Bahar ve Nihal Candan’ın annesi demiş ki, “Kızlarıma muz yemeyin pahalı diyerek yetiştirdim, öyle büyüttüm ben onları.”
Sonra da eklemiş:
“Geçtiğimiz aylarda evlenen kızım Nihal’in düğününde Kuran okuttuk.” Bir annenin içinin nasıl sıkıldığını tahmin edebiliyorum...
Ve şimdi o anne çaresizce ‘mesaj vermek’ istiyor.
O yüzden “Düğünde Kuran okuttuk” falan diyor.
Bir işe yaramaz, nafile çaba bunlar.
Peki ‘çocuklarımı muz yemeyin diyerek büyüttüm’ ne demek Allah aşkına? Kimden akıl fikir alıyorsa bıraksın hemen.
Ruhsatlı diyor...
Kimseyi silaha özendirmiyorum diyor.
Sonra gözaltına alınıyor.
İfadesinde de ‘dükkânım kurşunlandı o yüzden aldım silahı’ diyor.
Allahım, tez zamanda kurtar bizi böyle tiplerden.
Tez zamanda güzellik salonu sahibi olup kendini ‘hanım ağa’ sananları ayıkla aramızdan...
Kendi emekleriyle değil de kandırdıkları erkeklerin parasıyla bir yerlere gelenlerden...
Bu Seçil olayında da öyle yapıyorum.
Bahsettiğimiz kişi banka müdürü Seçil Erzan...
Fatih Terim ile başlamış fon dolandırıcılığına...
Demiş ki “Fatih Bey verin bir milyon dolar, alın bir ay sonra bir milyon 100 bin dolar.”
Bildiğimiz ponzi yoluyla dolandırıcılık işte.
Kazandırmış da ilk etapta... Terim para vermeye devam edince kazandırmakta sorun yaşamış Seçil.
Sonra sisteme Arda Turan, Emre Belözoğlu gibi isimler dahil olmuş...
Bu isimler haksız yere de hedef alınıyor olabilirler... Şu an bilemeyiz...
Ama bu çok ilginç bir dönemden geçtiğimiz gerçeğini değiştirmez.
Son olarak Eylül Öztürk isimli bir fenomen alındı hedef tahtasına.
Amerika’ya taşınmış, bir sürü ev almış, parasına para katmış... Eylül öyle bir izlenim yarattı ki...
‘Evet ben bir anda zenginleştim ve bunun hesabını verecek durumda değilim’ dedi resmen herkese...
Bunu da sosyal medyasından paylaştığı ‘Amaaaan size neyi anlatacağım ki zaten ne anlatsam inanmayacaksınız” mesajıyla yaptı.
Bakın bu yanlış işte.
Evet Dilan ve Engin Polat bu işi yaptı diye herkes yapacak diye bir şey yok.
Bu sene kalabalıktı jürimiz. 14 kişiydik.
Jürinin işi de çok zordu.
Neyse ki Hasan Can Kaya gibi neşeli biri vardı da esprileriyle o gerginliği, o zorluğu aldı üzerimizden.
Melis Sezen genç kuşağı temsilen oradaydı, Perihan Savaş ise jüri başkanı olarak oturdu masaya.
Metin Özülkü de müzik dünyasıyla ilgili bilgileriyle karar vermemizi kolaylaştırdı.
Yasemin Baştan, sektöre hakimiyetiyle öne çıktı.
Meral Çetinkaya, tecrübesini konuşturdu, dersine çok iyi çalıştığı
belliydi.
Gram ‘ah’ demedim mesela...
“Tüh be, yazık oldu bunlara falan” diye düşünmedim.
Şu son dönemde yaşananlar bir umut yeşertiyor. Diyorum ki ‘normalleşiyoruz.’
Şimdi bana kimse çıkıp da ‘ne istediniz Nihal&Bahar Candan kardeşlerden?’ demesin.
Şu fotoğraf karesini hatırlayın lütfen!
6 Şubat depremi sonrası şuursuz Bahar Candan, bu fotoğrafı paylaşıp “ben ve ayıcığım deprem için çok üzgünüz” yazmıştı.
Birilerine güveniyordu, başına bir şey gelmeyeceğini düşünüyordu, belli ki sırtını birilerine yaslamıştı.
İnsanların acısıyla dalga geçebilecek haddi bulabilmişti kendinde.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Türkiye Kültür Yolu Fesivali’nin son durağı Antalya oldu. Pazar akşamı Antalyalıların büyük ilgisiyle seri son buldu.
Festivalin amacı vatandaşların kültür ve sanata erişimini kolaylaştırmak, sanatçıya destek olmak ve festival şehirlerinin potansiyellerini ön plana çıkartıp o şehirleri biraz daha tanıtmaktı.
Plan fazlasıyla başarılı da oldu.
5 Ağustos’ta Kapadokya ile başlayan serüven Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yıldönümü de düşünülerek 100 güne yayıldı...
Kültür Yolu projesini çok önemsiyorum. Çok iyi bildiğini sandığımız şehrimizde, aslında çok şey de bilmiyormuşuz bu festivaller sayesinde ortaya çıktı.
Antalya kültür & sanatı iliklerine kadar yaşadı
Antalya’da 50 farklı noktada 500 etkinlik yapıldı.
Tarihi bölgenin tarihi yerleri de bu festivalde büyük bir yer tuttu. Mesela
Yok bizden de görüş alsaydınız, bizim filmi çekme amacımız başka falan demesin kimse.
‘Şahsi Meselemiz’ filmi için Hatay’daki enkaz üzerine set kuran ekip şimdi de mezarlıkların olduğu yerde çekim yapmaya başlamış. Üstelik çektirdikleri bir fotoğrafı paylamışlar sosyal medyada.
Bu normal falan değil kusura bakmayın.
Sizin filmi çekme amacınız bence ‘tamamen duygusal...’
Biraz konuşulalım, cebimizi parayla dolduralım, acıdan beslenelim falan...
Susmaları gereken yerde hâlâ göze batmaya çalışmaları da ayrı mesele.
Var demek güvendikleri bir şey... Mesela ben bu yazıyı yazarken öğrendim...