Osman Müftüoğlu

Tembellik bedene oturmak ömre ihanettir

20 Haziran 2024
Sık tekrarladığım eski mottolarımdan biri de şudur: TEMBELLİK BEDENE İHANETTİR.

Gerekçem de son derece açık ve nettir: Oturmak daha doğrusu hareketsiz, tembel ve miskin bir hayatta ısrar etmek her şeyden önce insülin direncinin, dolayısıyla bel kalınlaşması ve göbeklenmenin garantisi gibidir. Üstelik bu yanlış ısrarla tekrarlandığında şeker hastalığı hipertansiyon, Alzheimer, hatta bazı kanserler için kırmızı mumlu birer davetiye gibidir.

Yeni tamamlanan büyük bir epidemiyolojik (toplumsal) çalışmanın sonuçları benim o eski mottomu daha da güçlendirip sağlamlaştırdı. Mottomun hedefini iyice büyüttü. Nedeni şu: O yeni araştırmanın sonuçlarına bakılırsa oturmak “SADECE BEDENE VE RUHA DEĞİL, ÖMRE DE İHANET GİBİ” görünüyor ve bu mühim araştırmanın sonuçları bize “Televizyon izlemekle geçen günde ek 2 saatin sağlıklı yaşlanma ihtimalinde yüzde 12’lik bir düşüşe yol açabileceğini” gösteriyor.

Bu araştırmanın hepimiz tarafından ciddiye alınmasında fayda var. Zira aynı araştırma, “günlük işlerimizi yaparken, ayakta durmak veya yürümek gibi hafif fiziksel aktivitelerle fazladan 2 saat geçirebilmenin bile sağlıklı yaşlanma ihtimalimizi yüzde 6 arttırabileceğini” söylüyor.

Özeti şudur: Aktivitenin azı da çoğu da, hafifi de şiddetlisi de bedenin de ruhun da işine yarıyor, ömrü uzatıyor, yaşamın kalitesini arttırıyor. Tembel bir hayat ise zamanla adeta bir ömür törpüsü haline geliyor.

OKUR SORUSU

SAĞLIKLI YAŞLANMANIN BİR TARİFİ VAR MI

Çok

Yazının Devamını Oku

Bayram kahvesinin tadını çıkarın

17 Haziran 2024
ÖNCELİKLE bu mübarek ve güzel bayramın hepimize sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini dileyelim. Hemen ardından da bayram kahvelerinizi daha keyifli yudumlayabilmeniz için size sağlıklı ve iyi kahve haberleri verelim.

aklaşık 500 bin yetişkinin incelendiği farklı meta analizler bize bir kez daha net ve açık olarak gösterdi ki -aşırıya kaçmadan tüketildiğinde- kahvenin de önemli sağlık faydaları var. O faydaların başlıcaları da şunlar...

1- KALBE İYİ GELİYOR: Düzenli kahve tüketimi -günde 3 fincanı geçmemek koşuluyla- kalp damar hastalığı riskimizi azaltabiliyor.

2- İNMEYİ ENGELLEYEBİLİYOR: Eğer günde 4 fincanı geçmezseniz düzenli kahve içmeniz inme/felç riskinizi de azaltıyor.

3- KARACİĞERİ KORUYOR: Makul miktarda kahve tüketimi siroz ve kanser dahil pek çok karaciğer hastalığına yakalanma riskinizi de düşürüyor. Kahve içmenin karaciğer yağlanmasını azaltabileceğini ve safra kesesi taşı oluşumu sınırlayabileceğini gösteren bilimsel veriler de var.

4- DİYABETİ FRENLİYOR: Günde 6 fincanı geçmemek koşuluyla düzenli kahve tüketiminin tip 2 diyabet riskini azaltabileceğini gösteren güvenilir bilimsel veriler var.

5- BELLEĞİ DESTEKLİYOR: Makul miktarda kahve tüketiminin bellek kaybını ve depresyonu da sınırlayabileceğini gösteren pek çok bilimsel çalışma mevcut. Ayrıca günde 4 fincanı geçmemek koşuluyla düzenli kahve tüketiminin parkinson hastalığına karşı da etkili bir önlem olabileceği düşünülüyor.

NOT: Yukarıdaki veriler farklı araştırmalardan özetlenmiştir.

Yazının Devamını Oku

Yok böyle bir ilaç

15 Haziran 2024
EGZERSİZ meselesi daha doğrusu “aktif yaşam” konusu son yılların en önemli sağlık gündemlerinden biri.

Araştırma sonuçlarına bakılırsa gündemin ön sıralarındaki o haklı yerini korumaya da devam edecek. Sağlığımızı korumak ve kollamanın ancak aktif bir yaşam ve düzenli egzersiz alışkanlığı ile mümkün olabileceğini, sağlıklı bir hayatın yalnızca “Neleri ve nasıl günde kaç porsiyon yemeliyiz?” sorusuna yanıt aramakla mümkün olamayacağını neredeyse 30 yıldır gündemde tutmaya çalışıyorum. Vazgeçmeye de hiç niyetim yok! Zaten bu nedenle de en az yiyecek-içecek porsiyonlarınıza dikkat ettiğiniz kadar egzersiz porsiyonlarınızı da her gün düzenli almak zorunda olduğunuzu her fırsatta hatırlatıyorum. Nedenine gelince...

