyor Öykü’nün annesine...

Çocuklar için alternatif sporlar

Çocuğunuzun eskrim dersleri almasını isterseniz Tenis Eskrim Dağcılık Spor Kulübü doğru adreslerden biri. 1941 yılında başlatılmış olan çalışmalar ile Türkiye’de çok iyi sporcular yetiştirilmiş. Sporcu olabilmek için en ideal yaş 7-18 arası. 8 yaşından sonra ise özel antrenmanlarla çalışma yapma fırsatı var; ama siz uygun yaş aralığında olan çocuklarınız için bu çalışmalara başvurabilirsiniz. Unutmayın; "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur".

Adres: Tarabya Bayırı Caddesi No:80 Tarabya-İstanbul (0212) 262 90 80

Coccolat Lezzet Okulu

Tatlı düşkünü çocukların anneleri; siz de çocuğunuzun hoşuna gidecek tatlılar yapmak ve en önemlisi öğreneceğiniz süsleme tekniklerini onunla beraber uygulamak istiyorsanız Coccolat Lezzet Okulu’na uğramalısınız. Öğrendiklerinizi uygulayarak, çocuğunuzla beraber vakit geçireceğiniz bir oyun yaratmış olacaksınız. Eminiz ki bu durumdan eşiniz de son derece mutlu olacak. Unutmayın kalbe giden yollar lezzetli ve şık sofralardan geçer.

Adres: COCCOLAT Kızıltoprak - Rüştiye sok. No: 10

Tel: (0216) 449 95 90-91-92

Bir Gençlik Masalı

Kimsesizler yurdunda yaşayan ve bir türlü bir aile edinemeyen Jerusha Abbott’ın şansı liseyi bitirdiği gün açılır. Kimliğini gizleyen zengin bir iyiliksever, bu akıllı kıza üniversite eğitimi alması için burs verir. Vasisini gece karanlığında, uzaktan gören Jerusha, onu uzun bacaklarından dolayı bir örümcek cinsi olan Uzun Bacaklı Dede’ye benzetir. Gizemli vasi, genç kızın her ay ona bir mektup yollamasını şart koşar. Kitap genç kızın kimliğini bilmediği, hatta yüzünü bile görmediği vasisine yazdığı tatlı ve candan mektuplarla sürüp gider. Ta ki genç kız... Hayır! Hayır! Sonunu kitaptan okuyun daha iyi...

Minik Örümcek Şarlot

Minik Örümcek Şarlot’ta dünyadaki en büyük gücün temelinde sağlam arkadaşlık bağları olduğunu öğrenen küçük bir domuz yavrusunun öyküsü anlatılır. Annesinin bir seferde doğurduğu yavrular arasında en çelimsiz ve ufak tefeği olan küçük domuz Wilbur, Fern adlı küçük bir kız tarafından kurtarıldıktan sonra çiftlik hayvanlarının en yeni üyesi olur. Wilbur henüz çok küçük ve deneyimsizdir. Bu da, çiftlikteki diğer hayvanların onunla dalga geçmesine, alay etmesine yol açar. Küçük Wilbur’daki arkadaşlık potansiyelini, sadece çiftlik evinin çatısında yaşayan örümcek Charlotte görebilmektedir. Wilbur ile Charlotte arasında gelişen arkadaşlık, çiftlikteki diğer hayvanların, küçük domuzun günlerinin sayılı olduğunun farkına varmasıyla kalıcı hale dönüşür. Artık Wilbur’un hayatının kurtuluşu mucizelere kalmış gibidir. Ancak Wilbur’un hayatını kurtarmaya kararlı olan Charlotte onu kurtarabilecek bir formül bulur. Çiftçiyi ikna etmek için domuzun barındığı ahırın kapısına Wilbur’un kurtarılmaya değer çok özel bir domuz olduğunu ağlarını kullanarak yazar.

