Haklı! Sadece halkın değil, tıp camiasının da yoğun bir şekilde yaşadığı mühim bir tartışmadır bu. “Aşıdan yana olanlar, aşı karşıtlarını ‘ZERDEÇALCILAR’ diye yaftalıyor. Aşı karşıtları ise aşı taraftarlarını ilaç firmalarına aracılık yapan küresel sermayenin uşakları olarak görüp onları ‘KÜRESELCİLER’ sözcüğüyle tanımlıyor.” Peki, bu maçı kim kazanır? Zerdeçalcılar mı, küreselciler mi haklı? Ortak bir çözüm var mı? Var!
İYİ BİLGİYENİ BİR SAĞLIK YAKLAŞIMI
ŞU bilgi kesin: Sağlığımız konusunda endişeliyiz, güven kaybı içindeyiz. Yiyip içtiklerimizin sağlıklı olmadığını düşünüyoruz. Sağlığın ticarileştiğinden, hastaneler ve doktorların bizimle ilgilenirken işin ekonomisini fazlaca hesaba kattıklarından endişe ediyoruz. Daha da önemlisi ekmeklerimiz kadar ilaçlarımızın da yeterince güvenli olmadıklarını düşünüyor, sağlık sorunlarımıza “ilaçsız ve doğal çözümler” arıyoruz. Bu endişeler de bizi doğaya, doğal ve geleneksel çözümlere yönlendiriyor. Neticede de ilaçlar yerine bitkisel ürünleri, modern tedaviler yerine geleneksel önerileri, doktor, eczacı ve diğer sağlık profesyonelleri yerine alternatif tıp şarlatanlarını dinlemeye başlıyoruz. Sülük tedavilerinden, hacamat uygulamalarından, şişe çekmelerinden son zamanlarda daha çok medet umar hale gelmemizin nedeni biraz da bu. Peki, işin doğrusu ne? Çözümde orta bir nokta yok mu? “HEM ‘KÜRESEL’ HEM DE ‘YEREL’ OLMAK YANİ MODERN/BİLİMSEL TIP İLE GELENEKSEL VE DOĞAL SAĞLIK ÇÖZÜMLERİNDEN AYNI ANDA YARARLANMAK MÜMKÜN DEĞİL Mİ?” Mümkün!
BANA GÖRE
ÇÖZÜM ‘BÜTÜNCÜL’ TIPTADIR
BÜTÜNCÜL (İntegratif) tıp yaklaşımı modern tıpla, geleneksel ve doğal tıbbın birlikte ve iç içe çalıştığı, hekimliğin eskiden olduğu gibi bir sanat olarak uygulandığı, çağdaş tıp tedavilerini destekleyici olarak geleneksel ve tamamlayıcı tıp tedavilerinin de devreye alındığı yeni bir sağlık yaklaşımıdır. Bütünleşmeyi sadece modern ve geleneksel tıbbı birleştirmekte değil, başka ortak yaklaşımlarda da arar. O arayıştaki 3 önemli kuralı, 3 temel vazgeçilmezi bir, iki ve üç numaralı kutularda bulacaksınız.
KURAL 1
Üstelik bunun için ödeyeceğimiz bedellerin çoğu, kolay ve ucuz yaşam tarzı seçimleri ve değişimlerinden ibarettir. Ve tabii ki beslenme bu değişimlerin en önemlilerinden biri, muhtemelen de birincisidir. İşte size önemli, basit, sıradan ve uygulanabilir bir örnek: RESVERATROL ve GÜZEL BİR DEMİREL ANISI.
