Sorular sırasıyla şöyle:
◊ Kolyen çok güzel, çok beğendim, evlilik ne zaman?
◊ Tarih belli mi?
◊ Avrupa’da yapay zekâ ile flört meşhurmuş, ne diyorsun?
◊ Bin-iki bin dolar ödeniyormuş yapay zekâ flörtü için?
◊ Hadise mayoyla marş söyledi, sence söylenir mi mayoyla marş?
Ahahahaha!
Biriyle fotoğraf çektirmiş ‘silah ticareti tahliye’ yazmış.
Bir başkasıyla çektirmiş ‘kasten adam öldürme 3 serbest’ yazmış.
Bir başka suçluya ‘tutuksuz yargılanma’ aldırmış bunun kutlamasını yapmış...
Hayır bir de pişkince sırıtıyor fotoğraflarda.
“Breaking Bad” dizisindeki kirli işlerle uğraşan avukat Saul Goodman karakterinin aynısı...
Avukatın sosyal medya hesabını inceledim. Yorumlar beyin yakan cinsten.
Mesela biri demiş ki, “Abi eşimin hırsızlıktan bilmem kaç yıl cezası var bir şey yapabilir miyiz?”
Kanal D’nin hafta içi duyurduğu Mehmet Ali Erbil’li yeni programının tanıtımına son derece çirkin bir yorum yaptı sosyal medyasından oyuncu.
Kısa süre içinde Kanal D’den o mesaja akıl dolu bir yanıt geldi.
“Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisinden bir sahnenin kullanıldığı o cevap, eminim Farah’ın canını hayli sıkmıştır.
Çünkü bir tarafta sokak ağzı var, diğer tarafta zekâ...
Bir tarafta “Biraz konuşulayım” mantığı var, diğer tarafta ‘duruş’ var.
◊ Olur olmadık her olaya burnunu sokması...
◊ Haklı, haksız ayırmadan herkese hakaretler savurması...
Sanki kendisi oraya başka bir suçtan girmiş gibi!
Zaten Seçil Erzan’da ‘sen nesin’ diye cevap vermiş.
Sonra da birbirlerine girmişler ve revire kaldırılmışlar.
Bu iki ismin aynı koğuşta kalmaması gerekiyor.
Aynı koğuşu geçtim aynı anda hava almaya da çıkartılmamaları gerekiyor artık. Başka koğuş mu yok?
Sinirimi bozdu haber.
Gerçi Bahar Candan gibi birinin yanına kimi verseniz muhtemelen deli edecektir.
Rumeli Feneri’nde bir plaja gitmiş.
Öyle hava da denizlik falan bir hava değilmiş hani.
Sadece kumda oturmaya gitmişler.
Ve o plajın girişinde kumda oturmaya kişi başı 250 lira istemişler.
Biz Bodrum’daki, Çeşme’deki plajların uçuk giriş ücretlerini hazmedememişken İstanbul’da, üstelik sadece kumda oturmaya istenen bu para nedir?
Birinin bağdaş kurarak oturma keyfini de mi elinden alacaksınız?
Kaldı ki buna hakkınız yok...
Defne Samyeli’ye bir davette ‘magazin burada’ muhabiri İsrail’in Gazze’deki katliamı soruyor... Defne Samyeli’ye bir davette ‘magazin burada’ muhabiri İsrail’in Gazze’deki katliamı soruyor... Şöyle cevap vermiş Samyeli:“Bu soru da buna verilen cevaplar da tribünlere oynamak. İki satır yazıp çocuklar ölmesin, gözyaşları artık dinsin demek çok yüzeysel ve günü kurtarmaya yönelik açıklamalar.” Tepki çekmiş bu sözleri Defne’nin...Özetle ‘insanlar şov yapıyor’ demek istiyor aslında. Vallahi başıma bir şey gelmeyecekse kısmen hak veriyorum... Bir söz söyleyip, bir
paylaşım yapıp akşamına umursamadan yaşayanlar var çünkü. Nabza göre şerbet vermeye çalışanlar var. Yapıyor paylaşımı sonra lay lay lom hayatına devam ediyor.Kalıcı çözümler lazım bize. Samimiyetsizlik en son ihtiyacımız olan şey... Tabii ki tepkilerini dile getirecek insanlar ama elinden bir şey gelenler o elini taşın altına da sokacak.
Beach fiyatlarına bak sen
Ersin Süzer’in sosyal medyasında gördüm.
Bodrum’a gidip plaj fiyatlarını araştırmış.
Çok da iyi yapmış.
Uçmuş bu yıl fiyatlar.
Neyse...
Demiş ki, “Bu kıyafet nedir? 10. Yıl Marşı bu kıyafetle mi söylenir? Vallahi üzüldüm yazık.”
Yahu sana ne...
Yetmedi mi artık parmak salladığın.
Ciddiye alınmıyorsun yahu!
Kaldı ki Hadise, aynı konserde sahnede ezan okunurken ara veriyor.
Yani saygısı var...
Türk Hava Yolları uçağından bir fotoğraf paylaşan Ebrar Karakurt ‘ekonomi uçuyoruz’ diye sitem etti.
Bizleri gururlandırıyor onlar... Bizim de onları rahat ettirmek görevimiz, evet!
Fakat bu işte THY’nin bir suçu yok ki...
Zaten açıklamasını da yaptılar. Son dakika haber verilmiş havayollarına. Kaldı ki federasyona ayrılan bir bütçe de var böyle uçuşlar için.
O bütçeyi uçak kapatmakla da kullanabilirler, herkesi business uçurmakla da, başka yerlerde de...
Federasyon başka yere ayırmış o bütçeyi çok belli.
Ne yapacaktı Türk Hava Yolları, parasını verip bilet almış yolcuları kaldırıp kızlarımızı mı uçuracaktı?