Yönetmen: Gary Winick

Oyuncular: Dakota Fanning, Julia Roberts, Oprah Winfrey, Dominic Scott Kay, John Cleese Tiglon DVD

Doğa sizi çağırıyor

Aral Tatil Çiftliği’nde yaşanacak günlerde doğanın size bir çağrısı var... Aral Tatil Çiftliği sizleri gerçek bir çiftlik hayatını hissetmeniz için çağırıyor. Burada tavuktan keçiye, tavuskuşundan ördeğe kadar pek çok hayvanı bir arada bulabilirsiniz. Sabahları yumurtanızı kümesten kendi elinizle alabilir, çiftliğin her yanında bulunan çeşitli sebzeleri de dalından koparıp yiyebilirsiniz. Taş evlerin doğal serinliğinde ya da klimalı yeni odalarda gönlünüzce bir tatil geçirebilirsiniz. Çocuğunuzla beraber keyifli bir hafta sonu kaçamağı yapmak isterseniz listenize ekleyeceğiniz güzel mekanlardan biri Aral Tatil Çiftliği...

Adres: Çayır Yolu 2. Kilometre Aşıklar Çeşmesi Karşısı - BOZCAADA (Tenedos)

Tel: (0286) 697 83 57

Martı Myra’da çocuklar eğlenirken öğrenecek

Mini Myra’da çocuklar farklı kültürlerden gelen yaşıtlarıyla eğitimli uzman kadrolar eşliğinde bilgisayar eğitiminden el işi faaliyetlerine, açık havada yapılan spor aktivitelerinden yarışmalara, kızılderili ve pijamalı partiye kadar her aktivite ile gönüllerince eğlenecek!

Tekirova’nın en gözde tatil mekanlarından Martı Myra sadece yetişkinlerin değil, çocukların da favorileri arasında. Eğlendirirken öğreten bir çocuk aktivite-eğlence kompleksi olan Mini Myra’da çocuklar tatilleri boyunca hem kendi başlarına eğlenebilme yetisi kazanıyor hem de hayallerindeki oyun ortamını gerçeğe dönüştürüyor.

Adres: Martı Myra Tekirova Kemer

Tel: (0242) 821 50 00

Beslenme sorunu yaşayan çocuklarla baş etme yolları

Anne ve babaların sıklıkla yaşadığı sorunlardan biri de, yemek seçen çocuklarla ilgilidir. Çocuklar iki yaşından itibaren kendi öz bakım becerilerini karşılayabilecek kas gelişimini kazanırlar. Ancak çoğu anne ve baba çocuklarının çok yemek seçtiğinden ya da evde hiçbir şey yemediklerinden bahsederler.

Anne sütünden ek besinlere geçildiği dönemde besinler tek tek bebeğe tattırılmadıysa ve genelde ’bulamaç’ bir beslenme tarzı benimsendiyse çocuk tadını bilmediği besinleri reddeder. Evde bakıcı, anneanne ya da babaannenin büyüttüğü çocuklarda bu sorun daha çok yaşanır. Çocukların kendi kendine yemek yemelerine fırsat vermezler çünkü, bu şekilde hem ortalık hem de çocuğun üstü temiz kalır.

Israrcı olmayın

Çocuklar taklit ettikleri ebeveynlerinin olumsuz yemek alışkanlıklarını da benimserler. Ayrıca bu dönemde çocuklar kendini ispatlamaya çalışır ve tercihlerini ön plana almak ister. Zorlama ve ısrardan hoşlanmaz ve bu zorlamalara zıt davranış geliştirerek yemek yemeyi reddedebilirler. Çocuğun çevreye olan ilgisi yemek yemeyi ikinci plana atmasına neden olabilir, daha çok psikolojik nedenlerle çocuklar yemek seçer. Seçtiği besinle ilgili geçmişte yaşadığı olumsuz bir duygusu o besini daha sonraları reddetme nedeni olabilir.

