Osman Müftüoğlu

Aşı hayata bilettir

23 Eylül 2021
Bilelim ki pandemi sürecinde yaptıracağımız her aşı sağlıklı bir hayat için kesilmiş en güçlü ve güvenli bilettir. Bu nedenle “Aşıların içinde ne var?” gibi bir soru süratle ve hemen gündemden düşmelidir.

Zira bu soru özellikle “aşı kararsızları”nın kafasını karıştıran, onları aşıdan soğutabilen hatta bazılarını “retçi” veya “inkârcı” bile yapabilen son derece sakat, sakıncalı ve anlamsız bir sorudur. Ben de pek çok hekim gibi “Aşının içinde ne olduğunu bilmiyorum. Bu nedenle tereddütlüyüm” diye konuya girip bana “Aşının içinde ne var?” sorusunu yöneltenlere “Yıllardır yuttuğunuz o ilaçların, yaptırdığınız aşıların içinde ne vardı biliyor muydunuz?” diye cevap veriyor, ardından da şu cümleyi ekliyorum: “AŞIDA HAYAT VAR!”

BİR TEKRAR
AŞININ İÇİNDE NE VAR

Aşının içinde ‘HAYAT’ var.
Aşının içinde ‘GÜVENCE’ var.
Aşının içinde ‘SAĞLIKLI YAŞAM’ var.

Yazının Devamını Oku

Bağışıklık gücü nasıl artar

20 Eylül 2021
Salgınla birlikte sağlıkta bir numaralı gündem maddesi “bağışıklık” konusu oldu.

Doğrusu da bu zaten. Çünkü bu belalı virüsten bizi koruyacak, kollayacak en önemli ve güvenli güç, bağışıklığımızdır. Neyse ki biz “Ne yapalım da bağışıklığımıza güç verelim” diye kara kara düşünürken imdadımıza aşılar yetişiverdi. Ama gelin biz bu yeni haftaya başlarken de bağışıklığı bir kenarda unutmayalım, bağışıklık meselesini yeniden ve kısa başlıklar/özetlerle masaya yatıralım.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZ NE ZAMAN ZAYIFLAR?

* Hareketsiz ve tembel olduğumuzda.

* Uykusuz kaldığımızda

* Kötü beslendiğimizde

* Strese girdiğimizde

* Gereksiz yere ilaç  kullandığımızda

Yazının Devamını Oku

Sağlıklı bir soru: D3 mü, K2 mi

18 Eylül 2021
D vitamini daha doğrusu D3; yaşamsal vitaminlerin en önemlilerinden biri.

Ama eğer ondan hakkıyla yararlanmayı düşünüyorsanız, “D3’ü K2’yle evlendirmeniz”de fayda var. Çünkü bu iki “yağda çözünen vitamin” arasında mükemmel ve vazgeçilmez bir “görev ortaklığı” söz konusu. Biliyorsunuz güneşle cildimizde ürettiğimiz ya da takviyelerle bedenimize kazandırdığımız D3 vitamini, gıdalarla vücudumuza giren kalsiyumun bağırsaklarımızdan emilimini kolaylaştırıyor. Ayrıca böbrekler yoluyla kaybını da engellemeye çalışıyor. Yiyip içtiklerinizle yeteri kadar kalsiyum kazanamadığınızda da D vitamini kemiklerinizdeki kalsiyumu adeta “çalarak” kanınızdaki kalsiyum dengesini sürdürmeye çalışıyor. K2 vitaminine gelince...