EGZERSİZ

ÖMRE ÖMÜR KATIYOR

Her şeyden önce şunu net ve açık olarak bilelim: Eğer sağlıklı bir vücut ağırlığının bile tadını yeterince çıkarmak istiyorsanız meseleyi yalnızca diyete, perhize, rejime havale edemezsiniz. En az beslenmeniz kadar aktivite yoğunluğunuz ve egzersiz porsiyonlarınıza da özen göstermelisiniz. Zira düzenli egzersiz alışkanlığının sadece kilo korumada değil, depresyondan uyku bozukluklarına, diyabetten hipertansiyona, Alzheimer’dan kalp damar hastalığına, hatta kanserlere karşı bile koruyucu ve de tedavi edici bir ilaç olabileceğini gösteren çok net ve açık kanıtlara sahibiz. Kısacası egzersiz başlıkta belirttiğimiz gibi sadece ilaç değil aynı zamanda iyi bir ömrün sırrı, kaliteli bir hayatın vazgeçilmez yol arkadaşıdır.

İYİ BİLGİ 1

TİROİT TEMBELLİĞİ NEDEN ÖNEMLİ?

Tiroit

Yazının Devamını Oku

Hata yaptık

13 Haziran 2024
KESİNLİKLE bilerek değil ama -bence- yanlış bilgiler ve yaklaşımlarla eğitildiğimiz için biz hekimler geçtiğimiz yıllarda çok önemli bir hata yaptık.

O hata şu: Hastalıkların sebepleriyle değil sonuçlarıyla savaştık! Hastalıklara yol veren ve bizi hasta eden “SEBEPLERİ” bir yana bırakıp o hastalıkların oluşturduğu “SONUÇLAR” ile uğraştık, onları ortadan kaldırmaya çalıştık. Tabirim hoş görülsün, adeta “rüzgârı bir kenara bırakıp yel değirmenleriyle kavga ettik”. Biraz daha açalım: Sebepler yerine sonuçlara odaklandık. Neticede de şimdilerde çok daha net ve açık olarak görüyoruz ki HATA YAPTIK! Peki neydi o hata, daha doğrusu hatalar zinciri?

KISA BİLGİ

HATA NEREDE

İsterseniz gelin doğrudan ve sözü fazla uzatmadan o hatalardan bazılarına örnekler vererek yola çıkalım: Tansiyonunun yüksek olduğunu belirlediğimiz bir kişide o kişinin “kilo fazlalığı var mı, tuz tüketimi fazla mı, uyku kalitesi yeterli mi, stres patlamaları söz konusu mu, ne yiyip ne içiyor, sigara ve alkol bağımlılığı ne durumda...?” gibi soruların yanıtını aramak, yani “sebeplere” odaklanmak yerine; anında ve süratle “bir tansiyon ilacı yazıp” meseleyi ilaçla çözmeye çalıştık. Yani sebeple değil “sonuçla” uğraştık. Aynı hatayı şeker hastalığı, kalp damar hastalığı, romatizmal hastalıklar hatta karaciğer yağlanması, safra kesesi taşı ile karşılaştığımızda da sık sık tekrarladık.

İYİ BİLGİ

PEKİ NE YAPMALIYIZ

Yazının Devamını Oku

Bu fırtına bitmez

10 Haziran 2024
Zaman zaman sağlık planlarımıza yeni bazı takviyeler girebiliyor.

Ama bunlardan bir kısmı her daim gündemde kalırken bazıları ise süratle gündem dışı kalıyor. Sağlığına değer verip onu takviyelerle güçlendirmek isteyenlerin klasik listelerinde magnezyum, D vitamini, omega 3, C vitamini ve benzerlerinin hemen her daim yer alması bu nedenle hiç de şaşırtıcı değil. Bazı sağlık takviyeleri ise adeta gelip geçici modalar gibi takviye listemize hızla girip hızla çıkabiliyor. Mesela beta karoten takviyeleri, mesela 5HTP hapları...

Son yıllarda takviye listelerimize adeta bir fırtına gibi dalan NAD’a gelince...



Anlaşılan o ki NAD da “kalıcı takviyeler” listesindeki yerini sağlamlaştırmış durumda. Ve yine anlaşılan o ki NAD da o listeden -tıpkı glutatyon, tıpkı kollajen gibi- kolay kolay çıkmayacak. Peki, neden?

Yazının Devamını Oku

Sıcak havalar için beslenme tüyoları

8 Haziran 2024
ANLAŞILAN o ki bizi sıcak hem de çok sıcak bir yaz bekliyor.

Aşırı sıcakların özellikle riskli kişilerde, kronik hastalığı olanlarda (KOAH’lılar, kalp hastaları, karaciğer/böbrek yetmezliği olanlar) önemli bir sağlık tehdidi olabileceği de çok iyi biliniyor. Bu nedenle yaşam tarzımızda bazı değişiklikler yapıp önlemler almamız, özellikle beslenme planlarımızda bazı değişikliklere gitmemiz şart! İsterseniz gelin, o değişikliklerin ilk adımlarında neler olmalı, onları bir göz atalım.