DEMİREL’DEN BİR ANI
TAÇLARDA, BAYRAKLARDA HANGİ MEYVELER VAR
Bu kanaate ben de katılıyorum. Usulünce uygulandıklarında ölü virüs ve vektör aşılarına oranla çok daha güçlü, etkili ve muhtemelen de uzun süreli bir bağışıklık sağladıkları fikri bende de var. Diğer taraftan bu aşılarla ilgili “şehir efsaneleri” de “tevatürler” de bir türlü bitmek bilmiyor. Neyse ki ünlü tıp mecmuası “The New England Journal of Medicine”da yayımlanan yeni ve mühim bir araştırmanın sonuçları bu efsanelerin üzerine kocaman ve kalınca bir “çarpı” hatta net bir “çizgi” attı. Kısacası mRNA aşıları (BioNTech ve Moderna) ile ilgili şehir efsanelerinin de sonu nihayet geldi. İsrail’de mRNA aşısıyla aşılanan 885 bin kişiden elde edilen sonuçların net özeti şunlar...
ÖZET BİLGİ
MRNA AŞILARI: NE YAPIYOR NE YAPMIYOR
- BULGU 1: Araştırmada incelenen 885 bin aşılanan kişiden hiçbirinde PIHTILAŞMA sorunu görülmemiş. Kısacası bu aşı pıhtılaşmaya yol açmıyor. Aşılamadan önce ya da sonra kan sulandırıcı kullanmanın hiçbir anlamı yok.
- BULGU 2: Aşılananlarda LENF BEZİ ŞİŞMESİ olasılığı var ama bu olasılık çok çok düşük: 100 binde 78 civarında. Ayrıca şişen lenf bezleri de kısa bir süre sonra kendiliğinden küçülüyor.
-
Geçen haftada yazdım, Dr. Sinclair “Resveratrol – Sirtüin” ilişkisinin önemini ilk kez tespit eden mühim bir biliminsanıdır. Üzümde (kabuk ve çekirdekte) ve daha pek çok besinde bulunan Resveratrol isimli doğal mucizenin Sirtüin genlerini etkileyerek ömrümüzün süre ve kalitesini değiştirebileceği iddiasındadır. Bu iddiasına son yıllarda “NAD/NMN” ikilisini ve “AMPK” enzimini de dahil etmiştir. İsterseniz gelin sözü daha fazla uzatmadan konuya hemen girelim. Bu arada da kişisel kanaatimizi şimdiden belirtelim: Bize göre yaşlanmak bir hastalık değildir. Ama insan yaşamının bu değerli bölümünü hastalıklardan uzak, daha sağlıklı, daha formda ve zinde, daha mutlu ve huzurlu geçirebilmek de bir ölçüde bizim elimizdedir.
SORU 1YAŞLILIĞIN SIRRI SİRTÜİNLERDE Mİ GİZLİ
SİRTÜİNLER yaşlanmayı kontrol ettiği düşünülen genlerdendir. Düzgün çalışabilmeleri için doğal üretimimiz NAD’ye ve NMN’ye ihtiyaçları vardır. Ne var ki biz yaşlandıkça NAD seviyelerimiz düşer. Mesela 50’li yaşları geçtiğimizde NAD seviyelerimiz 20’li yaşların yarısına iner. NAD ve NMN’ye (Nikotin Adenin Dinükletid ve Nikotin Mono Nükleotid) gelince... Bunlar bedenimizin ürettiği doğal maddelerdir. Sirtüin genleriyle işbirliği halinde çalışırlar. Sirtüinlere gelince... Sirtüinler bizi (DNA’mızı ve epigenetik yapılanmamızı) koruyan, formda, genç, fit ve sağlıklı tutan genlerdir. Onları aktive eden her şey bize iyi gelir. Zira onlar DNA’yı onararak hücreyi koruyup bir “enerji küpü” halinde tutarak işlevlerini sürdürmede anahtar görevler üstlenmektedir. Ne var ki bu işi yaparken çok sayıda “yol arkadaşı”, daha doğrusu “yardımcı elemana” ihtiyaç duyarlar. Ayrıca yaşam tarzı seçimlerinizden de ciddi ölçüde etkilenirler.
SORU 2
SİRTÜİNLERİN DAHA İYİ ÇALIŞMASI İÇİN NELER LAZIM
EĞER yaşlılığınızı daha az hastalanarak geçirmek istiyorsanız sirtüinlerin yol arkadaşlarını iyi bilmek ve onları her daim devrede tutmak zorundasınız. Zira sirtüinlerin görevlerini hakkıyla yapabilmeleri için şu dörtlüye mutlak ihtiyaçları var.
