Mustafa’nın kişisel Susurluk’u

Yine bir kamyon, yine bir kaza ve ortaya dökülen gerçekler. Hiçbir şeyin, ister toplumsal ister kişisel, göründüğü gibi olmadığını ortaya çıkartıyor bu kamyon kazaları.

Bu kez bir filmde yaşanıyor kaza ve toplumsal değil ama kişisel sırların ortaya çıkmasına neden oluyor.

Mustafa (Fikret Kuşkan) başarılı bir reklam şirketi yöneticisi. Karısı Ceren’i (Başak Köklükaya) bir trafik kazasında kaybediyor, bu kaza sırasında yalnız olmadığını öğreniyor. Ceren’in bir yıldır taksici sevgilisi Fikret’le (Nejat İşler) yasak aşk yaşadığını ortaya çıkartıyor bu kaza.

Mustafa da karısıyla ilgili gerçekleri öğrenmek için Fikret’i kaçırarak sorgulamaya başlıyor.

Seçkinci, yani beyaz yakalı biri Mustafa. Sıradan insanlara, zayıf olanlara tahammülü yok. Ama karısının kendisini aldattığı kişi kaderin bir cilvesi olarak nefret ettiği sınıftan biri.

Trajedilerle dolu filmin komedi öğesi de ikisinin diyaloglarından ortaya çıkıyor zaten.

Sorgulama zamanla Mustafa’nın kendi geçmişinde de arkeolojik bir kazı yapmasına doğru gidiyor.

Pek çok travmanın nedenini de öğreniyor bu şekilde izleyici.

Çağan Irmak her ne kadar kendisine ait olsa da zor bir senaryonun altına girmiş.

Bunun oldukça farkında ki, oyuncu seçiminin kendine büyük kolaylık sağlayacağını düşünerek isabetli kararlar vermiş.

Oyunculuklar, filmdeki karakterleri tam anlamıyla ortaya çıkartıyor, hatta altlarını kalın çizgilerle çiziyor.

Ancak Çağan Irmak o her şey kelimesine fazla yüklenmiş gibi geldi bana. O kadar çok olayı bir nefeste anlatmak istemiş ki, ayrıntılarla boğuşmakta sıkılıyor insan.

Yine de son dönemlerin içerik açısından en dolgun filmlerinden biri olduğunu söylemeliyim.
Yazarın Tüm Yazıları