ÖNERİ 1

SU İÇİN

Daha sık ve çok su içmek terleme yoluyla kaybolan suyu yeniden geri kazanmanın en kolay, önemli ve etkili yoludur. Su ihtiyacımızı tabii ki sadece su içme işlevine emanet etmememizde fayda var. Mümkün olduğu kadar sulu, sıvı ve elektrolit içeriği yüksek yiyecek ve içeceklere de ağırlık vermemiz lazım.

ÖNERİ 2

SEBZE VE MEYVELERE YÜKLENİN

Yazının Devamını Oku

Longevity tüyoları 3

3 Haziran 2024
“Başarılı Yaşlanma” kitabındaki düşünceleriyle hayata ve yaşlılığa bakış açımızı önemli ölçüde değiştiren Dr. Daniel J. Levitin bu kitabı ile -bana göre- aynı zamanda muazzam bir “LONGEVİTY ANAYASASI” da oluşturdu.

Dr. Levitin de -benim gibi- yaşlanırken “yaşam süresi ile sağlık süresi”ni daha güzel, daha anlamlı ve daha güçlü “örtüştürebilmek ve eşitleyebilmek” için “beynimizi sağlam tutmamız” gerektiğinin altını ısrarla çiziyor ve beynimizi canlandırmak için bir sonraki kutuda size özetleyeceğim bir “beyin yaşlanma planı”nı hayata geçirmemizi tavsiye ediyor.

Size net ve açık tavsiyem şudur: Yaşlılığı bir zorluk, bir ağrılar, uykusuzluklar ve yorgunluklar koalisyonu ve bir yük olarak değil, bir avantaj, bir tecrübe, bir bilgelik, bir sosyal güç ve bir muhteşem zirve olarak gördüğünüzde yaşlanmaya bakış açınız da yaşlılığı yol arkadaşı yapış tarzınız da temelden değişecektir.

KESİP SAKLAYIN

10 MADDELİK BEYİN CANLANDIRMA ANAYASASI

BİR: Emekli olmayın.

İKİ: İleriye bakın.

ÜÇ: Egzersiz yapın.

DÖRT:

Yazının Devamını Oku

Longevity tüyoları 2

1 Haziran 2024
Şu bilgi çok net ve açık: Modern tıp bilimi çok değil 15-20 yıl sonra hepimizi 90’lı yaşların sonrasına kadar iyi ve sağlıklı yaşatabilecek başarılara imza atacak.

Ve hiç kuşkum yok ki bu güzel hedefe rahatlıkla ulaşacak. Buraya kadar güzel ama canlılığı, sağlığı, aklı yerinde olmadan, başkalarına muhtaç kalarak 90’ları 100’leri görmeyi kim ister? Kısacası net ve açık olarak bilelim ki “kişinin yaşamına yeni yıllar eklemesi” yeterli değildir. Uzun bir yaşam kaliteli, keyifli ve sağlıklı ise anlamlıdır ve değerlidir. İşte bu nedenle yaşımız ne olursa olsun aklımızı, bedenimizi ve hayatla kurduğumuz ilişkileri nasıl koruyup kollayacağımıza her daim zaman ayırmak ve kafa patlatmak zorundayız. “LONGEVİTY TÜYOLARI”nı işte biraz da bu nedenle sizinle paylaşmak istedim. Tıbbi açıdan sağlam, ruhsal yönden keyifli, bedensel bakımdan mükemmel, sosyal yönden doyurucu, güvenilir ve uzun bir ömür sürmek istiyorsak, “nitelikli bir yaşam ve yaşlanmayı” hedefliyorsak, longevity meselesine biraz daha odaklanmamızda fayda var. İsterseniz gelin, o meselenin detaylarına biraz daha farklı bir pencereden bakalım...

VARAN 1 

BEDENİNİZ BEYNİNİZİ İZLER

Longevity’nin temel noktası ve bir numarası bana göre beyin zindeliğini korumak, hatta mümkünse daha iyi noktalara taşımaktır. Çünkü hangi yaşta olursanız olun “BEDENİNİZ BEYNİNİZİ İZLER!

Eğer beyninizi keyifli, sağlıklı, huzurlu, olumlu ve uzun bir yaşama göre ayarlar ve planlarsanız bedeniniz mutlaka onu izleyecektir, izlemek zorundadır. Hangi yaşta olursanız olun şu hiç değişmez: Aklınızı sağlam, etkin ve çalışır durumda tutabilirseniz, bedeniniz onu izleyecek ve siz beyniniz/aklınız sayesinde “fiziksel zindeliğinizi korumaya, doğru beslenmeye, kaliteli uykuya, sosyal/manevi/kültürel ilişkilerinizi geliştirmeye” kısacası kaliteli bir hayata ilişkin her şeye daha yatkın hale geleceksiniz. Bu nedenle “beyniniz/aklınız/belleğiniz önemlidir, önceliklidir, biriciktir”.

VARAN 2 

SOSYALLEŞİN

Yazının Devamını Oku