Tutarlı davranın

Çocuğunuzun çevresindeki herkes aynı tutumla ona cevap vermelidir. Örneğin ıspanak yemediğinde baba kızar, abla "yemesen de olur" der, anne dayanamaz sevdiği bir besini yaparsa çocuk en kolay olanı ve işine geleni yapacaktır yani ıspanağı yemeyecek ve annesine sevdiği yemeği yaptıracaktır.

Çeşit yaratın

Özellikle sebzeleri değişik formlarda hazırlayın, bir sefer sulu yemek içinde sunduysanız, sonrasında böreğin içinde, sonrasında etin yanına garnitür olarak verebilirsiniz. Renklerine göre besinleri çizgi film kahramanlarına benzetebilirsiniz. Salatasının veya makarnasının üzerine besinlerle kaş, göz çizebilirsiniz. Süt tüketmiyorsa sütlü tatlılar yapabilirsiniz. Meyveleri meyve salatası yaparak servis edebilirsiniz.

Abur cuburlara dikkat

Yemekten önce meyve suyu, su, cips, çikolata gibi iştahını kapatacak besinleri ortadan kaldırın ve yemesine izin vermeyin. Karnı acıkan bir çocuk yemek yerine aperatif gıdaları tercih eder. Çocukların ellerine bebe bisküvisi verilmesi, iştahlarını kesmekten başka bir şeye yaramaz. Çünkü bebe bisküvisiyle sadece karbonhidrat almış olurlar ki; bu sefer de ihtiyaçları olan diğer besin öğelerini karşılamazlar.n Diyetisyen Aysen Arıcan
Yazının Devamını Oku

Anne sütünü ihmal etmeyin

17 Temmuz 2007
Türk Pediatri Kongresi’nde en çok üzerinde durulan konu bebeklerin anne sütüyle beslenmesinin ne derecede önem taşıdığıydı. Konferansta öğrendiğimiz bilgileri sizlerle paylaşmak istedim. Aklın yolu bir. Dünyadaki herkesin ortak görüş bildirdiği tek konu "anne sütü" olsa gerek. En çok konuşulan ve herkesin yakasına bir iğne gibi "anne sütü" hatırlatmasını takarak çıktığı bir kongreydi "Türk Pediatri Kongresi".

Milupa’nın davetlisi olarak gelen Prof. Dr. David Branski’nin "süt çocuğu beslenmesi" konulu semineri ise yine bu konu üzerindeydi. "Bir mama markasının davetlisi olarak gelsem de ilk görevim anne sütünü anlatmak" bakış açısı ile doktorlara ve basına bir seminer verdi. Sık sık ise "Unutmayın anne sütünün formülü Tanrı’nın yarattığı en üstün içerikli formüldür" diyerek konunun önemini dile getirdi.

Anneyiz.Biz Ekibi’nden Pınar Eslek konuşma şansını yakaladığında anne sütü, bağışıklık sistemi ve beslenme ile ilgili annelerin dikkat etmesi gereken konulardan bahsetti. Hepimiz, "Bakalım yabancı bir profesör neler söyleyecek" diye de merak etmiyor değildik.

Bu konferans sırasında biz ekip olarak bir kez daha "anne sütünün önemini" öğrendik, size de hatırlatalım istedik...

Tabii ki tıp gelişiyor, formüller gelişiyor, bilim ilerliyor ama bazı şeyler var ki, -anneler bunu asla unutmayın- asla orjinali gibi olmuyor. Bebeklerinizi doya doya beslemeniz için bol bol süt diliyorum size. İşte konferansta öğrendiğimiz diğer önemli bilgiler:

İNEK SÜTÜNE DİKKAT

Bebeğe asla direkt olarak inek sütü verilmemeli. Bununda nedeni inek sütünün anne sütüne göre protein ve mineral yönünden çok yüksek değerlere sahip oluşu ve bunun da bebek için zararlı olacağı. Prof. Dr. Branski’ye göre bebeklik dönemi beslenmesi ileriki yaşlarda sağlıklı bir birey olarak yaşamayı etkileyen en önemli unsur.

