Yapay Et, Sel Felaketlerine Karşı Çözüm Mü?

Yapay et, hem dünyadaki açlığa çözüm olup hem de iklim değişikliklerinden kaynaklanan felaketleri gerçekten önleyebilir mi? Kulağa çok uçuk gelse de araştırmacıların, buna inanmasının birçok bilimsel nedenleri var.

Haberin Devamı

Yapay etle soya eti arasındaki fark ne?

 

Sentetik ya da yapay eti, soya ya da bitkisel bazlı etlerden ayıran, gerçek hayvan hücresinden yapılmış olmasından dolayı kasaplardan aldığımız etle neredeyse birebir aynı olması oluşturuyor. Piyasada bitkisel karışımlarından yapılan et benzeri ürünler de satılmakta ancak bunlar gerçek et severleri tatmin etmemektedir.

Yapay Et, Sel Felaketlerine Karşı Çözüm Mü

Başka derdimiz mi kalmadı ki, yapay et geliştiriyoruz?

 

Her yıl 65 milyar çiftlik hayvanı bizleri beslemek için kesiliyor.

 

Haberin Devamı

Bugünkü sera gazının %80’i çiftlik hayvanlarından kaynaklandığına dair araştırmalar bulunmakta. Sera gazlarının ve dolayısıyla iklim değişikliğinin en temel nedenlerinden birinin de bu çiftlik hayvanlarından kaynaklandığını söylemek çokta yanlış olmaz.

 

Sadece Amerika’nın yapay et kullanması, 23 milyon aracın yollardan çekilmesine eşdeğer sera gazı azaltımına denk gelmektedir.

 

Vejetaryenlerin ve hayvan hakları savunucularının safına, çevrecilerin de katılmasının nedeni; daha yaşanılır bir dünya için, et üretimini azaltmanın dolaylı olarak su kaynaklarının korunmasına ve iklim değişikliğine pozitif etki sağlamasından kaynaklanmaktadır.

 

Bu konudaki çalışmalar ne aşamada?

 

Et, aslında kastan oluşmaktadır. Hayvanlardan alınan örnek kas hücresi, laboratuvar şartlarında çoğaltılarak yapay et üretilmektedir.

 

Laboratuvarda üretilmiş ilk etle yapılmış hamburger tadımı Londra’da Ağustos 2013’te yapıldı. Üretimi ise bir milyon 35 bin TL’ye mal oldu. Hollanda’daki Maastricht Üniversitesinden Prof. Mark Post tarafından üretilen bu et, dünyaca ünlü bir şef tarafından pişirilerek, tadımı canlı yayınlanmıştı.

 

Haberin Devamı

Google’ın kurucularından Sergey Brin tarafından da desteklenen Prof. Mark Post, bugün Mosa Meat şirketiyle, aynı miktar eti 42 TL’ye düşürmüş ve 3-4 yıl içinde de raflardaki yerini alacağını belirtiyor.

 

Geliştirilen bu teknikle, bozuk para büyüklüğündeki bir et parçasıyla, 2000 insana bir yıl boyunca yetecek et üretilebilir.

 

Silikon Vadisinde konuşlu Memphis Meat ise, 450 gr. dana etini şu anda 8450 TL’ye mal etse de, marketlerde yerini alacağı 2021 yılında, çiftlik hayvan eti fiyatından çok daha ucuza satılacağı belirtiliyor. Memphis Meat dana etinin yani sıra ördek ve tavuk eti de üretiyor.

 

İsrailli SuperMeat şirketi de, yine benzer bir yöntem kullanarak, laboratuvar şartlarında tavuk eti üretimine başladı.

 

 

Haberin Devamı

Bütün yargılarımız, yok artıklarımız her gün yeni bir bilimsel gelişmeyle sınırları delinmeye devam ediyor. New York merkezli Finless Food şirketi ise, dev su tankları içinde balık hücresi kullanarak laboratuvarlarında balık üretmektedirler. Ürünlerini, 2019 yılında marketlerden alabileceğiz.