BİR:
Kayıplarımız ise -maalesef- her geçen gün artıyor. Ama ne yazık ki ne biz ne de diğer ülkeler tehlikenin hâlâ farkında değiliz. Oysa elimizde bizi kurtaracak ve koruyacak “tapu kadar (!)” sağlam, güçlü ve güvenli aşılar var. Eğer biz biraz daha duyarlı olabilseydik, eğer Dünya Sağlık Örgütü biraz daha becerikli ve hızlı davranabilseydi, eğer Birleşmiş Milletler pandeminin en az bir “dünya savaşı” kadar önemli olduğunu daha erken fark edebilseydi, kısacası aşılama hızı bütün dünyada ve bizde biraz daha yüksek olsaydı bu baş belası pandemi emin olun çoktan sona ererdi. Üzülerek belirteyim durum ciddi. Önümüzdeki günler -eğer bu kafada devam edecek olursak- düşündüğümüz kadar aydınlık ve güvenli olmayacak. Eğer aşılama hızını bir an önce arttırmazsak şimdilerde başımıza bela olan Delta varyantını -inşallah yanılıyorumdur- Gamma hatta Epsilon varyantları izleyebilecek. ÖZETİ ŞUDUR: Durum zannettiğinizden çok daha ciddidir. “Bıktım, sıkıldım abi!” mavralarını bir kenara bırakıp bir an önce kendimize gelmemiz ve aşılama hızını çok daha ciddi rakamlara yükseltmemiz lazım.
UNUTMAYIN
ÇARE ‘AİT OLMAK’TA
Başlıktaki
Sağlığınız ise bu iki parametrenin kesişme noktasıdır. Sağlık ve sağlamlıkta gücü belirleyen önemli bir alt unsur ise “EPİGENETİK SAAT”tir. Epigenetik saat kavramını bize kazandıran biliminsanı da “iyi yaşlanma araştırmacılarından biri olarak” Steve Horvath’tır.
KISA BİLGİ
STEVE HORVARTH KİMDİR
Neyse ki ilgililer bu yanlıştan kısa sürede döndüler. Eğer böyle bir uygulama yapılacaksa bu uygulamanın arka planında uluslararası kabul görebilecek bir aşı pasaportu düşüncesi varsa konu biraz daha tartışılmalı. Tekrar ediyorum: Karar yanlış değil, erken ve olgunlaştırılmamış bir karardır, bir süre ertelenmesi ise en az alınan karar kadar doğru bir vazgeçme ve ertelemedir.
BANA GÖRE
ACUN HARİKA BİR SEÇİM OLDU, SIRA ŞAHAN’DA
SEVİLEN ve güvenilen tanınmış kişilerin, aşı kararsızlarını hatta karşıtlarını ikna etmede kullanmak, onlara duyulan sevgi, sempati ve güvenden yararlanmak, salgının başından beri savunduğum, gündemde ısrarla tutmaya çalıştığım bir ayrıntıdır. Sevgili Acun’un bu amaçla yaptığı ve yapacağı yönlendirmelerin olumlu neticeler vereceğinden en ufak bir kuşku duymuyorum. Acun’un hemen arkasından da özellikle yangın ve sel felaketleri boyunca yaptığı mükemmel ve samimi çalışmalar nedeniyle sıranın Şahan Gökbakar’a geldiğini düşünüyorum.
UNUTMAYIN
SU İÇMENİN PÜF NOKTALARI
ŞU
Zira görünen o ki sadece bizde değil dünyanın hemen her ülkesinde aşı vurdum duymazlığı, ilgisizliği, kayıtsızlığı, kararsızlığı ya da karşıtlığı hız kesmeden devam ediyor. Peki, sonuç ne olacak?
BİR SORU
DELTA’YI, GAMMA VE EPSİLON MU İZLEYECEK