PROF. DR. BRANSKİ’DEN TAVSİYELER:

Genel olarak bebek beslenmesinde anne diyetinin dengeli olması çok önemli. Özellikle anne diyetindeki proteinin yapısına; aldığı besinlerin Omega 3 asidi yönünden zengin olmasına dikkat etmeli. Örneğin soğuk kuzey denizinde yetişen balıkların Omega 3 açısından zengin olduğunu biliyoruz. Somon balığı da annenin alması gereken besinlerdendir. Bu besinlerin diyette ağırlıklı olmasına özen göstermek faydalı olur. Annenin uyguladığı diyette sadece protein değil karbonhidrat, yağ ve vitamin içeriği de son derece önemlidir. Son zamanlarda özellikle folik asit desteğinin muhakkak alınması gerektiği biliniyor çünkü hamilelik döneminde alınan folik asit bebekte nöral tüp sağlığını etkiler.

BEBEK ANNE SÜTÜ ALAMADIYSA

Bu konuyla ilgili yapılan araştırmalarda ortaya çıkan en net sonuç demir emilimi konusunda. Anne sütü alan bebeklerde demir ve çinko emilimi daha yüksek olduğu için anemi riski anne sütü alamayan bebeklere oranla daha seyrektir. Bunların dışında birçok vitamin ve mineralin anne sütünde olması bebeğin sağlığı açısından önemli. Özellikle anne sütünde bulunan uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri bebek beslenmesinde çok önemlidir. Bu yağ asitleri içerisinde bulunan Omega 3 yağ asitleri bebeğin matematiksel düşünme yeteneğini ve görme yeteneğini artırır.

Anne sütü yetersizse veya yoksa mutlaka inek sütü bazlı formül mamalar kullanılmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Birincisi bebeğe direkt olarak inek sütü verilmemelidir. İnek sütü anne sütüne göre protein ve mineral yönünden çok yüksek değerlere sahiptir; bu da bebek için zararlıdır.

İkincisi ise bebekte inek sütü proteini alerjisi varsa soya bazlı mama kullanmaktır. Tedavi amaçlı olanlar dışında soya bazlı formüller içeren mamalar çok fazla tercih edilmemelidir. İnek sütü bazlı formül mamalar içerisinde soya bazlı formül mamalarda olmayan ve bebek için yararlı bileşenler bulunmaktadır.

SAĞLIKLI BİR YETİŞKİNLİK İÇİN

İlk dönemlerde anne sütü ile doğru bir şekilde beslenen bebekler şişmanlık problemine yakalanma oranları düşük olduğu için ileriki yaşlarında daha sağlıklı oluyorlar. Şişmanlık bir dış faktör değildir. Erken dönemde şişmanlığa yakalanıldığında tip 2 diyabet, damar sertliği, hipertansiyon gibi problemlerle karşılaşma riski daha yüksek olur. Bu hastalıklar nedeniyle hayat kalitesi düşer. Tip 2 şeker hastalığı, sık görülen bir şeker hastalığı türüdür. Çünkü tip 1 şeker hastalığı doğuştan, tip 2 şeker hastalığı ise sonradan oluşmaktadır.

Aklın yolu bir. Dünyadaki herkesin ortak görüş bildirdiği tek konu "anne sütü" olsa gerek. En çok konuşulan ve herkesin yakasına bir iğne gibi "anne sütü" hatırlatmasını takarak çıktığı bir kongreydi "Türk Pediatri Kongresi".

Milupa’nın davetlisi olarak gelen Prof. Dr. David Branski’nin "süt çocuğu beslenmesi" konulu semineri ise yine bu konu üzerindeydi. "Bir mama markasının davetlisi olarak gelsem de ilk görevim anne sütünü anlatmak" bakış açısı ile doktorlara ve basına bir seminer verdi. Sık sık ise "Unutmayın anne sütünün formülü Tanrı’nın yarattığı en üstün içerikli formüldür" diyerek konunun önemini dile getirdi.

