‘İşte dudak uçuklatan rakamlar’
‘Yılbaşında alacağı ücret belli oldu’ başlıkları manşetleri süslemeye başladı.
Her yıl sanatçıların yılbaşında vereceği konserlerde alacağı ücretler konuşulur.
Yorulur çeneler.
Mustafa Sandal, “Bazı isimlerin aldıkları rakamları görünce gülesim geliyor. PR yapıyorlar. 30 yıldır sektördeyim ben bunları yemem” dedi.
Haklı Mustafa Sandal.
Yok öyle rakamlar.
Üstelik yazarsın bir senaryo ve izlettirirsin ilgiyle tüm ülkeye...
Entrika, ihanet, yıkılan bir yuva...
Pes dedirtecek hareketler, “Hadi canım oradan” naraları attıracak hamleler...
Ne ararsan var!
10 numara reyting getirecek iş.
Neyse...
Hadise bir açıklama yapıp “1.5 senedir taciz ediliyorum. Bel altı konuşma hakkını kendinde gören programların kontrol altına alınması gerekiyor. Özel hayatıma tecavüz ediyor bu insanlar. Şantaj ve tehdit” dedi.
Haklı tarafları var.
Mesela Uçhisar’da bulunan Argos in Cappadocia Hotel. Onlar kendilerini içinden köy geçen otel olarak tanımlıyor.
Öyle boş bir tanım değil bu. Haklılar. Otelin bulunduğu köye girince kendinizi bir rüya kasabasında buluyorsunuz.
Otelin manzarası uçsuz bucaksız bir vadi... Uçhisar’ı tepeden izleyip, Erciyes Dağı’nın büyülü görüntüsüne karşı oturuyorsunuz.
Odaların hepsi farklı.
Yani bir daha gelirseniz başka tip bir odada kalacağınız garanti.
Bu da her seferinde farklı bir deneyim anlamına geliyor.
Odada vakit mi geçirsem yoksa otelin vadisinde, uçsuz bucaksız bahçelerinde tur mu atsam... Bir saniye yahu Kapadokya’dayız, şehri mi gezsem...
Bu tatlı telaşları yaşama merkezi bana göre Argos...
Böyle gerekmez mi?
Ha dilemeyenlerden misin?
O zaman “Günahları boynuna” de...
Onu da mı demek istemiyorsun?
Sus o halde...
Arkasından nefret sözcükleri söylenmez...
Nusret, Abu Dhabi’deki restoranından bir adisyon paylaştı. Hesap 615 bin dirhem... Yani 3 milyon 100 bin lira falan. Hesap yahu bu. Yemek hesabı.
İnsanları ikiye değil üçe beşe bölecek tartışmaları başlatacak türden bir hesap üstelik.
Kimi “normaldir dükkanın gideri çok fazla” diyor, kimi “insanlar zor durumdayken çok ayıp” diyor, kimi de “bana ne insanların parasından” diyor.
Ben adisyondaki her kaleme tek tek baktım.
Mesela, hesapta ‘Golden Ottoman’ diye bir biftek var.
2 tane yemişler. 28 bin lira tutmuş.
Bir biftek 14 bin lira yani.
Sebebi de Martı şirketinin ‘araç paylaşımı’ ile ilgili başlattığı bir hareket.
Ücretsiz bir hareket üstelik. Aynı yöne gidenlerin tek araçla seyahat etmesini sağlayan bir platformu hayata geçirdi Öktem ve ekibi.
E iyi de bu hem trafiği rahatlatır, hem çevreyi daha az kirletir hem de zamandan tasarruf ettirir...
Eyüp Aksu da “Bunlar korsan, bunun önüne geçeceğiz, global korsana nasıl son verdiysek buna da vereceğiz” dedi.
Yetmemiş, arka plandan da işler çevirip tehdit etmiş, adamlarını göndermiş Öktem’in ofisine...
Google’a Eyüp Aksu yazınca neler çıkıyor bir bak diyeceğim ama umursamayacaksın.
Birileri çıkıp seni o koltuktan indirene kadar ne olduğunun asla farkına varmayacak ama o koltuğu kaybedince hayatının şokunu yaşayacaksın.
Ne deniyordu buna yeni tabirle...
İmza, kaşe, mühür...
Aynen öyle işte.
Dizi ve filmlerde değil yahu gerçek hayatta da böyle değil mi?
Çok iyi olmayacaksın hiçbir zaman. Saniyesinde biniyorlar tepene.
Günün sonunda da sana sade bir ‘kalbi çok temiz ama...’ cümlesi kalıyor.
Nejat İşler’in bu açıklamalarından yola çıkıp kıssadan hisse yapalım...
◊ Sen içinde iyi ol yine olma demiyorum ama dışarıya bunu hissettirme.
Biz son adımı da attık ve 4 Aralık’taki tören için pazar sabahı Ritz-Carlton Hotel’de Altın Kelebek jürisi olarak bir araya geldik.
Önümüzdeki notlarda halkın oylarıyla belirlenen ilk 10 aday vardı.
Jüride ben, Savaş Özbey, Ömür Gedik, Onur Baştürk, Hakan Gence ve Selim Akçin, Kelebek ekibi olarak yer aldık. Faruk Bayhan, Nevra Serezli, Erol Evgin, Simge Sağın, Bengü ve Ersay Üner de sektörün önemli temsilcileri olarak yer aldı.
32 kategori vardı.
O kategoriler teker teker incelendi.
Fikir ayrılıkları da oldu, oy birliğiyle verilen kararlar da...
Jüri bazı kategorilerde yüzde 30’luk oy hakkını kullanarak zirveyi de belirledi...
Biz hem çok keyif aldığımız hem de içimizin çok rahat olduğu bir toplantıdan çıktık. E haliyle ödül gecesi için heyecanımız bir kat daha arttı.