SORU ŞU
PEKİ, K2 NE YAPIYOR

BİLELİM ki söz konusu “kalsiyum dengesi” ise K2 en az D vitamini kadar önemli bir molekül. K2 vitamini “osteokalsin” isimli bir proteini aktive ederek kanınızda dolaşan kalsiyumun kemiklerinize yerleşmesini kolaylaştırıyor. K2’nin görevi sadece bununla da sınırlı değil. Kalsiyumun kan damarları ve böbrekler gibi yumuşak dokularda birikmesini önlemek böbreklere çökerek “böbrektaşı”, damarlara çökerek “plak” yapmasını önlemek de K2’nin görevleri arasında. K2 bu önemli görevi “matris GLA proteini”ni aktive ederek yerine getiriyor. Sözü daha fazla uzatmadan isterseniz gelin süreci özetleyelim: D vitamini kandaki kalsiyumun yeterli seviyede olmasını garanti ederken K2 de o kalsiyumdan kemiklerin daha iyi istifade etmesine ve kalsiyum fazlasının böbrek ve damarlarımızda birikmesine engel oluyor. Peki, D3-K2 ilişkisi için “hepsi bu kadar” mı? Kesinlikle hayır! Bu ikili ilişkinin başka bir detayı daha var. O detayı merak ediyorsanız 1 numaralı kutuya geçebilirsiniz.


Yazının Devamını Oku

Rakamların farkında mısınız

16 Eylül 2021
Salgınla ilgili rakamların tamamı ürkütücü ama isterseniz gelin biz rakamlardan önce, yazımıza durumu özetleyen çok daha net, çok daha açık, çok daha acı ve çok daha ürkütücü bir cümleyle başlayalım: TÜRKİYE -maalesef- SALGININ EN AĞIR DÖNEMLERİNDEN BİRİNİ YAŞIYOR.

Evet, “fotoğrafı saklamanın, görmezden gelmenin ya da bazı bahanelerle önemsizleştirmenin mümkün olmadığı” çok özel günlerden geçiyoruz. Geçtiğimiz yıla göre, ölüm sayıları neredeyse 4 kat artmış gibi görünüyor. “Aylara göre vefat ortalamaları” dikkate alındığında ise en yüksek rakamın görüldüğü Nisan 2021’e kıyasla Eylül 2021 sonunda çok daha yüksek bir “günlük kayıp ortalaması” ile karşılaşacağımız anlaşılıyor. Kısacası hassas bir noktada, tehlikeli ve riskli bir dönemeçteyiz. Durum acilen ve hemen masaya yatırılmalı, yeni kısıtlamalar hatta kapanmalara ve de okul kapatmalarına asla fırsat verilmeyecek şekilde ciddi ve etkili önlemler alınıp süratle uygulamaya konulmalıdır. TEKRARLIYORUM: Yeni kapatmalar/kapanmalar, eğitime yeniden kısa süreli de olsa toptan ara vermeler asla olmamalıdır.

Bu arada altını bir defa daha çiziyorum: Rakamlar ürkütücüdür, bu yazının hazırlandığı saatler itibariyle Eylül 2021’de kaybettiğimiz canlarımızın ortalama sayısı 265’in üzerindedir. Ve ne üzücüdür ki rakamlar 300’lere doğru hızla tırmanmaktadır.

HATIRLATMA
SALGINLA YENİDEN SAVAŞ İÇİN 10 ‘BİLDİK’ ÖNERİ

AŞAĞIDAKİ 10 öneriyi hepimizin zaten çok iyi bildiği kesindir. Ama yine de tekrarda fayda vardır: Eğer günlük vaka sayılarını düşürmek, daha az canımızı kaybederek ve daha az hasar görerek bu sıkıntılı dönemi atlatmak istiyorsak öncelikle yapmamız gerekenler hâlâ aynıdır.

İLK 5

Yazının Devamını Oku

Aslında 4 pandemi var

13 Eylül 2021
Sağlığımız bakımından son derece enteresan, farklı ve önemli bir dönemden geçtiğimiz kesindir.

Hepimiz için “sağlık ana gündemi”nin birinci maddesi COVID-19 olsa da üzülerek belirteyim aslında bir değil, iç içe geçmiş 4 pandemiyi aynı anda yaşıyoruz.

BİR: COVID-19 PANDEMİSİ

İKİ: KAYGI/DEPRESYON PANDEMİSİ

ÜÇ: UYKUSUZLUK PANDEMİSİ

DÖRT: KİLO/OBEZİTE PANDEMİSİ

Gelelim detaylara...