Anneyiz.Biz Ekibi’nden Pınar Eslek konuşma şansını yakaladığında anne sütü, bağışıklık sistemi ve beslenme ile ilgili annelerin dikkat etmesi gereken konulardan bahsetti. Hepimiz, "Bakalım yabancı bir profesör neler söyleyecek" diye de merak etmiyor değildik.

Bu konferans sırasında biz ekip olarak bir kez daha "anne sütünün önemini" öğrendik, size de hatırlatalım istedik...

Tabii ki tıp gelişiyor, formüller gelişiyor, bilim ilerliyor ama bazı şeyler var ki, -anneler bunu asla unutmayın- asla orjinali gibi olmuyor. Bebeklerinizi doya doya beslemeniz için bol bol süt diliyorum size. İşte konferansta öğrendiğimiz diğer önemli bilgiler:

İNEK SÜTÜNE DİKKAT

Bebeğe asla direkt olarak inek sütü verilmemeli. Bununda nedeni inek sütünün anne sütüne göre protein ve mineral yönünden çok yüksek değerlere sahip oluşu ve bunun da bebek için zararlı olacağı. Prof. Dr. Branski’ye göre bebeklik dönemi beslenmesi ileriki yaşlarda sağlıklı bir birey olarak yaşamayı etkileyen en önemli unsur.

PROF. DR. BRANSKİ’DEN TAVSİYELER:

Genel olarak bebek beslenmesinde anne diyetinin dengeli olması çok önemli. Özellikle anne diyetindeki proteinin yapısına; aldığı besinlerin Omega 3 asidi yönünden zengin olmasına dikkat etmeli. Örneğin soğuk kuzey denizinde yetişen balıkların Omega 3 açısından zengin olduğunu biliyoruz. Somon balığı da annenin alması gereken besinlerdendir. Bu besinlerin diyette ağırlıklı olmasına özen göstermek faydalı olur. Annenin uyguladığı diyette sadece protein değil karbonhidrat, yağ ve vitamin içeriği de son derece önemlidir. Son zamanlarda özellikle folik asit desteğinin muhakkak alınması gerektiği biliniyor çünkü hamilelik döneminde alınan folik asit bebekte nöral tüp sağlığını etkiler.

BEBEK ANNE SÜTÜ ALAMADIYSA

Bu konuyla ilgili yapılan araştırmalarda ortaya çıkan en net sonuç demir emilimi konusunda. Anne sütü alan bebeklerde demir ve çinko emilimi daha yüksek olduğu için anemi riski anne sütü alamayan bebeklere oranla daha seyrektir. Bunların dışında birçok vitamin ve mineralin anne sütünde olması bebeğin sağlığı açısından önemli. Özellikle anne sütünde bulunan uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri bebek beslenmesinde çok önemlidir. Bu yağ asitleri içerisinde bulunan Omega 3 yağ asitleri bebeğin matematiksel düşünme yeteneğini ve görme yeteneğini artırır.

Anne sütü yetersizse veya yoksa mutlaka inek sütü bazlı formül mamalar kullanılmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Birincisi bebeğe direkt olarak inek sütü verilmemelidir. İnek sütü anne sütüne göre protein ve mineral yönünden çok yüksek değerlere sahiptir; bu da bebek için zararlıdır.

İkincisi ise bebekte inek sütü proteini alerjisi varsa soya bazlı mama kullanmaktır. Tedavi amaçlı olanlar dışında soya bazlı formüller içeren mamalar çok fazla tercih edilmemelidir. İnek sütü bazlı formül mamalar içerisinde soya bazlı formül mamalarda olmayan ve bebek için yararlı bileşenler bulunmaktadır.

