Başka evrenler var işin içinde, dünyayı kurtarması gereken bir kadın, sürekli kişilik değiştiren bir koca var... Bana sorarsanız başarılı bir film.
Fakat zaten yeterince beynimizin yandığı bir dönemde insanımız biraz üşendi bu filmi izlemeye.
İsmi bile karmaşık geldi birçok izleyiciye eminim.
Ama ne olacak biliyor musunuz? Bazılarımız sırf izlemiş olmak için izleyeceğiz filmi. Masalarda, sohbetlerde söyleyecek birkaç cümlemiz olsun diye tahammül edenlerimiz olacak filme.
Benden size bir tavsiye...
Ne yapın edin, sabredin ve seyredin bu filmi.
Terapi gibi görün...
Adı vefasızlık
Bazıları hak etti çünkü.
Böyle bir cümle kuramazlar, kurmamalılar.
Bu insanları gereksiz bir rahatlığa sürükler.
Güzel bir örnek size mesela... İddia o ki Edis ile Aleyna Tilki yeni şarkılarının çıkış tarihi için astrologlara danışmış...
Danıştıkları astrologlar ikisine de aynı tarihi söylemiş.
Bir işe başlarken, bir imzayı atarken, özetle önemli bir karar verirken astrologlara danışılabilir.
Bu doğru astrolog kullanımıdır.
Bu ince bir çizgi.
Çok tartışırız bu konuyu daha.
Bana göre illa ilkyardım bilgisine sahip olmasına gerek yok bölgeye gidenlerin.
Mesela bir şarkıcı, bir oyuncu ya da tanınmış bir sima fark etmez, bölgeye gidip bir çocuğun yüzünde biraz da olsa tebessüm yaratıyorsa yeterli benim için.
Bırakın gülsün çocuklar.
Daha ne isteriz ki?
Sahnesini izleyin izlemeyin.
Sevin sevmeyin.
Ama bir yerde tutmak lazım dilimizi.
Eleştirinin dozunu artırmamak lazım.
Yılmaz Morgül, “2. Sayfa” programına konuk olup Defne Samyeli’yle ilgili “Sen şarkıcı mısın, sen yorumcu musun” diye sordu...
Herkesin, sunulan her müziğin, her sahnenin bir alıcısı var.
Onlar mutlu ki para verip dinlemeye gidiyorlar Defne’yi.
6 Şubat felaketini yaşamasaydık Sinan Akçıl’ın “Piyanist 3” albümü piyasaya çıkmış olacaktı.
Ertelendi ve nisan ayına kaldı o albüm. Fakat albüm çıkana kadar 2 slow tekli çıkaracak Sinan. Hakan Altun ve Bengü düeti “Bu Aşk Yerde Kalmaz” şarkısı bu cuma piyasada olacak...
Bu ikili benim için “Sanki” isimli şarkıydı... Ta ki yeni şarkıyı dinleyene kadar...
Sonra da İlyas Yalçıntaş’ın seslendirdiği “Hiç Unutma” şarkısı buluşacak dinleyicilerle.
İlyas da benim için “İncir” şarkısıydı. Ta ki “Hiç Unutma”yı dinleyene kadar.
Birkaç gün önce Sinan’la buluşup tüm albümü dinledim.
Diyordum ki “Piyanist 3” için Sinan neden ‘pop müziğin yeniden doğuşu’ diyor.
Sonra aynı sözün altında Warren Buffett imzasını gördüm.
Devam edince kurcalamaya, bir baktım o söz Hz. Ömer tarafından söylenmiş.
10 dakika sonra Balzac yazıyordu başka bir sayfada...
Birileri var.
Kesin varlar ve onlar resmen özlü söz üretip altına da kafalarına göre isimler yazıyor.
Sonra o sözler dolaşıma giriyor.
Hatırlarsanız, Sıla’dan boşanan Hazer Amani, koluna Cemal Süreya şiiri diye alakasız bir dize yazdırmıştı.
Naci Görür için “O bizim Celal’den daha iyidir” dedi.
Bu üçlü genç kuşaktan olsaydı...
◊ Celal, İlber’e saldırır...
◊ Naci aldığı övgüyle kendini sağda solda haber yaptırır...
◊ İlber, Naci’ye ettiği iltifatları geri çeker...
◊ Celal de hem Naci hem İlber’e düşman olurdu.
Bu karmaşık ilişkiler kesin yaşanırdı.
Mesela bir-iki ‘like’ almak ne kadar önemli olabilir ki sizin için?
TikTok’ta karşıma çıktı.
O hepimizin içini sızlatan depremzede çocuğu hatırlarsınız.
Tir tir titreyen, “Üşüyor musun” deyince kafasını sallayan çocuğu.
Şimdi bir akım başlatmışlar.
TikTok’ta ekranı ikiye bölüp bir tarafına çocuğun videosunu koyuyorlar, diğer tarafa kendilerini.
Çocuk titrerken bazıları ağlıyor, bazıları üzgün suratla sadece bakıyor.
Düşünebiliyor musunuz, küçücük bir çocuğu videolarına alet ediyorlar.