 

Yapay etin, çiftlik etinden farkı ne?

 

Bu etlerin şu andaki en önemli eksiklikleri, ete asıl tadını veren suyunun ve yağının, alışık olduğumuz oranıyla var olmaması; tadının da, daha da geliştirilmeye ihtiyaç duyduğu seklinde sıralayabiliriz. İçermeleri gereken besin değerleri üzerinde de çalışmalar yapılması gerektiği getirilen diğer eleştirilerden biri.

 

Haberin Devamı

Bunun yanında üretiminde çeşitli hormonlarla antibiyotikler kullanılmadığından çok daha güvenli. Hayvanlardan bulaşan hastalıklarında, yapay etlerle taşınmaması bir diğer avantajı.

 

Bitkisel etteki gelişmeler ne?

 

Bitki bazlı ete örnek olarak da, Bill Gates tarafından desteklenen ve şu anda Amerika’daki neredeyse bütün süper marketlerde satılan Beyond Meat’i verebiliriz. Hayvanların, bitkilerdeki proteini yiyerek et ürettikleri fikrinden yola çıkarak, bu proteini direk bitkilerden ayırarak özel bir formülle hamburger eti üretmektedirler. Ve iki hamburger köftesi 21 TL’ye satılmaktadır.

 

Yapay ete mahkum muyuz?

 

Maliyetler arttığından, mevcut yöntemler içindeki en sağlıklı ve hayvanlara saygılısı olan küçük aile çiftlikleri ya da yaylalarda ki hayvan yetiştiriciliği, artık sürdürülebilir olmadığından gittikçe azalmaktadır. Üretimler, daha çok büyük çiftliklerde hareket etmeyen, neredeyse bütün doğal şartlardan arındırılmış hayvanlara kaymakta ve etik kurallar gözetilmeksizin sofralarımıza ulaşmaktadır. Bu durum, çevre ve canlı duyarlılığı olan herkesi de derinden etkilemekte ve çözüm arayışına itmektedir.

 

Haberin Devamı

Bugünlerde özellikle de İstanbul’da yaşadığımız anormal yağış ve seller, tamamen iklim değişikliğinin sonuçlarıdır. Bilim adamları iklim felaketlerinin artarak devam edeceği uyarısını yinelerken, girişimcilerde, politikacıların atmadıkları adımları, kendi minik inisiyatifleri ile atmaktadırlar.

 

Elbette gönül herkesi organik doğal gıdalarla beslemek istese dahi, dünya nüfusunun ezici çoğunluğu asgari ücretin altındaki bir ücretle yaşamını sürdürmekte, hatta Afrika’da sadece 1 dolarlık bir aşıyı yaptıramadığı için birçok çocuk ölmektedir.

 

Bizlerin de, gelecekte tabularımızı yıkarak, teknolojinin mangalımıza getirdiği ete kadar birçok alışkanlığımızı terk edeceğimiz kaçınılmaz görünüyor. Bugün, dünya liderlerinin çoğunlukla askeri hedefler peşinde koşması veya birbirlerini tehdit etmesi, halklarının da bunlara destek vermesi nedeniyle, en temel sorunlarımız olan beslenme ve iklim maalesef ki çok geri plana itilmiş durumda.

 

Yapay ete mahkum olmasak bile, hepimizin temel sorunlarımıza çözüm adına bir şeyler yapması, en temel sorumluluklarımızdan olmalı.

 

Belki de ilk adım olarak, birilerinin giydiği şorta ya da nerede doğduğuna bakmadan, o çatık kaşlarımızı indirerek toplum olarak birbirimizi ve bilimi kucaklayarak başlayabiliriz.

 

Bilimle kalın.

 

Beni Facebok ya da Twitter’dan takip edebilir, sorularınız için mail (cikmazozcan@gmail.com) atabilirsiniz.

 

Yazarın Tüm Yazıları