SAĞLIKLI BİR YETİŞKİNLİK İÇİN

İlk dönemlerde anne sütü ile doğru bir şekilde beslenen bebekler şişmanlık problemine yakalanma oranları düşük olduğu için ileriki yaşlarında daha sağlıklı oluyorlar. Şişmanlık bir dış faktör değildir. Erken dönemde şişmanlığa yakalanıldığında tip 2 diyabet, damar sertliği, hipertansiyon gibi problemlerle karşılaşma riski daha yüksek olur. Bu hastalıklar nedeniyle hayat kalitesi düşer. Tip 2 şeker hastalığı, sık görülen bir şeker hastalığı türüdür. Çünkü tip 1 şeker hastalığı doğuştan, tip 2 şeker hastalığı ise sonradan oluşmaktadır.

NELER ÖĞRENDİK

- Bebeklik dönemindeki beslenmenin ilerideki yıllarda ne denli hayatımızı etkilediğini.

- Anne sütünün önemini ve bebeğin ilk yılında mutlaka anne sütü alması gerektiğini.

- Anne sütünün içerisindeki düşük seviyeli proteinin bebeği yormayacağını.

- Anne sütü ile beslenen bebeklerde obeziteye yakalanma riskinin daha düşük olduğunu

- Eğer bebek anne sütü alamıyorsa ya da annenin sütü yetersiz geliyorsa mutlaka inek sütü bazlı formül mamalar verilmesi gerektiğini.
Yazının Devamını Oku

Yaz astronotları

6 Temmuz 2007
Bilmem hiç karşılaştınız mı yaz astronotları ile? Çeşitli oyun parklarında oyun oynarken görünüyorlar son zamanlarda. Yaşları çocuklarımız ile denk, hayalleri de... Ama giysileri farklı...

Bu yaz sıcağında uzun eşofman, çorap, kapalı spor ayakkabı, hatta uzun kollu tişört ve şapka ile parklarda oyun oynayan çocuklardan bahsediyorum; tamamen kapalı halde.

Neden mi?

Ya güneş alerjileri, ya güneş hassasiyetleri olan çocuklar bunlar.

Veya gezegen değişti, güneş artık çok ama çok zararlı diyen annelerin çocukları bunlar. Kaldı ki son derece haklı bu anneler.

Bazıları kuma ve benzeri şeylere alerjisi olan çocuklar. Allah, alerjisi olan çocuk sahibi anneye kolaylık versin. Çünkü bir arkadaşımdan biliyorum; ne zordur yemek istediği bir şey olan çocuğa, bunun için ağlayan bir minik insana "hayır" demek ve bu "hayır" kelimesinin anlamını anlatmaya çalışmak.

Bir kısmı "şeker çocuklar"... Şeker hastalığı sebebiyle hem güneş hem mikrop hem de böcek ısırmasına karşı çocuğunu böyle giydiren bir anne, parkta ağlayarak anlatmıştı bana çünkü. "Bir sinek ısırığı bile zor geçiyor, mecburum onu korumaya" demişti.

Ve daha niceleri...

İşte "Neden yazıyorum bu yazıyı şimdi" sorusunun yanıtı: "Benim oğlum da kısa bir süre için bile olsa, yaz astronotu oldu!"

Bir sabah uyandık, ayakta dört ısırık. Ertesi gün o dört ısırık olmuş ondört ısırık. Kızarıklık, kaşıntı... Sinek ısırığıdır derken ortaya çıktı ki parklarda kumlarda kol gezen sevimli bir yavru sinek böcek karışımı, bir kere ısırsa yetermiş. O ısırık ve kaşıntı alır başını tüm vücutta çoğalarak gezermiş.