Yazının Devamını Oku

Canımı sıkan 5 şey

11 Eylül 2021
Zor günlerden geçiyoruz. Her alanda pek çok sorunumuz var. Ve tabii ki “sağlık” da sorunlu alanlarımızdan biri. İsterseniz gelin “sağlıkta sorunlar gündemi”nin “can sıkıcı” ilk beşini yeniden gündeme getirelim. Hazırsanız buyurun...

SORUN 1
AŞILAMA HIZINDA YAVAŞIZ

BİRBİRİ ardına gelen yeni mutasyonlar dikkate alındığında salgını kontrol altına almamız için ulaşmamız gereken toplumsal bağışıklık oranı yüzde 60’lardan yüzde 80’lere çıkmış durumda. Ve bizim bu rakama ulaşabilmemiz için her gün en az 750 bin ila 1 milyon civarında vatandaşımızı aşılamamız gerekiyor. Oysa biz 300-400 binli rakamlara takılmış durumdayız. Bilelim ki bu rakamlar yetersiz ve endişe vericidir.

SORUN 2
ÜÇÜNCÜ DOZDA DA GEÇ KALIYORUZ

Yazının Devamını Oku

Hangi soruna hangi mineral

9 Eylül 2021
Sağlığımızı korumak ve güçlendirmek söz konusu olduğunda aklımıza nedense hemen ve öncelikle vitaminler geliyor.

Oysa en az vitaminler kadar önemli, değerli ve güçlü başka pek çok “SAĞLIK MUHAFIZI”mız var. Bunların ilk sırasını da mineraller (örneğin kalsiyum, magnezyum, selenyum ve çinko) alıyor. İsterseniz gelin bugün köşemizi, çoğumuzun pek de farkında olmadığı o “mineral gücü takımı”nın önemli oyuncularından birine, “MAGNEZYUM”a ayıralım. Hazırsanız buyurun...

İYİ BİLGİ
MAGNEZYUMUN MARİFETLERİ

MAGNEZYUM, sağlık savunma sistemimiz, hastalıklarla mücadele maçına çıktığında bir sağlık oyuncusu olarak sahanın her yerinde görev alabiliyor. Örneğin, geri planda kaleci ya da stoper gibi çalışıp bağışıklığımızı koruyabiliyor. Ya da bir orta saha oyuncusu görevi üstlenip kemik ve kaslarımızı destekleyerek bizi daha güçlü ayakta tutabiliyor. Gerektiğinde de etkili bir forvet oyuncusu görevi görüp sinir sistemimizi aktive ediyor, enerji üretimimizi arttırıyor, gücümüze güç, kuvvetimize kuvvet ekleyerek maçı bizim kazanmamızı sağlayacak golleri de atabiliyor.

UNUTMAYIN

Yazının Devamını Oku

Yürüyelim arkadaşlar

6 Eylül 2021
En sevdiğim marşlardan biri, “Dağ başını duman almış / Gümüş dere durmaz akar / Güneş ufuktan şimdi doğar / Yürüyelim arkadaşlar” dizeleriyle ruhuma motivasyon yükleyen o güzelim “Gençlik Marşı”dır.

Günde kaç adım’ tartışması ne zaman gündeme gelse aklıma hep o marş gelir. Görünen o ki o güzelim marş neredeyse yüz yıldır dillerden düşmüyorsa günde kaç adım tartışması da kolay kolay gündemden düşmeyecek. Nedeni bilimsel verilerdeki kafa karıştırıcı açıklamalar. Aslında bilimsel veriler bize hep aynı sonucu söylüyor: “Mutlaka ama mutlaka her gün egzersiz yapın” diyor. Ardından da ekliyor: “Düzenli yürüyüşler, günlük egzersizlerin en etkili, en faydalı ve en kolay uygulananıdır.” Detaylar için buyurun...




YİNE O TARTIŞMA
HARVARD GİTTİ MASSACHUSETTS GELDİ

Yazının Devamını Oku