Hem kaşımayacaksın, hem kaşıtmayacaksın. Hem ilaç süreceksin, hem o ilaca çocuğu dokundurtmayacaksın. Sıcaktan koruyacaksın. Güneş direkt gelmeyecek. Ancak bu arada 5 yaşını yeni bitirmiş bir minik adam, "Parka gidiyorum, ben kararımı verdim şu an" diyerek annesini zorlayacak. Bu durumda tek çözüm, doktorumuzun da önerdiği şekilde "astronot" olmak tabii ki...

İşte ben geçen haftalarda bu kısacık kaşıntı serüveni sayesinde tanıdım, deneyimledim, anladım ve yaşadım bu olayı. Ne zor olduğunu insan yaşamadan anlamıyor. Dışarıdan herkes bir şey söylüyor. Astronot çocuk ve astronot çocuk annesi olmak çok zor bir şeymiş.

Kolaylıklar, sabırlar ve çözüm diliyorum türlü sebeplerle korunan tüm çocuklara ve annelerine.

İyi hafta sonları dilerim

Sevgilerimle

Pınar ben

Emre Berent’in annesi

Balerin olmayı düşleyenler

Bazı balerinler pembe, bazıları mavi giysiler giyer, ama tuhaf ayak parmakları vardır ve tütü içinde çok güzel görünürler. Eğer bir balerin olmak istiyorsanız, çiçek buketlerini yakalamayı, saçınızı topuz yapmayı ve bir kuğu kadar zarif dans etmeyi öğrenmeniz gerek. İşte çocuklarınızın keyifle okuyacakları yeni bir kitap dizisi... "Düşleyin" dizisinin keyifli kitaplarından "Balerin Olduğunuzu Düşleyin!"i mutlaka okuyun. Optimist Yayınları Tel: (0216) 481 29 17

Haydi pilates yapalım

Eti Form’un bu yıl ikincisini organize ettiği "Eti Form Spor Günleri" başladı. Hafta sonları spor yapmak isteyenlerin ücretsiz katıldığı etkinlikte, eğitmenler tarafından pilates dersleri veriliyor, isteyen herkesin kilo ve yağ oranı ölçümleri ile beden-kütle endeksleri hesaplanıyor. Her yaşa uyan ve grupla birlikte yapıldığı için çok da eğlenceli olan Formball pilates aktivitesi, düzenli uygulandığında sırt ve duruş problemlerine, sindirimle ilgili sorunlara iyi geliyor. Ayrıca bedensel ve zihinsel rahatlama, konsantrasyon gücünü artırma ve zindelik kazandırma gibi yararları da var. Siz de yaz döneminde forma girmek isterseniz, bu aktiviteyi kaçırmayın. Aktivite mekanları: Selamiçeşme Özgürlük Parkı (Her cumartesi) / Beşiktaş Çilekli Spor Tesisleri (Her pazar)

Saatler: 07.15-07.55 / 08.00-08.40 / 08.45-09.30

Marmaris’teki bebekli tatil cenneti

Bebek veya küçük çocukla seyahat etmenin ailelere getirdiği stres ve bavul yükü, kimi zaman aileleri tatilden tamamen vazgeçirebiliyor. Oysa iyi organize edilmiş bir tatil planı, bebekli aileler için çok keyifli olabilir. Divan Marmaris Mares de bebekleri ile seyahate çıkmaktan endişe eden ailelere, her şeyin en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü bir bebek tatil cenneti sunuyor. "Sadece bebeğinizi alın gelin, kalan her şeyi biz sizin için düşündük" temasıyla yaratılan BebekMares programında, otel içinde bulunan mutfaklı aile villaları, bebekli ailelere gerekli olabilecek her türlü malzemeyi sunuyor. Ek güvenlik için pencere ve kapılarda sineklik, küvette spiral duş ve teras merdivenlerinde çit kapı var. Tesiste, ayrıca çocuk parkı, çocuk kulübü, kaydıraklı yüzme havuzu, babysitter hizmeti mevcut. Bebeklerin ulaşım sırasında güvenliklerini sağlamak amacıyla havaalanı transferlerinde de bebek araba koltuğu kullanıma sunuluyor. Her şeyin sizin ve bebeğinizin rahatı için düşünüldüğü bu tatil için size düşen tek görev tarihi belirlemek...

Divan Marmaris

Tel: (0252) 455 22 00

6-12 yaş grubuna özel yaz okulu

İstanbul Modern’de Yaz Okulu programı 6-12 yaş grubu için hazırlanmış ve temmuz-ağustos aylarında gerçekleştirilecek dokuz farklı etkinlikten meydana gelmiş. Salı, çarşamba, perşembe ve cuma günleri uygulanan çalışmalarda çocuklar, yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri projeler oluşturacaklar. Çocukların istedikleri projelere katılabileceği Yaz Okulu’nda, seçtikleri dört projeye katılanlara sertifika verilecek. Şanslı çocuklar aynı zamanda unutamayacakları bir tatil yaşayacak.

İstanbul Modern Telefon: (212) 334 73 28

Mavi sulara çocuğunuzla dalın

Yaz günlerinin sıcaklığını hissetmeye başladığımız bugünlerde, iş stresinden ve metropol yaşantısından biraz uzaklaşmak, hem kendinize hem de çocuğunuza güzel bir yaz tatili hediyesi vermek için Yosun Diving’in düzenlediği özel programlara katılmaya ne dersiniz? Yosun Diving, çocuklara özel sunduğu eğitim ve ekipmanlarla hem çocuğunuzun hem de sizin mavi suların gizemini keşfetmenizi sağlıyor. Bu eğlenceyi çocuğunuzla beraber yaşamak istiyorsanız Yosun Diving’in Bostancı’daki merkezine uğrayın. Yosun Dalış Merkezi Tel: (0216) 489 66 07

Mumble’ın maceraları

Antartika’nın derinliklerindeki büyük İmparator Penguenler ülkesinde, şarkı söyleyemediğiniz takdirde bir hiçsinizdir. Bu, dünyanın en kötü şarkıcısı olan Mumble için talihsiz bir durumdur. O kendi ritmiyle dans ederek, step dansı yaparak doğmuştur. Mumble’ın annesi Norma Jean bunu sevimli bir alışkanlık olarak görse de babası Memphis bu dansı "penguence değil" diye aşağılar. Ayrıca, her ikisi de bilmektedirler ki; bir "Kalbe Seslenen Şarkısı" olmadan Mumble gerçek aşkı asla bulamayacaktır. Kader bu ki Mumble’ın tek arkadaşı Gloria oraların en iyi şarkıcısıdır. Mumble ile Gloria arasında, yumurtadan çıktıklarından beri güçlü bir bağ vardır, ama Gloria’da Mumble’ın tuhaf "hoplama-zıplama" huyundan biraz rahatsızdır. Mumble, danışmanlığından yararlanmak istediği Guru Lovelace ve amigolarla birlikte, uçsuz bucaksız buzullarda bir yolculuğa çıkar ve destansı bazı maceralardan sonra, bir canlının özüne sadık kalarak dünyada her zaman fark yaratabileceğini kanıtlar. Tıglon Tel: (0212) 290 37 37

Elmo’nun dünyasında neler oluyor

Susam Sokağı’nın sevimli canavarı Elmo ile keşif zamanı! Elmo şarkılar, resimler ve telefonlar hakkında yepyeni şeyler keşfederken, çocuğunuz da keyifli anlar yaşıyor, eğlenerek öğreniyor. Her bölüm, Elmo’nun sürprizlerle dolu odasında geçiyor ve eğlenceye odadaki eşyalar da katılıyor. Ayrıca sevimli süs balığı Dorothy, komik Bay Saftirik ve neşeli şarkılar her yaştan izleyiciye mutluluk veriyor. Bu keyifli DVD çocuğunuzun çok hoşuna gidecek ve eminiz ki Elmo’nun diğer maceralarını izlemek isteyecek.
Yazının Devamını Oku